Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
sevmek, yunus

Yunus Gibi Sevmek

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yunus Gibi Sevmek




Sevgi ve aşk madeninin cevheri; eşi bulunmaz öylesine değerli bir inci tanesidir ki, bu cevherin kadrini ancak aşık olanlar, sevgili uğruna çile çekenler idrak edebilir O aşk cevheri ki; O'nun için iki cihan serveri Resulullah (sav) Efendimiz Kendisine her türlü dünya nimetleri teklif edildiği halde bütün bu teklifleri reddederek "Bir yanıma Güneş'i diğer yanıma da Ay'ı koysanız bile yine davamdan vazgeçiremezsiniz" buyurdu Hz Ebubekir (ra) bütün malını Resulullah'a (sav) (Beytül mal'e) teslim etti Resulullah (sav): "Ya Ebubekir ailene ne bıraktın" deyince; Ebubekir (ra): "Onları Allah (cc)'a ve Resulullah (sav)'a emanet ediyorum" buyurdu Hz Ömer (ra) cihanda eşi görülmez bir adaletin timsali oldu Birgün bir çobanın ah ederek muzdarip olduğunu gördüler Çobana niçin böyle muzdaripsin diye sorulunca; Çoban: "Niye üzülmeyeyim? Emirül Mü'minin Ömer vefat etti Bugün dere kenarında bir kuzuyu kurdun boğazladığını gördüm Ömer (ra)'in zamanında kurt ile kuzu (Ömer (ra)'in adaletine hürmeten) kardeş olarak yaşardı" buyurdu Hz Ali (ra)'nin ayağına gazâ'da ok saplandı Bu oku Hz Ali (ra) secdeye vardığında çıkardılar ve Hz Ali (ra) hiçbir şeyin farkına (Allah'a olan muhabbetinden) varmadı O sevgi uğruna Sahabe-i Güzin Efendilerimiz kendi nefislerine Allah (CC)'ı ve Resulullah (sav)'ı tercih ettiler Resulullah'ın ahlakıyla ahlâklandılar
Daha dünyada iken Cennetle müjdelendiler Ve her türlü çilelere, ızdıraplara, işkencelere katlanarak Peygamberlerden sonra insanların en efdali oldular

