İslam Da Barış

İSLAM DA BARIŞ

Barışı, sade bir tanımla Fert ve toplumların, ilişkili olduğu yerlerle uyum içerisinde olmasıdır şeklinde tarif edebiliriz İslam ın bir adı da barıştır İslam, barışı önceler, tercihini barıştan yana yapar, başka bir seçenek kalmaması durumunda kalıcı bir barış için savaşı da bir çözüm olarak öngörür

· Barış ve huzur içinde yaşamak en temel insani ihtiyaçtır

Es-Selam;Allah'ın isimlerindendir, kurtuluş,esenlik, güvenlik ve barış anlamlarına gelmektedir Cennete de, esenlik, güvenlik ve mutluluk yurdu anlamında "Duru's-selam, denir Mü minlerin birbirine selam vermesi, namaz sonrası söylenen Allahumme entesselamu barış dilekli birer duadır

Barışın üç sahada cereyan ettiğini görüyoruz:

a) Ferdin kendisiyle barışık olması,

b) Ferdin çevresi ile (insan ve tabiat) barış olması,

c) Toplumlar arası barış

· Kur an ve İslam, dünya barışının sigortasıdır Salah, salih, ıslah gibi türevleri ile birlikte sulh kelimesi Kur'an'ın ikiyüzseksen(280) yerinde geçmektedir Silm kelimesi de İslam'la aynı kökten türeyen bir mastardır Silmin ismi olan ve Allah'ın isimlerinden olan selam; eman, sulh barış ve kurtuluş anlamlarına gelmektedir Sulh; her türlü iyileştirme çabası, silm, kişinin hem barış hem de ahlaki yönde gelişimini ifade eder "Ey iman edenler! Toptan barışa girin Şeytanın yolundan gitmeyin O,şüphesiz sizin apaçık düşmanınızdır(Bakara,208) Zemahşeri, bu ayetteki silm in İslam olduğunu ve çağrının da İslam'a yapıldığını söylemektedir Bu yorum, silmin, kusur ve ayıptan hali olma anlamına uygun düşmektedir

· El-Isfahani,Kur'an'da sulh kelimesinin,hem fesadın, hem de kötülüğün zıddı anlamlarında kullanıldığını söylemektedir El-Cürcani de sulh kelimesinin, çekişmeden sonra yapılan anlaşma(musalaha) olduğunu kaydetmekte ve dinde, kavgayı ortadan kaldıran akit anlamında kullanıldığını beyan etmektedir

· Sulh, fesadın zıddıdır: Islah edilmesinden sonra yer yüzünde bozgunculuk yapmayın (Araf,56)

· Silm ise savaşın zıddıdır:"Eğer onlar, barışa yönelirlerse sen de yönel ve Allah'a güven (Enfal,61)

· Cihadı farz kılan bir dinin barışçı olduğunu iddia etmenin çelişki olacağını söyleyenler çıkacaktır İslami anlayışta asıl ve temel olan barıştır Savaş ise bir mecburiyet sonucu, yani başka türlü hareket imkanı olmadığında söz konusu olur İslam tek tek şahıslara ve tüm insanlığa ruhi ve zihni sükunet vermek üzere ve böylelikle insanlar barış,huzur ve refah içinde yaşayabilsinler diye gönderilmiştir

İslam'ın amacına ulaşabilmesi kötülüğün kalkmasına bağlıdır Bunun için Kur'an'da;

"Yer yüzünde baskı zulüm( fitne) kalmayıncaya ve din tamamen Allah' ın oluncaya kadar kafirlerle savaşın" (2/Bakara,193; Enfal,39) buyuruluyor Bu ayetten İslam ın sürekli bir savaş halini öngördüğünü anlayanlar çıksa da bu doğru değildir Ayet dikkatle okunduğunda savaş sebebinin küfür değil fitne olduğu anlaşılmaktadır Ayette geçen fitne kelimesi, mü mini tevhid inancından vazgeçirme eylemi olarak tefsir edilmiştir Fahreddin er-Razi de bu ayetteki fitne kelimesine, "dinden döndürme çabası,(temel hak ve hürriyetleri yok eden) baskı ve zulüm ve mü'minlerin kalbine şüphe düşürme çabaları" anlamlarını vermiş,

· Savaş izni ve gerekçesi şu ayet-i kerimede ortaya konmuştur: "Kendileriyle savaşılanlara(mü'minlere),zulme uğramış olmaları sebebiyle (savaşa) izin verildi"(Hac,39) Kur'an, savaşılacak hedefi ve savaşta uyulacak ölçüyü de koymuştur:

"Sizinle savaşanlarla Allah yolunda savaşın,sakın aşırı gitmeyin ()Vazgeçerlerse onları bağışlayın()(Zira) Zalimlerden başkasına düşmanlık ve saldırı yoktur"(2/190-193)

· Peygamberimizin beyanına göre savaş hiç de temenni edilecek bir şey değildir:

"Ey insanlar! Düşmanla karşılaşmayı(savaşı)temenni etmeyin,Allah'tan sağlık ve afiyet isteyin Eğer savaşmak zorunda kalırsanız sabredin,biliniz ki cennet kılıçların gölgesi altındadır" (Müslim,Cihad,19-20) Çünkü, savaşta Sebe melikesi Belkıs'ın dediği gibi bir milletin uluları rezil rüsvay olabilirler (Neml,34)

