Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
münafıkların, vaaz, özellikleri

Münafıkların Özellikleri (Vaaz)

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Münafıkların Özellikleri (Vaaz)




Münafıkların Özellikleri (Vaaz)


Münafıkların Özellikleri

İnsanlar inançları bakımından üç gruba ayrılmıştır: Mü’min, Kâfir ve Münafık Mümin, Allah'a, Hz Peygamber'e ve O'nun haber verdiği şeylere yürekten inanıp, kabul ve tasdik eden kimseye denir Kâfir, İslâm dininin temel prensiplerine inanmayan, Hz Peygamber'in yüce Allah'tan getirdiği kesin olan ve tevâtür yoluyla bize kadar ulaşmış bulunan esaslardan (zarûrât-ı dîniyye) bir veya birkaçını yahut da tamamını inkâr eden kimseye denir

Hak dine inanlarla bunu açıkça inkâr edenlerden sonra üçüncü bir inanç ve davranış grubu vardır Bu gurupta bulunanlar Allah'ın birliğini, Hz Muhammed'in peygamberliğini ve onun, Allah'tan getirdiklerini kabul ettiklerini söyleyerek, Müslümanlar gibi yaşadıkları halde, kalpten inanmayan kimselerdir ki, bunlara münafık denir Münafıkların içi başka dışı başkadır[1]

Kutsal Kitabımız Kuran-ı Kerim’in ikinci suresi Bakara suresinin ilk ayetlerinde bu üç grubun özellikleri belirtilmiştir Müminlerin özellikleri bizlere şöyle bildirilmiştir

الم {1} ذَلِكَ الْكِتَابُ لاَ رَيْبَ فِيهِ هُدًى لِّلْمُتَّقِينَ {2} الَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِالْغَيْبِ وَيُقِيمُونَ الصَّلاةَ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنفِقُونَ {3} والَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِمَا أُنزِلَ إِلَيْكَ وَمَا أُنزِلَ مِن قَبْلِكَ وَبِالآخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَ {4} أُوْلَـئِكَ عَلَى هُدًى مِّن رَّبِّهِمْ وَأُوْلَـئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ{5}‏

“Elif Lâm Mîm, Bu, kendisinde şüphe olmayan kitaptır Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için yol göstericidir Onlar gaybe inanırlar, namazı dosdoğru kılarlar, kendilerine rızık olarak verdiğimizden de Allah yolunda harcarlar Onlar sana indirilene de, senden önce indirilenlere de inanırlar Ahirete de kesin olarak inanırlar İşte onlar Rab’lerinden (gelen) bir doğru yol üzeredirler ve kurtuluşa erenler de işte onlardır”[2]

Kâfirlere gelince onlar ise şu şekilde anlatılmaktadır

إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُواْ سَوَاءٌ عَلَيْهِمْ أَأَنذَرْتَهُمْ أَمْ لَمْ تُنذِرْهُمْ لاَ يُؤْمِنُونَ {6} خَتَمَ اللّهُ عَلَى قُلُوبِهمْ وَعَلَى سَمْعِهِمْ وَعَلَى

أَبْصَارِهِمْ غِشَاوَةٌ وَلَهُمْ عَذَابٌ عظِيمٌ {7}

“Küfre saplananlara gelince, onları uyarsan da, uyarmasan da, onlar için birdir, inanmazlar Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir Gözleri üzerinde de bir perde vardır Onlar için büyük bir azap vardır”[3]

Kur’an-ı Kerim’de ve Sevgili Peygamberimizin hadis-i şerifler ışığında münafıkların özelliklerini üç ana başlıkta incelemeye çalışacağız

1 Münafıkların itikatları (inançları) bozuktur: Münafık, kaybolmak, eksilmek, geçmek ve tükenmek anlamında “n-f-k” kökünden türemiştir Din ıstılahında ise, kalbi ile inanmadığı halde inkarını saklayıp, dili ile inandığını söyleyerek mümin görünen kimseye denir Yapmış olduğu bu davranış şekline ise nifak denir[4]

