Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
armağan, ilahi, meclis

İlahi Armağan -24- Meclis

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İlahi Armağan -24- Meclis




24 MECLİS


Bu konuşma pazar günü Ribât’ta yapıldı
Konuşma tarihi: Hicrî 14 Zilhicce 545, Milâdî 1150


Nefislerinizi, uygunsuz arzularınızı ve kuru isteklerinizi bir ya­na atınız; onları, Aziz ve Celil olan Hakk'a karşı çıkarmayınız Ken­diniz için ve başkaları için ondan korunmaya bakınız Bazı büyükler şöyle der: “Halkı Hakk'a çevirmeye bak; Hakk'ı halka çevirmek için bo­şuna gayret sarf etme; bu olmaz Emeklerin boşa gider
Yıkılmaya layık olanı, hemen yere vur Baş kaldıranın kafasını ez Nefsini yık, Hak ve hakikate uyuncaya kadar başına sopanla vur
Sâlih kullara koşunuz Hak emirlere uymayı onlardan öğreni­niz Onlar, Hakk'a tam uyarlar
Bilgi, işleri iyi tutmak için yaratılmıştır Onu yalnız ezber etmek işe yaramaz İlmi ezber eden, gereğini yapmadıktan sonra kurtula­maz Halka nutuk irat etmekten bir fayda gelmez Sözünden fayda alıp kurtulan olur; ama sen batarsın Bil, bilginin gösterdiği yolu tut Öğrendiklerine uyan işi yaparsan, sustuğun zaman işlerin konu­şur Bir sanat ilmini öğrenen bir eser icat ederse, dili konuşmadığı zaman eseri onun namına konuşmayı yapar İyi işlerini çoğalt Tâ ki, sustuğun zaman onlar konuşsunlar İlminden fayda almayan, baş­kasına da kolay kolay faydalı olamaz Bir büyük şöyle anlatır: “Bir anlık hareketi, seni memnun etmeyenin öğüdü faydasız­dır İlmi ile âmil olanın bütün hâlleri faydalıdır Hem kendisi, hem
de başkası için

Alıntı Yaparak Cevapla

İlahi Armağan -24- Meclis

Eski 08-02-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İlahi Armağan -24- Meclis




Allah, beni dilediği ve istediği gibi konuşturur Konuşmam huzu­rumda olanların hâline göre şekil alır Onların ihtiyacı kadar konuş­mak bana nasip olmuştur Aklınıza kendiliğimden söz ettiğim gelme­sin Sizin aklınıza çok şeyler gelir Aleyhimde her türlü sözü söyledi­niz Sanki aramızda bir düşmanlık vardır Beni hiç istemezsiniz Her şeyimi dilinize dolar, sayar dökersiniz Şerefim aranızda sanki pay edilmiştir Her biriniz bir yerimi yırtar oldunuz Ama unutmayın, o şeref benim değildir Sahibi büyüktür Zaten varlığımda hiç bir şeye sahip olmadım Eğer varlığım olsaydı, hepsini size vermekten çekin­mezdim Elinize aldığınız şeyleri toplamak da benim için imkânsız­dır Siz de bunu biliyorsunuz Her çeşit şeyleri söylemektesiniz; buna karşılık size bir iş etmek haddim değil Niçin bu düşmanlığınız? Si­ze yalnız öğüt vermekteyim Onu da Allah için yapmaktayım Kuv­vetim O'nundur Öğütlerimi dinlerseniz, sizin için iyi olur Benim için olacak olmuş demektir
Kadere uy; aksi hâlde yere serilirsin Yoluna onunla devam et Yürüyemiyorsan zorla yürümeye gayret et Bir gün gelir yürüyecek hâli kaybedersen hâlini anlayan olur, sırtına alır, götürür Sen de rahat ve hoşça yoluna devam edersin
Allah yolunun tam yolcuları, ilk zamanda çalışırlar Dünyalıkla­rını kazanarak yemeğe gayret ederler Fazla almazlar, başkalarına dağıtırlar Her aldıkları şey, İslâm dininin esas emirlerine göre olur Bir zaman gelir, maddî yapıları çalışamaz olur Ruhî durumları, on­ları çalışmaktan alıkoyar Böylece tevekkül yoluna girmiş olurlar Kalpleri Hak sevgisi ile dolar ve mühürlenir Bütün duyguları kötülü­ğe karşı bağlanır Görenler, memnun olur Dünyalık ihtiyaçlarını ko­lay alırlar Zorluk bilmezler; yorgunluk akıllarına gelmez
Yakınlık derecesini bulan birinci sınıf velîler, öbür âleme geçtik­leri zaman nimet içine düşerler Nimeti sevdikleri için değil, Hakk'a uydukları için verilmiştir onlar Dünyada nasıl nimetleri rahat bu­lurlarsa, öbür âlemde de cennet nimetlerini öyle bulurlar Allah'a tam kul olabilmek zor Yoksa O, her şeyi verir; hem de bol bol O, kullarına zulmetmez

