Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye > Kıssadan Hisse

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
kulluk, ubudiyet

Ubudiyet (Kulluk)

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ubudiyet (Kulluk)




- Ubudiyeti tahakkuk eden ve marifete eren kişi, Allah'dan zatını kendisine göstermesini yahut göstermemesini veyahut kendisine bir şey vermesini veya vermemesini istemez Arif, Allah'dan böyle taleplerde bulunmaz Çünkü o, artık fâni olmuş, Allah'ın varlığında, sevgi ve muhabbetinde boğulmuştur İşte bunun içindir ki, bu mertebeye erenlerden biri şöyle der:

- Allah Teâlâ'dan istekte bulunmak benim neyime? Ben O'nun kuluyum Efendisinin yanında kölenin irade ve ihtiyacı olur mu? Bu söz ne kadar hoştur

Adamın birisi bir köle satın almıştı Köle din ve salâh ehlinden idi Efendisi onu alıp evine götürünce aralarında şu konuşmalar geçti:



Efendi:

- Benim evimde ne yemek yersin?

Köle:

- Ne verirsen onu

Efendi:

- Nasıl elbiseler giymek istersin?

Köle:

- Nasıl elbise giydirirsen onu giyerim

Efendi:

- Evimin hangi odasında kalmak istersin?

Köle:

- Hangi odada kalmamı istersen orada

Efendi:

- Evimin hangi işlerini yapmak istersin?

Köle:

- Hangi işleri yapmamı istersen onları

Bu cevap dan efendi ağlamaya başladı ve dedi ki:

- Keşke ben de Rabbimle böyle olabilseydim O zaman ne kadar mutlu olurdum

Bu arada köle dedi ki:

- Ey benim efendim! Efendisinin yanında kölenin irade ve ihtiyarı olur mu?

Bunun üzerine efendi de dedi ki:

- Seni âzâd ediyorum Allah için hürsün, ayrıca benim yanımda kalmanı istiyorum Ta ki canımla ve malımla sana hizmet edeyim

Kim ki lâyıkıyla Allah'ı tanırsa onda ne irade kalır, ne de arzu O şöyle der:

- Allah'dan istekte bulunmak ne haddime?

Âbid ve zahidin dünyada şiddetle iştiyak duyduğu şey kerametlerdir Ahiret iştiyakları da cennetlerdir Arifin dünyadaki iştiyakı iman selâmetidir Yani dünyadan imanlı olarak göçebilme arzusudur Ahiretteki iştiyakı ise cehennem ateşinden halâs bulmaktır Arif, bu iştiyakından bir an bile sıyrılamaz Tâ ki onun kalbine hatiften şöyle deninceye kadar:

- Bu endişe ve telâş neye? Sakin ol! Sabitlerden ol! Sende iman sabittir, yerleşmiştir Müminler imanlarının nurunu senden alırlar Sen yarın şefaatçisin Sözü kabul edilecek kişilerdensin İnsanlardan birçoğunun cehennemden kurtulmasına sebep olacaksın Şefaat edenlerin efendisi olan peygamberimiz (sav)'in yanında bulunacaksın Bu endişe ve telâşını bırak Başka şeylerle meşgul ol! — Mümin dünyaya gelince ona bakar, onu arzular, ister Kalbi onunla dolar Fakat görür ki dünya da kendisine sahip olmak istemektedir Bunun üzerine onu boşar Yani ona olan sevgisini geri alır Sonra ahirete talip olur Onu bulur Bu sefer kalbi onunla ve onun sevgi ve iştiyakı ile dolar Ancak bu sefer de mümin onun kendisini kayıt altına almasından ve Allah'tan gafil edip O'ndan uzak bırakmasından korkar Neticede onu da boşar Yani kalbinden çıkarır Onu da dünyanın yanına oturtur Vazifelerini eda eder, daha sonra aziz ve celil olan Allah'ın kapısına varır Çadırını oraya kurar Onun eşiğine yaslanır Allah'dan başka hiç bir şeye kalbinde yer vermez Yalnız O'nun hakkı olan sevgiye hiç bir kimseyi ve hiç bir şeyi ortak etmez





Alıntı





Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.