Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
çözmek, sorunları

Sorunları Çözmek

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sorunları Çözmek




Sorunları çözmek



Sosyal ilişkilerde gönüllerini halkın sevgi ve şef­kat yuvası haline getirmiş olan kimseler, gönüllerin üzerinde hakimiyet kurarlar Tersine, kendilerini her­kesten daha çok beğenen, kendilerini başkalarından daha çok seven, kendi asayiş ve rahatlıklarını baş­kalarınınkine tercih edenler, ne Allah ve Resulünün yanında bir itibarları vardır, ne de halkın kalp ve ruhlarında bir yer ve mevkileri!
Halka hizmet etme cevheri, sadece bencillik ve kendini istemeden kurtulmuş olan gönüllerde bulu­nur
Şefkatli olan Allah kullarını sever Kendi kulla­rına hizmet eden ve onlara şefkat gösterenleri de se­ver İşte bu, sevgi ve muhabbetin gereğidir
Cihanda edebildiğin kadar muhtaçlara hizmet et,
Bir kan, bir para, bir kalem, ya da bir adımla

Hizmet, Yüceliğin Sermayesi

Birçok insan; büyüklük, efendilik, yücelik, izzet ve sevilmeye arzuludurlar, ancak onları elde etme yolunu bilmezler Daha doğrusu sözü şöyle açalım:
Gönüllerimizde başkaları için ne kadar yer açmı­şız? Hayatımızda insanlara ne ölçüde vakit tahsis et­mişiz? Ve aslında ne kadar halkın sorunlarını, sıkıntıla­rını ve üzüntülerini düşünüyoruz?
Belki bazıları şöyle diyebilirler: “Biz kendimiz birçok sı­kıntı içerisindeyiz; eğer ağlamak gerekliyse, gerek önce kendi halimize ağlayalım Yok eğer yardım gerekliyse, zaten biz kendimiz yardıma muhtacız…
O halde… fedakarlık, mertlik ve cömertlik nerde kalır?
Eğer müslümanların sorunları ve sıkıntıları bizim için bir önem taşımıyorsa, asla müslüman değiliz! Çünkü müslümanlık sadece, isimle, kimlikle ve na­mazla değildir
İslam’ın muhtevasının büyük bir bölümünü; dostluk, fedakarlık, başkalarına hizmet, muhtaçlara yardım, insanların sorunlarını halletmek ve sıkıntıların ihtiyaçlarını karşılamak gibi konular teşkil etmektedir
Birkaç sefer okumak üzere, tekrar can-ı gönülden şu nebevi hadisi dinleyelim:
[color="green"]“Kim sabahlar da müslümanların işlerini önemsemezse, hiçbir şeyde İslam’dan nasibi yoktur; ve kim, “Ey müslümanlar!” diye feryat eden birini görür de feryadına cevap ver­mezse müslümanlardan değildir
O halde; gönül, muhabbet, fikir, yaşam, çaba, ehemmiyet, aşk, hazırlık ve yürek yanmalarımızın bir kısmı, Allah’ın kulları olan başkaları için olmalıdır Allah Teala, bu yolla diğer kulla­rını imtihan etmektedir
Bu halk sevgisi ve onlara yardım etmenin sonucu da, sevilmek ve efendiliktir
Her kim insanlar için çalışırsa, insanlar da onu seveceklerdir Her kim, topluma hizmet ederse, hal­kın, takdirinden nasiplenecek ve her kim halka iyilikte bulunursa, gönüllerde yer edecektir
Feridun Ferruh melek değildi,
Misk ve amberden yaratılmamıştı,
Verme ve ihsanla buldu o güzelliği,
Sen ver ve ihsan et ki Feridun sen olasın
Bu hakikati, her şeyden önce hadiste okuyoruz:
[color="green"]“Kavmin efendisi, onlara hizmet edendir
İmam Humeyni (ra)’in kulaklarımızda çınlanan şu güzel sözüne dikkat ediniz:
“Bana rehber demeyin, bana hizmetçi deyi­niz
Allah’ın kullarına hizmet etmek, sadece devlet adamlarının, kurum ve kuruluşlarda çalışan memurla­rın ve yasaları icra eden insanların görevi değildir; sosyal hayatta hemcinslerimize karşı hepimizin birer vazifesidir

