Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
seccadem

Seccadem

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Seccadem




Nefsimden huzur-u İlahi'ye kaçış yerimdir Eğilmez kibirimi rükûda büktüğüm, kırılmaz gururumu secdede sürttüğüm yerin adıdır Rızk istediğim, ilim talep ettiğim, af dilediğim, yalandan, haramdan, görünmez kazadan ve belâdan, iftiradan, cehennemin narından, kabir azabından O'na sığındığım yerdir

Zalimden, zulümden, cehaletten, ihanetten kaçarken çalacağım kapının eşiği, beni benden kurtaracak tek Kurtarıcı'nın merhamet makamına iltica dilekçemin kabul yeridir o

İçi başka, dışı başkalardan, dili başka, kalbi başkalardan, aklıyla gönlü arasında köprü kuramayanlardan, hem kendini hem de başkalarını kandıranlardan, zararla oturup zararla kalktıkları halde kârlı olduklarını zannedenlerin zannından O'na sığındığım yerdir; seccade!

"Var" ;da imtihanımın şımarıklığından, "yok"ta imtihanımın tıkanıklığından, zaafiyetimden, zavallılığımdan, el açıp boyun büktüğüm, diz vurup alın sürdüğüm, Miraç'a "start!" yeridir; seccadem!

Nemrut'tan Hz İbrahim'e, Firavun'dan Hz Musa'ya, İsrailoğulları'nda n Hz İsa'ya, Ebu Cehil'lerden Habibullah'a dönüş yeri, küfürden imana geçiş yeri, karanlıktan ziyaya varış yeri, putlardan Allah'a tapış yeridir, seccadem!

Şükür yeri, , zikir yeri, fikir-tefekkür yeri, madde ile mânâyı, dünya ile ahireti ayarlama yeri, insan-ı kâmil olma yeridir

Ruhumun, bedenimin huzur bulduğu, Yaradan'ıma sevgimin, muhabbetimin, bağlılığımın, ibadetimin; kulluğumun ifadesidir, seccadem!

Necaset dolu dünyamda seccade kadar pak bir mekânım, ahirete; seccade kadar, seccade gibi, götürebileceğim bir "ahiret sermayem" olsun inşallah

