Prof. Dr. Sinsi
|
Stresiniz Atmacanız Olsun
Berrin Göncü Işıkoğlu
Stresiniz Atmacanız Olsun
Minicik bir serçeye atmaca kuşunun musallat olmasını merhametsizlikmiş gibi algılayabiliriz Ancak serçenin uçma istidadının gelişmesi için atmacanın saldırıları gereklidir Modern çağın hastalıklarından biri olan stres de insanın özünde olan cevheri keşfetme yolunda bir sıçrama tahtası olabilir Tabii strese yenilmeyip onu kendimize dost edebilirsek…
“Evde bir sürü iş beni bekliyor Hafta sonu akrabaları davet ettim Ev tam takır kuru bakır Alışverişe çıkmam gerek Bir haftadır büyük kızın dişleri ağrıyor Hastanede ne sıra vardır şimdi? İşten izin almak da ayrı bir dert  Oğlanın da öğretmeni telefonla aradı Okulda arkadaşlarıyla sık sık kavga ettiğinden ve dersleri iyi dinlemediğinden şikâyetçi Akşam olacak da ödev zamanı gelecek diye aklım çıkıyor Bu ara, amcamın kızı ameliyat olmuş Ziyaretine de bir türlü gidemedim, ayıp oldu kızcağıza
Bak, elektrik süpürgesi de tam bozulacak zamanı buldu Zaten ütü buhar vermiyordu Ay sonu yaklaştı Doğalgaz, dershane taksitleri, kredi kartları… Üstüne üstlük eşim de son günlerde evin dağınıklığın kendisine ve kendime ilgi göstermediğimden, alınganlığımdan mustarip…
Kimseye yetişemiyorum Beni sormayın, sıra gelmiyor zaten Bir haftadır boğazlarım ağrıyor, halsizim Son günlerimde uykularım da yarım yamalak Biraz da midem ağrıyor Hiçbir şeye yoğunlaşamıyorum Namazlarımı aradan çıkarayım diye alelacele ya kılıyorum, ya kaçırıyorum Kafam savaş meydanı gibi Çocukların en ufacık yaramazlığında patlıyorum adeta Laf aramızda el kaldırdığım da oluyor Vicdan azabı çekiyorum sonra Nasıl davranmam gerektiğini biliyorum ama bir türlü uygulayamıyorum
Eş olmanın getirdiği sorumluluklar, anne olmanın verdiği sorumluluklar, işyerindeki sorumluluklar, en önemlisi de kul olmanın getirdiği sorumluluklar… Binlerce ton yükün ağırlığı altında gibiyim…”
Bu cümlelerden bazıları tanıdık geliyorsa yazıyı okumaya devam edin lütfen!
Stres kapınızda
Stres, vücudumuzun verdiği birtakım talepler ve zorluklar karşısında verdiği içsel bir tepkidir Yaşam döngümüzdeki değişiklikler, sağlık sorunları, ekonomik sıkıntılar, doğal afetler, ölümler, ikili ilişkilerde yaşanan duygusal sorunlar, aile içi huzursuzluklar stres mekanizmasını harekete geçirir
Stres kapıyı çalıp “Ben geldim, evde misiniz?” diyerek girdikten sonra başköşeye oturur Yönetimi ele geçirir Olağanüstü hal ilan eder Yorgun düşen vücutta, mide ve boşaltım sisteminde sorunlar, kronik yorgunluk, kas sıkışması, kalp ve baş ağrısı, cilt problemleri, ağız kuruluğu, çarpıntı, nefes darlığı, tansiyon, ateş, soğuk terleme gibi sıkıntılar baş gösterir Daha bitmedi… Boş vermişlik, isteksizlik, çabucak parlama, unutkanlık, kararsızlık, dikkat dağınıklığı, uyku sorunları, sürekli olumsuz düşüncelere odaklanma, alkol-sigara vs Liste böyle devam etmekte…
Vücudumuz her türlü saldırıya fiziksel ve duygusal tepkiler verir Tehlike olarak algıladığı zorlayıcı stresli bir durumun akabinde çanlar çalmaya başlar İki seçeneği vardır: Savaşmak ya da kaçmak Hangisini seçerse seçsin enerji ihtiyacı açığa çıkar Vücudu gerilime hazırlayan “Sempatik Sinir Sistemi” devreye girer Hipofiz bezini harekete geçirir Kana daha fazla adrenalin pompalar… Kalp atışları hızlanır, kan şekeri yükselir Bu süreci yaşayan vücut bir müddet sonra yorgun ve bitkin düşer
Bugüne kadar stresin zararları ve yol açtığı tahribatlarla ilgili eminim birçok şey duydunuz Öyle ki hamile bir annenin stresi, karnındaki bebeği bile etkilemekte Strese maruz kalan bebeklerin IQ’larının normalin 20 puan altında olduğu ve uzun vadede bu çocukların davranış bozuklukları sergiledikleri görülmüş (Londra Imperial College)
Öte yandan Amerika’da yapılan bildiklerimizin dışında ezber bozan bir araştırma sonucunu da paylaşmadan geçemeyeceğim Stresli anlarda üretilen ısı şoku proteini hücreleri yenileyerek (anti-aging) ömrü uzatıyormuş (Amerikan Psikoloji Derneği)
Stres dost mu, düşman mı?
