Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
için, ölmek, ölmemek

Bir Daha Ölmemek İçin Ölmek..

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bir Daha Ölmemek İçin Ölmek..




Bir daha ölmemek için ölmek


Her göz bambaşka seyreyler hayatı Bambaşka renkte, bambaşka şekilde, bambaşka anlamlar içinde idame ettirir yaşamını
Alınan her nefeste, bir kaçış vardır aslında Her can, kendince kaçar bir şeylerden Hayatın zorluklarından, sorumluluklardan, yoksulluktan, gururdan, şeytandan, nefsinden, sevdiklerinden, işinden, dostundan, acılardan, haksızlıklardan, zulümden, işkenceden, duyulmamaktan, görülmemekten, yalnızlıktan, kalabalıktan, aşktan, korkudan, savaştan, barıştan…
Ve en önemlisi; ölümün bilinmez korkusundan…
Ana rahminde filizlenen can, dünyaya ilk kanat çırpışıyla selamlar ölümü Dudakları arasından dökülen ilk çığlık, çırılçıplak güneşe merhaba demek ve sımsıkı sarılan kollar arasında merhameti koklamak, daha bir yakınlaşmaktır ölüme
Kaçıldıkça kovalayan, belalı bir sevdalıdır ölüm Kol gezer hep çevremizde Soğuk nefesi eksilmez ensemizden ‘Ben varım ve hep var olacağım’ diye seremoni tutturur inceden
Dem be dem, tanınmaz bir kurşun olur, dikilir karşımızda ölüm Ilık ılık akarken bedenimizden kan, zifiri bir karanlık kucak açmış bekler Uyuşan bedenimizde, kâh sarhoş bir uyuşukluk, kâh yakamıza yapışan bir korku, kâh anlaşılmaz bir boş vermişlik sarar zihnimizi Belki de, sonu olmayan bir yalnızlık özlemekte bizi
Her fert için özel olsa da ölüm, kimi zaman topluca kucak açar insanlığa Bir nefret, bir intikam, bir öfke yumağıyla saldırır apansız Dirhem dirhem işler iliklere Kan kırmızı öpücükler yollar kahkahalar ardından Puslu umutların, küflü dimağların, nemli nefesini üfler suratlara Ürperti, korku ve acı okşar boyunlardan Savrulur zülüfler ve bedenler dehşetle Gaz bombası, havan topu, damgalanmış bir mermi, bağrına basmaya hazır, azgın bir yangın alevi olur ve gelir ölüm
Sevinçle yol alırken yarınlara, siyahların, kırmızıların yeri yokken hayatımızda, kazık çakmışken dünyaya, efelenirken engellere, zamanla dans ederken fütursuzca, taparken evlatlara, maddiyata, kadınlara, bilime ve güce, akla getirmezken Nigar’ı, otobüs, uçak, terörist, kaza kurşunu, intikam ateşi, sel, deprem, deniz olur, inadına götürür bizi ölüm
De ki: “Elbette sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, şüphesiz sizinle karşılaşıp-buluşacaktır Sonra gaybı da, müşahede edilebileni de bilen (Allah)a döndürüleceksiniz; O da size yaptıklarınızı haber verecektir” (Cuma Suresi,)
Her âdem bambaşka resmeyler ölümü Kimi için şeb-i aruz’dur o Hasretle özlenen, uğrunda mecnuna dönülen, bir anlık kokusu için binlerce candan vazgeçilen, canana kavuşmaktır Özleme, yalnızlığa, acılara son vermek, murat almaktır El sallamaktır aydınlığa, toprak kokusunu içine çekmek, onun kendisini çağırdığını bilmek ve alnından öpmektir
Ölüm,esrarı silen şifrenin ta kendisi,
Ölüm,gerçeğin,veche soğuk esintisi
Ölüm, bedendeki hayatın kesintisi,
Ölüm, lahzada ki gerçeğin tecellisi
Ölüm suretin aslı ile birleşmesi,
Ölüm Toprağın can ile yeşermesi
Ölüm ruhunun terk-i diyar etmesi,
Ölüm mananın madde’den de ötesi
Ölüm zamanın sekte edip düşmesi,
Ölüm mekanın emir ile göçmesi
Ölüm varlığın tezahür edip gelmesi,
Ölüm yokluğun zihindeki sekmesi
(Refik Recep Pelit)
Güç bir imtihan, uzun bir süreç, sabırla harmanlanmış bir mücadele ve havsalanın zorlanarak güneşi görmesinin neticesi, her ‘ben’in sicil karnesidir ölüm Aynadaki silüetin zahiri, fani ile baki arasındaki bir köprü, boyunlarda taşınan hakikat madalyonudur ölüm
Aslolan bilmek, kabullenmek ve Hak olana meyletmektir Dünya denen tarladan toparladığımız güneşleri, ıslak kirpiklere sürebilmektir Bir Elif miktarı gülümsemeyi öğreten hayata sırt dönebilmek ve elleri uzatabilmektir toprağa Başa taç olan yıldızlara naçar çığlıklar atmadan, varlığımızı yalayan karanlığı delip geçmek ve güzel güftar ile Nigar’a boyun eğmektir Hoyratça tüketmemektir hayatı ve eğilip dudaklarından öpebilmektir ölümü
Hakikat, hasreti değdirebilmek yüreklere ve dimdik yürüyebilmektir ölüme Mahzun olmak, mahcubane kapanmak secdeye, şairane nameleşebilmektir ölümle Çehreyi saran limoni rengi perdelemek, bebeksi al yanaklarla cevahir susmaktır Yaradana Müteessir olmak, ışığa hasret ölüm kelebekleri gibi, canhıraş kanat çırpmaktır Leyla’ya
Gerçek yüzünü bilmektir dünyanın, bel bağlamamaktır Feveran etmeden savuşturmaktır İsmailleri kalplerden Handeler dağıtmaktır İbrahimce narlara Aşk kırmızısını, şeytan kızılını, umutsuzluk alını ayırt etmektir Hüseyince Hasbihal için Habib’le, telaş boranına tutulmak, duyumsayabilmektir iremin misk kokusunu Kulak vermektir mezarlara, duymaktır bir daha ölmemek için ölündüğünü(Necip F) Ve hazır etmektir, ruhu ve bedeni Rahman’a
Ölecegiz; müjdeler olsun, müjdeler olsun!
Ölümü de öldüren Rabbe secdeler olsun!(Necip Fazıl)


Sümeyye Demir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.