Prof. Dr. Sinsi
|
Cennet Konutları
CENNET KONUTLARI
CENNET EHLİNİN GİYSİLERİ, YATAKLARI, DİVANLARI, YASTIKLARI VE KONUTLARI
Bu hususta Allah Teâlâ şöyle buyurur:
“Muhakkak ki Allah, iman edip iyi davranışlarda bulunanları, zemininden ırmaklar akan cennetlere kabul eder Bunlar orada altın bileziklerle ve incilerle bezenirler Orada giyecekleri ise ipektir ” [1]
Bu konuda Kur’ân-ı Kerîm’de pek çok âyet zikredilmektedir Ancak detayları hadis-i şeriflerle beyan edilmiştir
Ebû Hüreyre rivayet ediyor: Nebi (s a v) şöyle buyurdu:
“Cennete giren nimetlere kavuşur Artık hiçbir sıkıntı ve keder çekmez Elbiseleri eskiyip çürümez, gençliği kaybolmaz Orada hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın duymadığı ve hiçbir insanın aklına dahi gelmeyecek güzellikler vardır ” [2]
Adamın biri Resûlullah’a, “Ey Allah’ın Resûlü! Bize cennet elbiselerini anlat! Onlar elbise olarak mı yaratılır (ve ondan sonra giydirilir) yoksa dokunduktan sonra mı?” diye sordu Resûlullah (s a v) bir müddet sustu Oradakilerden bazıları gülmeye başladılar Bunun üzerine Resûlullah (s a v), “Neden gülüyorsunuz? Bir cahilin bir bilene soru sormasına mı?” dedi Sonra şöyle buyurdu:
“Cennet ağaçlarının meyveleri iki defa yarılır (İsteyen gider oradan dilediği elbiseyi alır)” [3]
Ebû Hüreyre (r a) rivayet ediyor: Resûlullah (s a v) buyurdu ki:
“Cennete girecek ilk zümrenin yüzleri ayın on dördü gibi parlak olur Orada ne tükürür ne sümkürür ve ne de dışkı çıkarırlar
Kapları ve tarakları altın ve gümüştendir
Terleri ise misk gibidir
Her birinin iki hanımı vardır O derece güzellerdir ki bakıldığında baldırlarının ilikleri görülecek kadar parlaktır
Cennette hiçbir kimsenin kimseye bir buğzu ve kini yoktur Aralarında çekişme de olmaz Hepsi tekbir yürek gibidir; sabah akşam Allah’ı tesbih ederler ” [4]
Hadisin diğer bir riayetinde, “Her bir hanımın üzerinde yetmiş cennet elbisesi (hulle) vardır” ziyadesi geçmektedir
Resûlullah (s a v), “Orada altın bileziklerle ve incilerle bezenirler” âyetinin açıklamasında şöyle buyurmuştur:
“Onların başlarında taçlar olur Bu taçlardaki en ufak inci tanesi doğu ile batı arasını aydınlatacak kadar parlaktır ” [5]
Resûlullah (s a v), “Çadırlar (otağlar) içinde sahiplerine tahsis edilmiş huriler vardır” âyetinde zikredilen çadırlar hakkında şöyle buyurmuştur:
“Bu çadırlar içi boş incidir Yüksekliği altmış mil kadardır Her köşesinde müminleri kendi aileleri (eşleri) vardır Fakat onları kimse göremez ” [6]
İbn Abbâs (r a) der ki: “Âyet-i kerimede zikredilen çadır, içi boş bir incidir Bir fersaha bir fersah (üç mile üç mil) büyüklüğündedir Altından yapılmış dört bin kapısı vardır ”
Ebû Saîd el-Hudrî (r a) anlatıyor: Resûlullah (s a v), “Onlar kabartılmış döşekler üstündedirler” [7] âyetinin tefsirinde şöyle buyurdu:
“Her bir döşeğin birbirine olan uzaklığı yeryüzü ile gökyüzü arasındaki mesafe kadardır ” [8]
[1] Hac 22/23
[2] Ahmed b Hanbel, el-Müsned, 2/370, 407, 416; Beyhakî, el-Ba’s ve’n-Nüşûr, 322 Bkz: Buhârî, Bed’ü’l-Halk, 8; Müslim, Cennet, 2, 21
[3] Nesâî, es-Sünenü’l-Kübrâ, nr 5872; Ahmed b Hanbel, el-Müsned, 2/203; Tayâlisî, Müsned, nr 2391; Beyhakî, el-Ba’s ve’n-Nüşûr, nr 323; Taberânî, el-Mu’cemü’s-Sağîr, nr 120; Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, nr 18735, 18736; Ebû Yâ’lâ, el-Müsned, nr 2046
[4] Buhârî, Bed’ü’l-Halk, 8; Tirmizî, Sıfatü Cennet, 7; Müslim, Cennet, 17; Ahmed b Hanbel, el-Müsned, 2/316; İbn Hıbbân, es-Sahîh, nr 7436
[5] Tirmizî, Sıfatü Cennet, 23; Hâkim, el-Müstedrek, 2/427–428; İbn Hıbbân, es-Sahîh, nr 2631; Ali el-Müttakî, Kenzü’l-Ummâl, 39335; Beyhakî, el-Ba’s ve’n-Nüşûr, nr 330
[6] Buhârî, Bedü’l-Halk, 8; Müslim, Cennet, 23–25; Tirmizî, Sıfatü Cennet, 3; Ahmed b Hanbel, el-Müsned, 4/400
[7] Vâkıa 56/34
[8] Tirmizî, Sıfatü Cennet, 8; Ahmed b Hanbel, el-Müsned, 3/75; Süyûtî, ed-Dürrü’l-Mensûr, 8/14–15; Beyhakî, el-Ba’s ve’n-Nüşûr, nr 342; Ali el-Müttakî, Kenzü’l-Ummâl, nr 25772
|