Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
düğünlerimiz, olmalı

Düğünlerimiz Nasıl Olmalı?

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Düğünlerimiz Nasıl Olmalı?








Düğünlerimiz Nasıl Olmalı? Hamdi BOYDAK



Bir yere vardığım zaman, sizin burada düğün ve cenaze

merasimleri nasıl olur, diye sorarım Toplumun sevinçli

ve üzüntülü günlerdeki hal ve hareketleri içlerinin

dışa vurması sadedinde bize bir hayli ipucu verir Elbette

ki sevinme ve üzülme sadece düğün ve cenazeye

mahsus değildir ama bunlar geneli ilgilendirdiği ve gelenekselliği

olduğu için daha derin ve daha geniş

kapsama sahiptirler Bu yüzden de araştırma

ve inceleme yapacaklara hem kolaylık

hem de fırsat sağlanır Genel

kanaat ve genel yapının fotoğrafına

ulaşmış olur İnsanın dünyaya

gelişi düğün-nikah ile

evlenen anne-baba iledir Bu sebeple de birçok ayetlerde

Allah’a ibadetten sonra anne-babaya itaat emredilmiştir;

çocukların diri diri gömülmesi ve öldürülmesi

ise yasaklanmıştır Bütün bu açıklamalar ışığında düğün

olayına baktığımız zaman bunun ne kadar gerekli,

önemli ve hassas bir konu olduğu gün ışığı gibi ortaya

çıkmaktadır


MÜSLÜMAN KİTAB’A GÖRE SEVİNİR VE ÜZÜLÜR


Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki

Müslüman’ın sevinci ile üzüntüsü

yüce dinimizin kuralları

ile sınırlıdır Nefsani ve şey tani unsurlara orada yer yoktur

Bilhassa sevinç hali

daha da dikkat edilmesi gerekenidir Çünkü insanın azması

ile nimet bolluğu arasında çok yakın bir ilgi vardır

Geçmiş kavimlerin helaki daha çok varlıktan kaynaklanan

isyanları yüzünden olmuştur Yokluktan dolayı

başlarına bela ve musibetlerin gelmesinden çok az olarak

bahsedilmektedir Müslüman darlıkta ve bollukta,

sevinçli ve üzüntülü anlarında, kazanç ve kayıpta, seferde

ve hazerde, sağlık ve hastalıkta, tek başına ve toplum

içinde, gecede ve gündüzde vs hep kulluk bilincini

taşır Çoğu defa da aynı tepkiyi gösterir Mesela düğünde

de ölümde de akraba, komşu ve dostlarının yanında

olur Düğünde davet eder; ölümde haber verir

Hem sevinç ve hem üzüntülü durumlarda sadaka verir,

namaz kılar Kur'an-ı Kerim okur ve dua eder Tebrik

ve tesellide Allah’ı çok çok zikreder Nefsin ve şeytanın

aldatma ve ayak kaydırmasından da Allah’a sığınır Şükür

ve sabır ile hayatı dengede tutar, hayatın akışını engelleyecek

anormalliklere yer vermez, bir şeye saplanıp

kalmaz, “bu da geçer ya hu” der


ELGÖRDÜLÜK AMELİN FATURASI AĞIRDIR


Kafirlere benzememek ve onları taklit etmemek, sevinç

ve üzüntü bahsinde de geçerlidir Düğün ve cenaze

merasimlerinde görülen bir kısım bidatler -maalesefgözlenmektedir

Tebrik ve taziye şekil ve usulünde, kılık

ve kıyafette vs bidatlere rastlanmaktadır Bunlar ayıklanmalı

ve sünnete uygun hale getirilmelidir Başkaları

ne der, kaygısı terk edilmeli, Allah ve Resulü ne der

hükmü hayata geçirilmelidir Bilhassa kınayıcının kınamasına

fırsat ve imkan verilmemelidir Elgördülük amelin

acı ve ağır faturaları hesap edilmelidir

Ankara’ya gelen yabancı bir tıp öğrencisini gezdiren

birisinin hatırasını burada nakletmek istiyorum: “Yıllar

önce ülkemize gelen bir tıp öğrencisini bana emanet

ettiler Çarşı-pazar dolaşırken öğrencinin duraklayıp bir

yere dönüp dönüp baktığını görünce neye ve nereye

bakıyorsunuz, dedim Meğer öğrencinin dikkatini bir

fotoğrafçının vitrinindeki resimler çekmiş Bunlar Hıristiyan

mı dedi Hayır, dedim Fotoğraflardaki damat ve

gelinler bizim oradakilerin kıyafeti içinde de, deyiverdi

Biz modernlik adına gayrı müslimlerin batıl ve bozuk

yaşantılarını taklit etmekle elimize ne geçiyor diye hayıflandım

ve utandım” demiştir Onlar bizi bozduklarına

ve kendilerine benzettiklerine seviniyor diyelim ama

pekiyi biz bunları yaparken neye seviniyoruz Bunu hiç

düşündük ve hesap ettik mi? Nerede kaldı milli ve manevi

değerlerimize sahip çıkmak ve onları yaşatmak?


