Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
gerek, Îmân, islâm, yetmez

Îman Yetmez; İslam Gerek!.

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Îman Yetmez; İslam Gerek!.








Ey İnsanoğlu! Hiç mi hiç unutma ki, sen bu dünyada kesintisiz İlâhî bir imtihandasın Onun için yaratıldın Güzel amellerle dolduracağın amel kitabını, yüz aklığıyla kıyamette Allah´ına arz etmek üzere olanca gücünle çalışabilmen içindir sana lütfedilen bu ömür, bu sağlık ve âfiyetler ve sonsuz nimetler

“Mutlak hükümranlık elinde bulunan Allah, yüceler yücesidir Ve O, her şeye kâdirdir(1) O, hanginizin daha güzel amelli olacağınızı imtihan etmek için ölümü ve hayatı yarattı O, En üstün Aziz´dir, bağışlayan Ğafûr´dur( Mülk Suresi, 67/1-2)
“Ölümü ve hayatı yarattı” demekle ölüm gelmektedir acele edin o gelmeden ebedi hayatınızı garantileyin diye tembihliyor Rabb´imiz
Bu bakımdan aklını kullan, sakın nankörlük edip de, “Meğdûbi aleyhim ve leddâllîn”den olma, Mü´min kal Müslüman kal, sâdece mü´min olarak değil; mutlaka tatbîkî Müslüman olarak öl
Allah´ın isteği ve rızâsı, ancak o şekilde gerçekleşecektir İşte bizzat kendisi böyle istiyor: “Ey îman etmiş Mü´minler! Allah´tan, O´na yaraşır şekilde korkun ve ancak Müslümanlar olarak ölün(Êl-i Imran,3/102)” buyuruyor
MÜMİN DEĞİL DE NEDEN MÜSLÜMAN?
İşte incelik burada Mü´min, kalben inanmış demektir İnanmak, sâdece kalpte kalan, dışarı çıkmayan ve dışardan görülmeyen inançtır İnanılan esasların doğruluğunu ve yapılması gerektiğini ve eserinin dışarıda tezahür ettiğinin görülmesini kabul etmek demektir îman Eğer îmanın eseri dışa vurmuyorsa meyvesi yenmiyorsa, meyve vermeyen bir meyve ağacından farksızdır Ağacı var meyvesi yok Yazısı olmayan bir defter veya boş kitap gibidir
Allah´ın değerlendireceği ve mizana koyacağı hususlar ise, kulun amelleridir Amel olmayınca Allah neyi ölçecektir ki? Allah´ın kabul edeceği, îmânın eseri olan ameller olacağını, Necm Suresi âyeti şöyle açıklıyor:
“ Doğrusu insana çalışıp ortaya koyduğu amelinden başka bir şey yoktur(39) Ve emek verip çalışması da yakında görülecektir(40) Sonra da ona, karşılığı tastamam verilecektir(Necm Suresi, 53/39-41)
Yani bir insan başkasının günahından dolayı hesaba çekilmeyeceği gibi, çalışması ve kendi el emeğinden başka bir şeyden sevap alması veya mükâfatlanması da kendi has hakkı değildir Kişinin, yapmadığı bir amelden karşılık ve sevap bekleme hakkı yoktur İşte Rabb´imizin “Müslüman olarak ölün!” tembihinin hikmeti budur Çünkü, îmanın eserini görmek istiyor Rabb´imiz Onun için Allah´ın istediği Müslüman, inanmış îman etmiş olduğu prensipleri hayata geçirmiş, son nefesine kadar bil-fiil tatbik ederek yaşamaktayken Hâlık´ına kavuşan Müslüman´dır
ASRA KASEM OLSUN Kİ
Bunun te´kîdi ve kesin hükmü de, “ve´l-Asr”(103) suresidir ki, Asr´a kasem ederek şöyle beyan ediyor Allah´ımız: “Asr´a kasem olsun ki: şüphesiz bütün insanlar hüsrandadır Ancak îman edenler; ve sâlih ameller işleyenler; ve Hakkı tutup Hak yolunda giden ve aynı zamanda Hakk´ı tavsiye edenler; ve sabırlı olup başkalarına da sabır tavsiye edenler müstesnâ
ASR
“Asr” kelimesi, gecelerin gündüzlerin deveran ettiği tüm zaman manalarına geldiği gibi, ikindi vaktine de denir İkindi vakti, günün sonudur İşin sona erip insanların evine döndüğü vakit ki, o günün kazancının veya günahlarının toplamıyla evine döner insan İnsanın hüsranda mı, yoksa kazançta mı olduğunu belli eden o vakit, yemin edilmeye değer bir vakittir
