Prof. Dr. Sinsi
|
İlim Okyanusu
KİTÂBÜ'L-İLİM
|Emâneti ehline vermek;İlim meclisi;Kıyâmet alâmetleri;Konuşanın sözünü kesmemek|İŞİN EHLİ OLMAYANA VERİLMESİNİN KIYÂMET ALÂMETLERİNDEN OLDUĞUNA DÂİR EBÛ HÜREYRE HADÎSİ|Ebû Hüreyre|Şöyle demiştir: Meclisin birinde Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem huzûrundakilere söz söylerken nâgehân bir a'râbî gelip "Kıyâmet ne zamandır?" diye sordu Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem (sözünü kesmeyip) devam buyurdu Oradakilerin kimi (kendi kendine): "(A'râbînin) ne dediğini işitti, amma suâlinden hoşlanmadı "; kimi de: "Belki işitmedi " diye hükmetti Nihâyet (Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem) sözünü bitirince gâlibâ "O Kıyâmeti soran nerede?" diye (yâni bunu gibi bir lâfz ile) suâl buyurdu (A'râbî): "İşte ben, yâ Resûlâ'llâh " dedi (Bunun üzerine) "Emânet zâyi' edildi mi, Kıyâmete intizâr et " buyurdu Yine (a'râbî): "Emâneti zâyi' etmek nasıl olur?" diye (tekrar) sorunca: "İş, nâ ehle tevcîh edildi mi, Kıyâmet'e intizâr et " buyurdu |54
KİTÂBÜ'L-İLİM|Abdesti güzel almak;Hataları söylemek|ABDESTİ EKSİK OLANLARA PEYGAMBER (S A VE S ) İN İNZÂRI|Abdullâh b Amr b Âs|Şöyle demiştir: Ettiğimiz yolculukların birinde Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem geride kalmıştı da bize (sonradan) yetişmiş idi (O sırada) namaz vakti girmiş idi Biz de abdest alıyorduk Ayaklarımızı mesh (eder gibi az su ile yıkamağa) başladık (Bu hâli görünce) en dik sesi ile iki veya üç kere: "Cehennem'de yanacak ökçelere yazık!" diye nidâ buyurdu |55
KİTÂBÜ'L-İLİM|Hurma Ağacı;Kâmil mü'min|RESÛL-İ EKREM'İN YAPRAĞINI DÖKMEYEN HURMA AĞACINI MÜSLİM (-İ KÂMİL)E TEŞBÎHİ|Abdullâh b Ömer|Şöyle demiştir: Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: "Ağaçların içinden bir nev'i vardır ki yaprağı düşmez O ağaç, müslim (-i kâmil)in benzeridir Nedir o? Söyleyin " oradakiler kırlardaki ağaçları saymağa daldılar -Abdu'llâh (İbn-i Ömer) der ki bunun hurma ağacı olduğu hatırıma geldiyse de (söylemeğe) utandım Ondan sonra: "Yâ Resûlâ'llâh, bize söyle nedir?" diye sordular (Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem): "Hurma ağacıdır " cevâbını verdi |56
KİTÂBÜ'L-İLİM|Bilmediğini sormak;Hz Peygamber'in tebliğleri;Namaz kılmak;Oruç;Zekât|PEYGAMBER (S A VE S )İN DIMÂM İBN-İ SA'LEBE'YE, RİSÂLET, NAMAZ, ORUÇ VE SADAKA HAKKINDA SORDUĞU SORULARA VERDİĞİ CEVAPLAR|Enes b Mâlik|Şöyle demiştir: (bir kere) Nebiyy-i Muhterem salla'llâhu aleyhi ve sellem ile birlikte oturduğumuz sırada deve üstünde biri gelip devesini mescid(in kapısınd)e çökerttikten sonra bağladı Ondan sonra "Hanginiz Muhammed'dir?" diye sordu Nebiyy-i Mükerrem salla'llâhu aleyhi ve sellem (Ashâbı) arasında dayanmış oturuyordu "İşte dayanmış olan şu beyaz kimsedir " dedik Adamcağız: "Ey Abdü'l-Muttalib'in oğlu!" diye hitâb etti Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem "Seni dinliyorum " buyurdu "Ben sana bâzı şeyler soracağım Amma soracaklarım (pek) ağırdır Gönlün benden incinmesin " dedi Nebiyy-i Efham salla'llâhu aleyhi ve sellem "Aklına geleni sor " buyurdu "Senin ve senden evvelkilerin Rabbi aşkına (söyle) bütün halka seni Allâh mı gönderdi?" dedi "Evet " buyurdu "Allâh aşkına (söyle) bir gün bir gece içinde beş vakit namaz kılmayı sana Allâh mı emretti?" dedi "Evet " buyurdu "Allâh aşkına (söyle) senenin şu (ma'lûm) ayında oruç tutmayı sana Allâh mı emretti?" dedi, "Evet " buyurdu (yine): "Allâh aşkına şu (ma'lûm olan) sadakayı zenginlerimizden alıp fukarâmıza dağıtmayı sana Allâh mı emretti?" dedi Nebiyy-i Muhterem salla'llâhu aleyhi ve sellem (buna da) "Evet " buyurunca adamcağız: "Sen ne getirdin ise ben ona îmân ettim Kavmimin geride kalanlarına da elçi benim Ben, Sa'd b Bekr kabîlesinden Dımâm b Sa'lebe'yim " dedi |57
KİTÂBÜ'L-İLİM|Hz Peygamber'in mektupları|PEYGAMBER (S A VE S )İN KİSRÂ'YA GÖNDERDİĞİ MEKTUP|Abdullâh b Abbâs|Şöyle demiştir: Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem bir adama bir nâme verip Bahreyn ulusuna teslim etmesini emretti Bahreyn ulusu, mektubu Kisrâ'ya îsâl etti Kisrâ onu okuyunca yırttı (Arada râvî olan Muhammed b Şihâb-ı Zührî) der ki: (Zannederim ki Saîd b el-Müseyyeb'den işittim) Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem (Kisrâ ile kavmine) parça parça olsunlar diye duâ buyurdu |58
KİTÂBÜ'L-İLİM|Hz Peygamber'in mektupları;Hz Peygamber'in mührü|RESÛL-İ EKREM (S A VE S )İN GÜMÜŞTEN BİR MÜHÜR EDİNDİĞİNE DÂİR ENES HADÎSİ|Enes b Mâlik|Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem bir mektup yazdırdı, yâhud yazdırmak istedi Dediler ki: "(Yâ Resûlâ'llâh) onlar (yâni Rum'dan ve Acem'den muhâtab olanlar) bir mektûbu mühürlü olmadıkça okumazlar " Bunun üzerine gümüşten bir mühür edindi ki nakşı   idi Bu mührün Yed-i Şerîf-i Risâlet-Penâhî'deki beyazlığı hâlâ gözümün önündedir |59
