Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
güvenli bir toplum için yardımlaşma şart

Güvenli Bir Toplum İçin Yardımlaşma Şart&Quot;

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Güvenli Bir Toplum İçin Yardımlaşma Şart&Quot;




Kerem Altındağ



Psikolog Fatih Reşit Civelekoğlu:
“Güvenli toplum için yardımlaşma şart”

“Birey, kendini güvende hissedeceği bir toplum istiyorsa çevresindeki insanlarla yardımlaşmak zorundadır, aksi takdirde toplumun hayatiyetini devam ettirebilmesi mümkün değildir Toplum adeta bir zincire bağlı bir gemi gibidir, herkes bu zincirin halkası olmak durumundadır, zira zincir kırılırsa diğer halkaların güçlü olması bir anlam ifade etmez

Yardımlaşma dediğimizde her ne kadar aklımıza sosyal bir olay gelse de işin bir de psikolojik boyutu var Hem yardım eden hem de yardım alan kişi maddî bir alışverişin ötesinde duygusal olarak da etkileşim içerisine giriyorlar
Yardımlaşmanın psikolojik boyutlarını görüştüğümüz Psikolog Fatih Reşit Civelekoğlu, insanın ne kadar güçlü olursa olsun karşılaştığı sorunları çevresindeki insanların desteği olmaksızın çözümleyemeyeceğini belirterek “Birçok sorununu halletmiş bir birey, kendini güvende hissedeceği bir toplum istiyorsa çevresindeki insanlarla yardımlaşmak zorundadır” diyor
Civelekoğlu’nun söylediği bir ayrıntı ise yardımlaşmanın önemini anlatması açısından manidar Komünizm ve faşizmi doğuran sebeplerin başında toplumda yardımlaşma ve dayanışma olgusunun yitirilmiş olması olduğunu kaydeden Civelekoğlu, şunları söylüyor: “Psikososyal açıdan incelendiğinde her iki ideolojinin de toplumların çöküş evrelerinde bireyin sorunlarıyla baş başa kalmasıyla yükselişe geçen birer tepki hareketi olduğu açıktır

İnsanlar yardımlaşmak zorunda mı, yardımlaşmadan sorunlarını çözemezler mi?
İnsan, yaşamın içinde karşısına çıkacak her zorlukla baş edecek iç ve dış kaynaklara sahiptir Bu dış kaynakların başlıcası çevremizdeki insanlardır Bunlar kimi zaman ailemiz, kimi zaman komşularımız kimi zaman ise hiç tanımadığımız ancak yolumuzun bir şekilde kesiştiği insanlardır Bizler ne kadar güçlü olursak olalım karşılaştığımız sorunları çevremizdeki insanların desteği olmaksızın çözümleyemeyiz Bu durum bizi birbirimize mahkûm etmektedir ki biz buna "yardımlaşmanın kaçınılmaz gerekliliği" diyoruz
Birçok sorununu halletmiş bir birey, kendini güvende hissedeceği bir toplum istiyorsa çevresindeki insanlarla yardımlaşmak zorundadır, aksi takdirde toplumun hayatiyetini devam ettirebilmesi mümkün değildir Toplum adeta bir zincire bağlı bir gemi gibidir, herkes bu zincirin halkası olmak durumundadır, zira zincir kırılırsa diğer halkaların güçlü olması bir anlam ifade etmez
Tarih bu durumun trajik örnekleriyle doludur Son yüzyılda dünyayı kasıp kavuran iki büyük ideoloji komünizm ve faşizmi doğuran başlıca sebep, toplumda yardımlaşma ve dayanışma olgusunun yitirilmiş olmasıdır Psikososyal açıdan incelendiğinde her iki ideolojinin de toplumların çöküş evrelerinde bireyin sorunlarıyla baş başa kalmasıyla yükselişe geçen birer tepki hareketi olduğu görülmektedir

