|
![]() ![]() |
|
Konu Araçları |
duyulan, günah, ihtiyaç, psikolojisi, tevbeye |
![]() |
Günah Psikolojisi Ve Tevbeye Duyulan İhtiyaç |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Günah Psikolojisi Ve Tevbeye Duyulan İhtiyaçGünah Psikolojisi ve Tevbeye Duyulan İhtiyaç Günah: Allah'ın buyruklarına aykırı düşen, dinen suç sayılan davranışlar İslâm şerîatının ve temiz insan fıtratının yapılmamasını emrettiği hususlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İslâm, insanın günâh işlemesiyle sonuna kadar kötü kalacağını kabul etmez ![]() ![]() ![]() ![]() Günahlar, Gönül Dünyamızı Kirleten Davranış ve Eylemlerdir Hz ![]() ![]() ![]() عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، عَنْ رَسُولِ اللَّهِ (صعلم) قَالَ " إِنَّ الْعَبْدَ إِذَا أَخْطَأَ خَطِيئَةً نُكِتَتْ فِي قَلْبِهِ نُكْتَةٌ سَوْدَاءُ فَإِذَا هُوَ نَزَعَ وَاسْتَغْفَرَ وَتَابَ سُقِلَ قَلْبُهُ وَإِنْ عَادَ زِيدَ فِيهَا حَتَّى تَعْلُوَ قَلْبَهُ وَهُوَ الرَّانُ الَّذِي ذَكَرَ اللَّهُ : ( كلاَّ بَلْ رَانَ عَلَى قُلُوبِهِمْ مَا كَانُوا يَكْسِبُونَ ) " ![]() "Kul, bir hata işlediği zaman kalbine siyah bir nokta vurulur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İmam Gazali'nin teşbihi bu bağlamda zikre değerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Allah Teala yarattığı, akıl gibi üstün yetenek vererek diğer yaratıkları*na üstün kıldığı kullarına sonsuz şefkat ve rah*meti vardır ![]() Kulun Allah'a Tevbe Etmesi, Her Yerde, Her Zaman Mümkündür وَهُوَ الَّذِي يَقْبَلُ التَّوْبَةَ عَنْ عِبَادِهِ وَيَعْفُو عَنِ السَّيِّئَاتِ وَيَعْلَمُ مَا تَفْعَلُونَ Kullarının tevbesini kabul eden, kötülükleri affeden ve sizin yaptıklarınızı bilen O'dur ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() وعن أنس)رع(قال: إنَّ رسولَ اللّه (صعلم) قالَ: كُلُّ بَنِى آدَمَ خَطَّاءٌ وَخَيْرُ الخَطَّائِينَ التَّوَّابُونَ ![]() (956)- Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tevbe, Allah Teala'nın, günah işleyen insanla*rın, işledikleri günahlardan kurtulmaları için onla*ra tanıdığı bir imkandır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() تُوبُوا إِلَى اللَّهِ جَمِيعاً أَيُّهَا الْمُؤْمِنُونَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ "Ey müminler, hep birden Allah'a tevbe ediniz ki, kurtuluşa eresiniz ![]() وَالَّذِينَ إِذَا فَعَلُوا فَاحِشَةً أَوْ ظَلَمُوا أَنْفُسَهُمْ ذَكَرُوا اللَّهَ فَاسْتَغْفَرُوا لِذُنُوبِهِمْ وَمَنْ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلَّا اللَّهُ وَلَمْ يُصِرُّوا عَلَى مَا فَعَلُوا وَهُمْ يَعْلَمُونَ(*) أُوْلَـئِكَ جَزَآؤُهُم مَّغْفِرَةٌ مِّن رَّبِّهِمْ وَجَنَّاتٌ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا وَنِعْمَ أَجْرُ الْعَامِلِينَ Yine onlar ki, bir kötülük yaptıklarında, ya da kendilerine zulmettiklerinde Allah'ı hatırlayıp günahlarından dolayı hemen istiğfar ederler ![]() ![]() İşte onların mükafatı, Rableri tarafından bağışlanma ve altlarından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlerdir ![]() 1 ![]() Tevbe, dönmek, vazgeçmek ve pişman olmak mana*larına gelir ![]() Tevbe, kişinin o zamana kadar yapmış olduğu