KİTÂBÜ'L-İLİM|Allâh'a sığınmak;Hayâ;Hz Peygamber'den yüz çevirmek;İlim meclisi;Mecliste boş yere oturmak;Selâmlaşmak|ALLÂH'I ZİKRETMEĞİ İHMÂLİN, ALLÂH'IN İLMÂLİNİ MÛCİP OLACAĞINA DÂİR EBÛ VÂKID HADÎSİ|Ebû Vâkıd-ı Leysî|Şöyle demiştir: (Bir gün) Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem huzûrunda Ashâb'ı olduğu halde Mescidinde otururken karşıdan üç kişi geldi İkisi Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem'e doğru teveccüh etti, birisi de gitti -Râvî der ki: Bu iki kimse huzûr-ı Risâlet-Penâhî'de dur(up selâm ver)du Ve bir tânesi (bilâhare) halkada bir aralık bularak oracıkta oturdu Diğeri ise hâzırûnun arkasında oturdu Üçüncüye gelince arkasını dönüp savuştu Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem (meşgûl olduğu kelâmdan) fâriğ olunca buyurdu ki: "İsterseniz bu üç kişinin hâlini size haber vereyim İçlerinden biri Allâh'a sığındı, Allâh da onu barındırdı Diğeri (sıkıntı vermekten) utandı, Allâh da ondan hayâ etti Öteki ise (bu meclisten) yüz çevirdi, Allâh da ondan yüz çevirdi "|60
KİTÂBÜ'L-İLİM|İlim tebliği;Mü'minin ırzı haramdır;Mü'minin kanı haramdır;Mü'minin malı haramdır|VEDÂ' HACCINDA PEYGAMBER (S A VE S ) İN BÂZI NASÎHATLARINA DÂİR EBÛ BEKRE HADÎSİ|Ebû Bekre Nufey' b Hâris|Şöyle demiştir: Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem (Haccetü'l-Vedâ'da) devesi üzerinde oturdu Devenin dizginini bir adam tutuyordu "Bu gün hangi gündür?" diye sual etti sükût ettik, o derecede ki başka bir isim ile tesmiye edecek zannetdik "Kurban günü değil mi?" buyurdu "Evet " dedik Sonra: "Bu ay hangi aydır?" diye sordu Yine sükût ettik, o derecede ki isminden başka bir isim ile tesmiye edecek zannettik "Zilhicce değil mi?" buyurdu "Evet " dedik (Sonra): "Bu hangi şehirdir?" diye sordu Yine sustuk, o derecede ki isminden başka bir isim ile tesmiye edecek zannettik "Mekke değil mi?" buyurdu "Evet " dedik (Bunun üzerine) buyurdu ki "Kanlarınız, mallarınız, ırzlarınız bu şehir içinde, bu ayda bu günün hürmeti kadar yekdiğerinize haramdır Hâzır olanlarınız, gâib olanlarınıza (bunu) teblîğ etsin Olabilir ki hâzır olan kimse, bunu daha iyi anlar bir kimseye teblîğ etmiş bulunur "|61
KİTÂBÜ'L-İLİM|Bıktırmamak;Vedâ Haccı Hutbesi|PEYGAMBER (S A VE S ) İN FÂSILALI OLARAK VA'ZETTİĞİNE DÂİR İBN-İ MES'ÛD HADÎSİ|Abdullâh b Mes'ûd|Şöyle demiştir: Nebiyy-i Muhterem salla'llâhu aleyhi ve sellem va'z (ve nasîhat) husûsunda bize bıkkınlık gelmesin diye hâlimize bakıp (ona göre) gün ve (saat) kollardı |62
KİTÂBÜ'L-İLİM|Kolaylık göstermek|DİNDE, BIKKINLIK VE USANÇ VERECEK DERECEDE İLERİ GİTMENİN DOĞRU OLMADIĞINA DÂİR ENES HADÎSİ|Enes b Mâlik|Nebiyy-i Muhterem salla'llâhu aleyhi ve sellem'in: "Kolaylık yolunu gösterin, güçlüğe gitmeyin Tebşîr edin, tenfîr etmeyin " buyurduğu rivâyet olunuyor |63
KİTÂBÜ'L-İLİM||ALLÂH KİME İYİLİK MURÂD EDERSE, ONU DİNDE BİLGİ SÂHİBİ YAPAR|Muâviye b Ebî Süfyân|Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem'den işittim, buyuruyordu ki: Allâh (u Teâlâ) her kimin hayrını murâd ederse ona din husûsunda (büyük bir) anlayış verir Ben (verici değil) yalnız taksîm ediciyim Veren ise Allâhu Azze ve Cell'dir Bir de bu ümmet, Allâh'ın emri (ve kazâsı) zuhûr edi(p kıyâmet kopu)nceye kadar emr-i İlâhî(ye mütâbeat) üzere hep sâbit-kadem olup duracak ve kendilerine muhâlefet edenlerden zarar gelmiyecektir |64
KİTÂBÜ'L-İLİM|Hurma Ağacı;Kâmil mü'min|ALLÂH KİME İYİLİK MURÂD EDERSE, ONU DİNDE BİLGİ SÂHİBİ YAPAR|Abdullâh b Ömer|Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem'in yanında idik Bir hurma göbeği getirdiler Buyurdu ki: "Ağaçların içinden bir nev'i vardır ki   ilâ-âhirih -Abdu'llâh b Ömer radiya'llâhu anh'den olan bu rivâyetde: "Bir de baktım ki oradakilerin en küçüğü benim Onun için sustum " ziyâdesi vardır |65
KİTÂBÜ'L-İLİM|Allah yolunda harcamak (infak);İlim öğretmek;İlmiyle âmil olmak;İnfak;Kazâ-Kader|İKİ HASLET SÂHİBİNDEN BAŞKASINA HASED EDİLEMİYECEĞİNE DÂİR ABDULLÂH İBN-İ MES'ÛD HADÎSİ|Abdullâh b Mes'ûd|Şöyle demiştir: Nebiyy-i Mükerrem salla'llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: İki (haslet sâhibin)den başkasına hased olmaz Bunlar da Allah tarafından kendisine mal ihsân olunub da hak (yolun)da onu ihlâke taslît edilen kimse ile kendisine hikmet ihsân olunup onunla hükmeden ve anı ta'lîm eden kimsedir |66
KİTÂBÜ'L-İLİM|İlim öğrenmek|RESÛLULLÂH (S A VE S ) İN İBN-İ ABBÂS'A DUÂSI|Abdullâh b Abbâs|Şöyle demiştir: Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem beni kucaklayıp: "İlâhî ona (ilm-i) Kitâb'ı öğret " diye duâ buyurdu |67
KİTÂBÜ'L-İLİM|Namazda safları sık ve düzgün tutmak|BÜLÛĞ ÇAĞINA VARMIYAN ÇOCUĞUN MÜKELLEF OLMADIĞINA DÂİR İBN-İ ABBÂS RİVAYETİ|Abdullâh b Abbâs|Şöyle demiştir: Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem Minâ'da sütresiz olarak namaz kıldırdığı sırada dişi bir merkebe râkiben karşıdan geldim O zaman sinn-i bülûğa yaklaşmıştım Saflardan birinin önünden geçtim Merkebi otlasın diye salıverdim Ondan sonra saffa girdim Bu (yaptığıma) kimse ses çıkarmadı |68
