Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
inkılabının, islâm, sahabe, tabiin, tesi, üzerindeki

İslam İnkılabının Sahabe Ve Tabiin Üzerindeki Tesi

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İslam İnkılabının Sahabe Ve Tabiin Üzerindeki Tesi




İSLAM İNKILABININ SAHABE VE TABİİN ÜZERİNDEKİ TESİRİ




İslâm inkılâbının etkisi çok büyük oldu İlk olarak, Arabistan'daki yüzbinlerce insanın yaşayışını etkiledi Peygamber 'e inanıp onu destekleyen ve müşriklere karşı inançları uğruna, onunla birlikte savaşan sahabe yanında yahudîler ve diğer gayri müslİmlerin hayatları da değişti Bütün bu insanların, sahip oldukları değerler, fikirler, tutumlar, hatta hayat tarzları tamamen değişik bir biçim aldı Bunlar daha önce Önemsiz şeyler için birbirleriyle dövüşürler, aile ve kabile kavgaları yıllarca devam ederdi Aşağıdaki ayette de belirtildiği gibi, bu kimseler, Hz Muhammed 'in dinine girdikten sonra, bambaşka bir topluluk oldular: "Muhammed Allah'ın elçisi-dir Onun yanında bulunanlar, kâfirlere karşı şiddetli, kendi aralarında merhametlidirler Onların, rükû ve secde ederek Allah'ın lütuf ve rızasını aradıklarını görürsün Yüzlerinde secdelerin izinden nişanlar vardır Onların Tevrat'taki vasıfları ve İncil'deki vasıfları da şudur: Bir ekin gibidirler ki, filizini çıkardı, onu güçlendirdi, kalınlaştı derken gövdesinin üstüne dikildi, ekincilerin hoşuna gider, onlara karşı kâfirleri de öfkelendirir bir duruma geldi Allah onlardan iman edip sâlih amel işleyenlere mağfiret ve büyük mükâfatlar va'detmiştir" (48: 29),


Hz İsa aleyhisselâm, bu vasıfları, hardal tanesi misaliyle ifade etmektedir: "Göklerin melekûtu, bir adamın alıp tarlasına ektiği hardal tanesine benzer O tane ki, bütün tohumların gerçi en küçüğüdür Fakat büyüyünce, sebzelerden daha büyüktür ve ağaç olur Şöyle ki, göğün kuşları gelip onun dallarında yerleşirler" (Matta, 13: 31-32, Markos, 4: 30-32 ve Luka, 13:18-19) Hz Musa da, kutsîyun kelimesi ile Hz Muhammed 'in ashabının vasıflarını zikretmişti Bu, Eski Ahİt'te şöyle ifade edilmektedir: "Rab Sina'dan geldi ve onlara Seir'den doğdu, Paran dağından parladı, Ve mukaddeslerin on binleri içinden geldi; onlar için sağında ateşli ferman vardı (Rab) gerçek, sıptları sever; bütün mukaddesleri senin elindedir; her biri senin sözlerinden alacaktır" (Tesniye, 33: 2-3)


Şüphesiz burada Mekke'nin fethine işaret vardır Hz Muhammed , on bin sahabesi ile gelerek, Mekke'de kansız bir zafer kazanmış ve Arap yarımadasının tartışmasız hâkimi haline gelmiştir Değişik dillere yapılan tercümeler sonucu kelimeler değişmekle birlikte, İncil'in bazı eski nüshalarında hâlâ kutsiyyûn kelimesine rastlamak mümkündür Bu kelime ile, aşikârdır ki, Hz Muhammed 'e ve O'nunla İslâm'ın müdafaası için savaşan sahabesine işaret edilmektedir "Sağında ateşli ferman" tabiri, Hz Muhammed 'e, düşmanlarına boyun eğdirmek ve Allah'ın adım dünyada yüceltmek için, Rabbi tarafından verilen siyasî güce işaret etmektedir


Kur'ân-ı Kerîm Rasûlullah 'in sahabesi üzerindeki Allah'ın rahmet ve mağfiretini şu sözlerle ifade etmektedir: "O, imanlarına iman katsınlar diye mü'minlerin kalplerine huzur (ve sebat) indirdi Göklerin ve yerin askerleri Allah'ındır Allah bilendir, her şeyi hikmetle yapandır" (48:4) Bu âyet sahabenin takvası, ihlası ve Allah'ın emirlerine ve elçisine olan İtaatini ifade etmektedir Onlar, Allah'ın dininin gerçek takipçileri idiler Çünkü onlar, Allah ve Rasûlün'ün yolunda hiçbir şeylerini esirgememiş; mallarını, mülklerini, rahatlarını hatta canlarını bu uğurda feda etmişlerdi Yukardaki Kur'ân ayetleri ve İncil ve Tevrat'taki deliller, Hz Muhammed 'in ashabının, Son Elçisi tarafından kendilerine getirilen Allah'ın mesajına, gerek sözleri, gerek fiilleri ile tam olarak tâbi oldukları ve onu dünyadaki diğer insanlara da yaymak için büyük gayretler gösterdikleri konusunda kuşkuya yer bırakmamaktadır


