Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
halifenin, lakapları

Halifenin Lakapları

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Halifenin Lakapları






Halifenin Lakapları




Müslüman tarihçiler İslam devlet başkanını başlıca üç lakapla isimlendirmişlerdir Bunlar aşağıdaki şekildedir:


"Halife", "Emirü'l-Mü'minin", "İmam" Bu isimlerin her birinin tarihi birer geçmişi vardır Bu lakaplarla belirli bir amaç ifade edilmiştir Şayet bu gerçek anlamıyla idrak edilirse, devlet sisteminde imam, genel tabiatın idrak edilmesi için bir metod olur [114]


Bu lakapların ihtiva ettiği anlamı ve meydana geliş şartlarını izah edeceğiz


a) Halife: Halifenin lügat manası bariz bir şekilde aşikar olup, bir kişi mevcut olmadığı zaman onun yerine geçen kimseye denir Ancak devlet başkanını ifade etmek için bu kelimenin kullanılması Resulullah'ın vefatından sonra Müslümanlann ihdas etmelerinden meydana gelmiştir Bu lakapla ilk defa birinci halife Ebu Bekir, Müslümanların devlet başkanı olarak, Resulullah'ın yerine geçmesi itibariyle isimlendirilmiştir İbn Haldun bu hususta şöyle demektedir:


"Devlet başkanının halife olarak isimlendirilmesi, ümmet içinde peygamberin makamına geçmesi doyasıyladır Bu sebeple devlet başkanına halife veya Resulullah'ın halifesi diye hitabedilirdi" [115]


Halife sözü aynı zamanda Kur'an-ı Kerim'de varid olmuştur Kur'an'da varid olan anlam, daha sonra tahsis edilen anlama da yakındır Bunlardan bazıları aşağıdadır:


"Ey Davud, biz seni yeryüzünde (senden öncekilerin yerine) hükümdar yaptık İnsanlar arasında adaletle hükmet; keyf(in)e uyma Sonra seni Allah'ın yolundan saptırır" [116]


"Bir zamanlar Rabbin meleklere, 'Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım' demişti" [117]


Şüphesiz halife Müslümanlara karşı Resulullah'ın görevlerini yerine getirmekle yükümlüdür Ancak Allah'ın halifesi olarak kendisine hitap edilmesi acaba caiz midir? Bu hususta İbn Haldun der ki:


"Allah'ın halifesi lakabı üzerinde ihtilaflar olmuştur Bazdan insanlar için genel hilafetten iktibas ederek şu ayetlere binaen bu şekildeki isimlendirmeyi caiz görmüşlerdir:


"Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım" [118]


"Sonra onların ardından, sizi yeryüzünde halife yaptık (Onların yerine sizi hakim kıldık) ki, nasıl davrandığınızı görelim" [119]


Bu çoğunluk ise ayetlerin bu anlama gelmediğini ileri sürerek bu lakapla hitap edilmesini yasaklamışlardır Ebu Bekir'e böyle hitap edildiği zaman, bunu yasaklayarak şöyle demişti:


“Ben Allah'ın halifesi değil, Resulullah'ın halifesiyim Çünkü halifelik hazır olmayan için söz konusudur Hazır olan için mümkün değildir” [120]


Bütün bu arzettiklerimizden açıkça anlaşılan husus şudur: İslam devlet başkanının "halife" kelimesiyle isimlendirilmesi halifenin ümmete karşı olan pozisyonu gibi bir itibara delalet eder İleride İslam devlet başkanı olarak halifenin ihtisaslarıyla ilgili olan bu etkinlikleri göreceğiz


Gördüğümüz gibi halife lakabı ilk zuhur eden lakap olduğu gibi, aynı zamanda en yaygın olması da göz önünde bulundurulmalıdır


b) Emiru'l-mü’minin: Bu lakap birincisinden daha sonra gelmektedir Bu lakapla kendisine hitap edilen ikinci halife Ömer b Hattab'tır İbn Haldun bu lakabın gerekçesini aşağıda olduğu gibi dile getirmektedir:


Ebu Bekir'e bey'at edildikten sonra, sahabiler ve diğer Müslümanlar kendisine Resulullah'ın halifesi diye hitap ediyorlardı Vefat edinceye kadar bu durum böyle sürdü Ömer'e hilafet intikal edip kendisine Resulullah'ın halifesi diye hitap ediyorlardı Bu lakabın uzun olması ve gelecekte halifelerin ölümünden sonra bu lakabın dahada uzayacağı düşüncesiyle bu lakapla hitap etmek onlara ağır gelmiştir Daha sonra bu lakaptan vazgeçerek buna eşdeğer münasip başka bir lakabı tercih etmişlerdir Onlar ordu komutanlarına "emir" diye hitap ediyorlardı Cahiliyet döneminde Resulullah'a "emir, Mekke'nin emiri" "Hicazın emiri" diye hitap ediliyordu İslamın doğuşundan sonra da sahabiler Sa'd b Ebi Vakkas'a Müslümanların büyük çoğunluğundan oluşan İran'daki ordu komutanı olması itibariyle "Mü'minlerin emiri" diye hitap ediyorlardı


İbn Haldun Halife Ömer'e bu lakabın resmi bir sıfat olarak nasıl takıldığını izah eder ve der ki: Oy birliğiyle kabul edilir ki, önceleri bazı sahabilerin Ömer (ra)'e ya emirü’l-mü'minin diye hitap etmiş olmalarıdır Daha sonra halk bu hitabı güzel görerek kendisine bu şekilde hitap etti Bu şekilde hitap eden ilk kişinin Abdullah b Cahş olduğu söylenmektedir Başka bir rivayete göre de ilk defa Amr b As bu şekilde hitap etmiştir [121]


