![]() |
Biz Sadece Tebliğciyiz |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Biz Sadece TebliğciyizKur’an’dan Bir Kıssa: BİZ SADECE TEBLİĞCİYİZ Kemal Süleymanoğlu Kur’an-ı Kerim’de anlatılan kıssalar, yalnızca tarihi olay nakli olarak anlaşılmamalıdır ![]() ![]() ![]() Kaynaklarda Antakya diye geçen Hatay şehrimiz, eski bir tarihe sahiptir ![]() ![]() ![]() ![]() Antakya, İsa (A ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İşte bu iki elçinin orada yaşadıkları olaylar, Kur’an’ın kalbi olan Yasin Suresi’nin ikinci sayfasında ibret için anlatılır ![]() ![]() Allahu Tealâ, Antakya halkının başından geçenlerden ibret almamız için Rasulullah’a (A ![]() ![]() Şu şehir ahalisini onlara örnek ver! Hani oraya (İsa A ![]() ![]() ![]() ![]() - “Biz size gönderilmiş elçileriz” demişlerdi ![]() Şehirde günlerce kalmışlar ve ellerinden geldiğince herkese Allah’ın dinini anlatmaya çalışmışlardı ![]() - “Siz, bizler gibi insansınız; başka bir şey değilsiniz ![]() ![]() ![]() ![]() - “Rabbimiz biliyor ki biz gerçekten size gönderilmiş kimseleriz ![]() ![]() Elçilerin bütün ikna gayretleri sonuç vermedi ![]() - “Siz bize uğursuz geldiniz ![]() ![]() ![]() Kendilerine hücum etmeye hazır olan şehir halkının bu tehditi karşısında elçilerin cevabı şöyle oldu: - “Uğursuzluğunuz sizinledir (kendinizden kaynaklanmaktadır) ![]() ![]() Elçiler tam sözlerini bitirmişti ki; Şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi ve şöyle dedi: “- Ey hemşehrilerim! Bu elçilere uyun!” (Yasin/20) Allah’ın methettiği bu adamın Habibu’n-Neccar adında bir kişi olduğu rivayet edilir ![]() “- Uyun, sizden hiçbir ücret istemeyip hidayet üzere hayat sürenlere!” (Yasin/21) Rabbimiz, bize Habibu’n-Neccar’ın dilinden çok önemli bir prensibi bildiriyor: Kişinin Allah’ın dini için uyması gereken insanda iki önemli özellik araması gerekir: Birincisi, Allah’ın dinini tebliğ ettiği için dünyalık bir menfaat sağlamaması gerekir ![]() ![]() Ayetler kıyamete kadar geçerli olduğuna göre, Allahu Tealâ bu iki özelliğe sahip olan insanlara tarihte olduğu gibi günümüzde de uyulması gerektiğini ferman buyuruyor ![]() ![]() ![]() ![]() İşte Habibu’n-Neccar, hemşehrilerine bu iki ölçüye uyan bu elçilere uyulması gerektiğini bildiriyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: “- (Bana gelince,) neden beni yaratmış olan ve hepinizin dönüp varacağı Allah’a kulluk etmiyeyim? (Neden) O’ndan başka ilâhlar edineyim? (Öyle yaparsam) Rahman bana bir zarar vermek isterse ne o ilâhların şefaatı zerre kadar fayda getirir, ne de (bizzat kendileri) beni koruyabilirler ![]() İşte o zaman ben, apaçık bir sapıklığa düşmüş olurum ![]() Ama bakın! Ben Rabbinize inanıyorum, sizler de bunu işitmiş olun!” (Yasin/22-25) Allah aşığı Habibu’n-Neccar sözlerini bitirince hemşehrileri, üzerine çullanıp onu şehit ettiler ![]() “- Gir cennete!” (Yasin/26) O ise, hemşehrilerinin kendisini öldürmüş olduğuna aldırmaksızın büyük bir merhametle Allah’ın huzurunda şöyle söylüyordu: “- Ah keşke halkım bir bilseydi! Bilseydi Rabbimin beni affettiğini ve ikram görenlerden eylediğini ![]() ![]() ![]() ![]() Allah adamları hep böyledir: şahsi kinlerle kalplerini kirletmezler ![]() ![]() Daha sonra ne oldu? Allahu Tealâ, bundan sonra onların üzerlerine gökten ordular indirmediğini, indirmeye de gerek olmadığını anlatıyor ![]() “- Yazık şu insanlara ki, kendilerine hangi elçi geldiyse onu alaya aldılar ![]() ![]() Bu ayetler, yaşayan bir model sıkıntısı çeken ve bu sebeple dinî bunalımlar yaşayan günümüz müslümanlarına kurtuluş kapısını gösteriyor: Allah’ın dinini bütün gücüyle yaşamaya çalışan ve din adına verdiği hizmet için hiç bir bir ücret istemeyen nadide şahsiyetlere uymak ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|