Benim Ve Rızkımın Rahibi Mevlam’Dır |
08-02-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Benim Ve Rızkımın Rahibi Mevlam’DırBenim ve Rızkımın Rahibi Mevlam’dır Efser BERİN Bütün yaratılmışların rızkının Allah’a ait olduğu, Hud suresinde şöyle geçer: “Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki, rızkı Allah’a ait olmasın…” Rızkın miktarı her canlı için ezelde takdir edilmiştir Ebu Hazim Hazretleri’nin şu sözleri bunu açıklar: “Benim rızkım olan, şayet bir rüzgara binsem ve ondan kaçsam sonunda yine bana ulaşır Başkasının rızkını elde edebilmek içinse rüzgar üzerine binsem ve peşinden gitsem dahi asla onu elde edemem” Abdest ve gusül Ka’b el-Ahbar’dan yapılan bir rivayete göre Musa (as) “Ey Rabbim! Abdest ve gusül emrini yerine getiren kulunun mükafatı nedir?” der Allah (cc) “Ey Musa! O kulumun her kılı için kıyamet gününde özel bir ihsan ve derece vardır Abdestini ya da guslünü her yenileyişinde yeniden temizlenip günahtan sıyrılacaktır” buyurur (Ebu Nuaym-İbnü’l Cevzi, Allah Dostları) Mevlana’ya göre iki dünya Hazreti Mevlana bu dünya ile insanın gönül dünyasını kıyas bile etmez Çünkü gönül dünyası çok büyük ve zengindir “Gönül gizli bir bağdır ağaçları gizli Yüz türlü görünür ancak bir türlüdür Okyanus gibi sınırsız ve sonsuz bir denizdir Her canın içerisinde yüzlerce dalga vurur (Divan, Rubai) Bu dünya su küpü, gönülse ırmak misalidir Bu dünya hücre, gönül hayret edilecek bir şehirdir… (Mesnevi,) ” Veysel karani hazretleri’nin ibadet hali Hz Rabi’nin Veysel Karani’yi (ks) göresi gelir, bulunduğu yere gider Yanına vardığında onu kuşluk namazı kılarken bulur Namazı bittiğinde tespih ile meşgul olmaya başlar Tespihini tamamladığında öğle vakti girmiştir Hiçbir tarafa bakmadan öğle namazına durur Bu hal üç gün devam eder Aralıksız namaz ve tespih ile meşgul olur Bu süre içinde yemez, içmez, uyumaz Hz Rabi dördüncü gece Veysel Karani’nin Mevla’ya münacatını dinler “Allahım! Çok uyuyan gözden ve çok yiyen karından sana sığınırım” Bu sözleri işitince kendi kendine: “Şu gördüklerim ve bu öğüt bana yeter” diyerek oradan usulca ayrılır Camiye girerken ve çıkarken yapılan dua Allah Rasulü (sav) bir hadisinde, camiye girerken salatü selamdan sonra “Allahım bana rahmet kapılarını aç”; çıkışta salatü selamdan sonra “Allah’ım senin lütuf ve keremini dilerim!” diyerek dua edilmesini tavsiye etmiştir Biri şükretmiş, diğeri sabretmişti… “Müminin her işi hayırdır Nimete şükreder hayra kavuşur Belaya uğrayınca da sabreder yine hayra kavuşur” Hifa Hatun ve Süheyb’in yaşadıkları bu hadis-i şerifin mahiyetine güzel bir örnektir Hifa Hatun Medine’de yaşayan zengin ve güzel bir kadındır Bir gün Peygamber Efendimiz’e cennete götürecek ibadetin ne olduğunu sorar “Önce evlenmek gerekir, evlenen dinin yarısını korur” cevabını alır Hifa Hatun da kendisine denk kimseyi göremediğini ama Allah Rasulü’nün uygun gördüğü kişiyle evleneceğini söyler Efendimiz ise (sav) yarın mescide ilk gelen zat ile onu evlendirmeyi teklif eder Hifa Hatun razı olur Ertesi gün mescide ilk gelen zat kimsesiz, fakir ve fiziki güzelliği olmayan Süheyb’dir Hifa Hatun verdiği söz üzerine Allah’ın takdirine gönül hoşluğu ile razı olur Nikah kıyılır Süheyb’in düğün yemeği verecek parası olmadığı gibi gelini götürecek bir yeri de yoktur Hifa Hatun ona mal ve ev verir Aslında o, Süheyb için bir nimet, Süheyb de onun için bir mihnet demektir Düğün gecesi, “Cennette öyle yüksek dereceler vardır ki buraya ancak sabreden ve şükredenler girer” hadis-i şerifindeki müjdeye kavuşmak için ikisi de nimete şükür ve mihnete sabır için geceyi ibadetle geçirmeye karar verirler Cebrail (as) bunların halini Efendimiz’e (sav) haber verir Süheyb ertesi gün mescide geldiğinde Rasulullah (sav) ikisini de cennet ile müjdeler Süheyb sevincinden başını secdeye koyup “Ya Rabbi, eğer beni affetmişsen yeni bir günaha girmeden canımı al” diye dua edince o anda vefat eder Efendimiz (sav), “Şu anda Hifa Hatun da vefat etti” buyurur İkisinin kabri yan yana kazılır Biri nimete şükretmiş, diğeri de mihnete sabretmiştir |
|