· Allah, İsrailoğullarına şöyle yazdığını(vahyettiğini) haber veriyor: "Kim,bir cana kıymamış veya yer yüzünde bozgunculuk çıkarmamış bir kimseyi öldürürse,bütün insanları öldürmüş gibi olur Kim de onu yaşatırsa bütün insanları yaşatmış gibi olur"(Maide-32)

· Cihadın ödülü, fetih, barış ortamı ve Cennettir

· Sulh daha hayırlıdır (4/128)

Hudeybiye andlaşması, fetih suresiyle büyük bir zafer ve fetih olarak nitelendirilmiştir İbni Hişam, İbni İshak'tan O da Zühri'den şunu nakletmiştir: "İslam döneminde Hudeybiye'den daha büyük bir fetih yoktur Zira savaş insanları sürekli çarpıştırıyor Mütareke olup,harp ortadan kalkınca insanlar birbirlerinden emin oldular Bu sefer ki karşılaşmalarında aralarında konuşma ve tartışma başladı Hangi şahıs İslam üzerine tartışsa bir şeyler düşünmek ve anlamak imkanı buluyor,ardından da İslam'a giriyordu

Hudeybiye antlaşması hicretin 6 yılında, bi setin de 16 yılında yapıldı Hudeybiye antlaşmasından sonraki iki yılda Müslüman olanların sayısı ilk on altı yılda Müslüman olanların sayısına eşittir

· Kur an da Barışın Prensipleri:

1-Sorumluluk bilinciyle hareket etmek:

a) Bir arada yaşamak, Medine vesikası, bir arada yaşamanın hem dini hem de hukuki dayanağıdır Çok uluslu, çok dinli ve çok kültürlü bir dünyada karşılıklı anlayış içerisinde bir arada yaşamaktan başka seçenek de yoktur

b) Barışı esas almak,

c) İyilik,yardımlaşma ve hayırda yarış,

2-Hak ve adaleti gözetmek

3-Müttefiklerle iş birliği zalimlere karşı güç birliği, (Hucurat,8)

İlk ve orta çağ işgal ve fütuhat dönemi idi Güçlü olan devletler, yayılmacı bir anlayışla güç yetirebildikleri ülkeleri zabtedip yönetiyorlardı Avrupalıların sebep olduğu birinci ve ikinci dünya savaşlarından sonra savaşların yol açtığı yıkım ve soykırımlar da dikkate alınarak BM kararı ile bir ülkeyi haklı bir sebep olmadan işgal ve ilhak etmek uluslar arası hukuk ile yasaklandı ABD, sudan bahanelerle Irak ı işgal etti Herkesin de bildiği gibi maksat Irak petrolünü çalmak

Eğer İslam ülkeleri arasında, barışı koruma ve caydırma amaçlı bir ortak bir ordu olmuş olsaydı belki de hem bu işgal hem de İslam ülkeleri arasında hatta kendi içlerinde patlak veren çatışmalar önlenebilirdi

Irak,Filistin ve Lübnan da iç savaşlar var Afganistan da da iç savaş on yıldan fazla sürdü ve ABD gelip kolayca işgal etti Türkiye, Mısır,Pakistan da da terör olayları var Böyle bir ortamda savaştan bahsetmek intihar, barıştan bahsetmek acziyet olarak görülebilir O halde ne yapılmalıdır?

* Bir defa ülke olarak bütün halk birlik içinde olacak,
* Ülke mali yönden güçlü olacak Bu durumda cazibe merkezi haline gelebiliriz
* Caydırıcı, güçlü ve profesyonel bir ordumuz olacak
* Toplumsal ve uluslar arası barışı önceleyen erdemli bir toplumumuz ve
* Yurtta barış dünyada barış ilkesini uygulayacak ve başka ülkelere dahi sözünü geçirebilecek güçlü bir devletimiz olacak

Bizler Türkiye olarak bir çok eksiğimize rağmen Doğu toplumları için, gelişme, demokrasi ve özgürlükler alanında model ülkeyiz Birliğimizi, huzurumuzu ve model olma halimizi maalesef bedel ödeyerek elde ediyoruz Çarşamba günü Ankara da 6, dün Şırnak ve Van da 6 olmak üzere toplan 12 kurban verdik Adeta 12 den vurulduk Eğer ülkemizde barış ve sükun yaygın olmasaydı Allah korusun Irak tan beter olurduk Bizler millet olarak fütuhat döneminde bile barışçı idik İstanbul un fethini müteakip Rumlar, Papaz kavuğu görmektense Müslüman sarığı görmeyi tercih ederiz diyebilmişlerdir Müslüman gittiği yere barışı da götürür, savaşı bile kalıcı bir barış için yapar İşgal ve sömürü amaçlı savaşlar ise geriye yıkılmış ülkeler, kan ve gözyaşı, öksüz ve yetim çocuklar bırakırlar Allah ülkemizi, milletimizi,İslam alemini ve bütün mazlum insanları, barışın düşmanlarından muhafaza buyursun

Yüce Rabbimiz, yaşanan acıları başımızdan bertaraf etsin ve yeni acılardan hepimizi korusun

Mukadder Arif YÜKSEL/Divriği Müftüsü

Merkez Kültür Camii, 25 Mayıs 2007 Cuma)