![]() |
Atıf Hocanın Eserleri... |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Atıf Hocanın Eserleri...CUMHURİYET DÖNEMİ YAZILARI Atıf Efendi, Cumhuriyetin ilk yıllarındaki yazılarında, Frenkleşme (batılılaşma) illetine (hastalığına) tutulmuş Cenab Şahabeddin, Ömer Rıza Doğrul, Süleyman Nazif gibi zatlarla çeşitli mevzularda kalem münakaşalarına girişti ![]() ![]() ![]() O, Ehl-i sünnet vel cemaat düşüncesinin yılmaz bir müdafaacısı ve kalesi idi ![]() ![]() ![]() Özelikle modernist düşüncelerin Osmanlı ülkesinin saçaklarını sardığı bir zamanda engin bilgisiyle bunlara karşı dimdik durdu ![]() ![]() ![]() “Vakıa şimdiye kadar İslam dini aleyhinde hasımlar (düşmanlar) tarafından hücumlar olmuş ve bu konuda pek çok küfür ve hezeyanlar neşredilmiş ise de, ulema-i kiram hazeratı (saygın alimler) ilmi satvetleri (ezici ilmi güçleri) ile hepsini red ve iptal etmişlerdir ![]() ![]() ![]() Zamanımızdan ikinci zümreden olmak üzere bir takım müçtehid, istinbat (Bir mes'eleyi derin tetkik neticesinde kaynaklarından güçlükle anlamak ![]() ![]() ![]() ![]() 1923 yılında yayınladığı “Tesettür-ü Şer’i” (dini örtünme) ve 1924’de neşrettiği “Din-i İslam’da Men-i Müskirat” (islamda içki yasağı) adlı eserleri ile “Atıf Efendi Kütüphanesi Neşriyatından” adıyla yeni bir serinin telifine başladı ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Atıf Hocanın Eserleri... |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Atıf Hocanın Eserleri...ESERLERİNDEN SEÇMELER *** “Ehl-i Sünnet vel cemaat mezhebi haktır ![]() ![]() ![]() ![]() *** Osmanlı devletinin kuruluş sıralarında fevkalade durumlarda sancak beyleri ve Ocak ağaları gibi milletin ileri gelenlerin görüşleri sorulur ve ona göre hareket olunurdu ![]() ![]() ![]() *** “Zulüm üç kısımdır: 1-Allah Tealaya karşı icra olunur: Küfür(İnkar), Şirk, Nifak, İsyan gibi… 2-Halka karşı icra edilir: Halkın canlarına, ırzlarına, mallarına ve sair haklarına tecavüz gibi… 3-Kendi şahsına karşı yapılır: “bir şahsın, nefsi arzularına kapılarak dünya ve ahirette nefsi için zararlı hal ve hareketlerde bulunması gibi… *** Tesettür-ü Şer’i gibi dini hükümler, esasen süfli medeniyeti ve terakkiyat-ı sefihaneyi yıkmak ve men etmek üzere vaz olunduğundan onunla içtimaı gayr-i kabil ise de, medeniyet-i fazıla ve hakiki terakkilere hiçbir suretle mani teşkil etmez ![]() ![]() ![]() ***Atıf efendi Osmanlı medreselerinin gerileme sebeblerini bir yazısında şöyle sıralıyor: 1- Osmanlılar zamanında, ilim tahsili hususunda Seyyid(Cürcani) ve Sadeddin(Taftezani) mesleği, yani allamelik davasında bulunmak için her ilmi, her fenni öğrenmek ve bilmek usulü takip olunup, daha faydalı, daha semereli olan mütekaddimin ve eslaf mesleği yani ilmi şubelerinde birinde ihtisas kesbetmek usulünün terk olunması… 2- İlmin kaynakları mesabesinde bulunan eslafın eserlerini terk ve ihmal ederek müteahhirin ulemanın kısa ve muğlak kitaplarının medreseler programında kabulü ile maksatlarını anlamak için şer, haşiye, haşiyet’ül haşiye tedrisd olunarak talim ve terbiyede suubet(güçlük) gösterilmesi 3-Ulum-u aliye(alet ilimleri denilen dilbilgisi dersleri) ve ibarelerin lafızlarının tahlilleri ile lüzumundan fazla vakit harcanıp, dini ilimler ve faydalı hakikatlere pek az iştigal olunması ve ilimlerin göğüslerde değil, satırlarda muhafazasına çalışılması 4-İlmiye mensupları maişetçe