O sevgiyle Yunus Emre kırk yıl aşk ile Şeyhi Tapduk'un dergahına hizmet etti Mevlâna zahiri ilimlerin zirvesindeyken Şems-i Tebriz'e mürid oldu Hacı Bayram-ı Veli: "Yanmada derman buldu bu gönlüm" buyurdu Evliyanın büyüklerinden İbrahim Ethem Hazretleri padişahlık tacını terkederek avamdan birisi
olarak şeyhine intisab etti İmam-ı Şafî Hazretleri aşk ve muhabbetinden dolayı Şeyh Şeyban-ı Rai Hazretlerine çok hürmet ederdi Kendisine taaccüp edenlere (büyük ilim sahibi olmasına rağmen niye böyle kişilerin önünde diz çöküyorsunuz sual soruyorsunuz diyenlere): "Onların yolu bizim yolumuzdur Bizim ilmimiz, bildiklerimiz; bu kâmil, mükemmil Zat'ın yaşayışında var" buyurdu
Dün böyleydi Peki ya bugün nasıl? Bilgisayar çağı, uzay çağı dediğimiz yüzyılımızda insanlar her türlü teknolojik gelişmelerin zirvesine ulaştılar Ama hala Yunuslardaki, Mevlanalarda ki insan sevgisine ulaşamadılar Bugün insanlık kendisini Yunus'çasına bir sevgiyle kucaklayacak bir sistemin hasretini çekmektedir Çünkü yüzyılımızda insanlarımız adeta teknolojik gelişmelerin ve makinalaşmanın çarkları arasında ezilmeye mahkum edilmiştir
Ehli küfrün yerli ve yabancı işbirlikçileri bizi öz benliğimizden ayırdılar Bize Allah'ımızı, Resulullah'ımızı unutturdular Bize fitne tohumları ekerek bizi birbirimize düşürdüler Ehli sünnetten ayırıp Avrupai bir hayatın ihtirasına bizleri terkettiler Maalesef bugün müslümanlar olarak adeta topraktan sökülmüş bir ağaca benzetildik Nasıl ki topraktan ayrılmış bir ağacın yaprakları yeşilliğini kaybederse, meyveleri olmazsa, dalları ve gövdesi topraktan ve sudan gıdasını alamadığı için kurumaya mahkum olursa, bu ağaç önceki güzelliğini, kokusunu, meyvesini gösteremez Bizler de yüzyıllardır üzerimizde oynanan oyunların neticesinde özbenliğimizden ayrıldık
Resulullah'tan, Sahabe-i Kiram'dan, Tabii'nden, Evliyaullah'tan, Ehli Beyt'ten haberimiz yok Bütün bunların yerini Avrupai bir hayat ve batı kültürü almış Böyle olunca nasıl İslâmın meyvesini sunacağız? Nasıl İslâm'ın kokusunu yayacağız? Nasıl İslâm'a taze filizler kazandıracağız?
Müslümanlar! Artık uyanmamızın ve kendimize dönmemizin zamanı geldi Bediüzzaman Said-i Nursî Hz'nin Şeyhi Gavs-ül Hizanî (ksa) ye tasavvuf münkirlerinin durumu sorulunca Gavs (ksa) Hz; "yaprağı inkâr eden dalı da, gövdeyi de kökü de inkar eder Tasavvufun kökü Sahabe-i Kiram'a ve Resulullah'a ulaştığı için, bunlar imansızlık tehlikesi ile başbaşadır Bunlar Resulullah'ın zamanında yaşasalardı, Resulullah'ı da inkâr ederlerdi" buyurur Allah-u Tealâ Hz'leri: "Evliyama dil uzatana harp ilan ederim" buyurmuyor mu?
Gavs ne güzel söylemiş: "Görünen bir varlığı inkar eden görünmeyeni haliyle inkar eder" Resulullah (sav) hadisinde "Veliler görüldüğünde Allah'ı hatırlatırlar" "Meclislerinizde iyi insanları anın çünkü onlar zikredilince rahmet iner" buyuruyor Allah-u Tealâ Hazretleri Ayet-i Celilede: "Sadıklarla beraber olunuz" Hadis-i Kudside "Ben sevdiğim kulumun gören gözü, tutan eli, yürüyen ayağı, konuşan dili, işiten kulağı olurum" buyuruyor Yunus'a Mevlana'nın Mesnevisi sorulunca: "Çok güzel anlatmış ama ben olsaydım ete kemiğe büründüm, Yunus diye göründüm derdim" diye cevap veriyor
Bugünkü yüzyılımızda insanlık Yunus'casına bir sevgiye her zamankinden daha çok muhtaçtır Allah (CC) ayet-i celile de: "Hepiniz toptan Allah'ın ipine
sımsıkı sarılınız" buyuruyor Allah'ın ipine sarılmak Resulullah (sav)'a tabi olmakla, Sünnet-i seniyyeyi ihya etmekle Resulullah'a tabi olmak (kemale ermek)
ta manevi mirasçıları olan Evliyaullah'ı sevmekle mümkündür
Hiçbir alim gösteremeyiz ki Şeyh eli tutmadan kemâle ermiş olsun Onun için Resulullah (sav) "Kişi dostunun dini üzeredir Dost olacağınız kişiyi iyi seçin" buyuruyor Kişi Evliyayı dost edinirse dinini de ihya etmiş olacaktır Bir Şemsi Tebriz olmadan Mevlana olmuyor Bir Taptuk sultan olmadan Yunus Emre yetişmiyor Hatta Anadolu’nun Türkleşmesi, İslâmlaşması ve cihana hakim olması, gönül sultanlarının Buhara'dan, Semerkant'tan, Horasan'dan çeşitli yörelere giderek topluluklara sevgi tohumları saçmasıyla gerçekleşmiştir Onun için Şah-ı Nakşibend (ksa): "Yolumuz aşk ve muhabbet yoludur" buyurmuştur Sevgiye hasret olduğumuz Yüzyılımızda Yunus'casına bir sevgi rehberimiz olsun Yunus'casına bir sevgiyle Evliyaullah'ın elinden tutalım Evliyaullah'ın dergahını gönüllerimizin sevgi menzili yapalım
İslâmın güzelliğini, kokusunu, meyvesini Allah Dostlarının üzerinde müşahade ederek İslâm'ın kemalatına mazhar olalım
Allah (CC) gönüllerimizi Evliyaullah'ın manevî feyzleriyle ışıklandırsın O manevî ışık ki; nasıl güneş yeryüzündeki necis suları ışıklarının hararetiyle yakar, buhar halinde havaya karıştırırsa sonra da tekrar yağmur halinde rahmet olarak yağmasına vesile olursa bizler sıdk ile Allah dostlarına bağlanır, aşk ve muhabbetle onları seversek Allah dostları da manevî feyzleriyle gönüllerimizdeki katılığı yakar, eritir Gönül kirlerimizi yok eder Anamızdan doğduğumuz gibi tertemiz olmamıza vesile olur Çünkü Resulullah (sav) "Günahından Tevbe eden hiç günah işlememiş gibidir" buyuruyor
GELİN CANLAR BİR OLALIM, bir olalım ki, sevgi güneşimizin aydınlığı küfrün karanlığını ortadan kaldırsın

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.