Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
güzeli, sözün

Sözün Güzeli

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sözün Güzeli




SÖZÜN GÜZELi

Söz(kelime),beyin tarafından tasarlandıktan ve kalp tarafından onaylandıktan ve gayesi belirlendikten sonra, ses ve dilimizin yardımıyla iki dudağımızın arasından süzülen anlamlı ses yada seslere denir Söz, Allah ın verdiği konuşma kabiliyetinin en temel ve en ufak unsurudur Söz,beynimizin ve kalbimizin dili,meramımızın ve arzumuzun ifade yoludur Bakışımız,duruşumuz ve edişimizdeki belirsizlik sözümüzle belirginleşir

Söz, bir hikaye olur geçmişi anlatır,bir beyan olur anı açıklar, istikbale dair bir vaad olur,yükümlülük getirir Söz,insanın kendisini anlatmasının en vazgeçilmez yoluysa eğer, insanın görünen bedeni içindeki duyulan ruhu ve başka zihinlerde şekillenen benliğidir Aksi ispat edilmediği sürece kişinin kendi beyanı esastır şeklindeki hukuk prensibinde de belirtildiği gibi söz, insanın kendisidir Söz, doğruysa kişinin doğruluğunu,yalansa yalancılığını ifade eder yada kamufle eder Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz ama söze bakılır Laf,boş lakırtıyı,kuru gürültüyü ifade eder, söz ise daha çok anlamı,derinliği ve değeri olan kelimelerin genel adıdır

Sözde doğruluk temel şart,güzellik tercih sebebidirŞeyh Sadi, Dil,hüner sahibinin anahtarıdır der Her insan sözün güzelini söyleme hünerine sahip olmasa da sözün doğrusunu söylemekle yükümlüdür Yine her insan daima sözün doğru ve güzel olanını duymak ister Yalancılığı meslek edinen ve doğru sözü bile yalan zanneden kimseler bile doğru sözü duyma arzusundadır Yalan sözde aldatma ve kandırma vardır Bir kelimenin yalan olduğu anlaşıldığında, dinleyenler aldatıldıklarını fark ettiklerinde rencide olurlar ama yalancıyı da değerliler hanesinden silerler Yalancı, gerçek dışı durumlarla muhataplarından ziyade kendisini kandırırBu sebeple yalancı en büyük kötülüğü ve saygısızlığı son tahlilde kendisine yapar

Söz,gönül tarlasında/bahçesinde yetiştirilir,beyin mutfağında pişirilir ve dostlar meclisinde ikram edilir Sözün lezzeti,gönlün zenginliği ve samimiyeti kadardır Sözle varılmak istenen hedef, kalbin yöneldiği niyettir Sözün hedefi ile kalbin niyeti aynı ise söz gerçektir,sözün mahiyeti makul ve meşru ise o söz doğrudur ve sözün ifadesi ve üslubu muhatabın içine ferahlık ve hoşnutluk veriyorsa o söz güzeldir Aristo güzel sözü çöyle tarif eder: Sözün en güzeli,söyleyenin doğru olarak söylediği,dinleyenin de yararlandığı sözdür Demek ki sözün güzelleşmesi için yararlı olması da gerekiyor Bir söz acı olabilir ama yanlış olamaz Acı bir olayın ifadesinde önce sözün güzelliğinden vazgeçilebilir sonra gerekiyorsa gerçekliğinden(Yalanın caiz olduğu yerlerde olduğu gibi) Fakat sözün doğruluğundan asla vazgeçilemez

Söz uçar, yazı kalır denilir ama Kur an okuyan bir mü min, sözün bir kısmının sadece insanların hafızasından silindiğini, her faaliyetin yazılı olduğu kişisel amel defterinde sözlerin de noktası virgülüne kadar kaydedildiğini bilir:

İki melek (insanın)sağında ve solunda oturarak yaptıklarını yazmaktadırlarİnsan hiçbir söz söylemez ki,yanında gözetleyen yazmaya hazır bir melek bulunmasın [1] Fiil gibi sözün de verilecek bir hesabı vardır Bu sebeple hayatta hemen herkesin destursuz yaptığı bir iş olan konuşmayı doğru ve güzel hale getirmek gerekmektedir İnsanlar,elbiseleri ile karşılanır,sohbetleri ile uğurlanırlar Şerefimizi korumak ve yüceltmek için sözün doğrusuna ve güzeline dünyada da ekmek ve su kadar muhtacız

Kur an da Doğru ve Güzel Söz:

Kur an-ı Kerim,bizim inancımıza göre bir Allah kelamı olarak sözün en doğrusu ve güzelidir Kur an a göre sözlerin en temiz ve güzel olanı imandır[2] Yani Allah ın birliğini,yüceliğini,HzMuhammed in Onun kulu ve elçisi olduğunu ikrar etmektir Allah, güzel sözü şöyle bir benzetme ile açıklar: Allah ın, güzel-doğru bir söz için nasıl bir misal verdiğini görmüyor musun(uz)?(Güzel söz),kökü (yerde)sabit,dalları gökte olan güzel bir ağaç gibidir (O ağaç),Rabbinin izniyle her zaman yemişini verir Çirkin bir sözün durumu ise,kökü toprağın üzerine çıkarılmış,bütünüyle kararsız,dayanıksız,çürük bir ağaç gibidir [3]

Ayette güzel ve doğru söz köklü ve meyveli bir ağaca benzetilmekle sözün iki temel özelliği taşıması öngörülmüştür:

* Sözün, ağacın kökleri gibi dayanaklı,mesnetli ve delilli olması,
* Sözün,ağacın meyvesi gibi dinleyenlere faydalı olması

Söz (kelime), kavramsal alanı itibarı ile fikir,vaad ve önerme/kaziye anlamlarına gelir Buna göre, güzel ve doğru bir söz, öz itibarıyla doğru,ahlaki ölçülere uygunluğu ve yararlılığı itibarı ile de güzel olan fikir ve önermeyi tanımlar Bu bağlamda,doğru,ahlaki ve yararlı olan sözler,Allah ın mesajına yada razı olacağı durumlara işaret eder Çirkin söz de, ilahi mesajın zıddını,gayr-i ahlaki durumları,manevi alanda yıkıma götüren inanç,düşünce ve öğretileri ifade eder[4]

Allah, iman edenlere doğru konuşmayı emreder:

Ey iman edenler! Allah a karşı gelmekten sakının ve doğru söz söyleyin [5] Ayette geçen kavl-i sedid tabiri, sözü,kuşkuya,yanlış anlamaya mahal bırakmadan abartısız ve eksiksiz söylemeyi ifade eder[6]

Sözün güzeli yada güzel sözlülerin kimler olduğu ise şu ayette belirtilmektedir:

(İnsanları) Allah çağıran,salih amel(işi doğru ve güzel yapmak)işleyen ve ben müslümanlardanım diyenden daha güzel sözlü kim vardır? [7] Ayette bahsi geçen üç güzel sözlüden ilkinin hakkı söyleme,insanları İslam a davet etme hususiyetine, ikincisinin, işini doğru ve güzel yapışına* üçüncüsünün ise şahsiyetli duruşuna vurgu yapılmaktadır Doğru konuşmayanlara ve sözün güzelini söylemeyenlere Allah ın uyarısı şöyledir: Kullarıma söyle,sözün en güzelini söylesinlerSonra şeytan aralarını bozar [8] Allah ın Peygamberimize önerdiği çeşitli davet metotlarından biri de güzel öğüt tür[9] Güzel öğüt, gerçekleri güzel takdim etmek,muhatabı ikna etmede yapıcı, onure edici, umut verici bir üslup kullanmak, muhatap ikna olmasa bile en azından davete saygısını temin edecek bir diyalog kurmaktır Yani Peygamberimizin, Kolaylaştırın zorlaştırmayın,müjdeleyin nefret ettirmeyin tavsiyesine uygun bir üslup kullanmaktır Bu tavsiye, sözün güzelleşmesinde de belirleyici bir öneme sahiptir