kötü*lüklerden vazgeçmesi, onlara son vermesi, onları işlediğine üzülmesi ve bir daha işlememeye kesin karar vermesidir ![]() Tevbe, insanın nefis ve şeytanın şerrinden ve aldatma*sından kaçıp, Yüce Allah'ın himayesine girmesidir ![]() Tevbe İslam rükünlerinden birisi olup, Allah'ın azabın*dan kaçmayı, ama yine Allah'ın rahmetine sığınmayı ifade eder ![]() Tevbe, insanın maddi-manevi kirlerden, yani günah*lardan tiksinip rahatsız olması ve onlardan temizlenme ça*relerini araştırması demektir ![]() Tevbe, mü'minin bütün insanlığın akıbetini düşünüp cemiyetin istikbalini tehlikeye atacak işlerden vazgeçmesi ve akıbeti müsbet manada ve huzura medar olacak bir şekilde onu teminat altına alacak olan iyi işlere ve salih amellere koyulması demektir… 2 ![]() Yapılan bir tevbenin kabul edilmesi için işlenen günah kul hakkına taalluk etmiyorsa üç şart vardır ![]() a ![]() ![]() b ![]() ![]() c ![]() ![]() d ![]() ![]() 3 ![]() Yaptığımız tevbenin makbul olması için ulemânın koyduğu şartları yukarıda zikrettik ![]() ![]() ![]() * Önce maddi sadaka vermek ![]() * Mübarek mekanlarda (Ravza-i Mutahhara, Kabe, Mescid-i Aksa, camiler, ön saf ![]() ![]() ![]() ![]() * Mübarek zamanlarda (Ramazanda, Kadir gecesinde, diğer mübarek gün ve gecelerde, cuma gününde, saat-ı icabe'de, her gün seher vaktinde, ilk vaktinde kılınacak farz namazların arkasında, abdest alınca kılınacak iki rekat nafilenin peşinde ![]() ![]() ![]() ![]() * Tevbeye salavatla başlamak, salavatla bitirmek ![]() * Kur'an ve hadiste gelen (me'sur) tevbelerle tevbe etmek ![]() * Abdestli olarak tevbe etmek ![]() ![]() ![]() ![]() 4 ![]() Allah'ın kabul edeceği tevbe ile ilgili olarak şöyle buyuruluyor: إِنَّمَا التَّوْبَةُ عَلَىاللّهِ لِلَّذِينَ يَعْمَلُونَ السُّوءَ بِجَهَالَةٍ ثُمَّ يَتُوبُونَ مِن قَرِيبٍ فَأُوْلَـئِكَ يَتُوبُ اللّهُ عَلَيْهِمْ وَكَانَ اللّهُ عَلِيماًحَكِيماً {} وَلَيْسَتِ التَّوْبَةُ لِلَّذِينَ يَعْمَلُونَ السَّيِّئَاتِ حَتَّى إِذَاحَضَرَ أَحَدَهُمُ الْمَوْتُ قَالَ إِنِّي تُبْتُ الآنَ وَلاَ الَّذِينَ يَمُوتُونَ وَهُمْ كُفَّارٌ أُوْلَـئِكَ أَعْتَدْنَا لَهُمْ عَذَاباً أَلِيماً "Allah'ın kabul edeceği tevbe, ancak bilmeden kötülük edip de sonra te*z elden tevbe edenlerin tevbeleridir, İşte Allah bunların tevbesini kabul eder ![]() ![]() ![]() ![]() Ayet-i kerime'de cehaletle kötülük etmekten söz ediliyor ![]() ![]() ![]() ![]() İşte nefsin isteklerine uyarak her nasılsa gü*nah işlemiş olan kimseler yaptıklarına pişmanlık duyar, bir daha yapmamaya karar vererek Al*lah'tan af dilerlerse Allah tevbelerini kabul eder ve onları bağışlar, ayet-i kerime bu müjdeyi veri*yor ![]() Ancak yeis haline gelinceye kadar yani yaşa*maktan ümidi kesinceye kadar tevbeyi geciktir*memeye de dikkatimiz çekilmektedir ![]() ![]() Bir defasında Hz ![]() - Ey Allahım! senin beni bağışlamanı diliyor ve sana (günahlarımdan dolayı) tevbe ediyorum dediğini işitmişti de ona, - Ey kişi, tevbede dil çabukluğu yalancıların tevbesidir demişti ![]() Adam: O halde tevbe nedir? diye sorunca ![]() Hz ![]() ![]() ![]() - O tevbenin altı özelliği vardır: Geçmiş