Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
boyacı, efendi, osman

Boyacı Osman Efendi

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Boyacı Osman Efendi




Boyacı Osman Efendi



Bundan elli yıl kadar evveldi Ankara’da, Posta Caddesinde, şimdi Modern Çarşının olduğu yerde, Devrim İlkokulu vardı, orada okudum Okulun karşısındaki işhanının önünde boyacı Osman Efendi dururdu


Osman Efendi, Erzurumlu, uzun boylu, zarif bir insandı Bü*yük bir dikkat ve ihtimamla ayakkabıları boyar, cam gibi parla*tırdı Hiç üşenmez, defalarca cilâ sürerdi Çocukken elime ge*çen parayı ayakkabı boyatmaya verirdim Osman Efendinin fır*ça tutuşu, cilâyı deriye emdirebilmek için yaptığı hareketler, bende hayranlık uyandırırdı Bakmaya doyamazdım


Bir gün rahmetli annem, “Oğlum seni gezmeye götüreceğim Git ayakkabılarını boyat” dedi Hemen Osman Efendiye koştum Acele boyamasını söyledim O, kaşları çatık, “boyayamam”, de*di Hiçbir şey anlamamıştım Şaşkınlıkla, “boya, iki misli para vereyim” deyince, “olmaz elli misli de versen boyayamam” dedi İyice şaşırmıştım Sebebini sordum “Acele iş olmaz Acele işten hayır gelmez Birisi Osman Efendinin boyadığı ayakkabı bu muymuş derse, benim bu işi bırakmam gerekir” dedi Bunca yıl geçti hâlâ unutamadım Osman Efendi işine aşkla, şevkle bağlı, kendine ve işine saygılı, güzide bir insandı Bende mükemmellik duygusu uyandıran ilk insan o oldu


Bir insanın meşgul olduğu, ekmeğini yediği işi, ne olursa ol*sun, onu sevmesi, benimsemesi, her gün biraz daha iyiye, gü*zele götürmeye gayret etmesi ne kadar sevindirici bir olaydır Hatta, işini sadece ekmek kapısı olarak değil de, aynı zamanda kendini, kendi kişiliğini tekâmül ettiren, büyüten, yücelten bir olay olarak düşünmesi, kabul etmesi ne güzeldir O önemli, bu önemsiz diye ayırım yapmak, işine burun kıvırmak, işini ve çev*resindeki insanları hafife almak, küçük görmek tarih boyunca kime ne kazandırmıştır ki? İş konusunda Japonların, bu önemli, bu önemsiz diye bir ayırım yaptıkları görülmemiştir Onlara göre her şey önemlidir Her iş, her gün, insana kişiliğini biraz daha ötelere götürebilmesi için verilmiş bir şans, bir imkândır Bunu iyi değerlendirmek gerekir


Uzun yıllar evvel okuduğum bir Japon hikâyesini hatırlıyo*rum Hikâyede bir saat tamircisi anlatılır Şöyle başlar hikâye: “ Sayın bay saat tamircisi, sayın dükkânını açtı, sayın masa*sına oturdu, sayın âletlerini önüne çekti” Okuduğumda beni ürpertmişti İnsana duyulan saygı öylesine büyüyor, gelişiyordu ki, içine, sınırlarına eşyayı dahi alıyordu Daha sonra Ahileri in*celerken de aynı duruma tanık oldum Ürperdim Divan şiirinin en zarif insanı Şeyh Gâlip boşuna dememiş “Bir şûlesi var ki şem-i cânın / Fanusuna sığmaz âsumanın


Dünyada herkesin yapacağı bir iş, bir görev vardır Önemli olan, önündeki işi zevkle, heyecanla, aşkla yapabilmektir Kal*binde taşıdığı en güzel duygularla işi arasında bir ayniyet kura*bilmektir Beklemesini, sabretmesini, tahammül etmesini bir ara*da öğreniyoruz Karakter orada şekilleniyor, güçleniyor Acıları*mızı orada disiplin altına alıyoruz Dünyada yalnız, çalışan in*sanlar yararlı ve mutlu olabilirler


