![]() |
Bir Vakfın Düşündürdükleri |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Bir Vakfın DüşündürdükleriHümanizm Üzerine 7 : BİR VAKFIN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ Ruhu ve bedeniyle bir bütün olan insanın rahat ve huzuru da bu bütünün bütün unsurlarına bağlıdır ![]() ![]() Geçenlerde bir vakıf tabelasına gözüm ilişti: "Böbrek Vakfı" Böbrek hastalarının derdine deva olmak için çabalayan hamiyetli ve gayretli kişiler böyle bir vakıf kurmuşlar, insanlık sevgilerini bu cephede sergilemişlerdi ![]() ![]() Aklım bunları düşünürken hayalim o çekirdeği büyütüp bir ağaç haline getirdi ![]() ![]() Bütün bu organlar muntazam çalışacaklardı ki insan kendi bedeniyle uğraşmayı bir tarafa bıraksın da bir şeyler yapsın ![]() O sırada hayal alemimde bir dilenci belirdi ![]() ![]() ![]() ![]() O zaman hayalimdeki vakıfların sayısı arttıkça arttı: Yiyecek vakfı, giyecek vakfı, barınma vakfı gibi ![]() “İnsanı gerçekten seven samimî bir hümanist bütün bunları dert edinmeli ![]() ![]() Sonra birden ihtiyarlık ve ölüm çıktı karşıma ![]() ![]() ![]() ![]() İnsan iradesi burada donup kalıyor ve insan kalbi onun nefsine şu mesajı veriyor: Bütün bu vakıflar insanlığa hizmet için kurulmuşlar ![]() ![]() ![]() ![]() Bu noktada bütün beşerî ihtiyaçları küçülten ve gölgede bırakan bir nura muhatabız: "İman nuru" Kalplerde bu nuru parlatmak için görevli İlahi elçileri görüyoruz karşımızda: "Peygamberler" Ve en büyük peygamber, en büyük hidayet kaynağıyla beşerin imdadına yetişiyor: "Kur’an" Kur’an deyince onun bir hülasası olan Fatiha Sûresini hatırladım ![]() ![]() "Bütün hamd ve senanın Allah’a mahsus olduğunu, Onun bütün alemleri terbiye ettiğini, Rahmân ve Rahîm olduğunu" ders vermekle başlıyordu ![]() ![]() ![]() Sûreden bu dersi alan her bir insan, saçının, kaşının, gözünün, kulağının, kalbinin, ciğerinin, midesinin kendisi için büyük bir rahmet olduğunu ve bütün bunların bir İlahî terbiyeden geçerek faydalı hale geldiğini, aynı şekilde aklının, hafızasının, hayalinin ve bütün hissiyatının da o rahmetle terbiye edildiklerini hayretle düşünür ![]() ![]() ![]() ![]() Bu noktaya ulaşan ve bu zevki tadan insan, düşüncesini beden ve ruhuyla sınırlı tutmaz; havanın, suyun güneşin, bitkilerin, hayvanların, dağların, denizlerin, güneşin, ayın, yıldızların da ayrı terbiyelerden geçtiklerini ve hepsinin insanın hizmetine verildiklerini düşünür ![]() Rahman ve Rahîm isimleri bütün alemlerdeki her türlü terbiyenin insana rahmet olduğunu ders veriyorlar ![]() ![]() ![]() Sûrenin devamında Allah’ın “din gününün sahibi” olduğu hatırlatılıyor ![]() ![]() “Ancak sana ibadet eder ve ancak senden yardım dileriz ![]() ![]() Bunu düşünürken bir başka ayetin meali aklıma geldi: “Biz cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattık ![]() Göz görmek için yaratılmıştı, gözü seven insan onu görmede kullanacaktı ![]() ![]() ![]() ![]() Ve gerçek hümanizm insanı bu zulüm yollarından kurtarmaktı ![]() Bu kurtuluşun nereye çıkacağı da hemen bir sonraki ayette haber veriliyordu: “Bizi sırat-ı müstakime hidayet et ![]() Bu yol, bir başka sûrede haber verildiği gibi, “peygamberlerin, sıddıkların, salihlerin ve