Prof. Dr. Sinsi
|
Salih Ameller
Salih Ameller
Şeyh Ali b Abdurrahman el-Huzeyfi
20/02/1423 Hicri - 03/05/2002 Miladi
Göklerin ve yerin mülkü kendisinin olan Allah'a hamdolsun O, çocuk edinmemiştir ve mülkünde hiçbir ortağı yoktur Her şeyi yaratmış ve her şeye bir kader tayin etmiştir O'nu her türlü noksanlıktan tenzih ederek, yüce nimetleri ve büyük lütfu için O'na hamdederim O, zalimlerin söylediklerinden oldukça yüce ve münezzehtir Şehadet ederim ki, Allah'tan başka ilah yoktur O, tektir ve ortağı yoktur Ölmeyen diridir her nefsin bütün kazandığını gözetleyendir O'nun, kullarının bütün günahlarından hakkıyla haberdar olması ve onları görücü olması yeter Ve şehadet ederim ki; nebimiz ve efendimiz Muhammed, O'nun kulu ve rasulüdür Allah O'nu; müjdeci ve uyarıcı, Allah'ın izniyle O'na davet edici ve aydınlatan bir nur olarak göndermiştir Allah'ım! Kulun ve rasulün Muhammed'e, ailesine ve ashabına çokça sal3at ve selam eyle; onları mübarek kıl! 
Bundan sonra  Allah'tan hakkıyla korkun ey Müslümanlar! Allah'a ve Rasulü'ne itaat edin; umulur ki kurtuluşa erersiniz
Ey Allah'ın kulları! Biliniz ki, kulun kurtuluşu ve mutluluğu, yaratıcısının katında derecesinin yüksekliği imanı ve ihlası ile, salih amellerinin çokluğu iledir Allah Teâlâ şöyle buyurur: (Sizi bize yaklaştıracak olan mallarınız da değildir, evlatlarınız da değildir İman edip salih amel işleyenler müstesnâ İşte onların amellerine karşılık mükafatları, kat kat artırılır Hem onlar, yüksek köşklerde emniyet içindedirler ) (34/es-Sebe'/37)
Salih amellerin Alemlerin Rabbi katında derecesi yüce olduğu için Allah, insanları onlarda yarışmaya yönlendirmiştir Şöyle buyurur: (Öyle ise hayır işlerinde birbirinizle yarışın Nerede olursanız olun, Allah tümünüzü biraraya getirir Şüphesiz Allah, her şeye gücü yetendir ) (2/el-Bakara/148) Ve şöyle buyurur: (Rabbinizden bir mağfirete ve takva sahipleri için hazırlanmış, eni göklerle yer kadar olan cennete koşun!) (3/Âl-i Imrân/133)
Rahmet peygamberi sallallahu aleyhi ve sellem, Allah Teâlâ'ya yakınlaşmak ve ahirete hazırlık yapmak için hayırlarda yarışmaya ve salih amellere koşmaya teşvik etmiştir Ebu Hureyre radıyallahu anh, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu rivayet eder: "Yedi şeyden önce (salih) amellerde acele edin Unutturan bir fakirlik, azdıran bir zenginlik, ifsat eden bir hastalık, tüketen bir ihtiyarlık, yokeden bir ölüm, Deccâl -ki o en kötü beklenendir- ya da Kıyamet'i mi bekliyorsunuz? Kıyamet daha kötü ve daha acıdır " Bu hadisi, Nesâi, Hakim ve Tirmizi rivayet eder Hakim, sahih olduğunu belirtir ve Tirmizi, "hasen bir hadistir" der
Salih ameller, ömrün kıymeti ve hayatın değeridir Hayatını salih amellerle doldurmayan kendini ziyana uğratmış, dünyasını ve ahiretini kaybetmiştir Allah Teâlâ şöyle buyurur: (De ki: "Gerçekten zarar edenler, Kıyamet gününde hem kendilerini hem de bağlılarını kaybedenlerdir Uyanık olun! İşte bu, apaçık hüsranın ta kendisidir ") (39/ez-Zümer/15)
Salih ameller; Allah'ın yapılmasını emrettiği, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in emrettiği vacip ya da müstehap amellerdir veya; Allah'ın yasakladığını, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in yasakladığını Allah'a yaklaşma amacıyla ve ecrini O'ndan bekleyerek terketmektir Salih ameller ihlasla ve doğru olarak yapılınca, kalp salih amellerden başkasıyla meşgul olmayıp onları bozan şeylerden uzak olunca insanı tamamen arındırır; ecri ve sevabı bol olur Salih amelleri zolaştıran ya da onlara mani olan engellerin en büyüğü, özel ve genel fitnelerdir Bu mübarek hadiste Nebi sallallahu aleyhi ve sellem, engeller ve zorluklar gelmeden önce, insanın kendi derdiyle ya da genelin başına gelen fitneyle meşgul olmasından önce, salih amel işlemekte yarışmaya ve acele etmeye teşvik etmiştir Allah'ın öğüdü ve Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in öğüdü ne yüce ve büyüktür! 