KİTÂBÜ'L-İLİM|Lâtîfe;Şaka|İLMİN FAZÎLETİ HAKKINDA HADÎSLER|Mahmûd b er-Rebî'|"Beş yaşımda iken Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem'in bir kere bir kova (daki su) dan (ağzına alıp) yüzüme püskürdüğünü derhâtır ederim " demiştir |69
KİTÂBÜ'L-İLİM|İnsanların kısımları|İLMİN FAZÎLETİ HAKKINDA HADÎSLER|Ebû Mûsâ el-Eş'arî|Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla'llahü aleyhi ve sellem buyurdu ki: Allâh'ın benim (vâsıtam) le gönderdiği hidâyet ve ilim boy yağmura benzer (Bu yağmur, kâh öyle) bir toprağa düşer ki onun bir kısmı suyu kabûl eder de çayır ile bol ot yetiştirir Bir kısmı da kurak olur, suyu (üstünde) tutar da Allâh (u Teâlâ) halkı onunla faydalandırır Ondan (hem kendileri) içerler, (hem hayvanlarını) suvarırlar, ekin ekerler (Bu yağmur) diğer (bir nevi') toprağa daha isâbet eder ki düz ve kaypaktır Ne suyu (üstünde) tutar, ne çayır bitirir Allâh'ın dînini anlayıb da Allâh'ın benim (vâsıtam) le gönderdiği (hidâyet ve ilimden) faydamend olan ve bunu bilip (başkasına) bildiren kimse ile (bunu duyduğu vakit kibrinden) başını (bile) kaldırmayan ve Allâh'ın benimle irsâl olunan hidâyetini kabûl etmeyen kimse böyledir |70
KİTÂBÜ'L-İLİM|İçki;Kıyâmet alâmetleri;Zinâ|İLMİN FAZÎLETİ HAKKINDA HADÎSLER|Enes b Mâlik|Şöyle demiştir: Resûlû'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: İlmin ref' olunması, cehlin kökleşmesi, şarabın içilmesi, zinânın çoğalması Kıyâmet alâmetlerindendir |71
KİTÂBÜ'L-İLİM|Kadınların çoğalıp erkeklerin azalması;Kıyâmet alâmetleri;Zinâ|İLMİN FAZÎLETİ HAKKINDA HADÎSLER|Enes b Mâlik|Şöyle demiştir: Size öyle bir söz söyliyeceğim ki, benden sonra hiç kimse onu size söylemeyecektir: Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem'den işittim, buyuruyordu ki: Kıyâmet alâmetlerinden olmak üzere ilim azalacaktır, cehil yayılacaktır, zinâ şâyi' olacaktır Kadınlar(ın mikdârı) kesret, erkekler(inki) kıllet bulacaktır Bir derecede ki, elli kadının yalnız bir bakanı olacaktır |72
KİTÂBÜ'L-İLİM|Rüyâ|İLMİN FAZÎLETİ HAKKINDA HADÎSLER|Abdullâh b Ömer|Şöyle demiştir: Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem'den işittim, "Uykuda iken bana bir kadeh süt getirdiler O kadar içtim ki kanıklık (âsârının) tâ tırnaklarımdan sızdığını (hâlâ) duyuyorum (İçtikten sonra) artığımı Ömer b el-Hattâb'a verdim " buyuruyordu "Yâ Resûlâ'llâh! Bunu ne ile te'vîl ettin?" diye sordular "İlm ile " cevâbını verdi |73
KİTÂBÜ'L-İLİM|Bilmeden yapılan hatalar;Cemrelere taş atma (Şeytan taşlama);Hac menâsikı;Şeytan taşlama;Vedâ Haccı Hutbesi|PEYGAMBER (S A VE S ) İN VEDÂ' HACCINDA HACC MENÂSİKİ İLE İLGİLİ BEYANLARINA DÂİR ABDULLÂH İBN-İ AMR HADÎSİ|Abdullâh b Amr b Âs|Şöyle demiş: Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem Haccetü'l-Vedâ'da halk sor(ub öğren)sun diye Minâ'da durdu Yanına biri gelip "Bilemedimde (Kurban) kesmeden tıraş oldum " dedi "Kurbanını kes, günâhı yok " buyurdu Diğeri gelip "Bilemedimde Remiy'den evvel (kurban) kestim " dedi "Remyet, günâhı yok " buyurdu Nebiyy-i Mükerrem salla'llâhu aleyhi ve sellem'e (o gün Remy, nahr, halk, tavâf gibi yevm-i Iyd a'mâlinden) takdîm veya te'hîr edilmiş hiçbir şey sorulmadı ki (cevâbında) "Yap, günâhı yok " buyurmasın |74
KİTÂBÜ'L-İLİM|Adam öldürmek;Kıyâmet alâmetleri|İLMİN KABZOLUNACAĞINA, KATİL VE FİTNELERİN ZUHÛR EDECEĞİNE DÂİR EBÛ HÜREYRE HADÎSİ|Ebû Hüreyre|Şöyle demiştir: Nebiyy-i Muhterem salla'llâhu aleyhi ve sellem (bir kere): "İlim, kabzolunacak (yâni kaldırılacak), cehil ve fiten zuhûr edecek ve herc çoğalacaktır " buyurdu "Yâ Resûlâ'llâh, herc nedir?" diye sordular Murâd-ı âlîsi katl imiş gibi elini münharifen indirerek: "İşte böyle!" buyurdu |75
KİTÂBÜ'L-İLİM|Güneş tutulması ve namazı|KABİRDE GEÇİRİLECEK İMTİHAN HAKKINDA ESMÂ' HADÎSİ|Esmâ' b Ebî Bekr|Şöyle demiştir: (Küsûf zamânında) Âişe radiya'llâhu anhâ namaz kılarken nezdine gittim "(Bu) Halka ne oluyor? (neden korkuyorlar?)" dedim (Küsûf vukûa geldiğini anlatmak için) gök yüzüne doğru (başı ile) işâret etti Meğer hep namaza durmuşlarmış Âişe radiya'llâhu anhâ: "Sübhâna'llâh!" dedi "Bu bir âyet (-i azâb veya tekarrüb-i Kıyâmet) mi?" diye sordum Başiyle "Evet " diye işâret etti Bunun üzerine ben de (namaza) durdum Üzerime baygınlık gelinceye kadar (durdum) (Yanımdaki kırbadan) başıma su dökmeğe başladım (Namazdan sonra) Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem Allâh'a (Hamd ü) senâ edip buyurdu ki "Cennet ve Cehennem'e kadar (evvelce) bana gösterilmemiş hiçbir şey kalmadı ki, bu makamda görmüş olmayayım Bana vahyolundu ki, siz kabirlerinizde Mesîh-i Deccâl (yüzünden çekilecek) imtihanlara benzer, yâhud ona karîb bir imtihân geçireceksiniz (Kabre girmiş kimseye) 'Bu adam (Yâni Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem) hakkındaki ilmin nedir?, diye sorulacak Mü'min, yâhud sâhib-i yakîn olan kimse: 'O (Zât-ı Şerîf) Muhammed'dir O (Zât-ı Şerîf) Allâh'ın Resûlüdür Bize (Âyât-ı) beyyinât ile hidâyet getirdi Biz de da'vetine icâbet ve (isrine) mütâbeat ettik O (Zât-ı Şerîf) Muhammed (salla'llâhu aleyhi ve sellem)dir , diyecek (Ve bu söz) üç kere (tekrâr olunacak) Ondan sonra (o kimseye): '(Öyle ise) yat da rahâtına bak O (Zât-ı Şerîf'in nübüvvetine) yakînin olduğunda şüphe kalmadı , denilecek (Yok eğer) münâfık ise veyâhud kalbinde şek varsa (o suâle karşı): 'Ben ne bileyim? işittim, öteki beriki bir şeyler söylüyorlardı Ben de söyledim , cevâbını verecek "|76
