![]() |
Yeniden Birlik Olma Zamanı |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Yeniden Birlik Olma ZamanıIrkçılığın Avrupalı kökenleri ve İslam kardeşliği ![]() Üstünlük algısına dayalı kavmiyetçilik Genç arkadaşlarımız hatırlamazlar; bizim çocukluğumuzda her gün haber bültenleri katliam görüntüleriyle başlardı ![]() Erkek, kadın, yaşlı, çocuk demeden, kurşun sıkmıştı birileri onlara… 1980’li yıllar terörün en kanlı eylemlerine sahne oldu ![]() ![]() Görenlere; “Bunu bir insan nasıl yapabilir” dedirten korkunç manzaralardı bunlar ![]() ![]() ![]() Anlaşılan o ki, yüce kitabımızın ayetleri, bu katliamları yapanların umurunda değildi ![]() ![]() Tarihte ortaya çıkmış ilk zalimler, kendi zulümlerine alet edecekleri yandaşlar edinmek üzere, bir kavmi diğerlerinden üstün tutma yolunu izlemişlerdir ![]() ![]() Yani iyi düşünülecek olursa bir kavmin diğerlerine üstünlük taslaması, aşağılaması ve asimile etmesinin temelinde yatan asıl saik; dünyalığa tamahları ve bu doğrultuda olan iktidar hırslarıdır ![]() ![]() Kavmiyetçiliğin Kökenleri Avrupa menşeli etnik veya ulusçu kavmiyetçilik anlayışı; kökeni itibarıyla Eski Yunan ve Roma kültürüne dayanır ![]() ![]() Müslümanların fetihler yaparak kurtarmasına kadar, Ortadoğu’yu, Anadolu’yu ve kuzey Afrika’yı sömüren Romalılar; buraların yerli halklarını daima kendileri tarafından güdülmesi gereken sürüler olarak görmüşlerdir ![]() ![]() Roma hegemonyasını bitiren en büyük gücün, halkların İslam dini sayesinde birleşmeleri olduğunu, Avrupalılar bizden çok daha iyi bilmektedirler ![]() ![]() ![]() Oysa etnik veya ulusa dayalı milliyetçilik, asıl Avrupalıların kendilerini bütün Avrupalı olmayanlardan üstün saymalarının dayanağıdır ![]() ![]() ![]() ![]() Darvinizm, Niçe ve Hitler Avrupa milletleri, Roma imparatorluğunun sömürge anlayışını hayata geçirmek için onlarla aynı taktiği, yani kendi kavimlerini üstün sayarak üstünlük taslama yöntemini kullanmışlardır ![]() ![]() Aslında evrim teorisi de kökeni itibarıyla Yunan mitolojisinin devamıdır ![]() ![]() ![]() ![]() Bilhassa etnik milliyetçiliğin en ileri modelini uygulayan Hitler; Almanların seçkin Aryan milletinin soyundan gelen, uzun kafataslı, başkalarından daha üstün bir ırk olarak kabul ederken, evrimci görüşü dayanak saymıştır ![]() ![]() Hatta Alman ırkçılığı o kadar aşırıya gitmiştir ki, insan ırkının evriminin sürmesi için zayıf ve kusurlu soyların elenmesi gerektiğini ileri sürerek, “öjeni” uygulaması yapmışlardır ![]() ![]() Görüldüğü gibi ırkçılık anlayışı, gerek istinat noktası bakımından, gerek değer ve uygulamaları bakımından tamamen İslam’a zıttır ![]() İslam dini, her şeyden önce, bütün batıl itikatların, söylentilerin ve ideolojilerin kaynağında bulunan mitolojik inançların en büyük düşmanıdır ![]() ![]() İnsanları bölüp parçalayan, aralarındaki kardeşlik bağını kopartan, bir yöresini diğer yöresine düşman eden milliyetçi ideolojilerin hepsi de yanlı ve eksik düşünen insan aklının ürünü olan felsefelerdir ![]() İman kardeşliği Hepimiz biliriz ki dinimiz, soy sop, kavmiyet ayrımı yapmadan, bütün Müslümanları iman kardeşi ilan eder ![]() “Rabbiniz birdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İslam dininde bütün insanlar hangi kavimden olurlarsa olsunlar, Allah’a kullukta aynı seviyededir ![]() ![]() ![]() Rabbimiz; bırakın Müslümanların birbirlerine üstünlük taslamasını ve birbirine düşman olmasını; birbirinin dertlerine karşı duyarsız kalmasına bile razı değildir ![]() ![]() ![]() Kur’anı Kerim’de kadîm toplumların hikâyeleri anlatılırken; bu kavimlere gönderilen Hazret-i Hud, Salih ve Şuayb (aleyhimüsselâm)’dan şöyle bahsedilir: “Onlara, kardeşleri Hûd’u (Salih’i / Şuayb’ı) göndermiştik ![]() ![]() ![]() Bu ayetlerde peygamberlerin kavimlerine kardeşlik bağları ve kardeşçe