şühedanın” yoluydu ![]() Bu yola girmeyenleri iki büyük tehlike bekliyordu: Birisi, “dâllîn” grubuna girmek, yani dalalete düşmek, sapık fikirli olmak, yanlış bir yol tutmak; diğeri ise “mağdub” güruhuna dahil olmak, yani Allah’ın gazabına uğramak, başta ahlâksızlık ve zulüm olmak üzere İlahî gazabı celbeden davranışların içine düşmek ![]() İşte bu mukaddes sûre, bu iki tehlikeden kurtuluşumuz için Rabbimize dua ile son buluyordu ![]() Bu düşünceler beni önceki hayalimin yeni uzantılarına götürdü; daha nice vakıflar kurulması gerekiyordu: Ruh Vakfı, Akıl Vakfı, Vicdan Vakfı, Hafıza Vakfı, Sevgi Vakfı… Beden ruhun hizmetçisi idi ![]() ![]() Bütün bu vakıflar bir genel merkeze bağlıydılar: Hidayet Vakfı ![]() Ve gerçek hümanizm, insanların hidayeti için çalışmak, onları her türlü yanlış ideolojilerden, batıl inançlardan, sakat dünya görüşlerinden, sapık ahlâk telakkilerinden kurtarmaktı ![]() Hidayet, istikamet yoludur ![]() ![]() İstikametten ayrılan kişi, iki aşılıktan birine düşer: İfrat veya tefrit ![]() Birisi ileriye veya yukarıya doğru, diğeri ise geriye veya aşağıya doğru bir sapmadır ![]() ![]() Çok sıcak havadan da rahatsız oluruz, çok soğutkan da ![]() ![]() Bütün maddî hastalıklar da istikametten sapmanın birer acı sonucudur ![]() ![]() Kalp aleminde inançsızlık bir aşırılık ise, putlara tapmak da ayrı bir aşırılıktır; kalbin istikameti gerçek imandır ![]() Cimrilik, kişiyi merhamet duygusundan uzaklaştırırken, savurganlık onu bir gün muhtaç hale sokar; istikamet, cömertliktir ![]() İlme ilgi duymamak gibi, bütün bilim dallarında ölçüsüz çalışma yapmak da aşırılıktır ![]() ![]() Miyop olmak da aşırılıktır, hipermetrop olmak da ![]() ![]() Her şeyden korkmak gibi, hiçbir şeyden korkmamak da tehlikelidir ![]() ![]() Örnekler çoğaltılabilir ![]() Kısacası gerçek hümanizm bütün insanların istikamet üzere olması için çalışmak, en azından, bunu gönülden arzulamaktır ![]() Burada şu iki soruyla karşılaşıyoruz: - İstikametten uzak insanları sevmeyecek miyiz? - İstikametten sapmış insanları da mı seveceğiz? Bir baba, yanlış yolda giden çocuğu için üzüntü duyar, onun kurtuluşunu arzu eder, fakat onun yolunu da beğenmez ![]() ![]() Bizim ölçümüz şudur: Tek sağlam yol, istikamet yoludur ![]() ![]() Buna inanan bir insan, her sapık kişiyi yahut her ahlâksız insanı hoş göremez ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Böyle düşünenler ahirete inanmıyorlarsa o başka meseledir ![]() Uygulamada şuna şahit oluruz: Hayatı bu dünyaya hasreden materyalist yahut ateist insanların büyük çoğunluğu sadece kendi menfaatlerini düşünür, kimseye bir yardımda bulunmazlar ![]() ![]() ![]() ![]() İnançsız insanlar hakkındaki şu harika tespitle yazımıza son verelim: “Ölüm ve idam intizarında bulunan bir insan, sehbanın tezyin ve süslendirilmesinden zevk ve lezzet alabilir mi?” (Mesnevî-i Nuriye) Böyle kişilerin inancına göre ölümden sonrası hiçliktir ![]() Hayatın sonunu “idam” telakki eden kişi, dünyadan gerçek manada zevk alamayacağı gibi, başka insanlara acıyıp yardım etmesi de onların sehpalarını süslemekten başka bir işe yaramaz ![]() Alaaddin Başar (Prof ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|