KİTÂBÜ'L-İLİM|Süt kardeşliği|SÜT KARDEŞLİĞİN EVLENMEĞE MÂNİ' OLDUĞUNA DÂİR UKBE HADÎSİ|Ukbe b el-Hâris|Ravi, İhâb b Azîz'in kızını tezevvüc etti Derken yanına bir kadın gelip "Ukbe'yi de, tezevvüc ettiği kadını da ben emzirdim " dedi Ukbe, ona: "Ne senin beni emzirdiğinden haberim var, ne de evvelce bunu bana söylediğinden " cevâbını verdi (Hayvanına) binip Medîne'ye (Huzûr-ı) Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem'e gitti (Hükm-i şer'îyi) sordu Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem: "Nasıl olur ya? Bir kere (bu söz) söylenmiş bulundu " buyurdu Bunun üzerine Ukbe o kadından müfârekat etti O da başka bir kocaya vardı |77
KİTÂBÜ'L-İLİM|İlim öğrenmek|RESÛL-İ EKREM (S A VE S ) İN BİR AY ZEVCELERİYLE GÖRÜŞMEMEĞE YEMÎN ETMESİ|Ömer b el-Hattâb|Şöyle demiştir: Ensârdan bir komşum ile berâber Benî Ümeyye b Zeyd yurdunda (oturuyor) idim Bu (yurd) Medîne'nin Avâlî denilen semtindedir (Bir şey öğrenmek ümîdiyle) Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem'in nezdine nöbetleşe inerdik Bir gün o iner, bir gün ben inerdim Ben indiğim zaman o gün vahiy ve sâireye dâir (ne duyarsam) haberini (komşuma) getirirdim O da indiği zaman böyle yapardı Ensârî arkadaşım (bir def'a) nöbetinin gününde indi (Dönüşünde) kapımı pek şiddetli çalarak: "Burada mı?" diye sordu (Fenâ halde) ürkdüm Yanına çıktım "Büyük bir şey hâdis oldu (Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem zevcâtını tatlîk etti )" dedi (Ömer radiya'llâhu anh der ki: Ben zâten böyle bir şey olacağını zannedip duruyordum Sabah namazını kılınca giyinip kuşandım Sonra Medîne'ye inip) Hafsa'nın yanına girdim Baktım ki ağlıyor "Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem, sizleri (yâni Zevcât-ı Tâhirâtı) tatlîk mi etti?" diye sordum "Bilmiyorum " dedi Ondan sonra Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem'in yanına girdim Ayak üstü durduğum yerden: "(Yâ Resûlâ'llâh,) Zevcelerini tatlîk mi ettin?" dedim "Hayır " buyurdu Bunun üzerine ben de "Allâhu Ekber " demişim |78
KİTÂBÜ'L-İLİM|Bıktırmamak;Cemâatle kılınan namazı uzatmamak;Kolaylık göstermek|NAMAZDAN BIKTIRMAMAK ÜZERİNE EBÛ MES'ÛD-İ HADİSİ|Ebû Mes'ûd Ukbe İbn-i Amr|Şöyle demiştir: (Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem'e) biri gelip: "Yâ Resûlâ'llâh, filânca bize (namaz kıldırırken) o kadar uzatıyor ki âdetâ namazı terkedecek gibi oluyorum " dedi Nebiyy-i Mükerrem salla'llâhu aleyhi ve sellem'i hiçbir mev'ızada o günkü kadar gazablı görmedim Buyurdu ki "Ey nâs, sizde tenfîr hasleti vardır (İçinizden) halka namaz kıldıran olursa hafif tutsun Çünkü (cemâatin) içinde hastası var, zaîfi var, iş-güç sâhibi olanı var "|79
KİTÂBÜ'L-İLİM|Lukata;Yitik mal (lukata)|YİTİK MALIN HÜKMÜ HAKKINDA ZEYD İBN-İ HÂLİD HADÎSİ|Zeyd b Hâlid-i Cühenî|Şöyle demiştir: Biri, Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem'den lukatayı, (yâni yitik malı) sordu Buyurdu ki: "Bağını, yâhud kabını, kılıfını belle sonra (ötekine, berikine) bir sene ta'rîf et Ondan sonra onu kullan (Ondan sonra da) sâhibi çıkarsa (yine) ona ver " O adam: "Yitik deve de (böyle mi?)" diye sordu (Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem) o kadar gazab etti ki mübârek yanakları, yâhud yüzü kızardı Ve: "Ondan sana ne? (Su) tulumunu, (ayağındaki) markubunu o berâber taşır, (muhtâc oldukca) su başlarını bulur, ağaç (yapraklarından) otlar Onu sâhibi buluncaya kadar kendi hâline bırak " buyurdu "Ya, yitik davara ne buyurursun?" dedi, "O ya senindir, ya kardeşinindir, ya kurdundur " buyurdu |80
KİTÂBÜ'L-İLİM|Bilmediğini sormak;Hz Peygamber'e eza;Soru sormak;Tevbe-İstiğfar|YERSİZ VE HOŞLANILMAYAN SORULAR SORMANIN MENHÎ OLDUĞUNA DÂİR EBÛ MÛSÂ HADÎSİ|Ebû Mûsâ el-Eş'arî|Şöyle demiştir: (Bir kere) Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem'den hoşlanmadığı bâzı şeyler soruldu (Bu gibi) suâller çoğalınca gazab etti Ondan sonra "Bana istediğinizi sorunuz " diye buyurdu Birisi (kalkıp) "Benim babam kimdir?" dedi "Baban Huzâfe'dir " buyurdu Bir diğeri kalkıp "Yâ Resûlâ'llâh, ya benim babam kimdir?" dedi "Şeybe'nin âzâtlısı Sâlim'dir " buyurdu Ömer (b el-Hattâb radiya'llâhu anh) vech-i Risâlet-Penâhî'deki (âsâr-ı) gazabı görünce "Yâ Resûlâ'llâh, Azîz ve Celîl olan Allâh (u Teâlâ'y)a tevbe ediyoruz " dedi |81
KİTÂBÜ'L-İLİM|Hz Peygamber'in konuşması;Selâmlaşmak;Sözü tekrar etmek|RESÛL-İ EKREM (S A VE S )İN SÖZLERİNİ VE SELÂMINI ÜÇ KERE TEKRARLAMASI|Enes b Mâlik|Şöyle demiştir: Nebiyy-i Muhterem salla'llâhu aleyhi ve sellem bir söz söylediği zaman iyice anlaşılsın için üç kere tekrâr ederdi (Kezâlik) bir kavmin yanına gelip selâm verdiği zaman da üç kere selâm verirdi |82