Alıntı Yaparak Cevapla

İlahi Armağan -24- Meclis

Eski 08-02-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İlahi Armağan -24- Meclis




Ey evlat! Gayretin kadar alırsın Ne kadar çalışırsan, şerefin o kadar olur Her şey karşılıklıdır; çalışmadan verilmez Kalbinden halk sevgisini atmayana Hak yakın olmaz Halkı var bilme Görecek­sin ki, Hak'la aranda karanlık perdeler kalkmış
Nefsini manen ölü gör Kendini ve halkı var bilme Göreceksin ki, Hak'la arandaki bütün karanlık perdeler kalkmış
“Ölmek nasıl olur?” diyene şöyle derim: Nefse uymayı yık, kötü işleri yok et Hakk'ın emirleri varken halkın buyruğuna koşma Sebepler sana yüklenmesin Mevlâ'dan gayri her şeyden ümitsiz ol Kullar Hakk'ın ortağı olmasın Hak'tan başkasından bir şey umma, bekleme, arama Her işin Allah rızası için olsun O'nun rızası önünde başka nimetleri bekleme O'nun yaptığı işlere razı ol Hükmü önünde sessiz ol Bunları yaparsan ölmüş sayılırsın Bilirsen, asıl dirilik budur O istediği yana seni çevirir O'nun yakınlık kâbesi yine kalbin olur Sen o kâbenin perdelerine yapışır, zikredersin Başkaları aklında olmaz
Kelime-i tevhid cennetin bugünkü anahtarıdır Yarınki anahtarı ise varlıktan soyunmak, Hak varlığına bürünmektir Büyüklerin cenneti, Hak yakınlığıdır O'ndan uzak kalmak, sevgili kullara ateş­tir Cennet denince akla Hak yakınlığı gelir Cehennem ise, O'ndan uzak kalmak olur Ateş nedir ki, iman sahibi ondan korksun? Ateş, iman sahibini görünce Allah'a sığınır Ateş, iman sahibinden korkar ve kaçar İman ve ihlâs sahiplerinden kaçmamak, o cehennem ateşi­nin haddine mi düşmüş?
İman sahibinin hâli, dünya ve âhirette o kadar güzel olur ki Bir defa üzüntüsüzdür Rabb’i kendinden razı olduktan sonra düşü­necek başka neyi kalır ki? Bunu bilir, Rabb’inden kendi de razı olur Yitirdiğini aynı yerde bulur Hangi yöne dönse ilâhî nur onunladır Ona göre karanlık yoktur Her yaptığı işaret O'nu gösterir Her hâ­linde O'na dayanır Her an O'na tevekkül üzere bulunur
İman sahibine eziyet etmekten sakın Ona eziyet, o eziyeti ya­panın cesedine öldürücü zehir tesiri yapar İman sahibine eziyet eden, fakre düşer, öbür âlemde cezaya uğrar
Ey Allah'ı ve O’nun seçme kullarını bilmeyen adam, o kulları çe­kiştirme Onları gıybetle anma Onların gıybeti, ölüm saçan zehirdir Sakın, sakın! Sonra yine sakın! İman sahiplerine taarruz etme Onlara kötülük isnat etme Onlara, üzerinde titreyen bir sahip bu­lunmaktadır
