Prof. Dr. Sinsi
|
Hakka Bâtılı Karıştırmak
HAKKA BÂTILI KARIŞTIRMAK
İsrâiloğullarının Hakka Bâtılı Karıştırmaları
İsrâiloğulları, Hz Musa'nın bütün ikazlarına rağmen Tevrat'a sahip çıkamadılar, onu koruyamadılar, onu tahrif ettiler Bu tahrifatın kökeninde yahudi din adamlarının duyarsızlığı yatıyordu Bel'amlar, kendileri Kitab'ı öğrenmek kaydıyla muhafaza etmedikleri gibi, halka da öğretmiyorlardı Kutsal kitabın kaderi tamamen ruhban sınıfa kalmıştı Kutsal kitap, halk arasından tamamen çektirilmişti
Kitaba ancak ruhban sınıf ve aristokrat sınıf ulaşabilirdi Onlar da Kitabı mevcut statükoya göre, egemen güçlerin arzuları istikametinde yorumluyorlardı Hele kutsal kitap, halkın arasından çektirildi mi, halk tamamen cahil hale gelir ve bütünüyle şirk, hurâfe ve bid'at ve sapıklıkla başbaşa kalır İşte yahudi din adamları ve hahamları kitabı muhafaza edecekleri yerde revaçta olan yaygınlık ve özen kazanan bâtıl ve sapık inançlara, ahlâkî bozukluklara Tevrat'tan dogmalar bulmaya çalışarak onları meşrû gösterme gayreti içine giriyorlardı Hatta Tevrat'ta bulunmayan dogmaları da kendi felsefelerinden türeterek tahrifata çalışıyorlardı
Öyle oldu ki artık Allah'ın kutsal kitabı olan Tevrat, din adamları ve hahamlar elinde bir taslak, bir oyuncak oldu Bu kimseler, Allah'ın kitabını kendi hevâ ve istekleri, kendi felsefe ve sapık inançları doğrultusunda istedikleri gibi nesh ediyorlardı Nesh ederlerken, mensuh âyetler yerine kendi hezeyanlarını yerleştirerek akamete uğratıyorlardı
Kısaca bu beyler, menfaatleri istikametinde her türlü tefsir ve te'vile sahiptiler Her türlü ekleme ve çıkarmalar için kendilerini yetkili görüyorlardı Bütün bu yapılanlar yetmiyormuş gibi, "bunlar Allah katındandır" diye tescillendiriyorlardı Böylece, birçok felsefecinin, tarihçinin, müfessirin, yorumcu, bid'at ve hurâfeci masalcının görüşleri mukaddes kitaba sokularak Allah'ın kelâmı oluverdi Bu saçmalıklar Allah'ın kelâmı oluverince de kim bunlara karşı çıktıysa hemen dinden çıkmış sayıldı
Kur'ân-ı Kerim, yahudi ve hıristiyanların birçok yanlış ve sapık davranışlarından söz eder Üzeyir ve Mesih'i ilâh olarak kabul etmeleri gibi Kutsal kitabı değiştirdiklerine dair de şöyle buyuruyor: "Ey iman edenler, gerçekten yahudi hahamlarından/bilginlerinden ve hıristiyan râhiplerinden çoğu insanların mallarını haksızlıkla yerler ve Allah yolundan çevirirler " (9/Tevbe, 34) "Ey iman edenler, onların (yahudilerin) size inanacaklarını mı umuyorsunuz? Oysa ki onlardan bir zümre, Allah'ın kelâmını işitirler de iyice anladıktan sonra, bile bile onu tahrif ederlerdi/değiştirirlerdi " (2/Bakara, 75) "Elleriyle Kitap yazıp sonra onu az bir bedel karşılığında satmak için 'Bu Allah katındandır' diyenlere yazıklar olsun! Elleriyle yazdıklarından ötürü vay haline onların! Ve kazandıklarından ötürü yazıklar olsun onlara!" (2/Bakara, 79)
Kur'anî ifadeler, görüldüğü gibi bunların kitaplarını tahrif ettiklerini, yer yer kendi elleriyle yazdıklarını kesinleştiriyor Tarihte yahudi din adamları ve hahamları kutsal kitap olan Tevrat üzerinde nasıl oynamışlarsa, bugün de korumasız kalmış laik ülkelerdeki durum aynıdır Günümüzde de son kitap olan Kur'an üzerinde benzer tahrifatlar, kasıtlı ve yanlış yorumlarla yapılmaktadır Din sahipsiz kalınca, bütün işler resmî din kurumlarına terkedildi Bu teşkilâtların bağlı olduğu otorite hangi dine ve ne tür bir düzene ve hangi yasalara bağlıysa, din teşkilâtı da o dine bağlı sayılacaktır