Yardım eden insan psikolojik açıdan neler hisseder?
Yardımlaşmanın toplumsal gerekliliğinin yanı sıra işin bireye bakan yönü de son derece önemlidir "Mutluluklar paylaşıldıkça çoğalır, mutsuzluklar da paylaşıldıkça azalır" prensibi de bu gerçeğe işaret etmektedir Beynimizde adeta bir kablosuz ağ bağlantısı vardır ve sürekli çevresindeki beyinlerle etkileşim içerisinde olmak zorundadır Bugün internet bağlantısı olmayan bir bilgisayarın işlevi ne kadar kısıtlı ise çevresindeki insanlarla etkileşim içerisinde olmayan bir insanın da zihinsel ve duygusal faaliyetleri o kadar kısıtlıdır Bu etkileşimin her iki taraf açısından en faydalı ve zengin içerikli şekli ise karşılıklı yardımlaşmadır Bu süreçte çok ciddi anlamda duygusal ve zihinsel veri alışverişi gerçekleştirilmektedir
Son dönemde ileri görüntüleme teknikleri aracılığıyla yapılan araştırmalar sonucu, yardımlaşma sürecinde her iki tarafta da aynı anda beynin birçok bölümünün aktif olduğu gözlemlenmiştir Bu aktivite yeni sinirsel ağların oluşumunu sağlamakta, bu da beynimizin daha verimli çalışmasını sağlamaktadır Yine son dönem araştırmaları beynin zihinsel işlev kaybı olarak da nitelendirebileceğimiz Alzheimer hastalığının sosyal ortamlarda insanlarla etkileşim içerisinde bulunan yaşlılarda daha az görüldüğünü ortaya koymuştur Sadece bu araştırma bile insanların neden birbirlerine böylesine muhtaç kılındığının hikmetini anlamamızda çok önemlidir

Peki, yardım edilen insan açısından bakıldığında yardımlaşma ne gibi anlamlar ifade etmektedir?
Tabi işin bir de yardım alan kişiyle ilgili boyutu var Kişinin hayatının en zor anında aldığı bir yardım onun hayata ve insanlara bakışını olumlu yönde etkileyecektir Çevremizdeki insanlar yaşamın zorluklarıyla baş edebilmemiz için bize bahşedilmiş kaynaklardır Bir zorluk karşısında bu insanların harekete geçmesi ve kişiye yardımcı olması onun hayata bakışını olumlu yönde etkileyecek, daha ümitvar olmasını ve kaynaklarını içinde bulunduğu durumdan çıkmaya yönelik harekete geçirmesini sağlayacaktır Kişide var olan kaynaklar ya onu içinde bulunduğu durumdan çıkartacak ya da bu duruma tahammül etmesini sağlayacak yeterliliktedir Ancak bütün bu kaynakların harekete geçirilebilmesi için kişinin ümitvar olması gerekir İşte kişiye en zor anında bu ümidi sağlayacak ise onu önemseyen ve onun yardımına koşan insanların varlığıdır

İnsan bazen çeşitli gerekçelerle başkalarına yardım etmekten uzak durabiliyor İnsan yardım etmekten niçin uzak durur, ne gibi endişeler taşır? Bu endişelerinde haklı mıdır?
İnsanı yardım etmekten alıkoyan en önemli hususlardan birisi yapacağı yardımı küçümsemesidir İngiltere’de yapılan bir araştırma görüşülen insanların büyük çoğunluğunun prensip olarak başkalarına yardım etmeye sıcak baktığını, bununla birlikte pek azının bu yardımları gerçekleştirdiğini ortaya koymuştur Bunun gerekçeleri sorulduğunda ise kendi küçük katkısının bir şeyi değiştirmeyeceği düşüncesinin ön plana çıktığı görülmüştür
Bu duruma misal olabilecek güzel bir hikâye var: Deniz kıyısında bir adam dalgaların kıyıya vurduğu binlerce deniz yıldızını denize geri atma çabası içerisindeymiş Oradan geçen birisi binlerce deniz yıldızından pek azının denize geri döndürülebildiğini görünce “Boşuna uğraşma, onların yazgısını değiştiremezsin” demiş, O esnada elindeki deniz yıldızını suya atmakta olan adam ona dönerek “Gördün mü, onunkini değiştirdim" demiş Kişi, dünyayı kurtarmak, yoksulluğu yok etmek gibi büyük amaçlarla değil, sebepler dairesinde üzerine düşeni yapmakla yükümlüdür Kaldı ki bu büyük hedeflere de bu küçük katkıların bir araya gelmesiyle ulaşılır

