Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
erteleyenler, için, kimseye, namazı, söyleyemem

Kimseye Söyleyemem (Namazı Erteleyenler İçin)

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kimseye Söyleyemem (Namazı Erteleyenler İçin)




Kimseye Söyleyemem (namazı erteleyenler İçin)

Öyle çok pazarlık ettim ki Seninle ey Rabb’im Sen çağırınca, kendime ayırdığım vakitlerden çalındığını düşündüm

Ezan okununca, sevdiklerimle geçirdiğim zamanların azalmasından korktum Vakit girince, içim “cız” etti
hep Odamdan uzaklaştım, bıraktım işimi, bozdum keyfimi; öylece namaza durdum

Ayak diredim, “az sonra kılsam da olur!” dedim “Az sonra”larım“çok sonralar”a döndü, geç kaldım, geç kalmaktan utanmadım Sonunda ayaklarımı sürüye sürüye vardım huzuruna Pazarlığımı vaktin daralmışlığını
bahane ederek yeniden ileri sürdüm Kaçıyordu namaz ya; o yüzden çabucak kıldım, selam verdim, hemen kalktım, rahatladım

Oysa rahatlığı Sana borçluyum Ağrımayan her bir dişim kadar huzur borçluyum Sana Damarlarımın her bir noktasında pıhtılaşmayan kanım kadar sükûnet borçluyum Sana


Tenimin kaşınmayan her bir noktası kadar rahatlık borçluyum Sana


Dişlerim ağrıyacak olsa her biri için harcayacağım zaman Senin Kanım pıhtılaşıp damarlarım tıkanacak olsa,
her defasında ızdırap ve korkuyla geçireceğim saatlerin hepsi Senin Tenim
her noktasında yırtılacakmış gibi acıyacak olsa, kendi kendime dargeleceğim huzursuz günler Senin

Gün oldu; usandım Sabrımı tükettim; tükendim Kendimi yontmaya heveslendim Benden istediğin zamanı çok gördüm Benden istediğini, benim için istediğini bile bile, huzurunda huzursuz durdum Fazla buldum namazın
rekatlarını; kısaltmak için bahaneler aradım Günümü delik deşik etmeni, işimin arasına kesintiler sokmanı, hayatımın ortasına duraklar koymanı, uykumu bölmeni lüzumsuz gördüm “Beni bana bırak!”larla durdum huzuruna;
içim başka bir yerlerin türküsünü söylerken, ben seccadende, belki sadecebedenimle, mıhlı kaldım Oysa Sen, dileseydin dar edebilirdin zamanı bana! Bir uçurumun dibine savrulmuş bir arabada çaresizce Sana yalvartıyor olabilirdin beni Korkulu bir savaşın orta yerinde ateş ve kan kusan
bombaların altında günümü de, işimi de, uykumu da, hatta rüyalarımı da delik deşik etmelerini takdir edebilirdin Düşmeyen bombalar kadar, uçuruma savrulmayan arabalar kadar genişlik borçluyum Sana

İçten pazarlıktı benimkisi Öyle içten ki kendime bile söyleyemedim
Gözlerimle birlikte gönlümü de secdene kilitlemeyi çok gördüm Kendimi sıfırlamayı, benliğimi hiçe indirgemeyi beceremedim

Ensemde kaderin sıcacık nefesini hissedecek o teslimiyetin vadisine inemedim Acelem vardı;
alnımı koyduğum gibi kaldırdım seccadeden Bütün benliğimle aşağı inemedim


İşim vardı, secdemi işime zaman kazandım Secdeye kalbimi de sığdırmaya çalışmadım Uykum vardı, secdemi sığ bırakıp uykumu derinleştirdim

İtirafımdır: Bencilliğimi de sırtıma alıp
rükûlarda eritemedim Bedenim eğilirken huzurunda, “emrolunduğum gibi dosdoğru olma”nın ağırlığını sırtıma almayı erteledim “Sırası değil!”di;
“hele dur; sonra da olur!”du En Sevgili’ni bir gecede ihtiyarlatan emri üzerime alınmadım

Sen dileseydin, çocuğumun cılız nabızlarının eşliğinde, loş ve neşesiz bir yoğun bakım odasında, gözümü de gönlümü de, umutsuzca, çaresizce, ürpertiyle, korkuyla bir monitörün ekranına kilitleyebilirdin Dileseydin,
yeryüzünün sükûnetini bir anda kesip, küçücük bir duvar kıpırtısınıngölgesinde, mini mini bir sarsıntının beklentisi içinde saçlarıma aklar düşürebilirdin

İçten pazarlık mı denir buna Sen bilirsin Seninle ettiğim pazarlığı
Kendime sakladığım ve hatta kendimden de sakladığım sır bu Dilime bile değdirmekten korktuğum, ağzıma almaktan utandığım öyle bir sır işte

Fısıldaması bile acı veriyor ya…

Meselâ, uzayınca Fatiha, uzayınca sûre,
heceler sanki özgürlüğe giden yolu taşlar gibi kestikçe, “bitmez şimdi bu namaz!” dediğim çok oldu Ama içimden Kimseler duymadı

Bir Sen duydun beni ey Rabb’im Sırrımı bir Sen bildin

Kendimi lüzumsuz
hissederken seccadenin üzerinde, dudağım anlamına yetişemediğim kelimeler için oynarken, Sen beni söylediğimden fazlasıyla duydun, söyleyemediğimi
de, dile getiremediğimi de bildin

Ruhumu alıp uzaklara gittiğim halde, bir bedenimi bıraktığım halde huzurunda, kovmadın beni, yakınlığında tuttun

İtirafımdır; öyle anlatıldığı gibi özleyebilmeyi beceremedim henüz namazı…

“Aradan çıkarmaya çalıştığım” oldu namazı Geçiştirdim namazı Bir“sorun”du çözdüm, hallettim Selam verip sonra yaşamaya başladım…

Yaşamayı namazın içinde aramalıydım Namazı yaşamanın içine sızdırmalıydım oysa

Bilemedim

Kafa tuttum, ayak diredim, pazarlık ettim; ama Sen utandırmadın, yine yine yine huzuruna aldın beni Her secdede rahmetinle okşadın alnımı Her rükûda “aferinler”
fısıldadın gönlüme

Her vakitte yeni bir sayfanın aklığına çağırdın ruhumu

Yüzüme vurmadın Azarlamadın Aşağılamadın Hepten umut kesmedin benden

Yok saymadın Utandırmadın

Pazarlık ettiğimi Seninle bir Sen bildin ey Rabb’im Kimselere söylemedin

Sırdaşım Sensin, bir Sana açabilirim içimi, bir Senin beni ayıplamandan korkmam

Ben işte böyleyim; yine “bana ait”lerin hesabındayım Başka kime söyleyeyim Başka kimin anlayışından medet umayım

SENAİ DEMİRÇİ

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.