08-02-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Tebük Gazâsı
Hicretin 9 senesi, Receb ayı ( Milâdî 630 ) Hicretin dokuzuncu senesi, İslâmın Arabistan Yarımadasında bütün haşmetiyle yayıldığı senedir Bir taraftan dalga dalga insanlar Medine'ye gelerek Resûl-i Ekreme İslâmiyet üzerine bîat ediyor, diğer taraftan Müslüman olmuş kabilelerin dinî ve idarî işlerini tanzim etmek gayesiyle etrafa memurlar ve valiler gönderiliyordu Hülâsa, Asr-ı Saadette İslâm, Hicretin 9 senesinde en şaşaâlı ve ihtişamlı devrini yaşıyordu
Ancak, parlayan bu güneşin haşmetini çekemeyen devletler de vardı Onlardan biri, o zamanın en güçlü devletleri arasında yer alan Bizans'tı Başında Kayser Heraklius vardı Çevredeki Hıristiyan Araplardan da gördüğü tahrik neticesinde Din-i Mübîn-i İslâmı ve müntesiplerini ortadan kaldırmak maksadıyla büyük bir ordu hazırlıyordu Bu maksatla Cüzâm, Lahm, Âmile, Gassan, v s gibi kabileler de Heraklius'un bu ordusuna katılacaklardı Bir insan seli halinde Medine üzerine akacak ve güya Müslümanları imha edeceklerdi
Durumu Resûlullah Efendimiz derhal haber aldı ve ânında hazırlığa başladı
Peygamber Efendimiz (a s m ), herhangi bir gazâya çıkarken, maksadını açıklamazdı Bir başka yere gidecekmiş gibi davranır ve konuşurdu
Bu sefer öyle yapmadı Halkın ona göre hazırlanması için, gidilecek yerin uzaklığını, zamanın kıtlık ve yokluk zamanı olduğunu, düşmanın da çokluğunu açıkça mücahidlere bildirdi
Medine içinde harp hazırlıkları başlarken Peygamber Efendimiz etraftaki Müslüman kabilelere de haber gönderdi ve harp için mücahid istedi
Salih SURUÇ
|
|
|