Ey münafık, nifak şüphesi kalbini sardı Nifak hâlleri hem içi­ne, hem de dışına hükmetmeye başladı Her hâlinde, tevhid ve ihlâs ilâcını kullan, şifa onlardadır İhlâs ve tevhide sarılırsan nifak has­talığından kurtulursun
İslâm dininin emirlerini ne acayip şekilde bozuyorsunuz? Tak­va zırhını parçaladınız Tevhid elbisesini kirlettiniz İman nurunu söndürmeye gayret etmektesiniz Yaratan’ınıza karşı öfke duygusu besliyorsunuz Bu durum her hâlinizde kendini gösteriyor Faraza, bu kötü hâllerden az beri olan, aklınca iyi iş yapmakta; ne yazık ki, onu da keyfine göre yaptığı için gösteriş karıştırmaktadır Kendini beğeniyor, işinden bir övülme bekliyor
Allah'a can ve gönülden ibadet etmek niyetinde olanlar, yara­tılmışlardan beri olsun Kalbini kullara kaptırmasın ve yaptığı işle­re karşılık beklemesin Bir iş yapınca, kullardan bir şey ummak iş­leri boşa çıkarır
Peygamber (sav) Efendimiz: “Sizi uzlet paklar” buyuruyor
Uzlet bir ibadettir Uzlet sizden önce gelenlerin âdeti idi Uzletin tasavvufî mânası; kalbe yalnız Allah sevgisi koymak, ona sızacak yersiz bir şey olursa hemen ondan kaçmaktır
İman ediniz Sonra, imanınızı ilerletiniz, ikan sahibi olunuz Son­ra maddî varlığınızdan geçiniz Sonra Hak varlığı ile var olunuz Si­ze gereken bunlardır Haddini bil Nefsini ve başkasını bırak
Peygamber’in rızasını gözeterek işler yapınız Kur'ân'a uyunuz İşleri, onun emri dahilinde yapmadıktan sonra, yapılan her iş boş­tur Onunla amel etmedikten sonra, Allah kelâmı olduğunu kuru kuru iddia etmek neye yarar? Daima iki yüzlü olan, bir yüzünü bize, öbür yüzünü şahsî arzularına uyduran şahıstan bize ne hayır ge­lir? Sonra kendisi neye yarar? Her yönüyle bizim yolumuzu tutan, Kur'ân'a uyar Ona uymadıktan sonra kurtuluş yoktur
Yalnız Allah'a kul olmak lâzımdır O'na kesimli kul olmalısınız O'na bağlanmanız gerek Söylediklerimi yapınız O size yeter Dün­ya ve âhiret işlerinde O sizi tutar Ölüm anında ve dirilik zamanında sizi korur Her hâlinizde kötülüğü eritir
Şu dünyalık işler beyaz görünse bile yapma Öbür âleme dair olanlar sana siyah bile gelse yap Allah yoluna çalış Sana da çalı­şan olur Kalp elinden tutulur Aziz ve Celil olan zâtın huzuruna çı­karılırsın
Hak yolda çalışmak, kalp kanatlarına can getirir O canlanan kanatla Hak Teâlâ canibine uçulur

Alıntı Yaparak Cevapla

İlahi Armağan -24- Meclis

Eski 08-02-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İlahi Armağan -24- Meclis




