![]() |
İşte Bedüzzaman |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() İşte BedüzzamanBİR ASIRLIK FERYAT Beni anlamıyorlar veyahut anlamak istemiyorlar” der ve hıçkıra hıçkıra ağlar ![]() ![]() ![]() “Geçmiş zamanın elli sene evvelki hadisatı, sinema ile hal-i hazırda gösterildiği gibi, gelecek zamanın elli sene sonraki istikbal hadisatını gösteren bir sinema bulunsa idi belki beni anlardınız! ![]() ![]() ![]() Yani, Bizlerin televizyon ekranlarında geçmiş olayları izlediğiniz gibi, O da manevi bir sinema ile elli, yüz sene sonraki olayları izliyordu ![]() ![]() İnandırmak için vurgu yapmayı da ihmal etmez:: “Evet, gördüğüm hakikattır, hayal değil” der ![]() Kim bilir, belki, bu gün, bütün bir vatanın ağladığı şehitlerine ağlıyordu, kardeşin kardeşi nasıl hunharca katlettiğine inliyordu ![]() ![]() Çıkarıldığı hiçbir mahkemede kendini savunmaz ![]() ![]() ![]() Kendisine “niçin mahkemelerde kendini savunmuyorsun, her seferinde “ülkenin istikbali, milletin ahvalı” deyip inliyorsun ” diyenlere, şu anlamlı ve duygulu cevabı verir ![]() “Çünkü evladım yoktur ki yalnız onu düşüneyim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ve yine mahkemenin birinde şöyle seslenir: “Beni serbest bırakınız, el ele verelim, komünizmin doğurduğu anarşi ve terörle zehirlenen gençlerin ıslahına ve memleketin imanına, hizmet edelim” der ![]() ![]() ![]() Ancak O, mahkeme koridorlarını inletircesine sesini yükseltir ve devam eder: Efendiler! Siz, niçin sebepsiz bizimle uğraşıyorsunuz? Katiyen size haber veriyorum ki: Ben, sizinle değil mücadele, belki sizi düşünmek dahi vazifemizin haricindedir ![]() Ben şimdikileri değil, elli sene sonra gelen nesl-i atiye(gelecek nesil) gayet büyük bir hizmet ve onları büyük bir uçurumdan ve millet ve vatanı büyük bir tehlikeden kurtarmaya çalışıyorum ![]() Yazdığım eserlerle, bu millet ve vatanı anarşilik tehlikesinden ve nesl-i atinin biçareler kısmını dalalet-i mutlakadan kurtarma gayretindeyim ![]() ![]() ![]() Elli sene sonra, gençlerin büyük bir çoğunluğu şahsi ve nefsi menfaatlerine tabi olup, millet ve vatanı anarşiliğe sevk etmek ihtimalinin düşünülmesi ve o belaya karşı bir çare arayışı, yirmi sene evvel beni siyasetten ve bu asırdaki insanlarla uğraşmaktan katiyen menetmiştir” der ![]() Fakat ne çare, bütün bu haykırışlar, hapishane duvarlarında yankı yapar ama muhataplarda en ufak bir etki yapmaz ![]() ![]() Evet Emirdağ Lahikası adlı eserinden yaptığımız bu alıntılar, içinde yaşadığımız milli problemleri televizyon ekranlarında izlemekten daha net ve doğru teşhislerin ifadesidir ![]() ![]() ![]() Ancak o bütün bu tehditlerin farkında bile değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Evet Bediüzzaman, milli bir tehlikeyi tam zamanında fark etmişti ![]() ![]() “Dünya, büyük bir mânevî buhran geçiriyor ![]() ![]() ![]() Cumhuriyet yetkililerini bu şekilde değerlendiren Bediüzzaman, aslında bu milli tehlikenin ayak seslerini çok daha önceleri sezmişti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Böylece, Van, Diyarbakır ve Bitlis üçgeninde yapmayı tasarladığı medresenin temelini Van Edremit'te atar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ankara'da meclisin açılmasından bir süre sonra Mustafa Kemal tarafından Ankara'ya davet edilir ![]() ![]() Ülkenin içinde bulunduğu durumla ilgili genel bir değerlendirme isteyen milletvekillerine, Mecliste yaptığı bir hitabede yine konuyu, ayak seslerini işittiği ve ancak meclisin gafil bulunduğu şark meselesine ve ülke birliğine yönelik tehlikeye getirir ![]() ![]() Yüz altmış üç milletvekili bu üniversite projesine destek için yüzelli liranın verilmesine onay verir ![]() ![]() Bediüzzaman ise projesini detaylı anlatma ihtiyacı hissetmiş ve meclise anlatmıştı ![]() ![]() ![]() Evet Bediüzzaman doğu hakkındaki projesini meclise anlatmaya başlar: Birincisinin acilen, diğerlerinin ise onu takiben faaliyete geçmesini istediği üniversitelerin, eğitime başladıktan sonraki maddi gelirlerinden, ders verecek hocaların