Münafıkların en önemli özelliği itikatta yanlış inançta olmalarıdır Çünkü inanç bakımından münafıkların en belirgin özelliği inanmadıkları halde inanmış gözükmeleridir Kuran-ı Kerim’de münafıkların özellikleri arasında ilk zikredilen husus budur

وَمِنَ النَّاسِ مَن يَقُولُ آمَنَّا بِاللّهِ وَبِالْيَوْمِ الآخِرِ وَمَا هُم بِمُؤْمِنِينَ {8} يُخَادِعُونَ اللّهَ وَالَّذِينَ آمَنُوا وَمَا يَخْدَعُونَ إِلاَّ أَنفُسَهُم وَمَا يَشْعُرُونَ {9} فِي قُلُوبِهِم مَّرَضٌ فَزَادَهُمُ اللّهُ مَرَضاً وَلَهُم عَذَابٌ أَلِيمٌ بِمَا كَانُوا يَكْذِبُونَ {10} وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ لاَ تُفْسِدُواْ فِي الأَرْضِ قَالُواْ إِنَّمَا نَحْنُ مُصْلِحُونَ {11} أَلا إِنَّهُمْ هُمُ الْمُفْسِدُونَ وَلَـكِن لاَّ يَشْعُرُونَ {12} وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ آمِنُواْ كَمَا آمَنَ النَّاسُ قَالُواْ أَنُؤْمِنُ كَمَا آمَنَ السُّفَهَاء أَلا إِنَّهُمْ هُمُ السُّفَهَاء وَلَـكِن لاَّ يَعْلَمُونَ {13} وَإِذَا لَقُواْ

الَّذِينَ آمَنُواْ قَالُواْ آمَنَّا وَإِذَا خَلَوْاْ إِلَى شَيَاطِينِهِمْ قَالُواْ إِنَّا مَعَكْمْ إِنَّمَا نَحْنُ مُسْتَهْزِئُونَ {14} اللّهُ يَسْتَهْزِئُ بِهِمْ وَيَمُدُّهُمْ

فِي طُغْيَانِهِمْ يَعْمَهُونَ {15} أُوْلَـئِكَ الَّذِينَ اشْتَرُوُاْ الضَّلاَلَةَ بِالْهُدَى فَمَا رَبِحَت تِّجَارَتُهُمْ وَمَا كَانُواْ مُهْتَدِينَ {16}

“İnsanlardan, inanmadıkları halde, “Allah’a ve ahiret gününe inandık” diyenler de vardır Bunlar Allah’ı ve mü’minleri aldatmaya çalışırlar Oysa sadece kendilerini aldatırlar da farkında değillerdir Kalplerinde münafıklıktan kaynaklanan bir hastalık vardır Allah da onların hastalıklarını artırmıştır Söyledikleri yalana karşılık da onlara elem dolu bir azap vardır Bunlara, “Yeryüzünde fesat çıkarmayın” denildiğinde, “Biz ancak ıslah edicileriz!” derler İyi bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir Fakat farkında değillerdir Onlara, “İnsanların inandıkları gibi siz de inanın” denildiğinde ise, “Biz de akılsızlar gibi iman mı edelim?” derler İyi bilin ki, asıl akılsızlar kendileridir, fakat bilmezler İman edenlerle karşılaştıkları zaman, “İnandık” derler Fakat şeytanlarıyla (münafık dostlarıyla) yalnız kaldıkları zaman, “Şüphesiz, biz sizinle beraberiz Biz ancak onlarla alay ediyoruz” derler Gerçekte Allah onlarla alay eder (alaylarından dolayı onları cezalandırır); azgınlıkları içinde bocalayıp dururlarken onlara mühlet verir İşte onlar, hidayete karşılık sapıklığı satın almış kimselerdir Bu yüzden alışverişleri onlara kâr getirmemiş ve (sonuçta) doğru yolu bulamamışlardır”[5] Bu âyetlerin Medine ve civarındaki birtakım münafıklar hakkında inmiş olmasında fikir birliği vardır Rivayet edildiğine göre bunlar Evs ve Hazrec kabilelerine mensup bazı kimselerle, onlarla birlikte olanlardır ki, başkanları Abdullah b Übeyy b Selûl'dür[6]

