Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
armağan, ilahi, meclis

İlahi Armağan -28- Meclis

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İlahi Armağan -28- Meclis




28 MECLİS


Bu konuşma Ribât’ta yapıldı
Konuşma tarihi: Hicrî 9 Cemâziyelâhir 545, Milâdî 1150


Peygamber (sav) Efendimiz’in bir hadîs-i şerifini şöyle anlatır­lar: Bir gün Peygamber Efendimiz’in huzuruna biri geldi ve “Seni Allah için seviyorum” dedi Şu cevabı aldı: “O halde, fakri gömlek gibi giy Belaya sarıl Öbür âlemde beni bulmak, benimle olmak için yaptıklarımı yapmalısın Sevginin baş şartı; uymaktır
Hz Sıddîk, Peygamber (sav) sevgisine sadık idi Bütün malını Peygamber yoluna harcadı Peygamber’in sıfatına büründü Hak ka­pısında Peygamber'e eş oldu Her şeyi dağıttığı zaman, kendisine sa­rınacak bir aba kalmıştı Çocukları için, Allah ve Peygamberi’nden başka hiç bir şey ayırmadı İçini ve dışını Peygamber'in hâline uydurmuştu
Sana gelince, yalancısın İyi insanların sevgisi para ile ölçüle­mez Onların karşısına paranı, altınını çıkarmaktasın Bu hâlinle on­lara yakınlık iddia ediyorsun Onlara yakın olmayı diliyorsun
Aklını başına al Bu sevgi yalandır Seven sevdiğinden bir şey esirgemez Sevilen her şeye tercih edilir Fakr hâli Peygamber (sav) Efendimiz’den ayrılmazdı Bu sebeple şöyle buyurmuştu: “Fakr hali, beni sevenlere, selden daha çabuk varır Hz Âişe'nin şu sözü önemlidir: “Peygamber hayatta iken dünya bize gülmedi Daima darlık ve sıkıntılı oldu Peygamber’in öbür âleme göçünden sonra üzerimize çöktü
Peygamberimiz’in sevgisini kazanma şartı fakr hâlidir Allah sev­gisi için de bela şarttır Bazı büyükler şöyle der: “Her velayet hâlini bela takip eder
Sebebi, boş yere Allah sevgisi iddia edilmeye Öyle olmazsa, ri­yakâr ve münafıklar da Allah sevgisi iddia eder; belki de davalarını kazanabilirlerdi
Boş davadan dön Yalan işleri bırak Kendi başına tehlikeler çı­karma Şayet bir dava açmak istiyorsan, ispatlı, delilli olsun Aksi hâlde ne bizden olursun, ne de davayı kazanabilirsin
Altın işlerinden anladığını iddia ederek övünme Sonra pişman olursun Utandırırlar; bir şey sorarlar, bilemezsin
Yılan ve yırtıcı hayvanlarla uğraşma Onlar seni perişan eder Eğer Havva isen yılana yanaş Kuvvetine güveniyorsan, yırtıcı hay­vanlarla dalaş
Allah kulda doğruluk ister O'na varmak isteyene marifet nuru gerektir İrfan sahiplerinin kalbine marifet güneşi doğmuştur O gü­neş gece ve gündüz sönmez O güneşe sahip olanlar doğru olurlar

Alıntı Yaparak Cevapla

İlahi Armağan -28- Meclis

Eski 08-02-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İlahi Armağan -28- Meclis




Ey evlat! Münafıkları bırak Allah'ın azabına kendini atmak is­teyenlerden uzak ol Aklını başına al Zamane insanlarının çoğun­dan uzak dur Onlar elbise giymiş kurtlara benzerler İyi insanlar azdır
Fakr aynasını al, hâline bir bak O aynada sana ve diğerlerine ait ayıbı görme hassasını Allah'tan dile
Sana her şeyi bildiriyorum Halkı ve Hâlık'ı anlatıyorum Şer, yaratılmışların yanındadır Hayır, Allah katındadır O'na göre şer yoktur
Allah’ım, bizi yaratılmışların şerrinden koru Dünya ve âhirette senin hayrını ver


Alıntı Yaparak Cevapla

İlahi Armağan -28- Meclis

Eski 08-02-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İlahi Armağan -28- Meclis