Büyük ve ebedî Yunus, bir şiirinde “Cümle yerde Hak nazır/ Göz gerektir göresi” diyor Evet, her yerde ve her zerre*de O’nu görebilmek, müşahede edebilmek


Varlık binbir sırla doludur Yaşamayı, büyük, güzel, ürpertici yapan da bu değil midir? Önemli olan, varlığın dar hendese*sinden kurtulmak, kendimizi kâinatla bir hissetmektir Çünkü, insan bir gözdür, insan kâinatta kendi kendini seyreden gözün, gözbebeğidir Kâinata baktığımızda, her şeyin bir uyum, bir ni*zâm içinde olduğunu görürüz Hayvanlar, kuşlar, çiçekler Hep*si bu nizâma uyarlar İnsanın ancak sevgi ve çalışmakla hayatı uyumlu hale gelir Kendi geleceğinin mimarı olur Bir kaos man*zarası gösteren duygu ve düşünceler insanı rahatsız eder, sı*kar, bunaltır Ne zaman onlara bir düzen, bir âhenk, bir güzellik gelirse, o zaman iç dünyalar huzura kavuşurlar Mutsuzlukların asıl kaynağı dışta değil, içtedir Yunus “Seni deli eden şey, yine sendedir, sende” diye boşuna seslenmemiştir İnsan*lara dünyayı cehennem gibi gösteren, varoluşunun anlamını bilememek, neden dünyaya geldiğine, niçin yaşadığına bir ce*vap, bir çözüm yolu bulamamaktır Gerçeği bilmeyen, bulama*yan insanlar için yanlış yollara sapmak kaçınılmazdır Hayatın anlamını bulan ve bilen insanların, olaylara yaklaşımda, daha başarılı olduklarını görürüz Çünkü onların eşyaya, insanlara, olaylara yaklaşımı, daha yumuşak, daha olumlu, daha sıcak, insanca olmakta, sonuç olarak toplum genelinde daha başarılı, daha güzel, daha uygar bir düzeye varılmaktadır


Çağımızda sadece iş hayatında değil, hayatın her safha*sında insanların birbirlerinden beklediği, biraz ilgi, biraz sevgi, saygı ve yakınlık değil midir? Hemen herkes günlük hayatında bunu müşahede etmiş, kendi iç dünyasında yaşamıştır Bizi sevecen bakışlarla, ilgiyle, saygıyla karşılayan yerlere gitmek istemez miyiz? Kış ayazından daha soğuk bakışlı insanlar var*dır Haklı nedenleri olabilir O insanlarla birlikte olmayı hangimiz isteriz? “Yüzü gülmeyen dükkân açmasın” diye bir atasözü var*dır


Kendi iç dünyası ile barış içinde olmayan insanlar, huzuru hiçbir yerde bulamaz Huzuru kendi kalbinde hissedemeyen insana başkaları bunu nasıl verebilir? Hayat şahsî bir mace*radır Mânevî değerler, bizi iç üzüntülerimizin, ezikliklerimizin üstüne çıkarır Kederlerinin üstüne çıkamayan insanlar, bir süre sonra onların altında ezilir Hayat inanılmaz, akıl almaz güzel*liklerle, binbir sırla doludur İnsan kâinatın en zengin varlığıdır Her an yeniden var olan ve binbir şekilde tecelli eden sonsuz güzellikler içindeyiz Günlük hayatın basitlikleri, ezbere yaşa*malar bize varlığın ihtişamını unutturuyor Ancak mânevî de*ğerlerle, güzelliklerle, san’atla yeniden asıl kaynaklarla karşı karşıya geliyoruz Bunlarla yeniden duymaya ve düşünmeye, ebediyetle göz göze gelmeye başlıyoruz Yunus, “Her dem taze doğarız / Bizden kim usanası” diyerek bu gerçeği ne güzel dile getiriyor

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.