BİD’ATLER OLMAZSA OLMAZ OLDU


Bazı yerlerde düğün ve cenazeler hatta hac ve umreler

oradaki insanların korkulu rüyası olmuş Bazı bidatler

örf ve adet olmuş, olmazsa olmaz olmuş, kaçmak ve

kaçınmak da neredeyse imkansız olmuş Şu kadar hayvan

kesilecek, şu kadar pilav pişirilecek, şu kadar helva

dağıtılacak, şu kadar hediye paketi hazırlanacak İnsan

düğününe sevinemiyor, ölüsüne ağlayamıyor, hac

ve umre yapmaya cesaret edemiyor

Diğer taraftan da ya usulen geçiştirmeler ya da kız kaçırmalar

oluyor Topluma önderlik yapanlara ve yapacaklara

çok iş düşüyor Bir zamanlar Yahyalı’da kız kaçırmalar

başlık parası yüzünden çoğalmıştı da merhum

üstadımızın himmetiyle iş halledildi ve her şey normale

döndü İnsanlar da ayıptan kurtuldular Şerefle düğün

ve derneklerini yaptılar Mutlu ve töhmetsiz yuva kurdular

Bu işe mübaşeret edenler de bol bol dua aldılar




ŞEYTANI SEVİNDİRMEYELİM


Nikah veya düğün vesilesi ile bize bazen konuşma yaptırıyorlar

Gençlere diyorum ki; “bakınız bu kadar insan

sizin ikiniz için burada Kim bilir hangi işlerini bir tarafa

bırakıp ve hangi şartlar altında geldiler Hem de hediyeleri

ile Hepsi sizin için gülüyor ve sizi tebrik ediyorlar

Ömrünüz boyunca baş başa kaldığınız zamanlarda

dahi olmak üzere bu sahneleri unutmayınız Onları

her an yanınızda hissedin Sakın yanlış yapmayın Yanlış

yaparsanız bunlardan hiçbirini yanınızda ve arkanızda

bulamazsınız Şeytanı sevindirmeyelim, dostları yerindirmeyelim''