Her şeyi sizin için arıyorum Bana bir şey gelmese de olur İpimi kuyuya salarım; oradan çıkanı size veririm; ben almam Beni zengin edecek şeyim var Sizden hiçbir şey talep etmiyorum
Bana göre çalışmak vardır Çalışamayacak olursam, tevekkül ederim Sizin getireceğinize bakmam Getirmenizi zaten beklemem Nifak sahipleri sizi bekler; Allah'a güvenmez, sizin vereceğinize da­yanır Allah'ı unutur Yaratan’a itimat etmez
Bana böbürlenmeyin, yeryüzünde olan bütün varlığı tecrübe ede­bilirim; buna gücüm yeter İyinizi kötünüzü ayırt edebilirim Allah'ın verdiği basar kuvveti ile bunu yapmaya güçlüyüm Allah beni bu iş­lere ehil kılmıştır
Kurtuluş istiyorsan, örsümün üstüne yat Çekicimin vuruş ses­leri ile nefsin, şeytanî duyguların ve sana tesir eden şeytanî kuvvet­lerin beynine sesleneyim Düşmanlarını korkutayım Kötü arkadaş­larını kaçırayım
Bu düşmanları yenmek için Allah'tan yardım isteyiniz Onlara sabırla karşı koyan, yardım kazanır Varlığını onlara teslim eden, re­zil ve rüsva olur
Afetler çoktur; fakat onu indiren bir tanedir Hastalık sayılama­yacak kadardır; ama onun doktoru bir tanedir Ey nefisleri hasta olanlar Varlığınızı doktora teslim ediniz Sizi tedavi ederken onu it­ham etmeye kalkmayınız Onun kadar şefkatli olamazsınız Sizi in­citmeden tedavi eder Nefsinizi o doktor kadar korumanız kabil de­ğildir O Aziz tabibin önünde dilinizi tutunuz Ona taarruz etmeyiniz
O'na teslim olduğunuz takdirde dünya ve âhiretin hayrını bulursu­nuz
Allah yolcuları tam bir dehşet, tam bir sükût ve tam bir sessiz­lik içindedirler Bütün çabalamaları, bunlara ermek içindir Aradık­larını bulduktan sonra, Mevlâ dilerse onları konuşturur Bazen ko­nuştuklarından haberleri bile olmaz Allah kıyamet günü, kuru varlıkları konuşturduğu gibi onları da konuşturur Hak konuşturursa onlar da konuşur Hak tarafından verilirse onlar alır Allah açarsa onlar da açılır İç varlıkları meleklere kalbolur Melekler hakkında buyrulan; “Allah'ın emrine isyan etmezler Ne emir verilirse hemen yaparlar (et-Tahrîm, 66/6) mealindeki âyet-i kerime, bir bakıma onların hâlini anlatan bir şahit Meleklere katılmaları bu yüzdendir
Öbür yüze bakılırsa, daha üstün oldukları gözükür Çünkü ilâhî bilgileri daha çoktur Marifet hâlleri daha yücedir Melekler onlara hizmetçi olur Onlara uyar ve onlardan faydalanırlar Kalpleri hik­metle doludur Kalpleri bekçilerle çevrilidir Herhangi bir darlık ge­lecek olsa, dış duygularına tesir eder, bünyelerini yıkabilir; ama kalp âlemlerine asla varamaz
Onların derecesine çıkmak arzusu besliyorsan, İslâm dininin ha­kikatine ermeye bak Sonra günahları bırak, iç âlemde ve dış âlem­de yapılan bütün suçlara pişman ol Sonra, şifa verecek vera -şüp­helileri bırakma- hâline koş Daha sonra dünyanın helâl ve mubah işlerine de gönül kaptırma Sonra Allah'ın fazlı sayesinde zâtına ya­kın olmakla zengin olmaya bak Zaten Hak zenginliğine erdiğin za­man fazl ve ihsan seni kuşatmış olur Kısmet ve lütuf kapıları sana kendiliğinden açılır Dünya bazen üzerine kapanır; bazen de bütün varlığı ile sana gelir Bu hâl dünyada kaldığın müddetçe devam eder
Velî kulların hepsinde bu hâller tecelli etmez Pek azları bu hâ­le erer Erenler, ilim ve takva yönünden doğru oldukları için ererler, Hakk'ın zâtından gayrisi ile uğraşmazlar Bunların çoğuna dünya tamamen kapalıdır Eğer onlara dünya verilmiş olsaydı, zaten eremezlerdi Dünyaya kapılır, Hakk'a hizmetten geri dururlardı
Allah, velî kulların, zâtından fariğ olmalarını istemez Dünyalık kapışmayı ve dünya ehline karışmayı Allah onlara nasip etmemiştir
Büyük velîlerin, dünyaya kapılıp azanı azdır Onlara göre dün­ya diye bir şey yoktur Dünyanın her şeyi ile uğraşırlar; ama onun hükmü altına girmezler
Dünyanın, peşi sıra koşup gittiği nebiler arasında, Peygamber (sav) Efendimiz de vardı Dünya her şeyi ile ona koştu; ama o, hiç­birine iltifat etmedi Hakk'ın hizmetinden geri durmadı Dünyanın hiç bir şeyine bakmadı Tam bir zühd ve çekinme hâli taşıdı Yeryüzünün hazineleri emrine hazır olduğu zaman onu reddetti ve “Yâ Rabbi, beni Sen’den başka şeyi olmayan miskinlerle yaşat, onlarla öldür ve onlarla kıyamet günü dirilt!” diye duada bulundu
Zühd sahibi olmak büyük bir iştir; onu yapmaya kolay kolay güç yetmez
İman sahibi hırs ağırlığından kurtulmuştur; çünkü bir şeye has­ret duyarak abanmaz Aceleci de değildir Kalbi her şeye karşı bir çe­kinme duygusu besler İç âlemini dünyaya kaptırmaz Allah'ın emri­ne girer Bilir ki, kendisi için ayrılan başkasına gitmez; bu sebeple nefsin istekleri peşinde koşmaz Dünyaya dair istekleri arkaya atar Yaptığı tâat için Allah'tan kabul diler