KİTÂBÜ'L-İLİM|Eğitim;Ehl-i kitap;Rıfk;Terbiye (eğitim)|ÜÇ SINIF İNSANIN İKİŞER ECRE SÂHİP OLDUĞUNA DÂİR EBÛ MÛSÂ HADÎSİ|Ebû Mûsâ el-Eş'arî|Şöyle demiştir: Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Üç kişinin ikişer ecri vardır Onlardan biri Ehl-i Kitâb'dan olup da hem kendi Peygamberine, hem de Muhammed salla'llâhu aleyhi ve sellem'e îmân eden kimsedir Diğeri abd-i memlûkdur ki, hem Allâhu Teâlâ'nın, hem de efendilerinin hakkını edâ ettiğinde (o da iki ecre nâil olur ) Üçüncüsü öyle bir kimsedir ki nezdinde tasarruf ede (bile)ceği bir câriy bulunur da onu te'dîb, ammâ (unf ve şiddetden âzâde olarak güzel güzel) te'dîb eder, ta'lîm (lâkin yine rıfk ile güzel güzel) ta'lîm eder, bundan sonra da onu âzâd edip tezevvüc eder (İşte) böylesinin de iki ecri vardır |83
KİTÂBÜ'L-İLİM|Eğitim;İlim öğrenmek;Köle;Terbiye (eğitim);Va'z|PEYGAMBER (S A VE S )İN KADINLARA SADAKA VERMELERİNİ TERGÎB BUYURMASI|Abdullâh b Abbâs|Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem (Mescid-i Şerîf'de va'z ettikten sonra) kadınlara duyuramadım zanniyle yanında Bilâl olduğu halde (erkek saflarından) çıktı Kadınlara va'z ederek onlara sadaka vermeği emretti (Sözleri o kadar te'sîr etti ki,) kadınların kimi (kulaklarındaki) küpeyi, kimi (parmağındaki) yüzüğü (çıkarıp) atmağa başladılar Bilâl de onları eteği içine topluyordu |84
KİTÂBÜ'L-İLİM|Hz Peygamber'in şefâati;İmanda İhlâs|KALBİNDEN (YÂHUD İÇİNDEN) KELİME-İ TEVHÎD'İ SÖYLEYEN KİMSENİN KIYÂMET GÜNÜNDE ŞEFÂATE EN ZİYÂDE MAZHAR OLACAĞI|Ebû Hüreyre|Şöyle demiştir: (Bir kere) "Yâ Resûlâ'llâh, Kıyâmet gününde Sen'in şefâatin en ziyâde kime râyegân olacak?" diye sordum Buyurdu ki: "Yâ Ebâ Hüreyre, hadîs (bellenmek) için sende gördüğüm hırsa göre bu hadîsi senden evvel kimsenin bana sormayacağını (zâten) tahmîn ediyordum Kıyâmet gününde halk içinde şefâatime en ziyâde mazhar olacak kimse kalbinden (yâhud içinden) hâlis olarak Lâ ilâhe illâ'llâh diyendir "|85
KİTÂBÜ'L-İLİM||EHL-İ İLMİN FAZÎLETİ HAKKINDA ABDULLÂH İBN-İ AMR HADÎSİ|Abdullâh b Amr b Âs|Şöyle demiştir: (Haccetü'l-Vedâ'da) Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem'den işittim, buyurdu ki: Allâhu Teâlâ ilmi kullar(ının sudûr) ından nez' etmek (yâni silmek) sûretiyle değil, (ervâh-ı) ulemâyı kabzetmek sûretiyle kabzedecektir Nihâyet hiçbir âlim kalmayınca halk kendilerine câhil bir takım kimseleri reis edinirler Bunlara (öte-beri) sorulur Onlar da ilimleri olmadığı halde fetvâ verirler de hem kendileri dalâlete düşerler, hem (halkı) idlâl ederler |86
KİTÂBÜ'L-İLİM|Çocuğu kendinden önce ölenler;Va'z|PEYGAMBER (S A VE S )İN KADINLARA VA'Z ETMEK İÇİN BİR GÜN TAHSÎSİ|Ebû Saîd-i Hudrî|Şöyle demiştir: (Bir def'a) kadınlar "Yâ Resûlâ'llâh, (sözlerini dinlemek için) erkeklerden bize meydan kalmıyor Kendiliğinden bize bir gün tahsîs et " dediler (Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem) onlara (mîâd olarak) bir gün ta'yîn etti Kadınlar yevm-i muayyende Huzûr-ı Risâlet-Penâhî'ye geldiler O da kendilerine va'z etti, (bâzı şeyler) emretti Buyurduğu sözler meyânında: "İçinizden hiçbir kadın yoktur ki evlâdından üç tânesini (âhirete kendinden) evvel yollasın da, Cehennem'e karşı onun için bir siper peydâ olmasın " sözü vardı İçlerinden biri: "İki tânesi de (öyle değil mi?)" dedi (Cevâben): "İki tânesi de öyledir " buyurdu Ebû Hüreyre radiya'llâhu anh'den vârid olan diğer rivâyetde (mukayyed olarak) "Sinn-i bülûğa varmamış üç evlâd " denilmiştir |87
KİTÂBÜ'L-İLİM|Kıyâmet günü hesap|PEYGAMBER (S A VE S )İN KADINLARA VA'Z ETMEK İÇİN BİR GÜN TAHSÎSİ|Ümmü'l-mü'minîn Âişe|Şöyle demiştir: Nebiyy-i Muhterem salla'llâhu aleyhi ve sellem: "Kim hesâba çekilirse azâb edilmiş olur " buyurdu -Âişe der ki "Allâhu Teâlâ   buyurmuyor mu?" dedim de "Bu senin dediğin arzdır, yoksa her kim ince hesâba çekilirse helâk olur " buyurdu |88
KİTÂBÜ'L-İLİM|Harem-i Şerîf'in hürmeti;İlim öğretmek|MEKKE HAREMİNDE KAN DÖKMENİN, AV HAYVANLARINA VE BİTKİLERİNE MÜDÂHALENİN MEMNÛİYETİ HAKKINDA EBÛ ŞÜREYH HADÎSİ|Ebû Şüreyh|Şöyle demiştir: Feth (-i Mekke'nin ertesi) günü Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem'den bir söz işittim ki, onu söylerken (şu) kulaklarım duydu, kalbim belledi, (söyliyeni de) gözlerim (o anda) gördü Allâh'a hamd ü senâ ettikden sonra buyurdu ki: Mekke'yi (tâ evvelden-beri) harâm eden Allâhu Teâlâ'dır Onu harâm eden insanlar değildir Bundan dolayı Allâh'a ve yevm-i Âhirete îmân eden kimse için Mekke'de ne kan dökmek, ne de bir ağaca balta vurmak olmaz Şâyed Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem (burada) mukâtele etti diye ruhsat tarafına kaçan biri bulunursa ona: "Allâh (u Teâlâ yalnız) Resûlüne izin vermiştir Size izin vermemiştir " deyiniz Bana da (yalnız) bir günün bir saâti içinde izin verdi Ondan sonra bu günkü hürmeti dünkü hürmeti derecesine döndü (Bu dediklerimi burada) hâzır olanlar, gâib olanlara teblîğ etsin |89