Münafıklar Allah’a ve Resülullaha inanmış değillerdir Bu husus Kur’an-ı Kerim’de şöyle ifade edilmektedir

وَيَقُولُونَ آمَنَّا بِاللَّهِ وَبِالرَّسُولِ وَأَطَعْنَا ثُمَّ يَتَوَلَّى فَرِيقٌ مِّنْهُم مِّن بَعْدِ ذَلِكَ وَمَا أُوْلَئِكَ بِالْمُؤْمِنِينَ

“(Münâfıklar), “Allah’a ve peygambere inandık ve itaat ettik” derler Sonra da onların bir kısmı bunun ardından yüz çevirirler Hâlbuki onlar inanmış değillerdir”[7] Münafıklar Allah’a ve Resulüne inanmadıkları gibi müminlerle de dostlukta bulunmazlar ve ayrıca kâfirlerle de dost oldukları halde onlarla beraber gözükmemeye özen gösterirler Yani iki grup arasında gidip gelirler Allah-u Teala Kutsal Kitabımızda şöyle buyurmaktadır

مُّذَبْذَبِينَ بَيْنَ ذَلِكَ لاَ إِلَى هَـؤُلاء وَلاَ إِلَى هَـؤُلاء وَمَن يُضْلِلِ اللّهُ فَلَن تَجِدَ لَهُ سَبِيلاً

“Onlar küfür ile iman arasında bocalayıp dururlar Ne bunlara (Mü’minlere) ne de şunlara (kafirlere) bağlanırlar Allah kimi saptırırsa ona asla bir çıkar yol bulamazsın”[8] Bu sebeple İtikadi anlamda münafıklığın sonucu Allah’ın azabıdır Yüce Rabbimiz birçok ayette şöyle Münafıklar için ahiret azabını bildirmektedir Birkaç ayet zikredersek;

إِنَّ الْمُنَافِقِينَ فِي الدَّرْكِ الأَسْفَلِ مِنَ النَّارِ وَلَن تَجِدَ لَهُمْ نَصِيراً

“Şüphesiz ki münafıklar, cehennem ateşinin en aşağı tabakasındadırlar Onlara hiçbir yardımcı da bulamazsın”[9] Bir başka ayette mealen şöyle buyrulmaktadır “Allah, erkek münafıklara, kadın münafıklara ve kâfirlere, içinde ebedî kalmak üzere cehennem ateşini vadetti O, onlara yeter Allah onlara lanet etmiştir Onlar için sürekli bir azap vardır”[10]

2 Münafıkların ibadet anlayışları bozuktur:

Münafıkların bir başka özelliği ise, inanmadıkları şeyleri yerine getirdiklerinden dolayı ibadetleri zoraki yaparlar Yapmış olduğu ibadetleri Allah’ın rızasını kazanmak için değil de insanlara gösteriş için yerine getirirler Bu ise makbul olan bir davranış şekli değildir Yüce Rabbimiz bu hususu bizlere şöyle bildirmektedir

إِنَّ الْمُنَافِقِينَ يُخَادِعُونَ اللّهَ وَهُوَ خَادِعُهُمْ وَإِذَا قَامُواْ إِلَى الصَّلاَةِ قَامُواْ كُسَالَى يُرَآؤُونَ النَّاسَ وَلاَ يَذْكُرُونَ اللّهَ إِلاَّ

قَلِيلاً

“Münafıklar, Allah’ı aldatmaya çalışırlar Allah da onların bu çabalarını başlarına geçirir Onlar, namaza kalktıkları zaman tembel tembel kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar ve Allah’ı pek az anarlar”[11]