Toplumsal açıdan baktığımızda yardımlaşan toplumlar ile yardımlaşmayan toplumlar arasındaki farklar nelerdir?
Günümüzde toplumların dayanışma ve yardımlaşma biçimlerinin de farklılık arz ettiğini görüyoruz Batı dünyası kendi içinde ayrıldığı gibi Doğu dünyasının da kendi içinde ayrıştığını görüyoruz Bununla birlikte en ilginç ayrım ise Amerika ile Avrupa arasındadır Bugün Avrupa’da ağırlıklı olarak sosyal devlet yapısı geçerlidir Bu yapı, ihtiyaç sahibi kişi için yardıma erişme açısından daha kolay olmakla birlikte her şeyin devletten beklenmesi sonucunu doğurmaktadır ki bu da toplumu oluşturan bireyler arası bağı zayıflatmakta ve bireyin yardımlaşma duyarlılığını yok etmektedir Yine bu sosyal devlet yapısının bireyin tevekkül duygusunu zayıflatmak suretiyle onun maneviyatını zayıflattığı da bir vakıadır Bugün sosyal devletin geçerli olduğu Kuzey Avrupa ekseninde dinî inançların bu denli zayıf olmasının sebeplerinden birisi de budur
Amerika'ya baktığımızda ise yardımlaşma misyonu devlet tarafından topluma tevdi edilmiştir Bu da toplumda gönüllülük esasına dayalı sivil toplum kuruluşlarını ve dinî yapılanmaları ön plana çıkarmıştır Bugün Amerika, sivil toplum kuruluşları açısından dünyanın en ileri toplumudur Yine birey bazında ele alındığında hayır işlerinde harcanan kişi başı zaman ve kaynak açısından da Amerika dünyada ilk sıralardadır Bu olgu Amerikan toplumunun diğer Batı toplumlarına kıyasla daha dindar oluşunda da önemli rol oynamaktadır
Bizim toplumumuza gelince, son dönemlerde AB etkisiyle sosyal devlete doğru bir gidişin varlığı göze çarpmakta ve buna bağlı olarak toplumda devletten beklenti içerisinde olma durumu kendini daha fazla hissettirmektedir Bu tablo olumlu gibi görünse de toplumsal dayanışmayı tehdit eden önemli bir tehlikedir Bunun engellenebilmesi için kamu kaynaklarını toplumun geniş kesimlerinin katılımıyla oluşturulan sivil toplum kuruluşları aracılığıyla aktarma politikasına dönülmelidir Aksi takdirde bizim de zaman içerisinde Kuzey Avrupa ülkelerine benzeme tehlikesiyle karşı karşıya olduğumuz unutulmamalıdır Bu durum toplumda dayanışma ve yardımlaşma duygusunu zayıflatacak, bireyin bu konudaki refleksini yok edecek ve dinî duygularda erozyona sebep olacaktır

Önemli olan önemsemektir
Bir psikologun telefonu, gecenin geç bir saatinde çalar Telefonu açtığında bir bayan hüzünlü bir ses tonuyla kendisini pencereden atmak üzere olduğunu, buna rağmen psikologun söyleyecek bir şeyi olup olmadığını sorar Psikolog büyük bir gayretle saatlerce süren telefon konuşmasının sonunda o kişiyi intihardan vazgeçirmeyi başarır Ertesi gün ofisinde görüşmek üzere sözleşirler
Belirlenen saatte bir bayan çıkagelir ve psikolog biraz hoşbeşten sonra ona kendisini intihardan vazgeçirenin konuşmalarının hangi yönü olduğunu sorar Bayanın cevabı manidardır: “Hiçbiri
Psikolog şaşkınlık içerisindedir Kadın, durumu şöyle izah eder: “Beni hayata bağlayan şey dünyada bana önem veren ve bana zaman ayırabilecek birilerinin hâlâ var olduğunu anlamak oldu
Bu olaydan da anlaşıldığı gibi yardımlaşma sürecinde karşı tarafa esas katkıyı ona sağladığımız maddî olanaklar aracılığıyla değil, onun duygu ve düşünce dünyasında meydana getirdiğimiz olumlu etkiyle gerçekleştiririz

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.