Hadis-i Şeriflerde Sözün Önemi:

Hz Muhammed (sav) Arapların en beliğ,en fasih ve aynı zamanda en doğru konuşanı idi Peygamber Efendimiz henüz İslam gelmeden önce doğru sözlülüğü ve işinde dürüstlüğü ile el-Emin sıfatını almıştı Peygamberimizin bir özelliği de cevamiu l-kelim (az ve öz konuşma) niteliğine sahip olmasıdır[10] Peygamberimiz,Kur an ı açıklamak, mü minleri eğitmek ve insanlara yol göstermek için ifade buyurduğu hadis-i şeriflerinde doğru ve güzel konuşma hususuna tabiatı gereği özel bir önem vermiştir Peygamberimiz doğru sözlü olmayı imanla irtibatlandırmış,yalan ile imanın bir arada olamayacağını söylemiş ve Allah a ve ahiret gününe iman edenlerin ya hayır konuşmalarını yada susmalarını istemiştir[11] Hayırlı konuşma, hem doğru hem de güzel olan bütün sözleri ihtiva eder Bizzat kendisi doğru ve güzel sözlü olan Efendimizin bu husustaki hadis-i şeriflerinden bazıları şöyledir:

* Kişinin boş sözleri terk etmesi müslümanlığının güzelliğindendir [12]
* Yarım hurma ile de olsa ateşten korunmaya çalışınBunu da bulamazsanız tatlı sözler söyleyin Hoş söz sadakadır [13]
* (Sözde ve işte) Doğruluğa yapışınZira doğruluk iyiliğe,iyilik de Cennet e götürür Kişi doğru konuştukça,doğruyu araştırdıkça Allah katında doğrulardan yazılır Yalandan kaçının,zira yalan kötülüğe,kötülükte Cehennem e götürürKişi yalan konuştukça ve yalan peşinde koştukça Allah katında yalancı yazılır [14]
* Tehlikeyi doğrulukta görseniz de doğruluğu araştırınızÇünkü kurtuluş doğruluktadır [15]
* Müslüman,elinden ve dilinden başkalarının emin olduğu kimsedir [16]
* Ademoğlu sabah kalkınca bütün azaları diline şöyle uyarıda bulunurlar:

Bizim hakkımızda Allah tan kork! Şüphesiz biz sana bağlıyızŞayet sen doğru olursan biz de doğru oluruz Sen eğilir hata yaparsan biz de hata yaparız [17]

En doğru sözü en güzel şekilde tebliğ eden en mükemmel insanın en veciz sözleri irad etmesinden daha tabii bir şey olamaz Peygamberimizin başarısında Allah ın desteği yanında güzel davranışının ve güzel konuşmasının da önemli bir payı vardır[18]

Sözün Kaynağı:

Biz insanlar konuşurken,ortak bilinçaltının kültür mirası ile anlam çerçevesi çizilmiş sözleri, kişisel bilinçaltımızın bilinçli ve bilinçsiz tercihlerine giydirerek o anki isteğimize uygun bir manayı ve meramı kastederiz Bilincimizin, bilinçaltında yer ettiği düşünsel zemin, Junk un ifadesi ile dilin varlık evi olmaktadır Adler,dilin, ortak bilinçaltıyla sıkı ilişkisi ve genel geçer özelliği ile toplu yaşamın bir ürünü olduğunu ve insanları birbirine perçinlediğini belirtmektedir[19] Bir şeyin anlam ve mahiyetini,yaşanan tecrübi bilgiler,kutsiyetine inanılan inanç ve değerler ve insanların o anki psiko-sosyal ruh halleri tayin eder Tecrübi bilgiler ve inanışlar,kültürel miras olarak nesilden nesile intikal ettiğinden tarihsel bir özellik de arz eder