Aşağıdaki Kur'ân âyetleri de ashabın Hz Peygamber 'e can u gönülden ve samimiyetle İnanıp, İslâm sancağım, ağır zorluklara karşın, yükseltmek için ellerindeki bütün imkânları seferber ederek, ona yardım ettikleri ve sonunda karşılarına çıkan bütün güçlükleri Allah'ın yardımıyla yendikleri konusundaki ifademizi teyid etmektedir: "Biz seni, şâhid, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik Ki Allah'a ve Resulüne manasınız, onu(n dinini) destekleyesiniz Ona saygı gösteresi-nİz ve sabah akşam O'nu teşbih ed(ip şanını yücelmesiniz"(48: 8-9) Allah kullarını sevip kendisine ait olanı koruduğu için (Tesniye, 33: 3), Peygamber 'in ashabına Hudeybiye antlaşması sırasında rahmet etti: "Sana biat edenler (İslâm uğrunda ölüncüye kadar savaşmak üzere sana söz verenler), gerçekten Allah'a biat etmektedirler Allah'ın eli onların eli üzerindedir" (48: 10) Yine aynı sûrede şöyle dendiğini görüyoruz: "Allah şu mü'minlerden razı olmuştur ki, onlar, ağacın altında sana biat ediyorlardı Allah onların gönüllerinden geçeni bildiği için onların üzerine huzur ve güven indirdi ve onlara yakın bir fetih verdi" (48: 18)


Kur'ân, muhacirlerin gayret ve fedakârlıklarını da şu sözlerle övmektedir: "(Bir de o mallar), şu muhacir fakirlere aittir ki (onlar), yurtlarından ve mallarından (sürülüp) çıkarılmışlardır; Allah'ın lütuf ve rızasını ararlar; Allah'a ve Rasûlüne (canlarıyla, mallarıyla) yardım ederler İşte doğru olanlar onlardır" (59: 8) Ensarın samimiyet ve fedakârlığı ise şu kelimelerle Övülmektedir: "Ve onlardan Önce o yurda (Medine'ye) yerleşen imâna sarılanlar (yani daha önce Medine'yi yurt edinen Ensar) kendilerine göç edip geleni severler ve onlara verilen (ganîmetler)den ötürü göğüslerinde bir ihtiyaç (eğilimi) duymazlar Kendilerinin İhtiyaçları olsa dahi, (göç eden yoksul kardeşlerini) öz canlarına tercih ederler Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar felaha erenlerdir" (59: 9)


Gerçekten, "Hicret, onların hayırhahlık ve cömert misafirperverliği sayesinde mümkün oldu Peygamber 'i ve onunla gelen bütün muhacirleri kabul edip ağırladılar Bir grup ile (muhacirler) diğerinin (Ensâr) fertleri arasında en müstesna kardeşlik bağları tesis edilmiş oldu Ümmet kendi kaynaklarına sahip olana kadar, Ensâr sürekli olarak verdi, muhacirler aldı Yardım edenler göç edenleri ağırlamayı şeref bîldiler ve hattâ fakirler bile fedakârlıkta zenginler ile yarıştılar" (A Yusuf Ali, The Holy Qur'an, sh 1523, Not 5383)


Bu âyetler, sahabenin imanını, ihlasını ve dini düşmanlardan korumak ve İlâhî Kelâmı insanlara yaymak yolunda Allah'a ve elçisine yardımlarını tam manâsıyla ortaya koymaktadır Ayette de belirtildiği gibi, onlar Allah'ın davasına yardım ettiler ve Allah da onlardan razı oldu: "Muhacirlerden ve Ensârdan (İslâm'a girmekte) ilk Önce geçenler İle bunlara güzelce tâbi olanlar Allah onlardan razı olmuştur, onlar da O'ndan razı olmuşlardır (Allah) onlara altlarından ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetler hazırlamıştır