Aynı zamanda, insanın ömrünü bir güne benzettiğimizde, “Asr” ikindi vakti, insan ömrünün son demleri demektir “Sabah” insanın doğumu ve gençliği, “Öğle vakti” kişinin en güçlü kuvvetli, kazanmaya ve olgunluğa en müsâit olan 40-70 yaşlarına tekâbül eder 70-100 yaş arası, insanın ikindi vaktidir Akşam olup güneş batarken insan da kabrine yatar Ve´l-hâsıl, ikindi vakti insanın ömür boyu kazancının veya kaybının toplamı olur Dolayısıyla da Rabb´ine takdim edeceği amel kitabının son yapraklarını teşkil eder
Ey gençler! Ömrünüzün baharını iyi değerlendirin İkindi vaktine bırakmayın cihadınızı ve güzel amellerinizi İhtiyarlamadan gençliğinizin; hastalanmadan sağlığınızın kıymetini fırsat bilerek çok iyi değerlendiriniz Ölümün, hiç haber vermeden, yaşlı genç demeden ansızın yakaladığını da unutma! Kabire yatınca pişmanlık fayda vermiyor
Kabir sonrasında insanın Allah´a arz edeceği ömür boyu mahsulü olan amel kitabı onu, ya husrâna veya kurtuluş ve cennet-i Rahmân´a götürecektir O bakımdan önemine binâen Rabb´imiz o vakte kasem ederek başlamış, felah ve hüsran yolunu çok özlü bir şekilde kullarına açıkça beyan etmiş, tercihi gene kullarına bırakarak, imtihan prensibini devam ettirmiştir
O, hanginizin daha güzel amelli olacağınızı imtihan etmek için ölümü ve hayatı yarattı O, En üstün Aziz´dir, bağışlayan Ğafûr´dur( Mülk Suresi,67/1-2)
HÜSRÂN
“Husrân” kayıp, iflas ve zâyi olmaktır Yani kişinin yaşadığı bir ömür boyunca yaptığı amel, Allah´ın değerlendireceği ve kıymet vereceği nitelikte olmayıp boşa geçen ve hüsranla neticelenen bir ömrün mahsulü ve adıdır Kur´an´ın: “Hüsran´dadır” dediği husus işte bahsettiğimiz bu amellerden nasibi olmayan insanlar demektir Allah´ın buyruklarını yerine getirmeyip hayatını zevk ve sefa ile geçirip, hüsrana uğramaktan Rabb´imiz bizleri muhafaza buyursun
KURTULUŞ
Asr suresinde görüldüğü gibi, hüsrandan kurtuluş dört hususun toplamıyla mümkün olacak Bunlar:
1-En başta îman;
2-Sâlih ameller ki, imanın gerektirdiği tüm prensiplerin bil-fiil yapılması ve tatbikidir;
3-Dâima haktan yana olmak, sahsî çıkarımızın aleyhine de olsa, adâleti ve Hak olanı kabul etmek, Hak yolunda gitmek ve başkalarına da Hakkı tavsiye etmek;
4-Sabırlı olmak ki bu, îmanımızı ve salih amellerimizi bil-fiil tatbik ederek yaşamak sabırla ve azimle, yılmadan bıkmadan devam ve sebat etmektir Aynı zamanda tüm dünya meşakkatlerini, kaza, bela hastalık gibi sıkıntıları Allah´ın birer imtihanı olduğu bilinciyle, sabırla ve şükürle karşılamaktır Görüldüğü gibi sabır başlıca iki manaya gelir: 1îman ve İslamda devam ve sebat; 2İmtihan sıkıntılarına isyan etmeyip hamd ve şükürle karşılamak
Bu dört husus birbirine “Vav-ı atıfla” bağlandığı için, hepsinin mecmûu ile kurtuluş gerçekleşecek; biri olmazsa gerçekleşmeyecek, demektir
PEKİ AMELSİZ ÎMANIN HİÇ Mİ KIYMETİ OLMAYACAK?
Olmaz olur mu? Kıymeti olacak tabi ki İman esastır O olmazsa hiç bir sâlih amel kayde geçmez yok olur Amelleri, yazılacak yazılar kabul edin, imanı da defter Defter olmazsa yazılar da olmayacağı gibi, iman olmazsa ameller de olmaz
İmânın ve Mü´minin müjdesini Peygamberimiz(sav): “Lâ İlahe İllellah”deyerek îman eden herkes cennete girecektir” Diyerek vermiştir Yani “Êmentü billahi” de geçen îman esaslarına îman ki: Allah´ın Tek olduğuna, bir benzeri daha olmadığına; insanlar, cinler ve melekler de dahil tüm kainatın yaratıcısı olduğuna; Meleklerinin varlığına; Allah´ın insanlara peygamberler vasıtasıyla indirdiği, Kur´an da dahil, bütün semâvî kitapların hak olduğuna; Peygamberimiz de dahil, bütün peygamberlerin, Allah´ın gönderdiği hak peygamberler olduğuna; Yaşatan ve öldüren Allah´ımızın, kıyamet koptuktan sonra bizleri tekrar diriltip, amellerimize göre bizi mükâfatlandıracağına veya günahımıza göre cezalandıracağına, isterse affedeceğine; inanmaktır Cennet´in ve Cehennem´in hak olduğuna inanıp îman etmektir