Sorunları Çözmek

Bir insanın önemli başarılarından biri, halkın sorunlarının onun eliyle çözülmesidir Binlerce hamt ve şükür iste­yen bir nimettir Sorun gidermek, Allah’ın dini ve Muhammedi şeriatın imza ve kabul ettiği en kutsal hizmettir
“Müminin ihtiyacını gidermek” adıyla rivayet edi­len birçok hadis bize ulaşmıştır Bunlarda, işleri yo­luna koymak, halkın ihtiyacını gidermek, sorunlarını bertaraf etmek ve… özetle halkın ve toplumun hiz­metinde bulunmak gibi işlerin ehemmiyetini ve fazi­letini beyan etmişlerdir Bu işler Allah Teala’nın rıza­sını kazanmak için yapılmalı, karşılık ve ecrini de Allah’tan beklemeli, halktan değil
Sen iyilik yap ve Dicle’ye (denize) at,
Ki Allah sana çölde geri verir
“Allah’a yakınlaşma niyeti”, verimliliğin ve ilahî sevabın mayası olup iyilik edenlerin değer kazan­malarına sebep olmaktadır Riya ise bunları sizden uzaklaştıran bir âfettir
Halisane, beklentisiz, karşılıksız olarak halkın iş­lerini görenler, Allah’ın has kulları ve ilahî kelimenin memurlarıdırlar İlahî başarı ve imdat onlarla beraber­dir Dünyevi fayda ve uhrevi ecir de bu hizmetin bir kazanımıdır
İmam Rıza (as)’dan nakledilen şu güzel hadise dikkat edi­niz:
[color="green"]“Allah’ın, yeryüzünde insanların ihtiyaçlarını gidermek için çalışan bir takım kulları vardır Onlar, kıyamet gününde emin ve rahattırlar
Evet… Dünyanın sıkıntısı ve ahiretin rahatlığı!
Masum İmam’ın, haccı tavaf etmeyi bırakarak başkalarının işine koştuğunu, ya da bir adamın, ta­vafla meşgul olan başka bir adama seslenerek yardım istediğini ve o adamın tavaf etmeye devam etmesi üzerine İmam’ın azarlar bir şekilde: “Başkalarının işini yerine getirmenin birçok tavaflardan daha iyi ve sevabı daha çok olduğunu biliyor musun?” diye tembihledi­ğini duymuşsunuzdur
İslam Peygamberi de şöyle buyurmuştur:
[color="green"]“İnsanların en iyisi, halkın ondan yararlandığı kimsedir

İmam Seccad (as)’dan Bir Ders

Her dinî rehberlerin hayat kesitlerinin en parlak bölümlerinden biri, mahrumlara yetişmek ve muhtaçların ihtiyaçlarını karşılamak olmuştur Bu, Allah Peygamberi’n­den öğrendikleri bir ders ve dinden miras aldıkları bir kılavuzluktur Doğrusu…insanın hayır ehli olmasındaki ölçü nedir? İnsanlara en çok faydalı olması ve gücü oranında insanların işle­rini halletmesidir
[color="green"]Rivayet edildiğine göre, İmam Zeyn’ul-Abidin (as), bir yoldan geçtiğinde ve yolda bir kesekle karşılaştığında merkebinden iner, onu eliyle alır ve yolun ortasından kaldırır, daha sonra merkebine biner ve yoluna devam ederdi
Nurani ve yapıcı siret, işte bu!
Yoldaki engelleri kaldırmak, caddelerdeki çukur­ları doldurmak, yolcuların önünü açmak ve onlarca diğer hizmet, takdir edilen genel işlerdir ve bir müslümanın toplumsal ahlâkının süsleridir
İbn-i Yemin ne de güzel söylemiştir:
Din ve dünya menfaatini istiyorsan,
Her ikisinin mayası iyiliktir
Hakkı arayan kulların rahatlığı,
Takva, züht ve dindarlığın aynısıdır
Eğer Huldun (cennetin) anahtarı varsa,
Çok bahşetmek ve az eziyet etmektir
Ve Hafız-ı Şirazî’nin dediği gibi:
Bu bostanın gülleri sürekli taze kalmaz,
Zayıfları koru güçlü olduğun vakit