3 Münafıkların ahlaki özellikleri bozuktur:

Münafıklar yalancıdırlar, yeminlerini her zaman kendilerine kalkan edinirler, insanları Allah yolunda olmalarını engellerler, gösterişlidirler ve sözlerini hep süslü göstermeye çalışırlar Kur’an-ı Kerim’de “Münafikun” diye münafıkların hayat tarzlarını ortaya koyan müstakil bir süre vardır Bu sürenin ilk ayetlerinde Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır

إِذَا جَاءكَ الْمُنَافِقُونَ قَالُوا نَشْهَدُ إِنَّكَ لَرَسُولُ اللَّهِ وَاللَّهُ يَعْلَمُ إِنَّكَ لَرَسُولُهُ وَاللَّهُ يَشْهَدُ إِنَّ الْمُنَافِقِينَ لَكَاذِبُونَ {1}

اتَّخَذُوا أَيْمَانَهُمْ جُنَّةً فَصَدُّوا عَن سَبِيلِ اللَّهِ إِنَّهُمْ سَاء مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ {2} وَإِذَا رَأَيْتَهُمْ تُعْجِبُكَ أَجْسَامُهُمْ وَإِن يَقُولُوا تَسْمَعْ لِقَوْلِهِمْ كَأَنَّهُمْ خُشُبٌ مُّسَنَّدَةٌ يَحْسَبُونَ كُلَّ صَيْحَةٍ عَلَيْهِمْ هُمُ الْعَدُوُّ فَاحْذَرْهُمْ قَاتَلَهُمُ اللَّهُ أَنَّى يُؤْفَكُونَ {4}وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ تَعَالَوْا يَسْتَغْفِرْ لَكُمْ رَسُولُ اللَّهِ لَوَّوْا رُؤُوسَهُمْ وَرَأَيْتَهُمْ يَصُدُّونَ وَهُم مُّسْتَكْبِرُونَ {5}هُمُ الَّذِينَ يَقُولُونَ

لَا تُنفِقُوا عَلَى مَنْ عِندَ رَسُولِ اللَّهِ حَتَّى يَنفَضُّوا وَلِلَّهِ خَزَائِنُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَلَكِنَّ الْمُنَافِقِينَ لَا يَفْقَهُونَ {7}

“(Ey Muhammed!) Münafıklar sana geldiklerinde, “Senin, elbette Allah’ın peygamberi olduğuna şahitlik ederiz” derler Allah senin, elbette kendisinin peygamberi olduğunu biliyor (Fakat) Allah o münafıkların hiç şüphesiz yalancılar olduklarına elbette şahitlik eder Yeminlerini kalkan yaptılar da insanları Allah’ın yolundan çevirdiler Gerçekten onların yaptıkları şey ne kötüdür! Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider Konuşurlarsa sözlerine kulak verirsin Onlar sanki elbise giydirilmiş kereste gibidirler Her kuvvetli sesi kendi aleyhlerine sanırlar Onlar düşmandır, onlardan sakın! Allah onları kahretsin! Nasıl da (haktan) çevriliyorlar! O münafıklara, “Gelin, Allah’ın Resülü sizin için bağışlama dilesin” denildiği zaman başlarını çevirirler ve sen onların büyüklük taslayarak uzaklaştıklarını görürsün Onlar, “Allah Resûlü’nün yanında bulunanlara (muhacirlere) bir şey vermeyin ki dağılıp gitsinler” diyenlerdir Halbuki göklerin ve yerin hazineleri Allah’ındır Fakat münafıklar (bunu) anlamazlar”[12]

Münafıklar kötülüğün yayılmasını arzu ederler ve bunun için çalışmalarda bulunurlar, iyiliğin yayılmasına ise engel olurlar Ayrıca cimridirler Hayır yolunda harcama yapmadıkları gibi hayrada teşvikçi olmazlar Kur’an-ı Kerim bu hususa şöyle işaret etmektedir

الْمُنَافِقُونَ وَالْمُنَافِقَاتُ بَعْضُهُم مِّن بَعْضٍ يَأْمُرُونَ بِالْمُنكَرِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمَعْرُوفِ وَيَقْبِضُونَ أَيْدِيَهُمْ نَسُواْ اللّهَ فَنَسِيَهُمْ