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in, "Yedi şeyden önce amellerde acele edin" kavlinin anlamı, "Fitneler ortaya çıkmadan önce erken davranarak salih amellerle meşgul olun ve onlara özen gösterin" demektir "Unutturan bir fakirlik mi bekliyorsunuz?" kavlinin anlamı; mükelleflerin, dinleriyle ilgili konulardaki ihmalini kınamadır ve şu demektir: "Allah'a ne zaman ibadet edeceksiniz ve salih amel işleyeceksiniz? Çünkü siz şimdi, meşgul edici etkenlerin azlığına ve bedenin kuvvetli olmasına rağmen Allah'a ibadet etmezseniz, meşgul edici etkenlerin çokluğunda ve bedenin zayıflığında O'na nasıl ibadet edeceksiniz? Sizden biri, kendi derdiyle meşgul olmayı gerektirecek, herşeyi unutturan bir fakirlik mi bekliyor? Şüphesiz fakirlikte o, şaşkına döner ve kendisine rızık endişesi hakim olur Bunun sonucu da, ibadeti ancak huzursuz ve kafası karışık bir şekilde yapabilir "
"Azdıran bir zenginlik", azgınlığa düşüren bir zenginlik anlamındadır Azgınlık ise, herşeyde haddi aşmadır Allah Teâlâ şöyle buyurur: (Sakın! Çünkü insan gerçekten azar; kendisini müstağni gördü diye ) (96/el-Alak/6-7)
Mal; hakkını yerine getirmezse, Allah'ın ondaki hakkını bilmez ve her hak sahibine hakkını vermezse, sahibi için bir fitnedir Zenginlik, çoğu zaman sahibini cehenneme götüren bir köprü olur Bu; kazancının haramdan olması, malını şehvetlere ve haram zevklere harcaması, malının onu ibadetten ve taattan alıkoyması, ahiretten yüz çevirerek bütün vaktini para kazanmaya vermesi ya da malıyla ilgili üzerindeki hakları yerine getirmekte cimri davranması nedeniyledir Allah Teâlâ şöyle buyurur: (Malları da, evlatları da imrendirmesin seni Allah, onları dünyada bunlar sebebiyle ancak bir azaba çarptırmayı ve canlarının kafir oldukları halde güçlükle çıkmasını ister ) (9/et-Tevbe/85) Ve şöyle buyurur: (Allah'ın lütuf ve kereminden kendilerine verdiği şeylerde cimrilik gösterenler, onu haklarında hayırlı sanmasınlar Bilakis o, onlar için bir şerdir Cimrilik ettikleri şey, Kıyamet günü boyunlarına (ateşten) bir halka olarak geçirilecektir ) (3/Âl-i Imrân/180)Hadis-i şerifte ise şu zikredilir: "Allah'ın kendisine mal verip de zekatını vermeyen kimsenin malı, Kıyamet günü kel bir yılan şekline sokulur ve boynuna dolanır Sonra onu avurtlarından yakalayarak, "Ben senin malınım, ben senin hazinenim" der "
"İfsat eden bir hastalık" ise; ya şiddetinden dolayı bedeni ifsat eden, ya hastalık sonucu oluşan tembellik dolayısıyla dinini ifsat eden, ya da aklı ifsat edendir Bunun sonucu ibadetten lezzet alamaz ve sevaba erişecek şekilde tâat yapamaz
|