durumundan, derslerin muhtevasına ve öğretilmesi gereken lisanlara kadar, bütün ayrıntılar tespit edilmişti ![]() BİRİNCİSİ: Kurulacak olan üniversitenin yeri olarak, öncelikle ve özellikle: Van, Bitlis ve Diyarbakır üçgenini önerir ![]() ![]() ![]() İKİNCİSİ: Bu üniversitede, din ilimleri ile fen ilimleri birlikte okutulacaktı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Böylece, birbiriyle düşman yapılmaya çalışılan din ile fenni barıştırmakla büyük bir kutuplaşmanın önüne geçilecekti ![]() ![]() ![]() Yalnız din veya yalnız fen ilimlerinin nasıl kutuplaşmaya sebep olduğuna yakından şahit olmuş biri olarak duyduğum bir anekdotu aktarmadan geçemiyeceğim: Doğu illerimizin birinde, Bir akşam vakti, köy odasında, bir düğün yemeğinde toplanan köylü, ilk kez köy öğretmeni ile köy imamını bir arada görünce hayretlerini gizleyemezler ve sorarlar: Neden birinizin geldiği bir yere, diğeri gelmemek için özel bir gayret gösteriyor? diye ![]() Köy öğretmeni önce cevap verir: “Sebebini anlamanız için hocanıza bir soru sormam gerekiyor ![]() ![]() ![]() Kızarıp moraran hoca, şimdi de müsaade ederseniz ben bir soru sormak isterim der ve İslam'ın şartlarını sorar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bediüzzaman'ın tahlilini bu tablo üzerinde daha iyi okuduk kanaatindeyim ![]() Din ve fen ilimlerinin birlikte okunmasına karşı çıkan bazı milletvekilleri, Bediüzzaman'a itiraz ederler ![]() “Bazı mebuslar dediler: "Yalnız sen medrese usulüyle sırf İslâmiyet noktasında gidiyorsun ![]() ![]() Dedim: "O vilâyat-ı şarkiye âlem-i İslâmın bir nevi merkezi hükmünde, fen ilimleri yanında ulûm-u diniye de lâzım ve elzemdir ![]() ![]() Başka vilâyetlerde sırf fen ilimlerini okutturursanız da, Şarkta herhalde millet, vatan maslahatı namına, ulûm-u diniye esas olmalıdır ![]() ![]() ![]() “Hattâ o zamandan evvel Türk olmayan bir talebem vardı ![]() ![]() Sonra aynı talebe talihsizliğinden sırf fen ilimlerini okumuş ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sonra Meclis-i Meb'usandaki bana muhalefet eden meb'uslara dedim: O talebenin evvelki hali Türk milletine ne kadar lüzumu var ![]() ![]() Demek farz-ı muhal olarak siz başka yerde dünyayı dine tercih edip siyasetçe dine ehemmiyet vermeseniz de herhalde şark vilâyetlerinde din tedrisatına âzamî ehemmiyet vermek lâzımdır ![]() Bu millet-i İslâmın cemaatleri, çendan bir cemaat namazsız kalsa, fâsık da olsa, yine başlarındakini mütedeyyin görmek ister ![]() ![]() ![]() Bir zaman, Beytüşşebab aşiretinde isyan vardı ![]() Ben gittim, sordum: "Sebep nedir?" Dediler ki: "Kaymakamımız namaz kılmıyordu, rakı içiyordu ![]() Bu sözü söyleyenler de namazsız, hem de eşkıyâ idiler ![]() O vakit bana muhalif meb'uslar da çıkıp o lâyihamı 163 meb'us imza ettiler ![]() Bu ifadelerden sonra, doğudaki terör olaylarının liderliğini yapanların, ülkemizin önemli üniversitelerinde okuduklarını hatırlayacak ve hayretle kendimize şunu soracağız ![]() ![]() ![]() Hala bu gerçeği görmezden gelenlerin ve gözlerini kapayanların da bu hançerin bir tarafından tuttuklarının bilmem farkındalar mı? ÜÇÜNCÜSÜ ise:”Lisan-ı Arabî vâcib, Kürdî caiz, Türkî lâzım kılmak” Devlet yetkililerinin ve sosyal bilimcilerin daha yeni yeni fark ettikleri ve hemen uygulamak lazım diyerek geç kalmanın zaman kaybı olacağını söyledikleri konuyu Bediüzzaman bir asır öncesinde fark etmişti ![]() ![]() O Ortadoğu ve Asya'nın ortak dili olan Arapça'yi mecburi, Türkçe'yi gerekli ve Kürtçe gibi etnik dilleri de serbest bırakmayı öneriyordu ![]() Bir makale hacmini aşmamak için şimdilik bu üç önemli madde üzerinde durmuş olduk ![]() ![]() Bediüzzaman'ın anlaşılması gerektiğini vicdani ve milli bir görev bildiğimden bu yazıyı kaleme aldım ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gönül ister ki, bütün bir milleti ilgilendiren milli meseleler, acı ve yakıcı tecrübelerden değil de, ilmin ve alimin rehberliğinde daha kolay ve zararsız bir yoldan halledilsin ![]() Esselamünaleyküm dua ile ![]() Alıntı |
![]() |
![]() |
|