Ey sofu elbisesi giyen, onu önce içine giy Sonra nefsine Sonra bedenine Zühdün ilki buradan başlar; yâni içten Dışa doğru sü­zülür Dıştan içe pek geçmez Bir insanın iç âlemi temiz olunca kal­bi nurla dolar; oradan nefsine, duygularına, yemesine, içmesine ve diğer hâllerine de tesir eder
Önce evin içini yap Kapısını sonra takarsın İç yapılmadan dı­şın yapılmasında hayır yoktur Yaratıcı olmadan yaratılmış olmaz, ev olmayan yerde kapı da olmaz Harap olmuş yere kilit asan olmaz Âhiret olmayan yerde dünya da olmaz
Ey Hâlık'ı bilmeyip halka tapan, kıyamet günü, yapmış olduğun işlerin hiç biri sana yaramayacak Belki de zararı olacak Birçok şey­ler topladın; fakat hiç biri sana satış temin etmez Onları kimse al­maz Kazanç temin edemezsin Dağarcığında riya, nifak ve isyan vardır Bunlar âhiret pazarında geçmez
İslâm dininde olduğunu doğrula; ruhunu temizle Sonra dışını düzeltmek için yemeklerini ye “İslâm” kelimesi teslim olmak ve bu yolda çalışmak mânasına gelir Allah'ın emrine teslim ol Nefsini O'na ver O'na itimat et Etrafını unut Yaptığın iyi işleri gösteriş vesilesi yapma Haksız olan işler boştur İhlâssız amel, içsiz kabuk­tan ibarettir Uzayan kuru kamışa benzer Ruhsuz ceset gibidir Mâna taşımayan bir heykele benzer Yaptığın işler, içi bozukların işi­dir

Alıntı Yaparak Cevapla

İlahi Armağan -24- Meclis

Eski 08-02-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İlahi Armağan -24- Meclis




Ey evlat! Halkın hepsi bir âlettir Onlarda iş tutan Hak kuvve­tidir Onlarda olan, işlerin tasarrufudur ve Allah Teâlâ'ya aittir Bunu tam bir anlayışla kavrayan âletlere bağlı kalmaktan kurtu­lur, onların tasarrufunu elinde tutana bağlanır
Halkın işine bağlanmak sıkıntı, zorluk ve derttir Hak'la olmak güzellik ve gönül rahatlığıdır Sen sağlam yoldan ayrılmışsın Geç­miş büyüklerle aranda hiç bir bağ kalmamış İndî görüşüne saplan­dın Sana bir şeyler öğretecek ve terbiye edecek biri gerek, onu ara
Ey yoldan sapmış, ey şeytanların oyuncağı olan! Ey nefsin kö­lesi, yazık sana Dilin tutuldu Hak'tan yardım dile O'na dön Piş­manlık ve özür ayakları ile O'na yürü Düşmanların elinden seni O kurtarır Bulunduğun helak denizinden seni O çıkarır Bulunduğun hâlin sonunu düşünürsen, kötü hâllerinden kurtulman kabil olur
Hâlen kaldığın yer, gaflet ağacının gölgesidir Onun altından çık Güneş aydınlığını gör Yolunu o zaman bellersin Gaflet ağacı, cehalet suyu ile büyür Tevbe ağacı pişmanlık suyu ile büyür Sevgi ağacı uyarlık suyu ile büyür

Alıntı Yaparak Cevapla

İlahi Armağan -24- Meclis

Eski 08-02-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İlahi Armağan -24- Meclis





Ey evlat! Bazı hataların var Çocukluk ve gençlik devrinde ge­çirdiğin günlerin sevdasındasın Kırk yaşına yaklaştın yahut onu da aştın Bu hâlinle bile çocukların oynaması gereken şeylerle oyna­maktasın Cahillere karışmaktan sakın Kadın ve küçük yavrularla yalnız kalma
Cahil gençleri bırak, ittikâ sahibi ihtiyarları bul Kendini Allah yoluna vermişlere koş Onlardan biri sana gelecek olursa, iyi bak; hizmet et Onlara karşı bir hastabakıcı gibi ol
Halka karşı bir baba şefkati göster Büyüklere evlat ol Allah'a tâati çoğalt Onun tâati, kulluktur ve hiç unutmamaktır
Peygamber (sav) Efendimiz şöyle buyurur: “Allah'a itaat eden O'nu daima anar Namazı, orucu az da ol­sa, kurtulur O'na isyan eden, unutur Namazı, orucu çok da olsa kurtulamaz
İman sahibi, Yaratan'ına itaat eder Hak'la sabırlı olur Yeme­sinde, içmesinde ve bütün hâllerinde Hak'la beraber kalır Münafık, ne yemesine, ne içmesine, ne giymesine, ne de konuşmasına dikkat eder