إِنَّ الْمُنَافِقِينَ هُمُ الْفَاسِقُونَ

“ Münafık erkekler ve münafık kadınlar birbirlerindendir (birbirlerinin benzeridir) Kötülüğü emredip, iyiliği yasaklarlar, ellerini de sıkı tutarlar Onlar Allah’ı unuttular; Allah da onları unuttu Şüphesiz münafıklar, fasıkların ta kendileridir”[13]

Sevgili Peygamberimiz bir hadislerinde münafıkların alametlerini şöyle ifade etmektedir

آيَةُ المُنَافِقِ ثَلاثٌ: إِذَا حَدَّثَ كَذَبَ ، وَإِذَا وَعَدَ أَخْلَفَ ، وإِذَا آؤْتُمِنَ

“Münafığın alâmeti üçtür: Konuşunca yalan söyler, söz verince sözünden cayar, kendisine bir şey emanet edildiğinde hıyanet eder”[14] Bu hadiste sayılan üç alâmetten birincisi, yani yalan söylemek, sözün bozuk olmasına; ikincisi yani va’dinden dönmek, niyetin bozukluğuna; üçüncüsü olan hıyanet de fiilin, davranışın bozukluğuna delâlet eder Bu alâmetler, bazen gerçekten Müslüman olan birinde bulunabilir O takdirde o kimseyi küfürle veya münafıklıkla mı itham edeceğiz? Halbuki bir Müslüman’ın kâfir veya münafık olduğuna hükmetmenin câiz olmadığı, hatta bunun haram olduğu konusunda ümmetin icmâı vardır İmam Nevevî, kendisinde bu nitelikler bulunan Müslüman’ın münafığa benzediğini ve münafıkların ahlâkıyla ahlâklandığı fakat kâfir ya da münafık olmadığını söyler[15] Sevgili Peygamberimiz münafıkların hayatında alışkanlık haline getirdikleri bu özellikleri müminlerin hayatlarından uzaklaştırmak ve sakındırmak istemektedir

Sonuç itibariyle Münafıklardan kasıt Allah’a ve Resulüne ve onların getirdiklerine inanmadıkları halde inanmış gözüken insanlardır Bu insanların inanç yapıları bozuk olmasından dolayı ibadet ve ahlak yapıları bozuktur İtikadi anlamda inanmadığı halde inanmış gözükenlerin durumu dünyada ve ahirette hüsranlıktır Ameli anlamda ve ahlaki anlamda Kur’an-ı Kerim’de ve hadislerde zikredilen münafıklarda bulunan davranış şekilleri inanan mümin kullarda da olması mümkündür Bu davranış şekilleri kişiyi dinden çıkarıcı unsurlar değildir Böyle davranış şekillerinde bulunanlara münafık denilmemelidir Bize düşen görev, ameli ve ahlaki anlamda münafıklığın alametleri olan özelliklerden kaçınmak olmalıdır

Yüce Rabbim imanımızı kâmil eylesin, amelimizi Salih ve makbul eylesin, ahlaken en güzel davranış şekillerini hayatımıza aktarmayı nasip etsin

Cumanız mübarek olsun Allah’a emanet olun

Ahmet ÜNAL

Vaiz



[1] TDV İslam İlmihali, c1, s77

[2] Bakara, 2/ 1-5

[3] Bakara, 2/6-7

[4] Dini Kavramlar Sözlüğü, DİB Yayınları, s496

[5] Bakara, 2/8-16

[6] Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kuran Dili c1,

[7] Nur, 24/47

[8] Nisa, 4/143

[9] Nisa, 4/145

[10] Tevbe, 9/68

[11] Nisa, 4/142

[12] Münafıkun, 63/1-7

[13] Tevbe, 9/67

[14] Buhârî, Îmân 24

[15] Riyazü’s-Salihin, Tercüme ve Şerhi, c2, s113


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.