Başka bir söylentiye göre Mugîre b Şu'be, bu şekilde hitap etmiştir Rivayetlere göre, fetihleri gerçekleştiren ordu komutanlarından gelen postacı Medine'ye girer ve Ömer'i sorarak:


“Emire'l-Mü'minin nerede,” derdi Bunu gören sahabiler güzel kabul ederler ve derlerdi ki:


“Onun ismini doğru seçtin Gerçekten o mü'minlerin emiridir Bundan sonra halifeye emir diye hitap etmeye başlamışlardır Lakap halk arasında bu şekilde yayılmış, ondan sonrakiler de bu lakabı kendilerinden başkasının kullanmaması suretiyle bu lakapla hitap edildiler Emevi halifeleri de bu lakabı kullanmışlardır” [122]


Resulullah'ın halifesi olması itibariyle, halifelik lakabı İslamın en yüce otorite sahibi için dini yapıyı gösteriyorsa da ikinci lakap dünyevi anlamı daha açık bir şekilde ibraz etmektedir Çünkü bunun anlamı, mü'minlerin güç ve kuvvet gereği seyretmeleridir Devlet başkanı da bu güç ve kuvvetin tasarruf sahibidir Özellikle "emir" lakabı Araplar için yeni bir şey olmayıp cahiliyet döneminde ordu komutanları için de kullanmışlardır


c) el-İmam: Bu lakap, Şia hukuk ilmi uzmanlarının dördüncü halife Ali b Ebi Talip için kullandıkları lakaptır (Ali (ra) bununla meşhur olmuştur Daha önce de zikrettiğimiz gibi ilk olarak bu sahada Şia te'lifler yaptığına göre, bu pozisyonla ilgili araştırmaları "el-imame" başlığı altında toplamışlardır Daha sonra da Ehl-i Sünnet hukuk ilmi uzmanları buradan nakletmişlerdir


Buna bir örnek verecek olursak Maverdi "Ahkamü's- Sultaniye" isimli meşhur eserinin birini kısmını buna tahsis etmiş ve şöyle tanımlamıştır:


"El-İmame'nin konusu peygamberliğin hilafeti olup dini korumak ve dünya politikasını yapmaktır"


İmam lafzı Kur'an-ı Kerim'de de varid olmuştur Bununla ilgili bazı ayetler aşağıdadır:


"Ve hatırlayın o zaman ki, Rabbi, İbrahim'i bir takım kelimelerle (emirleriyle) imtihan edip de o, bunları tamamen yerine getirince, 'seni insanlara imam (rehber) yapacağım' buyurmuş" [123]


"Onları emrimizle doğru yolu gösterecek rehberler kıldık Kendilerine hayırlı işler yapmayı, dosdoğru namaz kılmayı, zekat vermeyi, vahyettik Onlar bize ibadet edicilerdi" [124]


"Biz ise diliyoruz ki, o yerde zaafa uğratılanlara lütfedelim Onları (hayırda) muktedabihler yapalım Onları (Fir'avn mülkünün) varisler(i) kılalım" [125]


Bu terim aynı zamanda İslam'da namaz münasebetiyle de yakında ilgili olmuştur İmam, namaz kılanlara önünde duran, onlara rehberlik eden kimsedir Resulullah bunu hayatında yapardı Hastalanınca da Ebu Bekir (ra) vekaleten bu görevi yerine getirmiştir Ömer b Hattab, Ebu Bekir'in halifelik için daha layık olduğuna dair en önemli delili buna dayanarak ortaya koymuştur


İbn Haldun bu konuda Mukaddimesinde şöyle der:


"Daha sonra Şia, halifeliğin eşi olan imamlığı Ali'ye sıfat olarak tahsis ederek mezheplerine ve bid'atlanna göre Ali'nin Ebu Bekir'den müstehak olduğunu savunarak bu lakabı ona ve ondan sonra geleceklere tahsis ettiler


Buna ek olarak, Şia imam terimini imam olmadığı zaman dua ederlerken kullanırlardı Ancak otorite imanın eline geçip devlet idaresine hakim olunca, "kendisinden sonra gelen Abbasiler döneminde olduğu gibi, "mü'minlerin emiri" diye hitap ederlerdi" [126]


Arzettiklerimizden açık bir şekilde anlaşıldığı gibi, gerçekte iki manayı da ihtiva etmesine rağmen "imam" lakabı dünyevi otoriteden çok, dini anlamı açıklamaya daha yakındır


Şimdiye kadar arzettiklerimizden de anlaşılıyor ki, ilk olarak "mü'minlerin emiri" lakabıyla lakaplandırılan ve herkesten çok bu lakapla bilinen Ömer b Hattab (ra)'dır Hayatı boyunca kendisine imam diye hiç hitap edilmemiştir







[114] Dr er-Reys: İslam'da Politik Teoriler


[115] El-Mukaddime


[116] Sad: 38/26


[117] Bakara: 2/30


[118] Bakara: 2/30


[119] Yunus: 10/24


[120] el-Mukaddime


[121] Amr b As'ın ikinci halife Ömer (ra)'e gönderdiği mektub tarihen sabittir Ömer'in talebi üzerine Mısır'ı kendisine açıklamakta, yeni lakabıyla birden fazla yerde "ya emire'l-Miü'minin" diye hitap etmektedir


[122] el-Mukaddime


[123] Bakara: 2/124


[124] Enbiya: 21/73


[125] Kasas: 28/5


[126] el-Mukaddime


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.