08-02-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Gül, Nur Ve İnsan
Gül, nur ve insan
Güller ekilsin ki gönüllere, dünyanın yüzü gülsün artık Gülün zarafeti ve kokusu ile dolsun hayat Gülsüz her söz biraz eksik, biraz bayat… Gülsüz günler soluk ve soğuk, fersiz ve nursuz Gülsüz günler renksiz ve sevgisiz Duygusuz ve hissiz 
Güllerin Efendisinin sevgili ümmeti gülsüz nasıl yaşar? Âlemlerin Gülü Muhammed Aleyhissalatü Vesselâm gittikten sonra, güllerin de rengi, kokusu aynı değil belki Ama yolumuz onun yolu Zaman zamanı, yol yolu… Işığımız nuru
Nicedir hasretiz kokusuna, güzelliğine, iffetine… Lâkin her kalpte potansiyel bir gülistan vardır Belki bakımsızdır biraz, uzun zamandır ihmâl etmişizdir Belki hoyrat davranmış, incitmişizdir Öyleyse herkes kendinin bahçıvanı olsun da gönül bahçesine girip bir dolaşsın Kırılan dalları sarsın, çiçekleri, gülleri sulasın… Tek tek hâl hatır edip, muhabbetle baksın
Gül’ün nuru bütün gönülleri ve âlemi sarsın Gül kokuları salâvatlara karışıp buram buram ona ulaşsın Dünya Gül’ün rengine boyansın Bu koku ve nur ile dünya uyansın Mesleği ve nur olanlar çoğalsın Dünyanın dört bir yanına dağılsın
Diller o ve nuru anlatan bülbüller olsun Düşmana doğrultulan namlular bile olsun Dereler, şelâleler muhabbeti ile coşsun Tuttuğunuz olsun Gülün sevdası her sabah güneşle birlikte kalbimizin tepelerinde doğsun Yatağından fırlayan gülle uyanıp güle koşsun
Cemil sıfatının sırlarını anlatan güzelliği kalplerimizden sûretlerimize de uğrasın Gözde , yüzde , elde , dilde , gönülde açsın
“Levlâke levlâk” sırrının tecellîsi, muhabbetin sembolü  Kavurucu çöl sıcağında, cehalet dikenleri arasında açan o Gül Muhabbetin kutup yıldızı olan  Dille ifade edilemeyenleri bir çırpıda anlatan  Her zaman gizemli her zaman lâtif ve esrarlı 
Mesnevî-i Nuriye’de, “Evet, cesedin genç iken lâtif, zarif ve güzel çiçeğine benzerse de, ihtiyarlığında kuru ve uyuşmuş kış çiçeğine benzer ve tahavvül eder” denir Böylece insan genç de olsa, yaşlı da olsa bir ’e benzetilir Kışın kuru ve uyuşmuş bir kış çiçeğine dönüşmesi benzetmesi, ömrün faniliğini, gençliğin geçiciliğini hatırlatır İnsan da gibi ömrünün nasıl geçtiğini anlamaz
“Fenâ-yı ömürden güya değüller gonca tek vâkıf, / Olar kim özlerin dünya içün dil-teng dutmuşlar ”
(Dünya için ömürlerini kederli hale getirenler, / Sanki gonca gibi ömrün geçici olduğunu bilmezler ) (Fuzûlî)
|
|
|