gü*nahlara pişmanlık duymak, (vaktinde ve zama*nında yapılmayan) farzları (kılınmayan namazlar ile tutulmayan oruçları) iade etmek, haksızlık yaptığı kimsenin hakkını vermek, düşmanlarla helalleşmek, bir daha o günaha dönmemeye az*metmek ve nefsi günahla büyüttüğün gibi Allah'a itaatte eritmek ve ona günahların tadım tattırdı*ğın gibi itaatin hazzını tattırmaktır dedi ![]() İbn Abbas (r ![]() ![]() ![]() - Ey Muhammed, senin tebliğ ettiğin ve ken*disine çağırdığın İslam dini kuşkusuz çok güzel*dir ![]() ![]() وَالَّذِينَ لَا يَدْعُونَ مَعَ اللَّهِ إِلَهاً آخَرَ وَلَا يَقْتُلُونَ النَّفْسَ الَّتِي حَرَّمَ اللَّهُ إِلَّا بِالْحَقِّ وَلَا يَزْنُونَ وَمَن يَفْعَلْ ذَلِكَ يَلْقَ أَثَاماً {} يُضَاعَفْ لَهُ الْعَذَابُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَيَخْلُدْ فِيهِ مُهَاناً {} إِلَّا مَن تَابَ وَآمَنَ وَعَمِلَ عَمَلاً صَالِحاً فَأُوْلَئِكَ يُبَدِّلُ اللَّهُ سَيِّئَاتِهِمْ حَسَنَاتٍ وَكَانَ اللَّهُ غَفُوراً رَّحِيماً "Onlar ki Allah ile beraber başka bir tan*rıya yalvarmazlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 5 ![]() Tevbeden tevbeye fark vardır ![]() ![]() a ![]() ![]() b ![]() ![]() c ![]() ![]() يَاأَيُّهَا الَّذِينَ ءَامَنُوا تُوبُوا إِلَى اللَّهِ تَوْبَةً نَصُوحًا عَسَى رَبُّكُمْ أَنْ يُكَفِّرَ عَنْكُمْ سَيِّئَاتِكُمْ وَيُدْخِلَكُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ يَوْمَ لَا يُخْزِي اللَّهُ النَّبِيَّ وَالَّذِينَ ءَامَنُوا مَعَهُ نُورُهُمْ يَسْعَى بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَبِأَيْمَانِهِمْ يَقُولُونَ رَبَّنَا أَتْمِمْ لَنَا نُورَنَا وَاغْفِرْ لَنَا إِنَّكَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ Ey iman edenler! Samimi bir tevbe ile Allah'a dönün ![]() ![]() ![]() ![]() Ayet-i kerime'de "nasuh", tevbe ile tevbe et*memiz isteniyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kur'an-ı Kerim, Yaptığına Pişman Olup Allah’a Sığınan ve O'ndan Af ve Bağış Dileyenle*ri Allah'ın Affettiğine Dair Örnekler Verir ![]() وَعَلَى الثَّلاَثَةِ الَّذِينَ خُلِّفُواْ حَتَّى إِذَا ضَاقَتْ عَلَيْهِمُ الأَرْضُ بِمَا رَحُبَتْ وَضَاقَتْ عَلَيْهِمْ أَنفُسُهُمْ وَظَنُّواْ أَن لاَّ مَلْجَأَ مِنَ اللّهِ إِلاَّ إِلَيْهِ ثُمَّ تَابَ عَلَيْهِمْ لِيَتُوبُواْ إِنَّ اللّهَ هُوَ التَّوَّابُ الرَّحِيمُ Ve (seferden) geri bırakılan üç kişinin de (tevbelerini kabul etti) ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ayet-i kerime'de seferden geri kaldığı bildiri*len üç kişi Ka'b b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Allah Teala O Kadar Engin Merhamet Sahibidir ki, Günahkar Olanların O'na Yönelmesinden, O'ndan Af Dilemesinden Büyük Sevinç Duyar Bakınız Peygamberimiz bu*nu çok çarpıcı bir örnekle bildiriyor ![]() عَنِ الْحَارِثِ بْنِ سُوَيْدٍ،حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ، حَدِيثَيْنِ أَحَدُهُمَا عَنِ النَّبِيِّ (صعلم) وَالآخَرُ عَنْ نَفْسِهِ، قَالَ " إِنَّ الْمُؤْمِنَ يَرَى ذُنُوبَهُكَأَنَّهُ قَاعِدٌ تَحْتَ جَبَلٍ يَخَافُ أَنْ يَقَعَ عَلَيْهِ، وَإِنَّ الْفَاجِرَيَرَى ذُنُوبَهُ كَذُبَابٍ مَرَّ عَلَى أَنْفِهِ " ![]() ![]() ![]() ![]() Hâris İbnu Süveyd anlatıyor: "Abdullah İbnu