KİTÂBÜ'L-İLİM|Hz Peygamber'e yalan isnadı|PEYGAMBER (S A VE S )İN AĞZINDAN YALAN UYDURANLARIN HÂLİ|Alî b Ebî Tâlib|Şöyle demiştir: Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem'den işitdim, buyurdu ki benim ağzımdan yalan uydurmayınız Her kim benim ağzımdan yalan söylerse Cehennem'deki yerine hazırlansın Buhârî'ye göre: Rib'ıyy b Hırâş, Alî (b Ebî Tâlib) radiya'llâhu anh'den Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem'in "Benim ağzımdan yalan uydurmayınız Her kim benim ağzımdan yalan söylerse Cehennem'e girsin " buyurduğunu işittiğini kendisinden duymuş |90
KİTÂBÜ'L-İLİM|Hz Peygamber'e yalan isnadı|PEYGAMBER (S A VE S )İN AĞZINDAN YALAN UYDURANLARIN HÂLİ|Seleme İbn-i Ekva'|Şöyle demiştir: Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem'den işittim, buyurdu ki: Benim söylediklerimi her kim bana isnâd ederse Cehennem'deki yerine hazırlansın |91
KİTÂBÜ'L-İLİM|Hz Peygamber'e yalan isnadı;Hz Peygamber'i rüyâda görmek;Hz Peygamber'in isimlerini almak|PEYGAMBER (S A VE S )İN KÜNYESİNİN AD OLARAK KONULAMIYACAĞINA DÂİR EBÛ HÜREYRE HADÎSİ|Ebû Hüreyre|Şöyle demiştir: Nebiyy-i ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Benim adımı (kendinize, yâhud birbirinize) takınız Künyemi de (yâni Ebû'l-Kâsım künyesini) de takınmayınız (Şu da ma'lûm olsun ki,) her kim beni rü'yâda görürse hakîkatte beni görmüş olur Zîrâ şeytan benim sûretime temessül edemez Bir de, her kim benim ağzımdan bilerek yalan uydurursa Cehennem'deki yerine hazırlansın |92
KİTÂBÜ'L-İLİM|Harem-i Şerîf'in hürmeti|MEKKE'NİN KİMSEYE HALÂL OLMADIĞINA DÂİR EBÛ HÜREYRE HADÎSİ|Ebû Hüreyre|Şöyle demiştir: Nebiyy-i Muhterem salla'llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Allâh (ü Teâlâ, Ashâb-ı) Fîl'i, yâhud (beliyye-i) katli Mekke ('ye girmek)den habs (yâni men') etmiştir Yalnız Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem ile mü'minler (o da bir kere Mekke) ahâlîsine taslît edilmişlerdir Haberiniz olsun, (Mekke) benden evvel hiçbir kimse için helâl olmadığı gibi, benden sonra da hiçbir kimse için helâl olmayacaktır Biliniz ki o (yalnız) bir günün bir sâatinde (yalnız) benim için helâl olmuştur Ma'lûmunuz olsun ki işte bu sâatde benim için bile harâmdır (Mekke'nin) dikeni (bile) kesilmez Ağacına balta değdirilemez Yitiğini kimse (elini uzatıp) alamaz Meğer ki (sâhibini) aramak için ola O halde her kim (in bir kimsesi) katlolunursa iki şeyden hangisi (hakkında) hayırlı ise onu isteyebilir (yâni iki şey beyninde muhayyerdir ): ya (kendisine) diyet verilir, ya maktûlün ehli kısâs ettirir -Bunun üzerine Yemen ahâlîsinden biri gelip: "Yâ Resûlâ'llâh, (Şu buyurduklarını) benim için yaz " dedi (Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem de): "Ebû fülân için yazınız " buyurdu Derken Kureyş'den bir zât: "Yâ Resûlâ'llâh, izhırdan başka Zîrâ biz onu evlerimiz(in inşâsın) de, kabirlerimiz(in binâsın) de kullanıyoruz " dedi Nebiyy-i Ekrem salla'llâhü aleyhi ve sellem de: "İzhırdan başka " buyurdu |93
KİTÂBÜ'L-İLİM|Hz Peygamber'in vasiyetnâme yazdırmak istemesi;Nizâ (anlaşmazlık)|RESÛL-İ EKREM (S A VE S )İN SON HASTALIĞINDA BİR VASIYYETNÂME YAZDIRMAK İSTEMESİ|Abdullâh b Abbâs|Şöyle demiştir: Nebiyy-i Mükerrem salla'llâhu aleyhi ve sellem'in (son hastalığında) ağrısı iştidâd edince: "Yazı yazacak şey getiriniz Size öyle bir kitâb (vasiyyetnâme) yazdırayım ki ondan sonra hiç dalâlette kalmayasınız " buyurdu Ömer radiya'llâhu anh: "Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem'in hastalığı ağırlaştı Elimizde ise Allâhu Teâlâ'nın Kitâb'ı vardır O bize yeter " dedi Bunun üzerine (oradaki Sahâbe beyninde) ihtilâf çıktı Sözleri birbirine karıştı (Resûlu'llâl salla'llâhu aleyhi ve sellem de): "Yanımdan savulun Benim yanımda nizâ' olmaz " buyurdu |94
KİTÂBÜ'L-İLİM|Kadınlar|RESÛLULLÂH (S A VE S )İN, ÜMMETİNİN İLERİDE FİTNE VE MUSÎBETLERE GİRİFTÂR, HEM DE SONSUZ Nİ'MET VE RAHMET HAZÎNELERİNE NÂİL OLACAKLARINI HABER VERMESİ|Ümmü'l-Mü'minîn Ümmü Seleme|Şöyle demiştir: Bir gece Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem uyandı da: "Sübhânallâh, bu gece ne fitneler nâzil oldu! Ne hâzineler de açıldı! Hücre sâhiblerini (yâni ezvâc-ı tâhirâtı) uyandırınız Dünyâda nice giyinik kadınlar vardır ki âhiretde çıplakdırlar " buyurdu |95
KİTÂBÜ'L-İLİM|Her şey fânidir|YÜZ SENE SONRA YERYÜZÜNDE OLANLARDAN KİMSE KALMIYACAĞI HAKKINDA ABDULLÂH İBN-İ ÖMER HADÎSİ|Abdullâh b Ömer|Şöyle demiştir: Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem âhir hayâtında bir kere bize Yatsı'yı kıldırdı Selâm verince ayağa kalktı ve: "Bu geceyi görüyorsunuz ya, işte bu geceden i'tibâren yüz sene başında (bu gün) yer yüzünde olanlardan hiçbir kimse kalmıyacaktır " buyurdu |96
