![]() |
Namaz, Mü’Min’İn Mi’Râcıdır. |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Namaz, Mü’Min’İn Mi’Râcıdır.Namaz, Mü’min’in Mi’râcıdır ![]() Namaz, mü’min’in mi’râcı olup başlı başına bir saâdet tâcıdır ![]() Namaz Yüce Allah’a gösterilmesi gereken tazimin ve sağlanması gereken irtibatın en önemli vesilesidir ![]() Namaz, hem bir intizam, hem bir inşirah, hem de bir şükran vesilesi ve gayesidir ![]() Namaz, mü’minlerin korkulu hâllerinde ümitlerini, güvenli hallerinde de şevklerini artıran ve onları sürekli olarak zinde ve ayakta tutan bir ibâdettir ![]() İşte namazın bu gibi özelliklerinden ötürüdür ki, bir kimsenin namazı ne kadar sağlam ve mükemmel olursa, diğer ibâdet ve davranışları da o nispette muntazam ve mükemmel olur ![]() O halde Yüce Allah’a ve âhiret gününe inanan bir kimse, zamanını ve işlerini ayarlamalı ve namazlarını hem vaktinde ve cemâatle kılmalı hem de acele etmeden ve huşu’ dolu saygılı bir kalb ile kılmalı veya en azından böyle kılmaya özen göstermelidir ![]() ![]() Huşu’, kalbin haşyet, bedenin de sükûnet içerisinde bulunması ve kişinin haddini bilmesi ve gerek kalbiyle gerekse uzuvlarıyla son derece mütevâzı, saygılı ve edepli olması demektir ![]() Namazda huşu’ demek, kalbin Allah’ın sonsuz olan azameti ve rahmeti karşısında, O’ndan başka her şeyi unutturacak şekilde haşyet ve rağbet içinde olması ve Allah’a karşı tazim ve saygı hissiyle dolup taşması, bedenin de sükûn ve sükûnet içerisinde bulunması, gözleriyle secde yerine bakıp sağa sola iltifat etmemesi ve göz hırsızlığında bulun- maması demektir ![]() Öyle ise insan, bütün ibâdetlerin özeti olan namazı huşu’ içerisinde, yani gücü yettiğince son derece hazırlıklı ve ne yaptığını bilerek, vaktinde ve cemâatle, ta’dîl-i erkâna riâyet ederek ve o anda kıldığı namazın, son namaz olabileceğini düşünerek kılmalı ![]() ![]() ![]() Evet namazda Yüce Allah’a karşı çok saygılı olmak lazım ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Namazı, Yüce Allah katında en güzel bir kabul ile kabul olacak şekilde güzel kılmayı sağlayan etkenlerin başında, abdestle ilgili olan hazırlığı eksiksiz bir şekilde yaptıktan sonra, huşu’ ve saygı dolu bir kalb ile iki rek’at namaz kılan kimseye söz verilen mükâfâtın büyüklüğünü düşünmek ve öyle namaz kılmak vardır ![]() Nitekim Buhâri ve Müslim’de rivâyet edilen bir hadiste, Hz ![]() ![]() ![]() “Kim benim bu abdestim gibi abdest alır, sonra da nefsiyle bir şey konuşmadan (gaflete dalıp da ne yaptığını ve ne okuduğunu unutmadan, huzur dolu bir kalb ile huşulu ve saygılı bir şekilde) iki rek’at namaz kılarsa, onun geçmiş günahları bağışlanır ![]() * * * Şüphesiz ki, Sahâbe-i Kirâm Efendilerimizi bu derece yükselten hususların başında, onların bütün itâat ve ibâdet hususlarına, özellikle de namaza karşı çok önem vermeleri ve son derece titizlik göstermeleri vardır ![]() İşte bunun çarpıcı ve o kadar da düşündürücü bir örneği: Sahâbîlerden bazıları vardı ki, bunlar savaş esnâsında Rasûl-i Ekrem sallallahü aleyhi ve sellem’in yanı başında nöbet tutar ve böylece ansızın gelebilecek tehlikelere karşı onu kollamaya ve korumaya çalışırlardı ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Zâtü’r-Rika’ Seferi dönüşünde, Rasûl-i Ekrem sallallahü aleyhi ve sellem, istirâhat için mola verilmesini, ancak düşmanın uyumadığını, saldırmak için fırsat kolladığını, her an bir saldırıda bulunabileceğini ve işte böyle muhtemel bir saldırıya karşı gönüllü olarak iki kişinin nöbet tutmasını istemişlerdi ![]() ![]() Rasûl-i Ekrem sallallahü aleyhi ve sellem, onların bu samimi civanmertliklerini kabul etti ve “O hâlde şu vâdînin ağzında bekleyiniz ve etrafa göz kulak olunuz” dedi ![]() Bu iki kahraman vadiye doğru ilerlediler ve aralarında vakit taksimi yaparak nöbet tutmaya başladılar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Karşılarında onları gözetleyen ve saldırmak için fırsat kollayan düşman, birisinin ayakta namaz kıldığını görür görmez bu fırsatı değerlendirdi; yayına yerleştirdiği okunu attı ve Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gözlerini açan Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Duydukları ve gördükleri karşısında hayretler içerisinde kalan Hz ![]() ![]() “Ben namazda uzun bir sûre’yi okumaya başlamıştım ![]() ![]() ![]() ![]() Evet Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Siz şimdi bu samimi hâlin ve namazdaki huşû’nun şu aydınlık dolu feyzine bakın ![]() Bir gece Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gerek namazdaki huşû’nun gerekse o geceki sohbetin bir feyzi olarak her ikisinin ellerinde bulunan baston birden ışık vermeye ve yollarını aydınlatmaya başladı ![]() ![]() Hâsılı, büyüklerimiz ne güzel söylemişler: Âkıl isen kıl namazın; çün saâdet tâcıdır ![]() Sen namazı şöyle bil kim, mü’minin mi’râcıdır ![]() |
![]() |
![]() |
|