Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
allahı, bedeninde, insan, sunu, teâlâ’nın, şaşılacak

İnsan Bedeninde Allahü Teâlâ’Nın Şaşılacak Sun'u

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İnsan Bedeninde Allahü Teâlâ’Nın Şaşılacak Sun'u




İNSAN BEDENİNDE ALLAHÜ TEÂLÂ’NIN ŞAŞILACAK SUN'U

İnsanın kalb hâllerinden anlattıklarımız, böyle bir kitap için kâfidir Bundan fazlasını öğrenmek isteyenler için Acâibü'l - Kalb kitabımız vardır O kitabda ve bu kitabda, bir insanın kendini tanıması tamamen anlatılamadı
Anlattıklarımız kalbin bâzı sıfatlarının izahıdır [açıklamasıdır] Bu, insanın bir rüknüdür Diğer rüknü de bedendir Bedenin yaratılmasında da şaşılacak hâller çoktur Dıştaki ve içteki her bir uzuvda; garib, duyulmamış mânâlar, faydalar vardır
İnsanın bedeninde binlerce damar, sinir ve kemik vardır Her birinin şekli ve sıfatı başkadır Her birinin vazifesi ayrıdır Senin ise onlardan haberin yoktur
Senin bildiğin şu kadardır: El ve ayak, tutmak ve yürümek içindir Dil, konuşmak içindir Ama gözün on ayrı kısımdan yapıldığını, bunlardan biri vazifesini yapmazsa görme işi olmayacağını bilmezsin ve yine bu kısımların her birinin ne yaptıklarını ve hangi sebeple görmeye tesir ettiklerini bilemezsin Gözün madde olarak büyüklüğünü herkes bilir Ona ait bilgiler ise cildlerle kitaplarda ancak anlatılmıştır
Bunu da bilmemene şaşmamak lâzım Karaciğer, dalak, öd kesesi, böbrek ve buna benzer iç organların vazifelerini de bilemezsin Karaciğerin vazifesi, mideden kendisine gelen çeşitli gıdaları kan renginde bir hâle getirmek ve yedi uzva, yâni bütün vücuda yayacak şekle sokmaktır
Kan, ciğerde oluşunca üstünde sarı renkli bir köpük bulunur Bir de tortu bırakır Bu ise lenftir Dalağın vazifesi bu safrayı, lenfi kandan almaktır Sarı renkli köpük safradır Öd kesesinin vazifesi bu safrayı emmek, toplamaktır Kan, ciğerden çıkınca, gayet ince ve suludur Böbreğin vazifesi, kandan suyu almaktır Ancak böylece kan, safrasız ve lenfsiz kendi renginde ve kıvamında damarlara ulaşır
Safra kesesinde bir arıza olursa, safra kana karışır Sarılık hastalığı meydana gelir Safra ile alâkalı diğer hastalıklar da baş gösterir Dalak iyi çalışmazsa lenf kana karışır Lenfavî hastalıklar meydana gelir Böbrekler çalışmazsa su kana karışır, istiska [deri altı su toplama – ödem] hastalığı meydana gelir
Bunun gibi, insanın dışındaki ve içindeki her parçayı bir iş için yaratmışlardır Beden bunlarsız sağlam olamaz Belki, insanın bedeni, âlemin bir nümunesidir, muhtasarıdır Âlemde yaratılan her şeyin insanda bir numunesi [misali] vardır Kemik dağ gibi, damarlar nehirler gibidir Kıllar ise ağaçlara, beyin göklere, duygu azaları yıldızlara benzemektedir Bunu uzun anlatırsak çok sürer
Âlemdeki her şeyin insanda bir numunesi, bir benzeri vardır Domuz, kurt, at, şeytan, cin ve melek gibi Daha önce bunlara işaret eyledik Âlemde olan her san'atın onda bir benzeri vardır Midedeki kuvvet, aşçı gibidir Yemekleri hazmeder Saf gıdaları ciğere, tortu ve posalarını bağırsaklara gönderen şıracı gibidir
Gıdaları ciğerde kan hâline getiren boyacıdır Kanı göğüste beyaz süt yapan, iki yumurtada beyaz nutfe [meni] yapan çamaşırcı, böbrekler de ciğerden su çekip mesaneye götüren saka, büyük abdesti dışarı atan, çöpçü gibidir Safrayı ve lenfi harekete getirip, bedene zarar veren kuvvet, hırsız gibidir Safrayı ve hastalıkları gideren kuvvet, adil bir başkana benzer ki, uzatırsak bunun da sonu gelmez