İşte büyük kurtuluş budur" (9: 100) Yine aynı sûrede şöyle buyurulmaktadır: "Mü'min erkekler ve mü'min kadınlar birbirlerinin ve-lisidirler İyiliği emrederler, kötülükten men ederler, namazı kılarlar, zekâtı verirler, Allah'a ve elçisine itaat ederler İşte onlara Allah rahmet edecektir Allah daima üstündür, hüküm ve hikmet sahibidir" (9: 71) Bu ayet-i kerîmede hakikî mü'minleri kâfirlerden ve müşriklerden ayıran ve Peygamber 'in ashabında en yüksek seviyede bulunan özellikleri belirtmektedir: Onlar misk dolu şişeler gibidirler Görünüşü, kokusu ve diğer özellikleri ile kendini belli eden misk dolu şişeler gibi Mümin kadınlar ve erkekler Medine'de bir topluluk meydana getirdiler İyi olanla alâka kurup, kötü olandan nefret ettiler Gece ve gündüz Allah'ı zikrettiler ve sürekli olarak Allah'ı zikretmeden yaşanacak bir hayatı düşünemediler Allah yolunda sarfetmekte çok cömerttiler Para, mal ve hayatlarını Allah'ın davasına adamaktan kaçınmadılar ve Allah'a ve elçisine tereddüt etmeksizin itaat ettiler (The Meaning ofthe Qur'an, c IV, sh 210)


Bu âyetler, Hz Peygamber 'in ashabının asil özelliklerini ve yüksek amellerini yeterince aydınlatmaktadır Bu konuda ayrıca pek çok hadîs de vardır Rasûlullah 'in şöyle dediği rivayet edilmektedir: "İnsanların hayırlısı benim asnm(daki ashab''ım)dır Sonra onlara yakın olan (tâbif)erâ Sonra onlara yakın {etbâ-ı tâbit)l&rdir Sonra bir takım kavimler gelir ki, onlardan birinin şehadeti (ihtiras ile) yeminine, yemini de şehadetine takaddüm eder" (Buharı ve Müslim) Enes, Rasûlullah 'in şöyle dediğini bildirmektedir: "İnsanların arasında benim ashabım, yemekte tuz gibidir Yemek, içinde tuz olduğu zaman güzeldir" (Şerhü's-Sünne) Ömer b Hattab, Rasûlullah 'den, vefatından sonra ashabı arasındaki ihtilaf hakkında Allah'a sorduğunu ve şu vahiyle karşılık verildiğini işittiğini rivayet etmektedir: "Senin ashabın ey Muhammed, bana göre gökteki yıldızlar gibidir, bazıları daha parlaktır, fakat hepsinin de ziyası vardır Bu yüzden, onların ittifak ettiğine uyan doğru yoldadır" Yine Hz Ömer'den rivayet edilen bir hadîs-i şerifte Rasûluüan şöyle buyurmaktadır: "Ashabım gökteki yıldızlar gibidir, hangisine uysa-nız doğru yolu bulursunuz" Ebu Said Hud-ri'den gelen rivayete göre Rasûlullah şöyle buyurmuştur: "Sakın ashabıma sövmeyiniz Sizden birinin Uhud (dağı) kadar altın sadaka verdiği farzedilse, bu ashabdan birisinin iki avuç (hurma) sadakası (fazileti)ne erişemez (Hatta) bunun yarısına da ulaşamaz" (Buharî ve Müslim) (Buhari) Bu konuda Hz Ömer'den rivayet edilen bir başka hadîs-i şerif de şöyledir: "Ashabıma hürmet gösterin, çünkü onlar sizin en iyinİzdir Daha sonra hemen onlardan sonra gelenler ve daha sonra da onlardan sonrakiler gelir" (Tirmizî)


Ashab hakkındaki bu övgülerin sebebi, onların İslâm davasına olan büyük ve unutulmaz hizmetleri İdi Onlar, Allah'ın Peygamberi ile birlikte düşmanlara karşı inançlarını korumak için mücadele ve mücahede ettiler Peygamber 'in irtihalinden sonra dinin bütünlüğünü korumak için büyük bir mücadele vererek, sonra gelenlere, dini, hiçbir değişiklik olmaksızın bıraktılar Hz Peygamber zamanında, ilk olarak ağaç, kemik, kâğıt, deri, bez gibi maddelerin üzerine yazılan Kur'ân-ı Kerîm'in daha sonra bir 'kitap' hâline gelmesini ve bugüne ulaşmasını sağladılar Onların dîni yaymak için gösterdikleri gayretler sonucu İslâm bugüne kadar geldi ve bugün dünyanın her vadisine, her dağına, her adasına yayılmış bir milyar civarında müslüman var


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.