Yani bu laik kurumların İslâm'a, Kur’an’a, müslümanların haklarına sahip çıkması bu şartlarda mümkün değildir Kaldı ki böyle bir görev de zaten onlardan beklenemez Laik toplumlarda bu derece sahipsiz kalan dini, her isteyen etkin kişi, istediği gibi tahrif etmeye başlar Din ve Kitap üzerinde o kadar oynanıyor ki, hakkı hâkim kılmak ve sadece Allah’a kulluk için gönderilen din, özellikle laik ülkelerde, artık statükoyu ayakta tutma ve zorluklar esnasında zâlim yönetimlere koltuk değneği olma görevi görüyor Her canı isteyen, istediği şekilde Allah'ın âyetlerini amacı dışına çıkarıyor, istismar edebiliyor Yani Allah'ın vahyi, hevâ ve isteklere göre yorumlanıp şekillendiriliyor
İşte din, böyle garip bırakalınca, düşmanlar tarafından bid'at, hurâfe, israiliyat ve şirk unsurlarından niceleri Hak Dine katılmaya başlandı Ve yıllar sonra da bunlar İslâm'dan sayıldı ve câhil halka dinin esası gibi sunulmaya çalışıldı Bunların Kur'an ve sahih sünnete göre yeniden sağlamasını yapıp bâtıl ve hurâfeleri ayıklamak, ilim sahibi mü'minleri beklemektedir Bu çok zor görünse de mutlaka yapılmalıdır Bizim Ehl-i Kitap'tan farklı bir yönümüz vardır ki o da Allah kelâmı olan Kur'an'ın dokunulmazlığı, Allah tarafından korunmasıdır İşte bu konum itibarıyla biz yeniden Kitabımız'a sahip çıkabiliriz Yeter ki bu bilinci kazanalım, yeter ki bu konuda yeterince formasyona sahip olalım
İsrâiloğullarının sapık boyutlarını irdelediğimizde gerçekten birçok açık hakikatleri inkâr ettiklerini veya değiştirdiklerini görürüz Hz Muhammed'in vasfını Tevrat'tan kaldırmaları (4/Nisâ, 46), "İbrahim (a s ) bizim dinimiz üzeredir" diyerek ona iftira etmeleri (3/Âl-i İmran, 65), kendi yorumlarını "bu Allah'ın Kitabındandır" diyerek Allah'a iftirada bulunmaları (3/Âl-i İmran, 78), yahudiler Allah'a vermiş oldukları misaklarını bozdukları için, Allah'ın onların kalplerini kaskatı etmesi, onların kelimeleri yerlerinden oynatarak tahrif etmeleri (5/Mâide, 13)
Onlar peygamberlerini öldürerek suç işleyince ölümü asla temenni etmemeleri (2/Bakara, 95) Yine Allah'ın indirdiği Kitaptan Hz Muhammed'in (s a s ) vasfını gizleyip para almaları gibi "Allah'ın indirdiği Kitaptan bir şeyi (âhir zaman peygamberinin vasıflarını) gizleyip onu az bir paha ile değişenler yok mu, işte onların yiyip de karınlarına doldurdukları, ateşten başka bir şey değildir Kıyamet günü Allah kendileriyle ne konuşur ve ne de onları temize çıkarır Orada onlar için can yakıcı bir azap vardır
Onlar, doğru yol karşılığında sapıklığı, mağfirete bedel olarak da azabı satın almış kimselerdir Onlar ateşe karşı ne kadar dayanıklıdırlar! Bu azabın sebebi, Allah'ın, hak olarak indirmiş olduğu Kitab'ı(n hükmünü gizlemeleri)dır (Hak olarak inen Kitab'ı farklı yorumlar yapıp) Kitapta ayrılığa düşenler, elbette derin bir anlaşmazlığın içine düşmüş-lerdir " (2/Bakara, 174-176) (1)
İslami Kavramlar Ansiklopedisi
|