Bunlardan maksat, bedenin içinde iş yapan nice organlar olduğunu bilmendir Her biri bir işle meşgul olurken, sen tatlı tatlı uykudasın Onlar sana hizmetten bir ân bile geri durmuyorlar Sen ise onları tanımıyorsun Aynı zamanda sana olan hizmetlerine de şükretmiyorsun!
Bir kimse hizmetçisini bir gün sana hizmet ve yardıma gönderse, bütün gün belki hayatın boyunca ona teşekkür edersin Ama bu kadar san’atkârları bedenin içinde hizmetinde bulunduran, hayatın boyunca onları sana hizmetten bir an geri bırakmayanı hatırlamazsın
Bedenin yapısını, terkibini ve her azanın faydalarını bilmeye ilm-i teşrih denir Bu, derin bir ilimdir, insanlar bunu bilmezler ve dokunmazlar Okuyanlar tıb ilminde müderris [profesör] olmak için okurlar Halbuki tıb ve tıb ilmi de muhtasardır, kısadır Lüzumlu ise de, din ile alâkası yoktur
Fakat bedenine Allahü Teâlâ'nın yarattıklarındaki akıllan durduracak incelikleri görmek için bakıldığında, Allahü Teâla'nın sıfatlarından üç sıfat kendiliğinden olur:
Birincisi, bilir ki, bu kalıbın [bedenin] ustası ve bu şahsın yaratıcısının kudreti tamdır Noksanlık ve acizlik O'nun kudretine yanaşamaz Zira, bir damla sudan böyle bir insan yaratabiliyor Bunu yapabilen, ölümden sonra diriltmeyi daha kolay yapar
İkincisi, bu bedeni yaratanın ilminin, her şeyi kuşatan bir ilim olduğunu bilir Zira, böyle şaşılacak şeylerin, böyle şaşılacak faydalarla bir arada bulunması, ancak en üstün bir ilimle olabilir
Üçüncüsü, kullarına lütuf, rahmet ve inayetinin sonu yoktur Zira, yaratılması lüzumlu olanlardan bir tane bırakmayıp, hepsini yarattı Onlar zaruri lâzımdırlar Kalb, ciğer, beyin ve canlılık gibi İnsanın ihtiyacı olduğu, fakat zaruri olmadığı şeyleri de yarattı El, ayak, göz ve dil gibi Hepsini o verdi Lâzım olmayan, zaruri de olmayan fakat fazlalık da olmayıp güzelliğe sebep olanları da verdi: Saçın siyahlığı, dudağın kırmızılığı, kaşın kavisliği ve kirpiklerin düzgünlüğü ve buna benzer şeyler
Bu lütuf ve inayetini yalnız insanoğluna vermedi Bütün yaratıklarına, sivrisineğe, arıya ve sineğe de verdi Evet, bunlardan her birine lâzım olanları verdi Şekillerini ve suretlerini, güzel çizgilerle ve renklerle süsledi
O hâlde insanın vücudunun yaratılmasına dikkatle bakmak, Allahü Teâlâ'nm sıfatlarını bilmenin anahtarıdır Bu şekilde ve bu sebeple bu ilim kıymetli olur Hekimlerin bu ilme ihtiyacı olmasında, bu şeref yoktur
Şiirdeki, kitap yazmadaki ve san’attaki incelikleri ne kadar çok bilirsen, şairin, yazarın ve san’at sahibinin büyüklüğü, kalbinde artar Allahü Teâlâ'nın işlerindeki incelikler ve aklın eremediği mânâlar, bunları yapan Allahü Teâlâ'nın büyüklüğünün anahtarıdır Bu da kendini bilmekten bir kısımdır Fakat kalb ilmine göre muhtasardır
Çünkü bu, beden ilmidir Beden ise binek hayvanı gibidir Kalb, üstündeki süvariye benzer Maksat süvarinin yaratılmasıdır, bineğin değil Çünkü binek hayvanı, ona binen içindir Binici, binek hayvanı için değildir Bu kadarını söylemekle insanın kendisini böyle kolay anlayamayacağını bildirdik
Hâlbuki, sana senden daha yakın hiçbir şey yoktur Kendini tanımayıp, başkalarını tanıdığını, bildiğini iddia eden, kendini doyuracak yemeği olmadığı hâlde şehirdeki fakirlerin hepsinin kendi yemeğini yemekte olduklarını iddia etmesine benzer ki, gayet çirkin ve yakışık almayan bir şeydir

İmam Gazali

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.