Stresin kökü olan “Stringere” kelimesi Latince’de zahmet, zorluk, sıkıntı anlamına geliyor İlginçtir ki; imtihan sözcüğünün kökeni olan ‘mihnet’ de aynı anlama sahip!
Altını topraktan ayırt edebilmek için verilen ateş kötü müdür? İşte, stres insanın özündeki madenin ateşe verilmesinden ibarettir Ya bekleyemeyip kömür olup yanmak ya da yani stresli-zor yaşam olayları karşısında sabırlı, sağlıklı bakış açıları geliştirerek elmas olmak! Tercih bizimdir!
Kalp sahilimize durmaksızın farklı farklı tecelli dalgaları vurur "Allah hem kabz eder hem de bast eder" (Bakara Suresi, 2/245) sırrınca, kimi dalgalar Allah’ın Celal, kimileri Cemal ism-i şerifinden gelir Kâinatın Kâtibi bazen bolluk bahşederken, bazen de hayatın zevkini ve gönül ferahlığını alıverir bizden Kabz halinde stres ateşleri içinde yanarız da daralır içimiz, bunalır gönlümüz Peki, kabz kötü müdür? Belki, görünüşte evet… Ama özünde kabz kamçıdır, teyakkuz faslıdır, teveccüh davetidir, unutulmadığının işaretidir
Minicik bir serçeye atmaca kuşunun musallat olması gibi stresli bir yaşam olaylarının başımıza gelmesini merhametsizlikmiş gibi algılayıp ”Keşke şu atmacalar olmasa” diye iç geçirebilirsiniz ilk bakışta Lakin serçenin uçma istidadının gelişmesi için atmacanın saldırıları gereklidir Minik serçe şartlara uyum sağlayabilirse bir zaman gelir, atmacayı hatta bir kartalı bile alt edebilecek hale gelir
Strese bu şekilde uyum sağlanırsa etkin şekilde baş edilirse, üstesinden gelinebilirse sinir sistemi derhal geri adım atar Kana gönderdiği kimyasallarını geri çeker, beden normal seyrinde işleyişine devam eder Dolayısıyla stresin olumsuz belirtileri de ortadan kalkar, ya da azalır
Yani stresin dost mu düşman mı olacağını belirleyen ve iç ve dış tepkilerimizi düzenleyen zorluklar karşısındaki hayat felsefemiz, bakış açımız, olayları algılama ve yorumlama şeklimizdir
Stresle yaşamak sanattır
O zaman, ”Strese nasıl uyum sağlanır, nasıl baş edilir, nasıl üstesinden gelinir?“ sorusu zihinlere takılmakta değil mi? En azından mevcut stresi artırmamak, yol açtığı etkiyi azaltmak için ne yapılabilir?