darlığa düçar olup, ilmi şerefleri ile gayr-i mütenasip ve mezelleti mucip bir çeşit maişete sevk olunmaları ve bu vesile ile de talebelerin zekilerinin memuriyet ve makam arkasından koşarak ilmi araştırmalarla meşgul olmaktan mahrum olmaları 5- İbn-i Kemal, Ebu Suud merhumlar ile bazı emsallerinden sonra riyaset ve idare-i ilmiyeyi ihraz ile ilmiyenin mukaderratını tedvir edenlerin ehliyetsiz ve ilmiye mesleğine ruh verecek kabiliyetten mahrum olmalarıdır ![]() ***Ashab-ı Kiram hazretleri de rızkını talep konusunda son derece gayret gösterip de kendi el emeklerini yemeye ehemmiyet verirlerdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() MEHMET ÖZÇELİK |
![]() |
![]() |
![]() |
Atıf Hocanın Eserleri... |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Atıf Hocanın Eserleri...FRENK MUKALLİDLİĞİ VE ŞAPKA Atıf hoca 1924 yılında Frenk mukallitliği ve Şapka kitabını neşretti ![]() ![]() ![]() Bu risale körü körüne Avrupa taklitçiliğini eleştiren bir eserdi ![]() ![]() “Bir Müslüman şiar (simge) ve alamet-i küfür addolunan (sayılan) bir şeyi zaruretsiz giymek ve takınmak suretiyle gayr-i Müslimleri (müslüman olmayanları) taklit etmesi ve kendini onlara benzetmesi şer’an (dinen) memnûdur (yasaktır ![]() Hoca bu görüşünde yalnız da değildi ![]() ![]() ![]() ![]() Ben de dedim: “On yedi milyon değil, belki yedi milyon da değil, belki rızasıyla ve kalben kabulüyle ancak yedi bin Avrupa-perest (avrupa hayranı) sarhoşların kıyafetlerine ruhsat-ı şer'iye (dini izin) ve cebr-i kanunî (kanun baskısıyla) cihetiyle girmektense, azîmet-i şer'iye ve takvâ (dine sıkı bağlanma ve duruş) cihetiyle, (yönüyle) yedi milyar zatların kıyafetlerine girmeyi tercih ederim ![]() Atıf efendi kitabını neşrettikten sonra bu eser hakkında bir tenkit (eleştiri) kaleme alan Süleyman Nazif’e verdiği cevapta şöyle diyordu: “Risalede şapkaya dair olan bahisleri Fetava-i Hindiyye, Kadıhan, Bezzaziye, Muhit-i Burhani gibi muteber fıkıh (hukuk) kitaplarından ahz ile (almakla) tercüme ettim ![]() ![]() Bu arada şunu da belirtelim ki, Atıf efendi meselesinde iki jurnalciden (ispiyoncu) bahsetmek doğru olacaktır; 1-Zeynelabidin; İsmi ile müsemma olmayan bu şahıs, medrese öğrencisiyken Atıf efendiye haksız yere kin bağlamış bir ruh hastasıdır ![]() ![]() ![]() 2-Süleyman Nazif: Bu edibimiz (edebiyatçı) de daha önce oruç ile alakalı bir meselede kaleminin Atıf efendi karşısında susması üzerine intikam için fırsat kollamış, Şapka risalesi yazılınca “Bir Hocaefendiye cevap” adıyla vukufsuzca (meseleye hakim olmadan) bir yazı yazmıştı ![]() ![]() ![]() Süleyman Nazif adı geçen yazısında tehevvürle ( Korkusuzlukla düşünmeden hareket etmek) ve hakaretvari davranmış ve selef ulemasına(islamın ilk dönem alimleri) ağır ithamlarda bulunmuştu ![]() ![]() ![]() ![]() Nazif bu yazısında Atıf efendi için de “dar düşünceli, cahil, Allah’ın haram etme yetkisini gasp eden” gibi seviyesiz ithamlarda bulunmuştu ![]() Atıf efendi bu hücuma mükemmel bir cevap verdi ![]() ![]() ![]() Bu konuda da sözü Tahir-ül Mevlevi’ye bırakalım: “Bir adam; dine, imana, peygambere hatta Allah’a karşı dil uzatabilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Lakin bir adamın en tehlikeli anında, sırf ilmi bir mübahesedeki (tartışmadaki) mağlubiyetin hıncını çıkarmak için onun aleyhinde ve müdafaa edemeyeceği bir surette jurnal vermeye (şikayete) kalkışmak ne dinde hoş görülür ne dinsizlikte ![]() Süleyman Nazif, İskilipli Mehmed Atıf hocanın şehadetinden tam bir yıl sonra 4 Şubat 1927’de zatürreeden öldü ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Atıf Hocanın Eserleri... |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Atıf Hocanın Eserleri...