Aşımıza zehir, hayatımıza leke katmayalım” Düğünlerin

yetiştiricilik yönü vardır Milli ve dini kültürün gerekleri

üzerinde çok durulur Yerleşmiş ve yaygın olan adetlerin

canlılık ve süreklilik kazanmasını sağlar Şöyle olsun

veya olmasın değerlendirilmesi yapılır Bilirkişilere

birçok şeyler sorulur Çok değerli öğütler verilir Takdir

yanında tenkitler hiç eksik olmaz Böylece yetişkinler

ile yetişenler arasında düğünler ortak noktalar oluşturur

Görgü ve bilgi bir arada bulundurulur Günümüz

şartları ve ihtiyacı göz önünde bulundurularak eğitici

ve öğretici, aşk ve heyecan verici, sevgi ve saygıyı kuvvetlendirici,

neşe ve sevinci helâl sınırları içinde gönüllere

yerleştirici, geliştirici ve ilerletici özelliklere sahip

programlar düğün ortamına uyarlanmalıdır Hem fertler

hem gruplar hem de herkes aradığını ve umduğunu

bulmalıdır


KOLAYLAŞTIRINIZ ZORLAŞTIRMAYINIZ


Realite ile dilek ve temenni, teklif ve tenkit, görüş ve

düşünce, zan ve tahmin vs arasındaki fark hepimizce

malumdur Hayatın akışına dur denemeyeceğine göre

yapılacak şey hayatı okşayacak, hayatı kolaylaştıracak,

hayata anlam katacak ve hayat seviyesi ile kalitesini artıracak

şeylerin önü daima açık bulundurulacaktır Hayatı

boğacak, daraltacak, sıkacak ve zora sokacak şeylere

ise şans tanınmayacaktır Helâl dairesinin genişliği

tüm zevk ve neşemizi içine alacak kadar geniş ve derindir

Harama gitmeye hiç gerek yoktur Hatta şüphelilerden

de uzak durulmalıdır Peygamberimiz(sav), ben

muallim olarak gönderildim, diyor

Mesele O’na talebeliği iyi yapmak ve hayırlı işlerde yarış

yapınız ilahi fermanını hayata geçirmektir Dolayısıyla

da bir cihetten tüm insanlar ve onları oluşturan milletler

ve devletler bu konuda seferber olmalı, Peygamberin

en iyi talebesi biz olmalıyız, demelidir Bizim, devletimizi

ve milletimizi sevmemiz buna binaendir Bu kardeşliği

körleştirmez tam aksine pekiştirir Haset yerini

gıptaya terk eder Tembellik çalışkanlığa, cimrilik cömertliğe,

cehalet ilme, kirlilik temizliğe, isyan da itaate

dönüşür Taşıdığımız değeri bilsek inanın, bize her günümüz

düğün, bayram olur


MÜSLÜMANA İNCELİK YAKIŞIR


Milletimiz ağaç kesmeye giderken baltasına bez bağlar

Kurbanlık hayvanların gözünü bağlar Bunlar çok

ince işlerdir Çarşıdan alış veriş yaptığında torba, çuval,

heybe kullanır; açıktan taşımaz Düğünlerde

gelinlerin yüzü duvakla örtülür

O duvağı kocası açar Buradaki

inceliği ve içtenliği gelin anlar Kocasının

takdirini kazanır ve takısını (hediyesini)

alır Gözünü haramdan koruyanlar,

ahirette uyandıkları zaman, Rableri onları

gözlerin görmediği şeylerle mükafatlandırır

Gelin kul olalım, kul gibi yaşayalım

Sevinci ve üzüntüyü Yaratana,

“hoştur bana senden gelen” diye niyazda bulunalım

Efendimiz (sav) dikkat edilirse kendisi oyun ve eğlence

türünden şeyleri pek yapmamış ancak yapanlara

müdahale edilmesini istememiş ve onların nasıl ve

ne şekilde yapacaklarına dair bilgi ve talimat vermiştir

EBEDÎ CENNETLER KİME VA’D EDİLDİ?

Hacı Sami Hazretleri, Osman Karabulut’a İslam’da Evlilik

ve Mahremiyetleri ile İslam’da Çocuk Terbiyesi kitaplarını

yazdırdı Bu çok önemli bir hizmettir Hacı Hasan

Efendimiz ise sesi ve edası yerinde olan çocuk ve

gençlerden, önce güzel ve anlamlı türkü ve şarkılar dinler,

sonra da onları Kuran hafızı ve karisi olmaya teşvik

ederdi İlahi ve kasideleri söyleyenlere zaman zaman iştirak

ederdi İslam şuraya karışır buraya karışmaz denilemez

Allah kullarını kuşatır, bu çerçevenin dışına nasıl çıkılır?

Oyun ve eğlenceyi meslek edinme ve ömrü onunla geçirme

ne kadar değer ifade eder? İnsanlığa ne kazandırır?

Eğlence düşkünü olanların hayatları hiç örnek alındı

mı? Kötü, örnek olmaz değil mi?

Kendini arîyye verenlere üzülmemek elde değildir İslam

düşüncesi ve ahlakının ölçü alınması ve din kurallarına

uyulması gerektiğinde şüphe yoktur Konumuzla

yakın alakası olan Lokman Suresi’nin 6 7 8 ve 9 ayetlerini

örnek olarak ele alabiliriz Bunlardan 6 ve 7 ayetler

yapılmaması gerekeni, 8 ve 9 ayetler ise yapılması

gerekeni haber verir Önce yanlış yapanları tanıyalım:

“ İnsanlar arasında öyleleri vardır ki bilgisizlik yüzünde

başkalarını Allah yolundan saptırmak ve o yolu eğlence

vesilesi kılmak için eğlendirici sözleri alıp kullanırlar

İşte bunları alçaltıcı bir azap bekliyor Böyle birine ayetlerimiz

okunduğunda sanki kulaklarında ağırlık varmış

da onu işitemiyormuş gibi büyüklük taslayarak sırt çevirir

Ona acıklı bir azabı müjdele (Lokman

Suresi, 6–7)”


Şimdi de işin doğrusunu yapanları ve

durumlarını görelim: “ İman edip hayırlı

işler yapanlara gelince onları da nimetlerle

dolu, içinde ebedi kalacakları

cennetler bekliyor'' Bunu Allah gerçek

olarak vaat etmiştir O, Aziz’dir,

Hakim’dir(Lokman Suresi, 8-9)

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.