Birtakım nesne,duygu ve düşünceleri sembolleştirebilme yetisine sahip olan insanoğlu,nesne ve eylemlere koyduğu adlarla,sözcüklerle dili oluşturabilmekte,yazıyı geliştirebilmekte ve deneyimlerini gelecek nesillere aktarabilmektedir Bu psiko-kültürel tahlil neticesinde sözün, anlam alanı yönünden kültürel, kalpte-buna beyin de diyebiliriz-yeniden pişirilerek sahibinin bir ikramı gibi sunulması yönünden de duygusal olmak üzere iki kaynağa sahip olduğu anlaşılmaktadır

Sözün psikolojik etkisini çok iyi ifade eden şu Çin atasözü,ilk duyanları heyecanlandırabilmektedir: Gönülden kopan bir söz insanı üç kış ısıtmaya yeter İnsanın içini ısıtan sımsıcak bir söz İnsan,üç kış değil üç ay ısıtacak bir söze de razı olur Sözün kıymetini bilen bir insanın, İlkbaharda umutları filizlendirecek, yazın ferahlatacak, sonbaharda dinlendirecek, kışın ise ısıtacak dostça bir sözü duymak için yapamayacağı fedakarlık yoktur

Sözün Gücü:

Sözün gücü,söyleyenin gücü,nüfuzu ve şöhreti nispetindedir Tanınmamış bir insan bilgece bir söz söylese,büyük ihtimalle kimsenin dikkatini çekmez ve keşfedilmemiş bir altın gibi varlığı yokluğuna eşit nötr bir değer taşır Meşhur ve yetkili bir insanın ağzından çıkan sıradan bir söz üzerinde kamuoyu bazen günlerce tartışır ve söyleyenin aklından bile geçmeyen anlamlar çıkarılır Sözün gücünü, Yunus Emre nin şu dörtlüğünden daha veciz ifade edecek başka bir söz sanırım yoktur:



Söz ola kese savaşı/Söz ola kestire başı

Söz ola ağulu aşı/Yağ ile bal ide bir söz

Ağızdan çıkan söz, yaydan çıkan oka benzetilmiştir Geriye dönüşü imkansızdır Söz vardır insanı vezir eder,söz vardır rezil ederSöz vardır, nice hayırlı kapılar açar,söz vardır insanı belalara sokar MAkif Ersoyun bu konudaki bir beyiti şöyledir:

Dilimden olur bana her ne olursa/Dilim rahat olur dilim durursa

Tarih boyunca insanlar, önemli-önemsiz rakamlarla ifade edilemeyecek çok sözler sarf etmişlerdir ancak bunlar arasından etkisi ve gücü olan çok az söz kültürel bir miras olarak bize ulaşmıştır Kaydedilmiş sözlerin yaşama ve gücünü muhafaza etme imkanı kabul etmek gerekir ki konuşulan yerde kalan sözlerden kıyaslanamayacak kadar fazladır

Konuşma Prensipleri:

En güzel sözler bile patavatsız kimselerin dilinde sıkıcı ve itici hale gelebilir Konuşmada güzel bir üslup kullanmak, doğru ve güzel sözü, doğru yerde güzel kullanmak sözün doğruluğu ve güzelliği kadar önemlidir Bu sebeple konuşurken şu sayacağımız prensiplere dikkat etmek gerekir:

1-Konuşma,bir faydayı temin yada bir zararı def etmek maksadıyla yapılmalı, sıradan konuşmalarda bile faydalı sonuçlara varmaya özen gösterilmelidir

2-Sohbetin konusu, muhatapların ilgi,bilgi ve seviyesine göre seçilmelidir

3-Ortamın,kişilerin ve zamanın konuşmaya elverişli olup olmadığına bakılmalıdır

4-Muhatabın duyacağı bir ses tonuyla konuşulmalıdır Bu konuda Kur an-ı Kerim de şöyle buyuruluyor: Yürüyüşünde tabii ol ve sesini alçalt [20]

5-Önce konuşulanlar dinlenilmeli,konu anlaşılmalı ardından gerekiyorsa gerektiği kadar konuşulmalıdır Konuşma adabına dair eski bir kelam-ı kibar şöyledir:

Hak yarattı iki kulak dili bir/Bir mecliste olur isen dinle iki söyle bir

Kelamın fıdda(gümüş) ise sukutun olsun zehep (altın)