ŞAPKA İNKİLAPI VE TEPKİLER 1 Kasım 1925’te kabul edilen Şapka kanunu Anadolu’da yer yer protestolara sebeb olunca, hükümet demir yumruğunu kullanmaya karar verdi ![]() ![]() ![]() Bu arada Şapka olaylarında etkili olduğu gerekçesi ile Frenk Mukallitliği ve Şapka kitabı toplatıldı ve müellifi (yazarı) hakkında inceleme başlatıldı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() TEVKİFİ Ve nihayet beklenen oldu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İstanbul’a getirildiği zaman bitkin ve zayıflamış bir haldeydi ![]() ![]() ![]() Maznunlar (sanıklar) tekrar yargılanmak üzere trenle Ankara’ya götürüldüler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Atıf Hocanın Eserleri... |
![]() |
![]() |
#5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Atıf Hocanın Eserleri...İSTİKLAL MAHKEMELERİ İstiklal mahkemeleri yargılamaları bana Karakuşi mahkeme fıkrasını hatırlatır: “Bir hırsız Kadı Karakuş’a gelir ve hırsızlık için girdiği evin sahibini şikâyet eder: “Kadı Efendi, evin penceresi çürükmüş; kaçarken düştüm ve kolum kırıldı” der ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sadece şu husus bile İstiklal mahkemelerinin yargılamasının ne kadar gülünç olduğuna yeter; Ankara İstiklal mahkemesi azalarından sadece Rize mebusu Ali bey ile, savcı Necip Ali bey hukuk öğrenimi görmüştü ![]() ![]() Zaten bunun çok da önemi yoktu ![]() ![]() Uğur Mumcu bu durumu sanki meşru gösterme gayreti içindedir: “Devrim bir şiddet olayıdır! Devrim, şiddet ile gelir…her devrim idam sehpalarıyla, giyotinlerle ile başlar; sonra evrim sürecine dönüşüp barışçı yöntemlerle gelişir ![]() İstiklal mahkemeleri zabıtlarını incelediğimizde mahkemelerin hiç de Prof ![]() ![]() “ ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Hocam ruhun karanlık ![]() “Anlaşılıyor ki, İstiklal mahkemesi kanunlarına biraz daha şiddet lazım ![]() ![]() Mehmed Akif’in damadı aslen Mısır’lı Ömer Rıza Doğrul’a: “Ne olursan ol! Türk vatanında, Türk vatandaşları arasında yaşamaya hakkın yok ![]() ![]() “Bu Gürcülüğü, Araplığı, Çerkezliği ruhunuzdan ne vakit çıkaracaksınız bilmiyorum ki? Türkiye’de doğar, Türkiye’de büyür, burada yer, içersiniz ![]() İşte mahkemeyi yürüten heyetin fikir seviyesi ![]() ![]() ![]() ![]() MAHKEME SAFAHATI (safhaları) Atıf efendi mahkemenin beraat vereceğinden ümitlidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() -Sonunu nasıl görüyorsun? diye sordum ![]() -“Cürüm bulunmadı ki ceza verilsin ![]() ![]() ![]() ![]() -Benim için ne düşünüyorsun? dedim ![]() -Ben Şapka risalesini yazmışken beraat ümidini beslersem, sen onu hakk-ı sarihin (kurtarıcı) bilmelisin” cevabını verdi ![]() -İnşallah öyle olur mukabelesinde bulundum ![]() Hoca hakikaten kurtulacağımıza ümid veriyor, bizim mahkemeye verilişimizin vehimden ileri geldiğine, biraz da o vehmi İstanbul polis idaresinin körüklediğine kani bulunuyordu ![]() Hocaefendi’nin bu ümidi maalesef doğru değildi ![]() ![]() Atıf Hoca: “Belgeyi arz ediyorum ![]() ![]() ![]() -Sen bu tekzipnameyi (ancak bir