Alıntı Yaparak Cevapla

İlahi Armağan -28- Meclis

Eski 08-02-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İlahi Armağan -28- Meclis




Ey evlat! Allah yoluna girmek için iman sahibi olman lâzım Orada sebat için de ikana sahip olmalısın
Bu yola girmek istediğin zaman evvelâ dış varlığını korumak için örtüye, iç âlemini esirgemek için de imana muhtaçsın Mekke -Hac- yoluna gitmek böyle değildir Oraya gitmek için iman sahibi olmak, sonra para saklamak için çanta gerek Anlatmak istediğim yol, dış varlık için örtü, iç varlık için de iman ister Bu yolun hem önü, hem de sonu vardır Başka yollara benzemez
Süfyan-ı Sevrî'yi anlatırlar: İlme başladığı sıralarda, cebinde bir para çantası taşırdı İçinde beş yüz altını vardı Bir taraftan ilme ça­lışır, bir taraftan da muhtaçlara dağıtırdı Parayı severdi Ara sıra elini para çantasının üzerine koyar, şöyle derdi: “Sen olmasaydın bizi ezmeye çalışırlardı” İlmi bitirip irfan sahibi olduktan sonra, paraya kıymet vermedi Elinde ne varsa hepsini muhtaçlara dağıttı, pişmanlık duymadı Ve şunları söyledi: “Gökleri demir kaplasa da yağmur yağmasa, yer taş olsa da bitkisi bitmese, yine de rızık hususunda üzüntü duymam Şayet bir talepte bulunursam, imanım yok olur
İmanın kuvvet buluncaya kadar çalış ve sebeplere yapış Sonra sebepleri bırak, onları Yaratan'a koş Peygamberler çalıştılar, borç ettiler, sebeplere yapıştılar Bunları ilk zamanlarda yaptılar Sonra tevekkül ettiler Çalışmakla tevekkülü birleştirdiler Her şeyin bir il­ki, bir de sonu olur Yolun bir dışı, bir de içi vardır
Ey mahrum, çalışmayı bırakma Tevekkülü de elde et İnsanla­rın elindekine göz dikersen iman sahibi olamazsın Kudret sahibinin nimetlerini bilmemezlik olur Allah sana darılır, öz varlığından uzak­lara atar Çalışmayı bırakıp halkın vereceği küçük şeyleri ummak âfet sayılır
Süleyman Peygamber mülkünden uzaklara atıldığı zaman, Allah bir çok şeyle onu iptilâ etmişti Onlar arasında, kullardan bir şey talep etmek de vardı
Süleyman Peygamber, kendi diyarında iken çalışır, yerdi Uzak­lara atılınca rızık yolları ceza olarak başka taraftan verilmeye baş­landı
Allah yolcularının darlığı geçmez Sancıları dinmez Gözleri ay­dın olmaz Musibetleri eksik olmaz; ta Hak Teâlâ'ya kavuşuncaya kadar Hak Teâlâ'ya kavuşmaları iki yönden olur: Biri dünyada, öbürü âhirette Kalp ve sır âlemi ile dünyada Hakk'a vasıl olan az­dır Âhirette bütün varlıkları ile O'na kavuşurlar Kavuşan rahat ve huzura erer Ama önceleri, ağlamakla sızlamakla geçer


Ey evlat! Nefsine helâl yedir Temiz lokma aldır Onun kibrine sebep olan haramı aldırma; sonra kibirli olur Kendini beğenir, ede­bini bozar
Allah'ım, Zâtını bize bildir ki, seni öyle bilelim Âmin!

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.