Mal ve Haysiyet Sarfetme

Varlık ve sermaye, sadece para ve biriktirilmiş mal değildir Bazen nüfuz ve itibar, para ve servetten önce gelir
Başkalarına yardım etmek de, sadece para har­cama ve mal sarfetmek değildir Yoksul olan bir kimse de sahip olduğu haysiyet ve şerefi bir sermaye olarak düşünebilir ve onu başkalarının yolunda işle­tebilir
Eğer sizin elinizden bir şey gelmiyorsa, bir ihtiyacı, işleri halledenlere iletebilirsiniz Bu işin kendisi de ibadet ve hizmettir Sorunların çözümünde yol gösteren ve vasıta olan, o hizmetin ücre­tinde müşterektir
Eğer kendiniz maksat değilseniz, maksat tarafına rehberlik ve kılavuzluk yapabilirsiniz
Kendinizi bir çıkmaz veya serap yapmayın Başkaları bir ümitle size başvurduklarında, yalıtkan bir vücutla karşılaşmasınlar Kendinizi hizmetlere ve hizmet edenlere hâdi (yol gösteren) kılınız
Altıncı İmam olan Caferi Sadık (as)’dan şöyle bir hadis gelmiştir:
[color="green"]“Bir ihtiyacı için kendisine müracaat eden mümin bir kardeşini, güler bir yüzle karşıla­mayan kimse, Allah’a, Muhammed’e ve Ali’ye iman etmemiştir Eğer ihtiyacını gidermek onun elindeyse, onu gidermek için acele etmelidir Eğer onun elinde değilse, başka birinin yanına gitmeli ve başkaları vasıtasıyla onun sorununu halletmelidir
Mümin kardeşin sorunlarını gidermek için gayret etmenin, hem İs­lam’ın, hem de velayetin şartı olduğunu görüyorsunuz Allah’a, Resulüne ve velayete iman, bu yapı ve has­letten tanınmaktadır
Bazıları fesadın, günahın, hilenin ve hokkabazlı­ğın tellalı ve aracılarıdırlar Onlar şeytanın ço­cukları ve iblisin öğrencileri sayılırlar
Bazıları da hayrın vasıtaları ve iyiliklerin şefaat­çileridir Hayır işlerde ve Allah’ın beğendiği salih amellerde tellallık ve aracılık, Allah’ın özel kullarına nasip olan en büyük ilahî başa­rılardandır Eğer bir muhtaç bir iş için yanımıza gelirse, hemen onu reddetmeyelim Eğer elimizden bir iş gelmiyorsa, işinin hallolması için onu bir kişiye, bir yere, bir müesseseye, bir idareye… hidayet edelim

Sadaka Ama Parasız

Sadaka kelimesinin işitilmesiyle zihinler hemen, yoksullara yapılan yardım ya da demir ve kağıt pa­raların sadaka sandıklarına atılmasına ve benzeri şeyle­re gider Ancak, pratik sadaka şekilleri yal­nızca bunlarla sınırlı değil
Para harcamaksızın da sadaka ehli olunabilir El­bette maddi yardımların özel bir yeri vardır Ama önemli olan, iyilik dairesinin genişliğine teveccüh etmektir
Yine de önderlerin sözlerinden ilham alalım
Resulullah (saa)’den şöyle buyurduğu nakledil­miştir: “Her müslüman her gün sadaka vermelidir
Peygamber (saa) böyle buyurduklarında sahabeden ba­zıları hayretle: “Ya Resulellah! Bu işe ki­min gücü yeter?” diye sordular Hazret, daha geniş bir açıklama yapmak ve sada­kanın sadece mali infakla sınırlı olmadığını beyan etmek için şöyle buyurdu:
“Eziyet edici şeyleri yoldan kaldırmak sadakadır
Cahil olana yol gösterme sadakadır
Hastayı ziyaret etmek sadakadır
İyiliği emretmen sadakadır
Kötülükten sakındırman sadakadır
[color="green"]Ve… selama cevap vermen sadakadır
Hayret! İyilik ve ihsan dairesi ne kadar geniştir ve o ihtiyaç ve zor gün­ler için salih amelleri zahire etmek ne de kolaydır!

