Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye > Kıssadan Hisse

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
inanır, mısınız, uğura

Uğura İnanır Mısınız?

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Uğura İnanır Mısınız?




UĞURA İNANIR MISINIZ?

Bilal Demirsoy

Uğur ve uğursuzluk, günlük hayatımızda sıkça karşılaştığımız kelimeler Bilinçli veya bilinçsiz hepimiz kullanırız bu kelimeleri Uğura inanmayanlar olduğu gibi inananlar da var İnanmayanlar için sorun yok ama inananların işi bazı durumlarda hayli zor Nasıl mı? Buyurun meşhur Arap şairi İbnu’r-Rumî’nin hayatına bir göz atalım

İbnu’r-Rumî 15’inci asrın meşhur şairlerinden biri Asıl adı Ali el-Abbas b Cureyc Şairimizin lakabından da anlaşılacağı üzere, ataları Rum yani Bizans diyarından
Şiir sahasındaki kudretiyle meşhur olan şairimiz, manzum hicivleri sebebiyle de çok sayıda düşman edinmiş

Mecburi Ev Hapsi
İbnür-Rumi uğur ve uğursuzluğa çok fazla inanırdı Neredeyse bütün hayatını buna göre tanzim ederdi Sabahları uyandığında ilk duyduğu söze ve ilk gördüğü yüze pek büyük ehemmiyet verirdi Zira o günkü programını ona göre hazırlaması gerektiğini düşünürdü
Çoğu sabahlar, o gün sokağa çıkmaması yolunda bazı alametler sezer ve evine kapanır kalırdı Bu hal bazı zamanlar günlerce devam ederdi Böyle zamanlarda onu pek seven ve sohbetini özleyen dostları topluca evine ziyarete gelirlerdi Fakat şairimiz dostlarının gelişlerinden bile bir takım manalar çıkarır ve ziyaret kabul etmezdi

Şakacı Dostlar İş Başında
Dostları onun bu halinden bir takım şaka konuları çıkarıp kendi aralarında eğlenirlerdi
Bir keresinde devrin dil bilginlerinden Ahfeş, özel bir adam tutarak sabah-akşam İbnür-Rumi’nin evine göndermiş ve kapısının önünde şairin uğursuzluk saydığı bazı sözler söyletmişti O da mahpus gibi günlerce eve kapanmıştı Ancak sonradan, bunun dostu Ahfeş tarafından hazırlanmış bir oyun olduğunu öğrenince, onu ağır bir şekilde hicvetmişti Zaten Ahfeş’in istediği de buydu Her gittiği mecliste dostlarına bu oyunu anlatır sonra da İbnu’r-Rumî’nin kendisi için yazdığı hicivleri okur, saatlerce gülerlerdi Bu hali gören zavallı şair, hicivlerinin de bir şaka malzemesi olmasına dayanamamış, artık dostunu hicvetmeyi bırakmıştı

İkbal’in Uğursuzluğu
Bir defasında yine bir şeyden uğursuzluk sezdi ve günlerce evine kapandı Dostları bu kez onu bu halden kurtarmak maksadıyla gayet terbiyeli, eli yüzü düzgün bir uşak gönderdiler ve kendisini ziyafete davet ettiler Uşak kapıyı çalınca, her zamanki gibi kapıyı şairin kendisi açtı Gelenin güzel yüzlü, yakışıklı biri olduğunu görünce içi rahatlayarak ne istediğini sordu Uşak da gayet terbiyeli bir tavır ve tatlı dille dostlarının kendisini ziyafete davet ettiklerini söyledi
- Senin adın ne? diye sordu İbnu’r-Rumî
Uşak da:
- İkbal, diye cevapladı
Bu da uygun düşmüştü Meşhur şair düşündü, taşındı ve bu işte bir uğursuzluk alameti, ters bir durum sezmedi ve daveti kabul etti Birlikte yola koyuldular
Lakin bir süre sonra İbnür-Rumî birdenbire uşağa döndü ve:
- Sen git, ben gelemem! dedi
Uşak hayretle sordu:
- Niçin efendim?
- Çünkü senin ismindeki harflerin yerleri değiştirilince (tabii Arap harfleriyle) “lâ beka” kelimesi meydana çıkar ki, bu da sonunun olmaması, bu yolculuğun akibetinin sakat olduğu manasına gelir Şu halde sen uğurlu bir kimse değilsin, der ve geri dönüp evine gider