Alıntı Yaparak Cevapla

Seccadem

Eski 08-02-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Seccadem




Üniversitede okuduğumuz, 80'li yılların ortasıydı Zeytini sayarak yediğimiz, merdiven altı farelerin cirit attığı bir evde 2-3 öğrenci yaşamaya çalışıyorduk Bu şartlar altında olmayan harçlığımızın en az üçte birini kitaba veren, idealleri olan, namazlarını kılan bir grup arkadaştık Bu halimizi gören bazı namazsız arkadaşlarımız bizlere yakınlık duydu, bizlerle görüşmek konuşmak arzularını dile getirdiler
Namaz kılmayan arkadaşlar zaman içerisinde kitaplığımıza ilgi gösterdiler, kitaplarımızdan okudular, kafalarında soru işaretleri oluştu Ancak o zamanın popüler konuları maalesef başkaydı İmanın temel konuları hiç konuşulmuyor, namaz alışkanlık gereği kılınıyordu
Başörtüsü memleketin en önemli sorunuydu; şimdi olduğu gibi Dinin bireye yüklediği temel yükümlülüklerden ziyada afakî meselelerle uğraşmak nefse hoş geliyordu Tasavvuf modası geçmiş ağza bile alınmaması gereken bir kelimeydi Kur'an’ın ancak mealinden okunduğu, Arapça metin okumanın anlamsız kabul edildiği bir zamandı Sabah namazlarına kalkmak arkadaşlarımızın çoğunda pek görülen bir şey değildi Hatta tebliğ faaliyetleri namaza engel oluyorsa, namaz kazaya kalıyordu
O dönemde ben diğer arkadaşlardan farklı olarak namazlarımı düzenli kılmaya çalışıyordum Sabah namazlarına kalkmak için küçük çalar saatime bağladığım bir düzenekle teyp açılıyor, Mustafa İsmail'in Lokman Suresini okuduğu kaset dönmeye başlıyordu Arkadaşlarımı ne kadar zorlasam bir türlü namaza kaldıramıyordum Zaman zaman sabah namazından sonra Kur'an’ı açıp okuyordum Bu süreçte yeni katılan arkadaşlarımdan birinin beni sürekli izlediğini yıllar sonra öğrenecektim
Böylece öğrenciliğimiz sona erdi, yavaş yavaş herkes memleketine gitmeye, kendine hayat kurmaya başlıyordu Ayrılırken, benim namazımdan etkilenip namaza başlayan bir arkadaşımla seccadelerimizi değişmiştik
Aradan yıllar geçti Zamanla arkadaşlarla bağlarımız zayıfladı, birkaç yılda bir telefonla görüşür olduk Bu dönemde kimin nasıl gelişme ya da gerileme kaydettiğini bilmiyordum Ancak ben yaptığım işin yoğunluğu ve girdiğim sosyal ortamın zorlamasıyla yavaş yavaş namazlarımı aksatmaya başlamıştım Bir süre sonra sabah namazlarımı hiç kılamaz hale geldim Zaman geçtikçe gençliğimizde eleştirdiğimiz Ramazan Müslümanına dönüşmüştüm
Yıllar böylece geçti, yaşım 40'a yaklaşıyordu, yüklendiğim dünyevî sorumluluklar bir tarafta, dinî hassasiyetlerimi neredeyse kaybetmiştim Bir vesile ile yıllardır görüşmediğim bizlerin Müslümanlığına bakarak dinle ilgilenen, beni takip eden arkadaşımı evinde ziyaret ettim Arkadaşım aşktan, Allah'tan, Allah aşkından bahsediyor, imanın ancak aşkla elde edilebileceğini söylüyordu Namaz vakti geldiğinde arkadaşımdan utanarak o namaz kıldığı için bende kılmak zorunda kaldım Ancak namaz kılmak için serilen iplikleri çıkmış, lime lime olmuş seccadenin yıllar önce bana ait olan seccadenin izlerini taşıdığını gördüm Acaba bir seccade nasıl bu kadar yıpranabilirdi?
Evliya menkıbelerinde rastlanılan bir şeyi 20 asırda yaşıyordum Bir yandan kendimden utanıyor, bir yandan seccadeye bakıyordum Arkadaşımla değiştiğim bende kalan seccadenin halini düşündüm, sapasağlamdı, acaba evin hangi dolabında kilitliydi, onu bile hatırlamıyordum Hayatımda hiç namaz kılınarak parçalanmış seccade görmemiştim Bu beynimi kemirmeye başlamıştı Arkadaşıma sordum:
— Nasıl oldu bu iş, bu aşkı nereden buldun, dedim
— Yıllar önce senin kıldığın namazları, okuduğun Kur'anı izledim Hiçbir kitap senin halin gibi beni etkilemedi, cevabını verdi Kendimden defalarca utandım…
Eve döndüğümde kâbuslar içerisinde uykusuz geceler geçirmeye başlamıştım Artık kendime gelmeli, Allah'a dönmeliydim, ama bunu yapmak o kadar zordu ki…
Namaz kılmaya kalktığımda gösteriş için yaptığım duygusuna kapılıyordum ve yerime oturuyordum Yine de kendimi zorlayıp sadece yatsı namazlarımı düzenli kılmaya başladım Bir gün tembellik o kadar üzerime çöktü ki, yatsı namazını kılamadan yattım Uykuya geçer geçmez öyle bir kâbus gördüm ki, sanırım bu cehennem zebanisiydi Korkunç bir geceydi Böyle bir korkuyu hayatım boyunca yaşamamıştım ve bu dünyaya ait bir korku değildi
Yatsı namazını kıldım ve korku içersinde yattım Sonraki günlerde yıllardır elime almadığım Kur'an’ı açtım, okumak istedim, ancak sanki hayatımda hiç okumamışım gibi, hiç bu alfabeyi görmemişim gibi okuyamıyordum Kur'an beni terk etmişti Pişmanlık ve korkuyla Allah'a sığındım, yeniden bana namazı ve Kur'an’ı bahşetmesi için dualar ettim Günde birkaç satırdan başlayarak okumaya gayret etmeye başlamıştım Hem Arapça metni okuyor, hem de mealini takip ediyordum Sanki hiç okumadığım ayetleri görüyordum Bakara Suresinde, "Sabır ve namaz ile Allah'tan yardım isteyin", deniyor, Nisa Suresinde ise, savaşta bile nasıl namaz kılınacağı tarif ediliyordu Savaşta bile mazereti olmayan namazı nasıl olur da maişet derdiyle, tembellikle terk edebilirdim?
Düşündüm, arkadaşım seccadeyi eskitmiş, parçalamıştı Bense tembelliğime mazeretler bulmuştum Ben de eskitmeliydim seccadeyi, bunu ben de başarmalıydım Aşk ile kazaya bıraktığım namazlarımı kılmaya başladım, eski ancak eskimemiş seccademin üzerinde Ama gördüm ki seccade eskitmek öyle kolay bir iş değilmiş Birkaç günde seccade değil, dizlerim parçalanmaya başladı Artık istesem de kolay değildi kaybettiklerimi kazanmak 3-4 yıl geçti, benim seccadem hala sağlam, birazcık ayak bastığım yer solmuş
Allah’ım arkadaşım nasıl bir aşkla, kim bilir geceler gündüzler boyu Allah'a yakarırken seccadeyi parça parça etmişti?
Muhammed Seyfi
alıntıdır
Somurtuş ki bıçak, nara ki tokat
Zift dolu gözlerde karanlık kat kat
Yalnız seccademin yününde şefkat
Beni kimsecikler okşamaz madem
Öp beni alnımdan sen öp seccadem
Necip Fazıl Kısakürek


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.