Cehennemin Yılanları Ve Akrepleri |
08-02-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Cehennemin Yılanları Ve AkrepleriCEHENNEMİN YILANLARI VE AKREPLERİ Şimdi de cehennemin yılanlarını, akreplerini, onların zehirlerinin şiddetini, büyüklüklerini, korkunç görünüşlerini, insanlara nasıl musallat edildiklerini ve onlara yapışıp kaldıklarını bir düşün Bu akrep ve yılanlar, bir an bile olsun insanları sokmaktan ve ısırmaktan geri durmazlar, asla gevşeklik göstermezler Ebû Hüreyre (ra) rivayet ediyor: Resûlullah (sav) buyururdu ki: “Allah Teâlâ bir kuluna mal vermiş ve o kul bunun zekâtını ödemediyse kıyamet günü, ağzının yan taraflarında iki siyah noktası bulunan, başının üzerinde tüy bulunmayan bir yılan çıkar ve onun boynuna dolanır Sonra yılan adamı ısırarak, “Ben senin dünyadaki malınım, ben senin dünyadaki hazinenim” der Bundan sonra Resûlullah (sav) şu âyeti okudu: “Allah’ın kendilerine verdiklerini (infakta) cimrilik edenler, sakın bunun kendileri için hayırlı olduğunu düşünmesinler[color="#ff0000"] Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Cehennemde öyle yılanlar vardır ki, kalınlıkları devenin boynu kadardır Bir kere ısırsalar (zehirlerinin) harareti kırk yıl dinmez Orada semizlenmiş katır büyüklüğünde yılanlar vardır Onlar bir kere ısırdıklarında acısı kırk yıl gitmez” [url=http://wwwkonakderslericom/admin/editor/fckeditorhtml?InstanceName=bilgi&Toolbar=Defa ult#_ftn2] Bu akrep ve yılanlar, dünyada cimrilik, kötü ahlâk, insanlara eziyet vermek gibi hastalıklara müptelâ olmuş kişilere musallat edilir Kendini dünyada bu tür kötü hastalıklardan koruyan kimse yarın kıyamet günü kendisini o yılan ve akreplerden kurtarmış olur [url=http://wwwkonakderslericom/admin/editor/fckeditorhtml?InstanceName=bilgi&Toolbar=Defa ult#_ftnref1] Buhârî, Zekât, 2; Nesâî, Zekât, 20; Ahmed b Hanbel, el-Müsned, 2/355; Beğavî, Şerhu’s-Sünnet, nr 1560; [url=http://wwwkonakderslericom/admin/editor/fckeditorhtml?InstanceName=bilgi&Toolbar=Defa ult#_ftnref2] Ahmed b Hanbel, el-Müsned, 4/191; İbn Hıbbân, es-Sahîh, nr 7471; Hâkim, el-Müstedrek, 4/594; Heysemî, Mevâridü’z-Zem’ân, nr 2613; Münzirî, et-Terğîb ve’t-Terhîb, nr 5397; Hatib Tebrizî, Mişkât, nr 5691 |
|