gizli maksat için yaparsın ![]() -Ne maksadı beyefendi? -Çünkü gördünüz ki, bunlar Yunan tayyareleriyle (uçak) atıldı ve aksi tesir yaptı ![]() ![]() ![]() -Eğer öyle olsa idi, onlarla beraber olurdum, cemiyete devam ederdim ![]() ![]() ![]() ![]() -Sus! Bizi çileden çıkarma! Hürriyet ve İtilaftan ve Mustafa Sabri’den destek alarak bu cemiyeti kurduğun buradan belli oluyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mahkeme Hocaefendi karşısında aciz kalmış bu da onları iyice asabileştirmiştir ![]() Atıf Hoca: Beyefendi bendeniz zat-ı âlinize (size) resmi belge sundum ve Ferid Paşa hükümetini karşı kalemimle mücadele ettiğimi açıkça ispat ettim ![]() -Ne ile ispat ettin? Sıkılmıyor musun, bunu nasıl söylüyorsun? Biz senin söylediğin sözlere inandık mı? İnanmak mecburiyetinde miyiz? Atıf Hoca: -Vakit gazetesinin 1134 ![]() -Ben de sana cevap verdim, bunu din perdesi altında kötülüklerinize daha fazla devam etmek için yaptınız ![]() -Beyefendi ben deli olmalıyım ki, kendi yaptığım işleri kendim yalanlayayım ![]() -Cemiyet namına rol yapıyorsunuz ![]() ![]() ![]() -Beyefendi bu bir hayır cemiyetidir ![]() -Sus, sus bir parça utan ![]() Mahkemeye dair bazı hatıralar da şöyle; O sıralar adi bir suçtan Ankara İstiklal mahkemesine verilen bir zat bir mahkeme arasında şahit olduğu manzarayı şöyle anlatıyor: “Atıf hocayı getirdiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bolu’lu Nizamettin Saraç bey anlatıyor: “Zannedersem 1926 veya 27 seneleriydi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hoca sakin ve vakur (ağırbaşlı) bir tavırla: “Evet efendim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ve nihayet 2 Şubat 1926 günü, mahkemede müdde-i umumi (savcı) Necip Ali bey iddianamesini ve ceza taleplerini okudu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mahkeme son müdafaaları dinlemek ve hükmünü vermek üzere ertesi güne tehir olundu (ertelendi) ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Atıf Hocanın Eserleri... |
![]() |
![]() |
#6 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Atıf Hocanın Eserleri...ATIF HOCA’NIN RÜYASI Bu meseleyi yazmak bana en zor gelen kısmı oldu bu çalışmanın ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türkiye’de bir çok konuda olduğu gibi, İskilipli Atıf hocayı da ilk defa maşeri vicdanda (kamuoyu) seslendiren o enfes üslubuyla merhum Necip Fazıl oldu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Necip Fazıl’ın naklettiği bir hadise de, Atıf efendi’nin mahkemeden bir gün evvel müdafaasını yazarken, birden dalıp rüyasında Resulullah’ı(SAV) görmesi, Kainatın Fahrinin(ASM)(Alemin övüncü) : “Yanıma gelmek dururken ne diye müdafaa karalamakla meşgul oluyorsun?” buyurması üzerine, yazdığı müdafaasını yırtması hadisesidir ![]() ![]() Elbette böyle bir rüyayı Atıf Hocanın görmüş olması çok güzeldir ![]() ![]() ![]() ![]() 1-Bu hadisede Atıf efendinin yanında olduğu iddia edilen Tahir-ül Mevlevi Ankara’da hiçbir zaman Atıf hoca ile aynı koğuşu paylaşmadı ![]() 2-Atıf efendinin böyle bir rüya gördüğüne dair Tahir-ül Mevlevi’nin hatıratında hiçbir şey yok ![]() 3-Tahir-ül Mevlevi’nin de belirttiği gibi, Atıf efendi uzunca bir müdafaa yazmış ve bu, mahkemede okunmuştur ![]() ![]() ![]() Tabii bir çok kaynakta bu rüya meselesinin anlatılması, hatta filimde yer alması da çok bir şey ifade etmiyor ![]() ![]() MAHKEMENİN SON GÜNÜ Tahir-ül Mevlevi Atıf Hocanın mahkemede son gününü şöyle anlatıyordu: “Atıf efendi metin görünüyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Muhakemeyi takip eden yazar Şevket Süreyya Aydemir mahkeme zulmüne olan tanıklığını şöyle anlatıyor: “Hükümlüler arasında sarıklı bir müderris göze çarpıyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Atıf Hocanın Eserleri... |