İki Tahta ve Hurma Çekirdeği
Dostları bu kez isminden böyle manalar çıkarılamayacak birini gönderdiler İbnu’r-Rumî bu kez de gelmeye razı oldu Yola koyuldular Bir dükkanın önünden geçiyorlardı İbnu’r-Rumî’nin gözü dükkanın kapısındaki birbirine çaprazlama çatılmış iki tahta ve yerdeki bir hurma çekirdeğine ilişti Birden irkildi:
- Kusura bakmasınlar, ben gelemeyeceğim, dedi
Uşak hayretle sorunca şu cevabı verdi:
- Birbirine çaprazlama çatılmış şu iki tahtaya dikkatlice bak! L ve A harflerini (lâmelif) teşkil ediyorlar değil mi? Hemen altındaki hurma çekirdeğinden ise akla “temr” (hurma) sözü geliyor ki, bu kelimeyi “temûr” (geçmek, ilerlemek) şeklinde okumak da mümkün
Uşak iyice şaşırmış, bu garip açıklamanın sonucunu beklemektedir Üstad devam eder:
- Şimdi, bu iki kelimeyi birleştirince “lâ temûr” (geçme, ileri gitme) sözü hasıl olur İşte bu yüzden gidemem, der ve geri döner

Korkmak Ecele Çare Değil
Meşhur şairimizin başından geçen buna benzer birçok hikâye anlatılır Ama en enteresanı ölümüyle ilgili anlatılanlardır
Bir gün devrin ileri gelenlerinden Ebu Hüseyin Kasım, şairi ziyafete davet etti İbnu’r Rumî yine bütün alâmetleri uzun uzadıya inceledi, düşündü, taşındı, kendince ölçüp biçti ve hiçbir uğursuzluk alâmeti bulamayarak daveti kabul etti Aslında Ebu Hüseyin onun hicivlerinden son derece rahatsız oluyordu ama renk vermiyordu İşte bu ziyafette şairi ortadan kaldırmaya karar vermiş ve yiyeceklere zehir kattırmıştı
İbnu’r-Rumi, her şeyden habersiz geldi ve keyifle sofraya kuruldu Enfes yemeklerden bol bol yedi, önüne konan envai çeşit içeceklerden bıkana kadar içti Ne var ki yemeğin sonunda zehirlenmiş olduğunu anladı Eve gidip bir çaresine bakmak maksadıyla hemen ayağa fırladı Ebu Hüseyin onun bu halini görünce alaylı bir şekilde sordu:
- Nereye gidiyorsun?
İbnu’r-Rumî, soğukkanlılıkla:
- Gönderdiğin yere! dedi Ebu Hüseyin alayına devam ederek:
- Eh! Bizim merhum pedere de selam söyle bari, dedi Lâkin şairimiz hiciv hünerini burada da göstererek şu cevabı verdi:
- Cehenneme uğrayacak değilim!
Zavallı İbnu’r-Rumî evine döndüyse de, bütün tedavilere rağmen kurtulamadı ve öldü
Aslında uğur ve uğursuzluk, olsa olsa kişinin iç dünyasında ve hayata bakışında aranabilir Birtakım insanlara, varlıklara, eşyaya uğur ve uğursuzluk atfetmek, hayatımızı bunlara göre düzenlemeye çalışmak dinimizin hoş görmediği bir düşünce ve davranış tarzı Uğursuzluktan kaçmakla Allah’ın takdirinden kaçılamaz Şairimiz de bunu anladı, anlamasına ama iş işten geçmişti
Kıssadan bize düşen hisseye gelince: Hayatımızı bu tür inanışlarla zehir edip, sonra da zehirli yemeği sezememe körlüğüne düşmek hiç akıl kârı değil Ne dersiniz?


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.