08-02-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
İslâm Ordusu Tebük'te
Nihâyet, kavurucu sıcaklar altında ve sıcaktan âdeta kaynayan kumlar üzerinde yapılan yorucu bir yolculuktan sonra İslâm ordusu on dokuzuncu konak yeri olan Tebük'e vardı
Fakat, ortada ne Bizans ordusu, ne de bir başkası vardı Doğu Roma İmparatoru giriştiği hazırlıktan, cesaretsizliği sebebiyle son anda vazgeçmişti
Ebû Hayseme, samimi bir Müslümandı Sadece ihmalkârlığı yüzünden İslâm ordusuna katılmayıp, Medine'de kalmıştı
İslâm ordusunun Medine'den ayrılışından günlerce sonra, bir gün işinden evine dönmüştü Hanımlarının çardağı süpürmüş, temizlemiş ve soğuk şerbetleri hazırlamış olduğunu görmüştü Bu manzara birden âlemini değiştirdi Çardakların kapısı önünde dikildi Hanımlarına ve kendisi için hazırlanan şeylere bakarak şöyle dedi:
"Sübhanallah! Resûlullah (a s m ), yakıcı güneşin, rüzgâr ve sıcağın altında silahını boynunda taşısın da, Ebû Hayseme serin gölgede, yemeği hazırlanmış, iki güzel kadının yanında, mal ve mülkünün içinde oturup dursun İnsaf mı bu?" Sonra da hanımlarına dönerek, "Vallahi, Resûlullah Aleyhisselâma gidip kavuşmadıkça hiçbirinizin çardağına girmeyeceğim! Derhal yol azığımı hazırlayınız" dedi
Yol azığı hazırlanan Ebû Hayseme derhal Medine'den Tebük'e doğru yola çıktı İslâm ordusu Tebük'te konakladığı esnada mücahidler uzaktan bir atlının geldiğini fark ettiler "İşte, bakınız bir süvari geliyor!" dediler
Peygamber Efendimiz, "Ebû Hayseme mi ola? Onun olmasını isterdim" buyurdu
Biraz sonra yaklaşınca, Sahabîler onu hemen tanıdılar "Yâ Resûlallah! Vallahi, gelen Ebû Hayseme'dir," dediler
Ebû Hayseme, Resûl-i Ekrem Efendimizin huzuruna varıp selâm verdi Resûl-i Ekrem, "Ebû Hayseme! Sen, helâke yaklaşmıştın!" buyurdu
SALİH SURUÇ
|
|
|