Fedakarlık

Fedakarlık, güzel bir kelime ve büyük bir fazilet, ama çok zor bir ameldir!
Kendinden geçmek ve başkalarını öne almak bü­yük bir şecaat ister ve bu kahramanca amel, büyük ve temiz ruha sahip olanlardan başkası tarafından gerçekleştirilemez
Kendini “eksen” görmek, îsar (fedakarlık) yolu­nun seddidir
İlişkiler ve bağlılıklar da, kemale yönelik hasletlerin olgunlaşması için tehlikeli bir afattır
Kardeşlik, fedakarlığın sayesinde mana kazanır Fedakar insan, kendisi muhtaç olduğu halde başkasını kendisinden öne geçiren, yorgunluk zamanında zor işleri kendisi üstlenen ve Allah rızası için halkın hakkını kendi şahsi haklarına tercih eden kimsedir
Fedakarlık, bağlılıklardan arınmaktır Başkala­rıyla olan mali irtibatlarda da böyledir Kendi sevincini başkalarının üzüntüleri pahasına elde eden kimse müslüman değildir ve kendi rahatını başkala­rının sıkıntısıyla isteyen kimse insan değildir
Eğer mümin bir toplumda, cepler ve menfaatler bir olacak düzeyde kardeşlik ve fedakarlık ruhu yerle­şirse, artık aralarında menfaat çatışması çıkmaz ve başkalarını aldatma akıllarının uçlarından bile geçmez Aksine, başkalarının selamet ve refahı için zorluklara katlanma ruhu, yani Allah’ın beğendiği bir iş gerçekleşmiş olur Fedakar insan, Allah’ın rızasını kazandığı için gönlünün derinliğinden hoşnut olur
Sefa ve mutluluğun doruk noktası, kardeşliği yek vü­cut ve birlik sınırına ulaştırmaktadır; istekte vahdet, sevgide vahdet, menfaatte vahdet
İmam Seccad (as) bir adama şöyle buyurdu:
“Acaba, sizden biri, diğerinin cebine ve kesesine, izin almadan elini sokacak ve istediğini alacak bir dereceye ulaşmış mısınız?
Adam: “Hayır
[color="green"]İmam: “O halde henüz ‘kardeş’ değilsiniz
Gerçekten ne kadar da zor bir sınır! Ancak kardeşlik, bu zorlukları kolaylaştırmakta­dır
Elbette, izinsiz olarak birinin cebine ya da çanta­sına el atmak hem haramdır, hem de edebe aykırıdır Ancak hadiste zikredilen mantık; iki kardeşin sefa, kardeşlik, samimiyet ve muhabbetleri, “benim cebim” ya da “senin cebin” diye bir ayırım dahi kal­mayacak, hatta birbirlerinin mallarından istifade et­mede, izin isteme gereğini bile duymayacak bir sevi­yeye ulaşmasıdır Yani, kardeşlik ve fedakarlık zirvesi!
Fedakarlık, hizmet, işleri halletmek, maldan ve yüz suyun­dan maya koymak ruhu, düşünülmesi imkansız olan değerlerdir Eğer bunlar, yaşantı ve sosyal ilişkilere yayılırlarsa, cenneti bu dünyada da görebiliriz

[1] Bihar, c 72, s 21

[2] Kenz’ul-Ummal, c 6, s 710

[3] Kafi, c 2, s 197

[4] Bihar, c 72, s 23

[5] a g e, 50

[6] Bihar, c 72, s 177

[7] a g e, 50

[8] el-Ahlâk, Şübber, s 94

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.