Kabz hallerinde sudan çıkmış balığa dönmemek, ümitsizlik bataklığına yuvarlanmamak için yaşamı yaşanılır kılacak tedbirler almalı, strateji ve yöntemler geliştirmeliyiz
Düşünün bir kere, stresli olaylardan ne kadar kaçabiliriz? Nereye kadar? Hastalıklar, ölümler, zor insanlar… Yapabileceğimiz en makul ve mantıklı şey, stresin bünyemizde sürekli misafir olmasının ve yürek evinde yerleşmesinin önüne geçip, duygusal ya da fiziksel bir tahribe yol açmasını engellemektir Tabi, bu söylemesi kadar kolay değil! Çünkü, bu bir sanat, hatta incelikleri de zamanla öğrenilen bir zanaattır
İşte bu sanatın, daha doğrusu zanaatın köşe taşları:
1 Günlük yaşamda sık kullandığınız mali-meli eklerini kullanmayın Kılı kırk yaran mükemmeliyetçiliği bırakın, esnek ve hoşgörülü olabilin Çevrenizde bazı değişimler istemek en doğal hakkınız Lakin bunu bir dayatmaya ve zorlamaya dönüştürmeyin Kaybeden siz olursunuz En güzeli, dünyayı değiştiremeyeceğimize göre düşüncelerinizi değiştirin
2 Farkındalık kazanın Bir kâğıda kendinizle, işle ve evle ilgili stres nedenlerini yazın Zihinsel, fiziksel belirtilerinizi ekleyin Etki alanınıza giren değiştirebilecek, değiştirilemeyecek ve kısmen kontrol edilebilecekleri ayrı hanelere yazın Baş etme taktiklerinizi gözden geçirin
3 Kendinize zaman ayırın Size katkı sağlayacak, sevdiğiniz bir şeyle meşgul olun Kendinizi yenileyin, yerinizde saymayın Bugün dünden farklı olsun
4 Geriye değil ileriye bakın Suçlu aramayın, suçlamayın Mutsuzluğunuzu dış kaynaklı bir nedene dayandırmak size kurban psikolojisini yaşatır Sizi olduğunuzdan kötü yapar Duygularınızdan ve tepkilerinizden siz sorumlusunuz Mesela ”Beni öfkelendirip çileden çıkardı da bağırmak zorunda kaldım” diyerek sorumluluktan kaçmayın ”Öfkelendim, öfkemi kontrol edemedim” deyin Bu şekilde çözüm sürecinde ilk adımı atmış olursunuz
5 Sizi bunalıma ve sürekli olumsuzluğa sürükleyen iki boyutlu gözlüğü çıkarın Yerine ”Kader adalet ve hikmetle iş görür” cümlesini yansıtan üç boyutlu gözlüğü takın
6 Yaşama ve insanlara fazla bağlanmayın Beklentilerin gerçekleşmemesi gerginliğe ve hayal kırıklığına yol açar
7 Öfkelenmemize neden olan olayları ya da insanları yok edemeyiz ama öfke duygusuna verdiğimiz içsel ve dışsal tepkilerimizi kontrol edebiliriz Öfkenizi boşaltıp ”Ben böyleyim” diye nefis müdafaası yapmayın Bu anlarda duyguyu arka plana, aklı ön plana alarak hareket edin Ortamdan uzaklaşın, gerekirse terk edin Böyle anlarda sorunlar çözülmediği zaman ipler tamamen kopabilir
8 Zaman sizi değil siz zamanı yönetin Kısa ve uzun vadeli; açık, gerçekçi ve ölçülebilir hedefler belirleyin Her gün yapılacak işler listesi hazırlayın Öncelik, önem ve aciliyet sırasına göre başlayın uygulamaya ”Biraz sonra” kavramını sözlüğünüzden çıkarırsanız erteleme sorununu aşar, hayatı da ıskalamazsınız
9 Biyolojik saate uygun yaşayın Doğru nefes almayı ve gevşemeyi öğrenin İşlenmiş ambalajlı gıdalardan kaçının Sağlıklı ve dengeli beslenin Hem başkaları hem de kendiniz için dua edin Araştırmalar, düzenli ibadet eden ve rutin dinî bir aktiviteye katılanların stresin fiziksel ve duygusal etkilerini en az yaşadığını gösteriyor
10 Açık ve net iletişim kurun Sınırlarınızı koyun Yerinde hayır demeyi öğrenin İletişim becerilerinizi geliştirin Bozuk plak gibi konuşmak yerine az ve öz konuşmayı tercih edin Sıkıntılarınız paylaşın ama sürekli kalbi ötelere açık olmayan insanlara anlatarak da tazelemeyin
|