08-02-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Beş Vakit...
Sabah Namazı  Vakit seher… Ufukta günün kızıl çiçeği açmak üzere
Vaktin rahmine sabahın nutfesi düştü az önce Gecenin toprağında saklı ışıktan tohumlar başlarını uzatıyor
Şimdi hatırla ki, sen de bir zamanlar yokluğun karanlığında yitiktin
Unutulmuşluk toprağına gömülü bir tohumdun Kimsenin adını bilmediği, hatırını saymadığı bir yetimdin
Hatırla ki, unutulmuşluğun toprağında Rabbin seni unutmadı
Rabbin seni sahipsiz de bırakmadı Rabbin seni yokluk gecesinden varlığın ufkuna eriştirdi
Taze bir bahar gibi gün yüzüne çıkardı bedenini Ete kemiğe bürüdü ruhunu
Gülden tebessümler giydirdi yüzüne Şimdi seher vakti… Göz kapaklarının ardından kaç Gafletin gecesinden uyan
Aç gözlerini sehere Aç kalbini Rabbine Uyan Uyan, yan ve an seni hiç unutmayan Rabbini
Güneş ufukta yükselmeden, sen dualar ufkuna yüksel Herkes unutsa bile seni unutmayan Rabbini
herkesin O'nu unuttuğu anda ananlardan ol Haydi kalk! Kalk ve miracına eşlik et En Sevgilinin[asm]
Şimdi sabah! Şimdi sabah namazı vakti 
Öğle Namazı  Vakit öğle… Gün ortası Dünya telaşındasın İşler yoğun Yarım kalmış ne kadar iş var! Sanki sensiz yürümüyor hiçbir şey Sanki sen olmasan işler hep yarım kalacak, belki hiç başlamayacak
Ne kadar çok vazgeçilmezin var! Ne kadar vazgeçilmezsin!
Oysa dünya seni pek umursamıyor Sessizce akıp gitmede sonsuz uzayda…
Telaşlarına inat uzakta bir kelebek yavaş yavaş kozasından çıkmada…
Ötelerde bir insan son nefesini vermekte sessizce Bir bebek ilk kez gülümsemekte annesine 
Vakit öğle  O kadar gürültü var ki ortalıkta Kalbinin sesini duyamıyorsun bile Ruhunun sonsuza uzanan emellerine kör olmak üzeresin Telaşların arasından sıyrıl, ruhuna yer ayır
Ebedî sükûnete hazırla kendini Kalbini sonsuzluğa bitiştir Alnını secdeye değdir Şimdi öğle namazı vakti!
İkindi Namazı  Vakit ikindi Gün ihtiyarladı Güneş solgun rengini bırakıyor güller üstüne
Zaman ırmağı ikindinin çağlayanından dökülüyor şimdi Ayrılığı söylüyor hece hece
Hüzün renkli bulutlar sardı göğü Güneşin saltanatı bitmek üzere 
Hatırla ki, sen de bir ömrün ikindisine yürüyorsun Tenin soluyor Gözlerinin feri çekiliyor
Yüzünü bu dünyadan çevirmeye hazırlıyorsun Öbür kıyısındasın artık hayat nehrinin
Bundan sonra vaadi yok sana zamanın Yokuş aşağı akıyor kalbin
Vakit ikindi Kalbini kanatıyor kuru gül yaprakları Tutunacak dal arıyor gibisin zamana karşı
Zamanın hükmü ağırlaşıyor üzerinde Gün daha kısa geliyor artık "Yemin olsun ki ikindi vaktine
Hüsrandadır insan " Şimdi anlıyorsun Çünkü yokuş aşağı akıyorsun Dalından kopuyorsun
Hoyrat bir rüzgâr artık zaman… Geriye kalan ancak iman…
Şimdi ikindi vakti Secdeye koy alnını Eğil Zamanın Sahibinin önünde
O'na konuş; dualarını fısılda Sonsuzluğa tutun hece hece
Akşam Namazı  Vakit akşam… Gün ölmek üzere… Güneş ışıklarını topluyor eşyanın üzerinden
Kızılca kıyameti kopuyor dünyanın Kara kefenini giyiniyor gün Gülün rengi soluyor, eşyanın cezbesi yitiveriyor
Hatırla ki, senin de akşamın olacak bir gün Ömrünün ışıkları solacak Hayatının perdesi çekilecek
Senin de kıyametin kopacak Şimdi akşam Ölmeden önce bil öleceğini ki, yaşatıldığını fark edesin
Herkesin senden uzaklaşacağı ölüm anını hatırla ki, sen de şimdi herkesten ve her şeyden uzaklaşıp Rabbine yanaşasın Seni sen yokken de bilen Rabbin, sen öldükten sonra da bilecek elbet…
Herkesin unuttuğu yerde seni bir O hatırlayacak Hatırını yalnız O bilecek Sen de O'nu an şimdi
Şimdi akşam namazı vakti!
Yatsı Namazı  Vakit Yatsı  Gün çoktan öldü Güneş ışıklarını topladı Gece hükmediyor âleme
Güneşin saltanatı bitti Işıklar tükendi ufuklarda Renkler ellerini çekti eşyadan Gül soldu, gün soldu
Göğe yöneldi gözler Hatırla ki, Sen de unutuşun kara gecesine yuvarlanacaksın Bir adın kalacak geriye
Bir mezar taşın hatırlayacak belki Seni Belki o da unutacak
Şimdi gece Sabaha çok var Işık uzaklarda Yokluğun gecesinde, adın bile unutulmuşken, kimden medet umarsın sor kendine? Kim Sana hayat vermişse, kurumuş kemikleri toplayıp dirilten de O elbette
Söyle kendine Söyle kendine ki, çoklarının Seni unuttuğu bu gece, Sen de herkesi unut, O'nu hatırla
Söyle kendine ki, çoklarının ışıklara kanıp sahte renklerin kuyularına daldığı bu gece,
Rabbini an, Rabbine kan, Rabbine uyan Şimdi yatsı zamanı vakti!
Senai Demirci
|
|
|