KİTÂBÜ'L-İLİM||PEYGAMBER ALEYHİ'S-SELÂM'IN GECE KILDIĞI NAMAZ|Abdullâh b Abbâs|Şöyle demiştir: Bir gece Nebiyy-i Muhterem salla'llâhu aleyhi ve sellem'in zevcât-ı tâhirâtdan teyzem Meymûne binti'l-Hâris (radiya'llâhu anhâ'nın) evinde kaldım Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem o gece (nöbeti dolayısiyle) nezdinde idi Nebiyy-i Mükerrem salla'llâhu aleyhi ve sellem (Mescidde) Yatsı'yı kıldırdıktan sonra menzil (-i saâdet)ini teşrîf etti Dört rek'at namaz kıldıktan sonra uyudu Sonra kalktı: "Çocuk uyudu mu?" dedi Yâhud buna benzer bir söz söyledi Sonra (namaza) durdu Ben de sol tarafına durdum Beni sağ tarafına geçirip beş rek'at kıldı Ondan sonra da iki rek'at kıldı Ondan sonra uyudu O kadar ki horultusunu duydum Ondan sonra namaz (kıldırmak üzere mescid)a çıktı |97
KİTÂBÜ'L-İLİM|Ebû Hureyre'nin çok hadîs rivâyet etmesi|EBÛ HÜREYRE (R A )'İN ÇOK HADÎS RİVÂYETİNİN SEBEB-İ HİKMETİ|Ebû Hüreyre|Şöyle demiştir: Halk: "Ebû Hüreyre çok (hadîs rivâyet) ediyor " deyip duruyorlar Halbuki Kitâbu'llâh'da (şu) iki âyet olmasaydı hiçbir hadîs nakletmezdim -(Ebû Hüreyre bu sözden) sonra   Âyet-i Kerîme'lerini okuyup derdi ki: Muhâcirîn kardeşlerimiz çarşılarda alış-verişle, Ensâr kardeşlerimiz de malları (ve toprakları) için çalışmakla meşgûl olurken Ebû Hüreyre boğazı tokluğuna Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem'e mülâzemet eder ve onların hazır bulunamadıkları meclislerde hazır bulunur, onların belleyemedikleri sözleri bellerdi |98
KİTÂBÜ'L-İLİM|Ebû Hureyre'nin çok hadîs rivâyet etmesi|EBÛ HÜREYRE (R A )'İN HİÇ BİR ŞEYİ UNUTMAMASININ HİKMETİ|Ebû Hüreyre|"Yâ Resûlâ'llâh, Sen'den bir çok hadîs işitiyorum da unutuyorum " dedim "Ridânı (futanı) yay " buyurdu Yaydım Elleriyle (bir şey) avuçlayıp (ridânın) içine at(ıyor gibi yap)tı Sonra: "Topla " diye emretti Ridâmı topladım İşte ondan sonra (artık) hiçbir şey unutmadım |99
KİTÂBÜ'L-İLİM|Ebû Hureyre'nin çok hadîs rivâyet etmesi|EBÛ HÜRYERE (R A )'İN PEYGAMBER (S A VE S ) DEN İKİ KAP (DOLUSU) İLİM BELLEDİĞİNE DÂİR RİVÂYETİ|Ebû Hüreyre|Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem'den iki kap (dolusu) ilim belledim Bunlardan birini (size) nisâr ettim Diğerine gelince onu meydana çıkaracak olsam benim şu boğazım kesilir |100
KİTÂBÜ'L-İLİM|Dinlemek;Küfre dönmemek|PEYGAMBER ALEYHİ'S-SELÂM'IN VEDÂ' HACCINDA MÜSLÜMANLARA BİR NASÎHATİ|Cerîr b Abdullâh el-Becelî|Şöyle demiştir: Nebiyy-i Muhterem salla'llâhu aleyhi ve sellem Haccetü'l-Vedâ'da: "Halkı sustur da dinlesinler " diye emretti (Halk sükût ettikten sonra): "Benden sonra birbirinin boynunu vuran kâfirlere dönmeyiniz " buyurdu |101
KİTÂBÜ'L-İLİM|Hz Mûsâ;Hızır;Mûsâ (A S );Vedâ Haccı Hutbesi|HAZRET-İ MÛSÂ-HIZIR ALEYHİ'S-SELÂM KISSASI|Übey İbn-i Kâ'b|Şöyle demiştir: Resûl-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Mûsâ Peygamber (salla'llâhu aleyhi ve sellem bir kere) Benî İsrâîl içinde hutbeye kalkmıştı Kendisine: "En çok âlim olan kimdir?" diye soruldu "En âlim benim " diye cevab verdi (Bu hususdaki) ilmi (Allâhu a'lem diyerek) Allah'a havâle etmediğinden dolayı Allâh (u Azîmü'ş-Şân) ona ıtâb etti Allâh (u Teâlâ): "İki denizin bitiştiği yerde kullarımdan biri var O senden daha âlimdir " diye ona vahyetti "Yâ Rab, ona nasıl yol bulayım?" dedi Ona: "Bir zenbil içinde bir balık taşı Onu nerede kaybedersen (o kulum) oradadır " denildi (Mûsâ aleyhi's-selâm) gitti Hâdimi Yûşa' b Nûn (alehi's-selâm) ı da (birlikte) götürdü Bir zenbil içine de bir balık koyup yüklendiler (İki denizin bitiştiği yerdeki) kayanın yanına varınca başlarını (yere) koyup uyudular (derken tuzlanmış ölü) balık zenbilden sıyrı(lıp kurtu)ldı Ve deniz içinde kendine su küngü gibi (bir boşluk bırakarak) yol açtı (Deniz içinde böyle bir yolun açılması) Mûsâ ile hâdimince (aleyhime's-selâm) şâyân-ı teaccüb bir şey olmuştu (Uyandıktan sonra o gecenin bakiyyesi ile bütün gün gittiler Sabah olunca Mûsâ (aleyhi's-selâm) Hâdimine: "Kuşluk yemeğimizi ver Bu seferimizden yorgunluk duy(mağa başla)duk " dedi (Halbuki) Mûsâ (aleyhi's-selâm) emrolunduğu o yerin ötesine geçmedikçe yorgunluk duymamıştı Hâdimi: "Bak hele, taşın dibinde barındığımız zaman balı (ğın gittiğini haber verme) ğı unutmuşum " dedi Mûsâ (aleyhi's-selâm): "Zâten istediğimiz de bu idi " dedi Bunun üzerine kendi izlerine baka baka geriye döndüler Taşın yanına varınca bir de baktılar ki esvâbına bürünmüş bir zât (duruyor) Mûsâ (aleyhi's-selâm) selâm verdi Hızır (aleyhi's-selâm): "Acâyib! Bu (senin bulunduğun yerde) selâm ne gezer?" dedi "Ben Mûsâ'yım " dedi O: "Benî İsrâil Mûsâ'sı mı?" diye sordu "Evet " dedi Mûsâ (aleyhi's-selâm sonra yine söze başlayıp): "Sana ta'lîm olunan rüşd (ve hidâyet) den bana (bir şey) ta'lîm etmek üzere sana tebaiyyet edeyim mi?" dedi Hızır (aleyhi's-selâm): "Sen, benimle hiç mi hiç edemezsin yâ Mûsâ! Bende Allâh'ın kendi ilminden bana verdiği öyle bir ilim vardır ki sen onu bilemezsin Sende de Allâh'ın verdiği öyle bir ilim vardır ki onu da ben bilemem " cevâbını verdi (Mûsâ aleyhi's-selâm): "Beni inşâ-Allah sabırlı bulursun Sana hiçbir işinde de karşı gelmiyeceğim " dedi Gemileri olmadığı için deniz kıyısında söyleştiler Hızır (aleyhi's-selâm)ı (gemiciler) tanıdılar Ve onları navulsuz (gemiye) aldılar (O sırada) bir serçe, geminin kenarına konup denizden bir iki yudum (su) aldı Hızır (aleyhi's-selâm): "Yâ Mûsâ, benim ilmimle senin ilmin, İlmu'llâhı bu serçenin denizden aldığı bir yudum kadar bile eksiltmez " dedi Ve (ondan sonra) gemi tahtalarından birine el atıp söktü Mûsâ (aleyhi's-selâm) "Adamcağızlar bizi (gemilerine) navulsuz almışlarken sen, gemilerine kasdedip içindekileri batırmak için mi deliyorsun " dedi Hızır aleyhi's-selâm: "Sen, benimle hiç edemezsin demedim mi?" dedi (Mûsâ aleyhi's-selâm): "(Şu) dalgınlığımdan dolayı beni muâheze edip de bana güçlük gösterme " cevâbını verdi (vâkıâ da) Mûsâ (aleyhi's-selâm'ın) bu ilk muhâlefeti dalgınlık (eseri) idi Yine gittiler Bir de baktılar ki bir çocuk (diğer) çocuklarla oynuyor |102