Güzel amelleriyle Allah´ın huzuruna gelen günahsız Mü´minleri, Allah Rahmetiyle doğrudan cennetine koyacak; Günahı olanlar da cezalarını çektikten sonra mutlaka Cennete girecekler; Günahları olan Mü´minleri Allah güzel amelleri sayesinde isterse affedeceği müjdesini de veriyorPeygamberimizin: “îman etmiş mü´minlerin mutlaka cennete gireceklerini” müjdeleyen Hadisinin ifadesine göre, îman eden günahkar Mü´minler cehenneme girseler bile, orada ebediyyen kalmayacaklar, günahlarını çektikten sonra mutlaka cennete gireceklerdir Bu hüküm, bütün mü´minlere şâmildir
ALLAH, MÜMİNLERİN MEVLASIDIR
Ey Mutlu Müslüman! Ne mutlu sana ki, İnsan olarak yaratıldın Gene ne mutlu sana ki, îman ile İslam ile şereflendin ve bu en büyük iki nimette Allah´ın sevgi ve tevfîkına nâil oldun O zaman, sadece mü´min olarak değil; Müslüman olarak ölmeye gayret et! Sevildiğini bil
Bu Ne Demektir?
Allah´ımız seni sevmiş de, bu ikramları sana lütfetmiş demektir İşte ifadesi: “Allah kimi hidâyete erdirmek isterse, onun gönlünü İslâm´a açar Kimi de saptırmak (dalâlette bırakmak) isterse, sanki göğe yükseliyormuş da (havasızlıktan) göksünü dar ve sıkıntı kaplamış gibi bunaltılı yapar Allah, inanmayanları işte böyle (küfür) pisliği içinde bırakır(125) İşte (Ey Habîb´im Muhammed!) Rabb´inin doğru yolu budur Şüphesiz Biz, hatırlayıp ibret alan bir kavim için âyetleri geniş bir şekilde açıkladık(126) Onlar(Yani ibret alıp doğru yolda olanlar) için Rabb´leri katında Dâru´s-Selam (selâmet Yurdu) vardır Yaptıkları iyi amellerden dolayı Allah onların Mevlâsı (dostu ve yardımcısı)dır (En-âm, 6/125-127)
DİKKAT!
125 Âyetin ifadesi hakkında Şöyle bir soru sorulabilir: Madem ki Allah, istediğine İslamı sevdiriyor; istemediğine sevdirmeyip küfürde bırakıyor; o zaman dalâlet ve küfür ehlinin günahı ve suçu ne? Merhum Muhammed Mütevelli eş-Şârâvî Tefsirinde(1/2729) buna şöyle cevap veriyor:
HİDAYET İKİDİR
1-Yol göstermek rehberlik ve irşâd etmek, gösterilen doğru yolun özelliklerini beyan etmek manasında hidâyet ki, bu kafir, Mü´min ayırd etmeden bütün insanlara olan davet, çağrı ve yol göstermedir
2-Bu çağrıya Lebbeyk! deyip uyanlara dâveti kabul edip îman edenlere Allah iltifat edip, şöyle der: “Siz ki benim çağrımı kabul edip, îman ettiniz Öyleyse ben de bu îmanınızın zevkini ve tadını size tattıracağım” der ve Mü´min kullarının kalplerine îmana ve İslama karşı, târif edilemez bir manevî zevk, inşirah ve hoşnutluk ilga eder ki, Artık Mü´min ve Müslüman Allah´ın emir ve yasaklarına riâyet etmekten, kulluktan ve Rabb´ine ubûdiyyetten aldığı tad ve zevki, başka hiç bir yerde bulamaz Rabb´iyle başbaşa olduğunun şuûruyla namazını kılar ibadetini yapar
Rehberi ve gösterdiği yolu ve özelliklerini beğenmeyen, sonu selamet olan dosdoğru yolu görüp bildikleri halde, hidayeti değil; dalâleti seçenlerin kalplerine de Allah İslam´a karşı darlık ve sıkıntı vererek hidayet yolunu onlara kapatır Feza boşluğuna yükseldikçe havasızlıktan boğuluyormuş gibi, İslamdan îmandan ve müslümanlardan sıkılır, rahatsız olurlar
Şu halde, bize îmanı ve İslam´ı sevdiren, kulluğu, ibadeti gözümüzün nuru kılan Rabb´imize her dâim hamd edelim şükredelim Allah´ımız bize yeter, başkası gerekmez, Çünkü O´dur biz mü´minlerin Mevlâsı O´dur Hâlıkımız, yardımcımız Dönüş Sanadır, bağışla bizleri! Rabb´ımız

Gerçek Olan Şu ki: Allah, îman Eden mü´minlerin Mevlâ´sıdır
Kâfirlerin Mevlâ´sı Yoktur (Muhammed(sav) Sûresi: (47/11)

Doc Dr Hüseyin Varol


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.