muameleleri özellikle vurgulanarak; peygamberlerin daima kardeşliğe davet ettiğine dikkat çekilir ![]() Aslında, peygamber kıssalarından anlıyoruz ki Rabbimiz daima insanlar arasındaki fıtrî kardeşlik duygusunu esas almış ve geliştirmeye teşvik etmiştir ![]() Nitekim Peygamber Efendimizin ihya ettiği kardeşlik yolu; başta birbirleriyle akraba olan Ortadoğulu kavimler olmak üzere; halka halka genişleyen bir cihanşümul kardeşlik kültürü meydana getirmiştir ![]() ![]() Aralarına tefrikalar girene kadar Müslümanlar, kardeşçe bir arada yaşamışlar, birbirlerine zulmetmek, sömürmek, ezmek şöyle dursun; en küçük bir husumet beslemekten bile kaçınarak şöyle dua etmişlerdir: “Bunların arkasından gelenler şöyle derler: ‘Rabbimiz! Bizi ve bizden önce gelip geçmiş imanlı kardeşlerimizi bağışla; kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin bırakma! Rabbimiz! Şüphesiz ki sen çok şefkatli, çok merhametlisin!” (Haşr, 10) Gerçekten de kardeşleri hakikî kardeş yapan; hatta aynı ana-babadan doğmayanları da kardeşçe birbirine kaynaştıran iman bağından başka nedir? Hatta Kur’an-ı Kerim’de de asıl kardeşliğin iman kardeşliği olduğu bildirilmektedir ![]() Kardeşlik; dünyadaki ‘cennet’ Birbirinden uzak yerlerde yaşayan, birbirinin diline ve kültürüne yabancı, ırk özellikleri, âdet ve alışkanlıkları farklı nice kavimler; İslam kültürü sayesinde asırlarca kardeşçe kaynaşıp birlikte yaşamışlar; görgü ve bilgilerini birleştirip bir medeniyet havzası meydana getirmişlerdir ![]() ![]() Gerçekten de kardeşlik, dayanışma ve yardımlaşma dünya hayatımızı da cennete çeviren hakikî bir cennet nimetidir ![]() ![]() ![]() ![]() Kalpte gerçek muhabbet olursa başarılar kibirle değil, tevazu ve şükürle karşılanır ![]() ![]() ![]() ![]() Ne yazık ki bugün insanlık en çok bu nimetten mahrumdur ![]() ![]() Peki, neden? Madem kardeşliğin gerekliliğinde herkes müttefik; öyleyse neden insanlar bir türlü kardeş olamaz? Kardeş olmanın nesi zor ki; bırakın insanların kardeş olmasını; aynı soydan gelen kardeşler bile nasıl birbirinin ‘kurdu’ olur? Hiç şüphesiz bunun cevabı, gerçekten kardeş olduğumuza inanma eksikliği ve kardeşliğin icabı olan fedakârlığı yapma isteksizliğidir ![]() ![]() Nasıl olmasın ki vahye iman eden herkes zaten kullukta yoldaş, ümmetlikte kardeş, aynı atadan dolayı soydaş olduğunu kabul etmektedir ![]() Ne yazık ki çeyrek asırdır yaşanmakta olan iç savaş, ülkemizdeki din birliğine dayalı ümmet bilincini parçalamış, gönüllere milli gurur belasını sokmuştur ![]() ![]() Yaralar sarılmalı Yıllarca yanlışta ısrar etmek, bize çok büyük acılara mal olmuştur ![]() ![]() Doğrusu bunca yıldır akan kanın, dağılan yuvaların, felaketlerin vebali, ister dağda ister şehirde olsunlar; halkının değerlerine yabancılaşmış insanlarımıza aittir ![]() ![]() ![]() Bizim kültürümüzün temeli olan kitabımız; “Dillerinizin ve renklerinizin farklı oluşu O’nun ayetlerindendir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir batılı düşünür, Kuranı Kerime tercüman olurcasına şöyle der; “Milli gurur; gururların en bayağısıdır ![]() ![]() Bu, tam da Kur’anı Kerim’in İsrailoğullarının şahsında bütün insanlığa yaptığı ikazı yansıtır; “Onların (atalarınızın) kazandığı onlara, sizinki size…” (Bâkara; 134) Yani bir anlamda; “Atalarınla, soyunla ne övünüyorsun? Sen kendine bak! Sen onların faziletlerinden bu kadar uzaklaşmışken; sırf onların soyundan geldiğin için nasıl övünebilirsin?” Denilmektedir ![]() Ülkemizdeki bütün soyların ortak menfaatine olan barış ve kardeşlik, bir an önce tesis edilmeli, kırılan kalpler onarılmalı ve ayrılık yaraları sarılmalıdır ![]() Birlik olmak nimettir; bu nimete nankörlük etmek, nimetin elden gitmesine sebep olabilir ![]() Birlik olmak güçtür; kuvvettir ![]() ![]() ![]() ![]() HATİCE KÜBRA ERGİN |
![]() |
![]() |
|