08-02-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
İsmûil (Semuyel) B. Bâlî A.S.
Ismûil (Semuyel) b Bâlî a s
Yûsâ a s'in vefatindan sonra Israilogullari hükümdarlar tarafindan yönetilmislerdir Peygamberlerine olan ihtiyaçlari ise, sadece dinî mevzularda çikar bir yol bulabilmek veya bir musibete ugradiklarinda Allah'a yalvarmasini istemek seklinde oluyordu
Yû sâ a s 'in vefatinin üzerinden dört yüz yil geçmisti Amâlikler'in hükümdari Câlût, Israilogullari'na saldirmis; mukaddes kitaplari Tevrat'i ve Musa a s ile Harun a s 'in ailelerinden kalan, içinde bir takim kutsal emanetlerin bulundugu, “Tâbut” ismini verdikleri sandigi ellerinden almisti Israilogullari her zaman oldugu gibi, baslarina gelen bu felaketin def'i ve mukaddes emanetleri geri alabilmek için Yüce Allah'a yalvarmaya basladilar Bir peygamber göndermesini istediler Cenab-i Allah da onlara Ismûil (Semuyel) a s 'i gönderdi
Yönettigi Amâlika halkiyla birlikte Câlût'un Israilogullari'na peyderpey uyguladigi katliam o safhaya ulasmisti ki, neredeyse topyekûn yok olacaklardi Sonunda Israilogullari “Peygamberlerine (Ismûil'e) varip:
- Bize bir hükümdar tayin et, biz de onunla beraber Allah yolunda savasalim, dediler (Ismuil onlara):
- Ya size savas emredilince savasmazsaniz?! dedi Onlar:
- Biz, yurtlarimizdan çikarilmis, ogullarimizdan uzaklastirilmis iken, Allah yolunda ne diye savasmayalim? dediler ” (Bakara, 246)
Bunun üzerine Hz Ismûil a s Allahu Tealâ'ya dua etti Allah da onlara, siradan biri gibi gözüken Tâlût isminde birini görevlendirdi Ismûil a s yeni komutanlari Tâlût'u Israilogullari'na tanittigi zaman onlardan bazilari:
- Biz hükümdarliga daha layik oldugumuz halde, kendisine servet ve zenginlik de verilmemisken o bize nasil hükümdar olur? dediler
Bunlari duyan Ismûil a s kizdi ve:
- “Allah basiniza onu seçti, ilimde ve bedende ona üstünlük verdi Allah mülkünü diledigine verir O her seyi kusatan ve her seyi bilendir, dedi ” (Bakara 247)
Israilogullari içerlemis bir halde, istemeye istemeye yeni komutanlari ile birlikte Câlût ile savasmak üzere yola çiktilar Yolda susadilar, Ismûil a s 'dan bir irmak akitmasini istediler O da dua etti ve tatli suyu olan bir irmak akti (Filistin Irmagi) Tâlût askerlerine dönerek:
- Allah sizi irmakla imtihan edecek Kim ondan içerse benden degildir Kim onu içmezse artik bendendir Sadece bir avuç içenler müstesna, o kadarina müsaade vardir, dedi
Fakat askerlerden pek azi Tâlût'un sözünü dinlediler Irmagin kiyisina geldiklerinde bir kismi hariç, hepsi kana kana içti Nihayet Tâlût ve yanindakiler nehrin öte karsisina geçtiklerinde, geride kalanlar bu sefer:
- Bizim Câlût'a karsi koyacak gücümüz yok, deyip geri döndüler Sözlerinde sadik olanlar ise:
- “Nice az bir topluluk var ki, Allah'in izniyle sayica çok topluluklari yenmistir Allah sabredenlerle beraberdir ” dediler (Bakara, 249)
Tâlût ve askerleri, Câlût'u ve dehsetli ordusunu gördüklerinde:
- Ey Rabbimiz! Üzerimize sabir indir Bize cesaret ver ki tutunalim Kâfir topluluga karsi bize yardim et, diye dua ettiler
Tâlût'un ordusunda, yasi henüz küçük olan, fakat ileride peygamber olacagi daha o zamanlar fark edilen Davud a s da bulunuyordu Sapanina koydugu küçük bir tasi, o iri cüsseli Câlût'un alninin ortasina öyle bir atmisti ki, neredeyse Câlût'un kafasi parçalanmisti Câlût böylece ölüp gidince, ordusu da dagilip perisan oldu
Bundan sonra Ismûil a s bir müddet daha yasadi Ondan sonra Hz Davud a s peygamberlikle vazifelendirildi
Ona ve gönderilen bütün peygamberlere salât ve selam olsun  
|
|
|