Kemal ehli(olgun kimseler) kemalatı (olgunluğu) sukut ile buldu hep

Çok konuşan zanneder ki benim sözüm dinlenir

Hiç bilmez ki dinleyenler aciz olur kinlenir

6-Kişi ve olaylara fazla takılmadan,olayın ana temasını,sebep sonuç ilişkisini yakalamaya çalışmak gerekir Konuşanın seviyesine işaret eden şu Çin atasözü çok anlamlıdır:

Büyük kafalar fikirleri,orta kafalar olayları,küçük kafalar kişileri konuşurlar

Kişiler üzerinde konuşmak,dedikoduya,olayın hikayesine takılmak ise olayın püf noktasını kaçırmaya sebep olur

7-Konuşurken ve dinlerken muhatabın yüzüne bakılmalı, jest ve mimikler, konunun akışına uygun bir şekilde ayarlanmalıdır Konuşma esnasında ilgisiz yerlere bakanlar, televizyon izleyenler, kitap, gazete ve eşyaları karıştıranlar sıkıldıklarını ve konuşmacıyı dinlemek istemediklerini ifade etmiş olurlar Dinlemesini bilmek de bir yetenektir

8-Konuşanın sözü kesilmemeli ve konuşma bitmeden ve izin alınmadan meclis terk edilmemelidir

9-Konuşmada yalana,yanıltıcı bilgilere asla yer verilmemeli,konu eksiksiz ve abartısız bir şekilde aktarılmalıdır

10-Kelimeler seçilerek kullanılmalı,insanları incitmemeye, hassas ve duygusal konuları kaşınarak duygu sömürüsü yapmamaya dikkat edilmelidir

Allah ın, dinlemesini bilen ve sözün en güzeline tabi olanlara müjdesi vardır

Tağuta (şeytan ve şeytani işler) kulluk etmekten kaçınıp Allah a yönelenlere müjde vardır(Ey Resulüm!) Dinleyip de sözün en güzeline tabi olan kullarımı müjdele İşte Allah ın doğru yola ilettiği kimseler onlardır Gerçek akıl sahipleri de onlardır [21]

Hayvanlar koklaşa koklaşa, insanlar konuşa konuşa anlaşır derler Yapılan tartışmalara, çıkan anlaşmazlıklara ve kavgalara bakılırsa insanların henüz tam olarak konuşmayı öğrenemedikleri kolayca anlaşılır Çoğu yerde kavgalara,küfürlü laflar ve saygısızca ifadeler sebep olmaktadır Öte yandan insanlığın tanık olduğu büyük mutlulukları da yerinde ve zamanında kullanılan doğru ve güzel sözler başlatmaktadır

Mukadder Arif YÜKSEL
<![endif]>

[1] 26/Kaf, 17-18

[2] Bkz14/İbrahim,27

[3] 14/ İbrahim,24-26

[4] Esed,Muhammed,Kur an Mesajı,TercCKoytak-AErtürk,İşaret yayİstanbul-1996,s II/506

[5] 33/Ahzab, 70; Ayrıca bkz 4/Nisa,9

[6] Esed, age sII/868

[7] 41/Fussilet, 33

* Not:Salih amel, en sade ifadesiyle bir işi içten,doğru ve usulüne uygun bir şekilde yapmak demektir

[8] 17/İsra,53

[9] 16/Nahl,125

[10] Buhari,Cihad,122

[11] Nevevi,M Riyazu s-Salihin,No:709

[12] Nevevi,Kırk Hadis, no:12

[13] Nevevi,Riyazu s-Salihin,no:696,697

[14] Buhari,Kitabu l-Edep,no:1997

[15] Seçme Hadisler, DİB yay No:48

[16] Buhari,İman,5

[17] Tirmizi,Zühd, 60

[18] Bkz 3/Al-i İmran,159

[19] Adler,Alfred, İnsanı Tanıma Sanatı ÇevKamuran Şipal, Say yay,6Basımİstanbul-1997 s48

[20] 31/Lokman,19

[21] 23/Zümer,17-18


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.