KİTÂBÜ'L-İLİM||ALLAH YOLUNDA SAVAŞMANIN FAZÎLETİNE DÂİR EBÛ MÛSÂ HADÎSİ|Ebû Mûsâ el-Eş'arî|Şöyle demiştir: Nebiyy-i Muhterem salla'llâhu aleyhi ve sellem'e biri gelip: "Yâ Resûlâ'llâh, Allâh yolunda kıtâl ne demektir? Kimimiz gazabına kapılarak, kimimiz ârından dolayı kıtâl ediyor (Buna ne dersin?)" diye sordu (Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem başını kaldırıp): "Her kim Kelimetu'llâh (yâni Kelime-i Tevhîd) daha âlî olsun diye kıtâl ederse onunkisi Allâh yolundadır " buyurdu |103
KİTÂBÜ'L-İLİM|Ruh|YEHÛDÎLERİN PEYGAMBER ALEYHİ'S-SELÂM'A, RUH NEDİR? DİYE SORMALARI|Abdullâh b Mes'ûd|Şöyle demiştir: Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem ile birlikte (bir gün) Medîne harâbelerinde yürüyorduk (Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem) hurma dalından bir değneğe dayanıyordu Derken bir kaç yahûdîye tesâdüf etti Bir takımı diğer takımına: "Ona rûhu sorun " dedi Bir takımı da: "Ona (bir şey) sormayın (belki) bunun hakkında hoşlanmayacağınız bir şey söyler " Bâzıları ise: "Herhalde soracağız " dedi Derken biri kalkıp: "Yâ ebe'l-Kâsım, rûh nedir?" diye sordu (Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem) sükût buyurdu (Kendi kendime): "Ona şüphesiz vahiy geliyor " diyerek (yanından) kalktım |104
KİTÂBÜ'L-İLİM|Hz Peygamber'e itâat;İmanda İhlâs|KELİME-İ ŞEHÂDET'İ KALBEN TASDÎK EDEN KİŞİYE CEHENNEM ATEŞİNİN HARÂM OLDUĞUNA DÂİR ENES HADÎSİ|Enes b Mâlik|Şöyle demiştir: Muâz (b Cebel) deve üstünde Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem'in terkisinde idi "Yâ Muâz!" diye nidâ buyurdu (Muâz): "Lebbeyk yâ Resûlâ'llâh" dedi (Ve bu) üç kere (vâkı' oldu Üçüncüsünde): "Hiç kimse yoktur ki kalbinden tasdîk ederek Allah'dan başka İlâh olmadığına ve Muhammed'in Resûlu'llâh olduğuna şahâdet etsin de, Allâh (u Teâlâ) onu (Cehennem) ateşine harâm etmesin " buyurdu (Muâz): "Yâ Resûlâ'llâh, bunu halka haber vereyim de sevinsinler mi?" dedi "Hayır, söyleme Çünkü (sonra buna) güvenirler " buyurdu Bunu Muâz (b Cebel) vefâtına yakın günahdan sıyrılmak için haber verdi |105
KİTÂBÜ'L-İLİM|Hayâ;İhtilâm olmak;İlimde ayıp olmaz;Kadınlar|DÎNİ İŞLERDE UTANMANIN SUÂL SORMAĞA MÂNİ' OLMAMASI|Ümmü'l-Mü'minîn Ümmü Seleme|Şöyle demiştir: Ümmü Süleym radiya'llâhu anhâ, Nebiyy-i Muhterem salla'llâhu aleyhi ve sellem'in yanına gelip: "Yâ Resûlâllâh, Allâh (u Teâlâ) hak (kı beyân etmek) dan hayâ etmez Bir kadın ihtilâm olursa gusûl etmesi îcâb eder mi? diye sordu Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem: "Suyu gördüğünde (evet )" cevâbını verdi Ümmü Seleme (hicâbından) yüzünü örterek: "Yâ Resûlâ'llâh, kadın da ihtilâm olur mu?" dedi (Bunun üzerine Resûlu'llah salla'llâhu aleyhi ve sellem): "Evet, Allâh cezânı kaldırsın, (bu olmasa) çocuğu kendisine nasıl benzeyebilir?" buyurdu |106
KİTÂBÜ'L-İLİM||MEZÎNİN ABDESTİ BOZDUĞUNA DÂİR HAZRET-İ ALÎ HADÎSİ|Alî b Ebî Tâlib|Şöyle demiştir: Mezî ile müptelâ bir kimse idim Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem'e sorsun diye Mıkdâd (b el-Esved)e söyledim Sordu "Abdesti îcâb eder " buyurdu |107
KİTÂBÜ'L-İLİM|Hac menâsikı;Mikat|MÎKAT YERLERİ HAKKINDA ABDULLÂH İBN-İ ÖMER HADÎSİ|Abdullâh b Ömer|Şöyle demiştir: Biri mescidde ayağa kalkıp: "Yâ Resûla'llâh nereden ihlâl edelim (yâni ihrâma girip Telbiyeye başlayalım?)" diye sordu Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem: "Medîne ahâlîsi Zü'l-huleyfe'den, Şam ahâlîsi Cuhfe'den, Necid ahâlisi Karn'dan (i'tibâren) ihlâl etsinler " buyurdu -(Abdu'llâh) b Ömer der ki "Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem'in: "Yemen ahâlîsi Yelemlem'den (i'itbâren) ihlâh etsinler " buyurduğu da söyleniyor - İbn-i Ömer: "Resûlu'llâh salla'llâhu aleyhi ve sellem'in böyle bir şey söylediğini bilmiyorum " derdi |108
KİTÂBÜ'L-İLİM|Hac menâsikı;İhram|İHRÂMA GİREN KİMSENİN DİKİŞLİ BİR ŞEY GİYEMİYECEĞİNE DÂİR İBN-İ ÖMER HADÎSİ|Abdullâh b Ömer|Şöyle demiştir: Biri Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem'den: "İhrâma giren (kimse) ne giyer?" diye sordu Buyurdu ki, ne gömlek, ne don, ne burnus, ne cehri veya zağferân ile boyanmış bir kumaş giyer Ne de sarık sarar na'leyn bulamadığı takdîrde mest giysin (Mest giydiği vakitde de) onları topuklara varıncaya kadar kessin |109
selamünaleyküm dua ile
|