![]() |
![]() |
#7 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Atıf Hocanın Eserleri...ŞEHADETİ 4 Şubat 1926 Perşembe ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ali Tahmilci bey, Hocaefendi ile aynı cezaevinde yatan amcası Hasan Tahmilci beyin anlattıklarını şöyle naklediyor: “Mahkemeler bitmiş, kararlar verilmiş, her şey belli olmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() O gece hanımının gördüğü rüya şöyledir: “Bahçemizde kızı ile birlikte dikmiş olduğu çam ağacının dibinde hoca abdest almakla meşguldü ![]() ![]() ![]() ![]() Nuri Saraç bey Atıf efendinin mübarek nâşını idamının ertesi günü görenlerden: “Garip bir tesadüf ki, Hocanın muhakemesinin bittiği günün ertesi günü onu asılmış vaziyette eski Meclis’in avlusunda, iri yarı gövdeleriyle ve normal ebattan daha uzun bir darağacında sallandığına şahit oldum ![]() ![]() ![]() Onu İdam sehpasında görenlerden biri de, yakın arkadaşı Tahir ül Mevlevi’dir ![]() ![]() “Birdenbire gözüme ilişen bir manzara, beni olduğum yere mıhladı ![]() ![]() ![]() “Uluvvün fi’l hayati ve fi’l memat Le-hakkun ente ikdü’l mucizat” (Sen hayatta da, ölümünde de yücesin ![]() ![]() Cevdet Soydanses bey de şunları ifade etmekte; “Atıf hocaya İttihatçılar da düşmandı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Nasıl konuşacaklardı ki? ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() A ![]() ![]() ![]() Bediüzzaman hazretlerinin talebelerinden Mustafa Sungur da 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Son olarak Atıf efendinin ders arkadaşı Şeyh Ali Haydar efendinin bir sözünü nakledelim ![]() ![]() ![]() Bu arada bir şeyi de hatırlatalım; Mahkeme zabıtlarını okuduğumuzda, bazı kimselerin, Atıf hocadan beri olduklarını, tasvip etmediklerini “Bu adam bütün tarikatlara karşıdır, ben ise Halidi tarikatındanım” demeleri gibi ifadelerini okuyup, o zatlar hakkında suizanna düşmeyelim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() -Tahir Bey! Atıf Hocanın idamı hakkında ne dersin? demesi üzerine -Ne diyeyim efendim ![]() ![]() İDAM SONRASI AİLESİ Acaba Hocaefendinin şehadetinden sonra ailesi ne oldu? Atıf Efendinin yeğenlerinden Bahaddin İmal bey bu konuda şunları anlatıyor: “Tarihini pek hatırlamıyorum ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Kelebekler Sonsuza Uçar” adlı filmde de gördüğümüz gibi, Melahat hanım da İskilip’te kalmış ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Araştırmacı-yazar Hüseyin Yılmaz bey bütün ısrarlarına rağmen görüşememiş bu dertli hanımla ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Atıf hocaya uygulanan zulüm akrabalarına da teşmil edilmiştir (yaygınlaştırılmış) ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() MEZARI NEREDE? Bu meselede maalesef dramın bir başka parçası ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tesellimiz Hz ![]() “Biz öldükten sonra kabrimizi arama ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|