Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
celaliyye, hikmeti, kelimesindeki, yahya

Yahya Kelimesindeki Hikmet-İ Celaliyye

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yahya Kelimesindeki Hikmet-İ Celaliyye




YAHYA KELİMESİNDEKİ HİKMET-İ CELALİYYE

Bu (yani, Yahya’nın hikmeti) İsimler’de evveliyet hikmetidir, çünkü Allahu Teala onu, kendisinden önce hiç kimseyi adlandırmamış olduğu “Yahya” ismiyle adlandırdı — ve bu, Zekeriya’nın anılması [zikr], onunla diri olur demektir Ve Allahu Teala onu “Yahya” olarak adlandırmakla, geçmiş olup da anılması bir oğulda diri olan kişinin (yani, Zekeriya’nın) terketmiş olduğu sıfat ile, onun ismini birleştirdi Dolayısıyla “Yahya” ismi deneyimleme [zevk] ilmi gibi oldu Çünkü Âdem’in anılması Şît ile, Nuh’un anılması Sâm ile diri oldu ve bu bütün diğer nebiler için de böyledir Ama Allahu Teala, Yahya’dan önce hiç kimse için kendini-açıklayıcı bir isimle (yani, “yaşıyor” anlamına gelen “Yahya” ismiyle), bu ismin imlediği sıfatı (yani, “hayat” sıfatını) birleştirmedi — ve bunu ancak Kendi ledününden, Zekeriya’ya bir inayet olarak yaptı Çünkü Zekeriya şöyle demişti: “Yarabbi, Kendi ledününden bana bir velî bahşet!” [Meryem Suresi, 19/5] — ve bunu söylerken Hakk’ın ismini, oğlunun isminden önce andı; tıpkı Asiye’nin, “Senin yanında cennette bir ev” [Tahrim Suresi, 66/11] dediğinde Hakk’ın komşuluğunu evden önce anmış olduğu gibi
İmdi Allahu Teala, Zekeriya’nın isteğini yerine getirmekle ona Yahya’yı bağışladı ve adı, Zekeriya’nın Kendisinden istediği şeyi anıcı olsun diye Yahya’yı Kendi sıfatı ile (yani, “Hayy” sıfatı ile) adlandırdı Çünkü Zekeriya, kendinden sonra Allah’ın anılmasının sürmesini diledi Çünkü çocuk, babasının sırrıdır Bundandır ki, “Bana vâris olsun ve Yakub ailesine vâris olsun” [Meryem Suresi, 19/6] dedi Ve nebilerin Allah’ı anma makamından ve Hakk’a davetten başka bırakabilecekleri bir mirasları yoktur
Sonra, Allahu Teala Yahya’yı benzerlerinin önde geleni kılarak, “Doğduğu, öldüğü ve diri olarak ba’s olunduğu günde onun üzerine selam oldu” [Meryem Suresi, 19/15] sözüyle onu Zekeriya’ya müjdeledi Ve Yahya’yı, Kendi Zatî sıfatı olan “Hayat” ile isimlendirdi Böylece, Yahya’yı Kendi İsmi ile selamladığını Zekeriya’ya bildirdi Ve O’nun sözü doğrudur ve onda hiçbir şekilde yanlışlık yoktur Gerçekte, Ruh’un (yani, Hz İsa’nın), “Doğduğum ve öldüğüm ve diri olarak ba’s olunduğum günde selam üzerime olsun” [Meryem Suresi, 19/33] sözü, birlenme yönünden kusursuz ise de (İsa’nın izafi ve kayıtlı varlığında kendine yönelik bu selamı, ilahi vecihlerden yalnızca bir vecih yoluyla olduğundan), Allah’ın Yahya’ya yönelik selamı, (bu selam, bütün ilahi vecihleri kendinde toplayan mutlak huviyet vechinden geldiği için) hem birlenme ve hem de itikat yönünden kusursuz olduğu gibi, herhangi bir yoruma da muhtaç değildir Çünkü, İsa’nın durumunda alışılageldik olmayan şey –Allah’ın onu akıl ve kemal sahibi kılarak konuşturması ile– (beşikteyken) konuşmuş olmasıdır Ne var ki, Yahya gibi kendisi üzerine tanıklık edilmedikçe, herhangi bir durumda konuşabilir olan bir kimsenin sözünün (aklî kurgulama indinde) mutlaka doğru olması gerekmez Bu yüzdendir ki Hakk’ın Yahya üzerine selamı, İsa’nın kendi üzerine selamından ilahi inayetle sarmalanmışlık yönünden daha üstündür Ve İsa beşik içerisinde annesi Meryem’in masumiyetini kanıtlar biçimde konuştuğunda, her ne kadar hal karinesi, onun Allahu Teala’ya yakınlığına ve sözlerinin doğruluğuna delalet ediyor olsa da, bu böyledir Ve bu, (yani, İsa’nın beşikteyken konuşması, Hz Meryem’in masumiyetine ilişkin) şahidlerden biridir İkinci şahid ise, (Meryem’in) kuru hurma ağacını sallamasıdır — ki, Meryem İsa’yı nasıl bir erkekle cinsel birleşme olmaksızın doğurduysa, kuru hurma ağacından da döllenme olmaksızın taze hurma döküldü
Eğer bir nebi, “Benim ayetim ve mucizem şu duvarın konuşmasıdır” diyecek olsaydı, ve duvar konuşarak, “Sen yalancısın, Allah’ın resulü değilsin” deseydi, elbetteki ayet doğrulanmış olurdu Ve bu şekilde, onun Allah’ın resulü olduğu kesinlenir ve duvarın söylediği şeye bakılmazdı İşte bu olasılığın (yani, doğruyu söylememe olasılığının) beşik içerisinde konuşan İsa için de sözkonusu edilebilecek olmasındandır ki, bu yönden de Yahya üzerine selam daha üstün oldu
İmdi onun “Allah’ın kulu” olduğunun (beşikteki konuşmasıyla) kanıtlanması –bu konuşmanın kendisi apaçık bir kanıt olduğu halde– onun hakkında (sonradan) “Allah’ın oğlu” denilecek olmasından dolayıdır Ve kendisinin nebi olduğunu söyleyen sonraki topluluk indinde o, Allah’ın kuludur Ve beşikteyken söylediği herşey gelecekte zahir oluncaya dek, (“Allah’ın kulu” olduğu dışında, söylediklerinden) geri kalanı, aklî kurgulama indinde olasılık hükmünde kaldı O halde sen, işaret olunan şeyi iyice anla!

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.