Alıntı Yaparak Cevapla

İlahi Armağan -24- Meclis

Eski 08-02-2012   #7
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İlahi Armağan -24- Meclis




Ey evlat! İşlerini düşün Nefsini hakikate erdir Sende olmayan şeyleri ara Aramazsan doğruluğuna kimse inanmaz Sevgiden mah­rum yaşamaktasın Ne Hakk'a uyarsın, ne de O'nun işlerine razı olursun Hâlin nice olur? İrfan sahibi olmanın alameti nedir? Hik­met ve nur kısmından sende ne var? Allah'ın sevgili kulları ne ile bilinir? Onları tanımak için gerekli işaretler vardır; onları da öğren Her iddia sahibine, istediği teslim edilmez Teslim edileceğini sanı­yorsan yanlışın var Şahit isterler Mihenk taşına vururlar Ayarını ölçerler Bakırı altın diye satmak kabil olmaz Her şeyi ehli bilir
İrfan sahibinin birçok vasıfları vardır Onun sağlam vasıfları arasında; sabırlı olmak, belâ geldiği zaman kahramanca karşılamak ve ilâhî hükümlerin hepsine boyun eğmek vardır Hele kader bahsin­de hiç bir söz sahibi olmamak icap eder Nefis, halk, vs tesirini bir yana atıp Allah'a inanmak irfan sahibinin en bariz vasıfları arasın­dadır

Alıntı Yaparak Cevapla

İlahi Armağan -24- Meclis

Eski 08-02-2012   #8
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İlahi Armağan -24- Meclis




Ey evlat! Hem Hak sevgisi, hem de diğerlerinin sevgisi Bunlar bir arada olamaz Hak Teâlâ buyurdu ki: “Hiç bir kişinin sine boşluğuna Allah iki kalp koymadı (el-Ahzâb, 33/4)
Kalbe dünya sevgisi ile âhiret sevgisi sığmaz Halkla Hâlık bir arada olamaz Biri girince öbürü çıkar, gider Fani olan şeyleri bı­rakırsan sonsuz ve ebedî şeyler sana gelir Malını ve nefsini yağma et ki, cenneti bulabilesin Cenab-ı Hak şöyle ferman buyurdu: “Allah, cennet karşılığı, iman sahiplerinin mallarını ve nefis­lerini satın aldı (et-Tevbe, 9/111)
Zahid ol Allah'tan gayri şeyleri gönülden ırak et, yolların açı­lır Hakk'a yakınlık duygun sağlam olur Dünya ve âhirette O'nun yakınlığına sahip olursun
Hakk'a sevgi iddiası, kolay olmaz İddia sahibi isen, Hakk'ın çiz­diği yola dön O yolun kıvrımlarından git Kalbini kötü şeylerden temiz eyle Orası Mevlâ'nın evidir Tevhid ve ihlâs kılıcı ile içine sı­zan kötülükleri dışarı at Doğruluğa dayan, kalp kapını kimseye açma Hanene yalnız Hak misafir olsun Kalbinin hiç bir köşesinde O'ndan başkasına yer verme
Hep oyuncakla oynamakta ve kabukla yetinmektesiniz Bende oyuncak yok Bende kabuk da yoktur Her şeyin özünü benden iste­yiniz Oyuncak benim dükkânımda satılmaz
Yanımda nifaksız ihlâs vardır Hak, takva ister, ihlâs ister Kal­binize nazar ettiği zaman bunları görmeyi diler Dış halinizi görmek istemez Kalbinizde saklı niyetinizi görmek diler Bu hâle işaret ola­rak Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Kestiğiniz kurbanların, kanı ve eti O'na varmaz; O'na varan şey, sizin takva halinizdir (el-Hac, 22/37)
Ey âdemoğulları, dünyada ve âhirette yaratılan şeylerin hepsi sizin için yaratılmıştır Buna karşılık şükrünüz nerede? Takva hâli­niz hani? O'na vardığınızın delili nerede? Hizmetiniz nerede? Kötü şeyleri kalbinize koymayınız Yapılan işlerin ruhu olmalı; işlerin ru­hu ise ihlâstır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.