Mes'ud (r ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Mü'min günahını şöyle görür: "O, sanki üzerine her an düşme tehlikesi olan bir dağın dibinde oturmaktadır ![]() ![]() ![]() Ebu Şihab bunu söyledikten sonra eliyle, Şöyle diyerek, burnundan sinek kovalar gibi yapmıştır ![]() "Ben Rasulullah (a ![]() "Allah, mü'min kulunun tevbesinden, tıpkı şu kimse gibi sevinir: "Bir adam hiç bitki bulunmayan, ıssız, tehlikeli bir çölde, beraberinde yiyeceğini ve içeceğini üzerine yüklemiş olduğu bineği ile birlikte seyahat etmektedir ![]() Bir ara (yorgunluktan) başını yere koyup uyur ![]() ![]() ![]() "Hayvanımın kaybolduğu yere dönüp orada ölünceye kadar uyuyayım" der ![]() Gelip ölüm uykusuna yatmak üzere kolunun üzerine başını koyup uzanır ![]() ![]() ![]() İşte Allah'ın, mü'min kulunun tevbesinden duyduğu sevinç, kaybolan bineğine azığıyla birlikte kavuşan bu adamın sevincinden fazladır ![]() ![]() Tevbe ve İstiğfar İnsan nefsine itimat etmemelidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Maddi-manevi binlerce duygularına her bir hücre*sine Allah'ın varlığını birliğini hissettirme, yaşadığı zama*nın her bir saniyesine ve her bir kare parçasına Allah'ın var*lığını ve birliğini nakşetme halidir ![]() Nitekim Rasulullah (s ![]() ![]() ![]() Nitekim Müslim'de yer alan bir hadis-i şeriflerinde: " يَا أَيُّهَا النَّاسُ تُوبُوا إِلَى اللَّهِ فَإِنِّي أَتُوبُ فِي الْيَوْمِ إِلَيْهِ مِائَةَ مَرَّةٍ " ![]() "Ey insanlar Allah'a tevbe (ve O'na istiğfar) edin ![]() ![]() ![]() Bu hadis-i şerif, insanın nefsine itimat etmemesi ve is*tiğfarın sadece işlenen kusurlara münhasır olmaması gerektiğini ifade ettiği gibi, insanın bazı ulvi latifelerinin mübah olan bazı şeylerden bile etkilenip söndüğünü, bun*dan dolayı insanın her hal ü karda hadiselere karşı titiz ve uyanık olması lazım geldiğini de ifade etmektedir ![]() Evet in*san ölümün ne zaman geleceğini bilmediğinden her an ö*lüme hazır bulunmalı ve böylece Allah'tan geldiği gibi ter*temiz haliyle, hatta, duygularını istikamet çizgisinde inkişaf ettirerek tekrar O'na mükemmel bir kul hüviyetiyle dön*meye ve O'nun Yüce rıdvanına kavuşmaya çalışmalıdır ![]() Yüce Allah Yalnız Şirki Bağışlamaz Çünkü şirk, Yüce Allah'a karşı büyük bir iftira, korkunç bir sapıklık ve gayet çirkin bir zulümdür ![]() ![]() إِنَّ اللّهَ لاَ يَغْفِرُ أَنْ يُشْرَكَ بِهِ وَيَغْفِرُ مَا دُونَ ذَلِكَ لِمَنْ يَشَاءُ وَمَنْ يُشْرِكْ بِاللَّهِ فَقَدِ افْتَرَى إِثْماً عَظِيماً Doğrusu Allah, kendisine ortak koşulmasını asla affetmez ![]() ![]() ![]() Hadis-i Şeriflerde Günahkarlar İçin Umutsuzluk Yoktur وعن زِرِّ بنِ حُبَيْش قال: حَدثنا صَفْوَانُ بن عَسَّالٍ المُرَادِى )رع( قال: قال رسولُ اللّه(صعلم): بَابٌ مِنْ قِبَلِ الْمَغْرِبِ مَسِيرَةُ عَرْضِهِ أوْ يَسِيرُ الرَّاكِبُ في عَرْضِهِ أرْبَعِينَ أوْ سَبْعِينَ سَنَةً، خَلَقَهُ اللّهُ تَعالى يَوْمَ خَلَقَ السَّمَواتِ وَالارْضَ، مَفْتُوحٌ لِلتَّوْبَةِ لاَ يُغْلَقُ حَتَّى تَطْلُعَ الشَّمْسُ مِنْ مَغْرِبِهَا ![]() (950)- Zirrü'bnü Hubeyş anlatıyor: "Safvân İbnu Assâl el-Murâdî (r ![]() ![]() "Mağrib cihetinde bir kapı vardır ![]() ![]() ![]() ![]() عن أبى هريرة )رع( أنَّ النَّبىَّ (صعلم) قالَ: مَنْ تَابَ قَبْلَ طُلُوعِ الشَّمْسِ مِنْ مَغْرِبِهَا تَاب اللّهُ عَلَيْهِ (951)- Ebû Hüreyre (r ![]() ![]() ![]() وعن ابن عمر رَضِىَ اللّهُ عَنْهما أنَّ رسولَ اللّه (صعلم) قال: إنَّ اللّهَ يَقْبَلُ تَوبَةَ الْعَبْدِ مَا لَمْ يُغَرْغِرْ ![]() (952)- İbnu Ömer (r ![]() ![]() ![]() وعن أبى موسى )رع( ![]() ![]() (953)- Ebû Musa (r ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Burada "el", Allah'ın ihsan ve fazlından kinayedir ![]() وعن أنس )رع( قال: قَالَ رَسُولُ اللّهِ(صعلم): يَقُولُ اللّهُ تَعالى: يَا ابنَ آدَمَ، إنَّكَ مَا دَعَوْتَنِي وَرَجَوْتَنِي غَفَرْتُ لَكَ عَلى مَا كَانَ مِنْكَ وَلاَ أُبَالِي، يَا ابنَ آدَمَ لَوْ بَلَغَتْ ذُنُوبُكَ عَنَانَ السَّمَاءِ ثُمَّ اسْتَغْفَرْتَنِي غَفَرْتُ لَكَ وَلاَ أُبَالِي يَاابْنَ آدَمَ إنَّكَ لَوْ أتَيْتَنِي بِقُرَابِ ا لارْضِ خَطَايَا ثُمَّ لَقَيْتَنِي لاَ تُشْرِكُ بِي شَيْئاً لاَتَيْتُكَ بِقُرَابِهَا مَغْفِرَةً ![]() (4144)- Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Evet, her türlü günahtan tevbe ve istiğfar edip Yüce Mevla'ya teveccüh etmek, O'nun rahmetine ve mağfiretine sığınmak ve göz yaşlarıyla günah kirlerini yıkamak çaresi, hem ümitsizliğe düşmekten hem kendini tahrip etmekten hem de bunalıma düşmekten ve perişan olmaktan kurtul*manın yegane çaresidir ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() - "Sen bana durmadan tevbe ve istiğfar et diyorsun ![]() ![]() ![]() ![]() - "İşlediğin günahlarını tümüyle terk edinceye kadar ![]() Evet işlediğimiz günahları tümüyle terk edinceye ve her halimizle istikamet çizgisinde oluncaya kadar tevbe ve is*tiğfar etmek ve Yüce Mevla'mızın engin rahmetinden hiçbir zaman ümitsizliğe düşmemek, perişanlıktan kurtulmanın yegane çaresidir ![]() Yakub gibi ağlasan, sular gibi çağlasan, Ciğergahı dağlasan; Mevla halini sormaz mı? عَنْ عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ)رع(، أَنَّهُ قَالَ قَدِمَ عَلَى رَسُولِ اللَّهِ (صعلم) بِسَبْىٍ فَإِذَا امْرَأَةٌ مِنَ السَّبْىِ تَبْتَغِي إِذَا وَجَدَتْ صَبِيًّا فِي السَّبْىِ أَخَذَتْهُ فَأَلْصَقَتْهُ بِبَطْنِهَا وَأَرْضَعَتْهُ فَقَالَ لَنَا رَسُولُ اللَّهِ (صعلم) " أَتَرَوْنَ هَذِهِ الْمَرْأَةَ طَارِحَةً وَلَدَهَا فِي النَّارِ " ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Şu kadının çocuğunu ateşe atacağını sanır mısınız? buyurdu ![]() - Hayır, atmaya gücü yettiği sürece atmaz, de*dik ![]() "İşte Allah Teala kullarına, bu kadının çocuğuna şefkatinden daha merhametlidir ![]() ![]() ![]() Sonuç olarak ifade etmek gerekirse, tevbe kapısının açık olması doğası gereği hayır ve şer işlemeye yatkın ve elverişli olan insan için bir fırsattır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ(صعلم) " مَنْ جَلَسَ فِي مَجْلِسٍ فَكَثُرَ فِيهِ لَغَطُهُ فَقَالَقَبْلَ أَنْ يَقُومَ مِنْ مَجْلِسِهِ ذَلِكَ سُبْحَانَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَأَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ ![]() Ebu Hüreyre (r ![]() ![]() Allah’ım! Seni hamdinle tesbih ederim ![]() ![]() ![]() ![]() R ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|