Kendimizi Kısa Bir Muhasebeye Çekelim

Önce bir İsa (as) kıssası ile başlayalım


Bir gün İsa aleyhisselam çölde giderken birisini gördü O kimse çölün ortasına oturmuş güneşin altında ibadet etmekte idi Yanında bulunan kocaman bir ağacın gölgesine varır varmaz bu zata selam verdi ve:

Ey ALLAH’ın abid kulu! Bu çölde ne diye güneşin karşısında ibadet edersin, şu ağacın gölgesinde ibadet etsen olmaz mı? Diye sordu O kimse:

Ey ALLAH’ın Nebisi! Yedi-sekiz yüz yıllık ömrüm içinde, buradan gölgeye gidinceye kadar geçen zaman zarfında tesbihlerim fevt olabilir (eksik kalabilir) Bundan korktuğum için burada ibadet ederim, diye cevap verdi Bunun üzerine İsa aleyhisselam:

Doğrudur Senin için gerekli olan da budur Fakat sana çok garip bir şey söyleyeceğim

Ahir zamanda bir ümmet gelecek ki, onların ömrü en fazla doksan yüz sene olacaktır Fakat, onlar öyle emek içine girip bina yapacaklar ki, sanki bin sene yaşayacakmış gibi umut içerisinde olacaklardır, dedi O kimse:

Eyvah, bu ne gaflettir Eğer ben onların yerinde olsaydım, bir secde ile ömrümü bitirirdim, diye karşılık verdi


Ya Rabbi! Kavmime doğru yolu göster Çünkü onlar ne yaptıklarını bilmiyorlar” (Buhari, Müslim)



Rabbim bizlere şuur versin ne olacak halimiz bilmiyorum

Şöyle bir gözlerimizi kapatsak , öldüğümüzü , ailemizin ve yakınlarımızın , hatta bizi terk etmeyeceğine söz verenlerin bile bizi bir an evvel mezara gömüp sonra gündelik hayatlarına devam etmek için gittiklerini, sonra sorgu meleklerinin geldiğini ömrünü nerede , gençliğini neredeharcadın hesap ver, malını nereden kazandın nasıl kazandın , nereye harcadın hesap ver,

sonra ALLAH (CC) bilir ne kadar zor bir hesaptan sonra kabrimiz günahlarımızdan dolayı ya Cehennem çukuru yada Cennet bahçesi olacak Sonra bekleyeceğiz acaba dünya işlerinden zaman bulupta beni hatırlayan bir Dua ve Fatiha gönderen olurmu diye üzülüp sıkıntı içine gireceğiz, Sonra tüüüühh keşke hanım ve çocukları TV hastası, dizi ve maç hastası olarak yetiştirmeseydim de Kur'an'a düşkün,dinine düşkün olarak yetiştirseydim diye dövüneceğiz belki ama ne fayda, bakacağız belkeyeceğiz hiç biri işten, güçten, maçtan, diziden vakit bulupta bir duacık bile göndermiyorlar, sonra durup kendi kendimize tabi göndermezler ben yapmazdımki anne babama , nineme dedeme bak işte Peygamberimin sav dediği doğruymuş nasıl yaşarsan öyle ölürsün,nasıl ölürsen öyle dirilirsin eyvaahh bana diyeceksin sonra bir umut belki çocuklarımın kafası dank ederde torunlarıma öğretirler Kur'an'ı belki onlar düşünüpte dedemize bir Fatiha, Hatim gönderelim derler,diye ama ne fayda bekle bekle gelmiyor Sonra birden gözlerini aç ve şöyle bir kendine ve etrafına bak ne yapıyoruz neyle meşguluz , bak ahirete intikal eden ana babalar , nine dedeler akrabalar bir Fatihaya muhtaç, hayırlara muhtaç, ben ne yapıyorum maç,dizi,magazin,eyvaahh ömrüm nasıl geçiyor diye silkelenmem lazım uyanmam lazım asıl uyuyan benmişim hemen koşup hanıma,çocuklara bu durumumu anlatmalı onları da bu gafletten uyandırmalıyım, gidip anlatıyorum fakat onlar anlamıyorlar beni ya kafayımı yedin sen biraz da hayatını yaşa , bak bi film aldım çok hoş akşama izleyelim sen kötü bir rüya gördün galiba diye seni anlamayan bir hanım çıkıyor karşına, sonra çocuklara gidiyorsun çocuklara aldığını oyunlara dalmış adeta birbirlerini itiğ kakıyor ben oynicam ben oynicam diye seni duymak bile istemiyorlarbüyük çocuğa gidiyorsun odasında Cep telefonuyla kız arkadaşıyla konuşuyor, yada akşam nerede buluşacağız diye gezip eğlenecek bir yer arıyor, Sonra oturup dizlerinin bağı çözülmüş ağlıyorsun, keşke çocuklarıma dünya hırsını sevdirdiğim kadar ahireti sevdirseydim , keşke hanıma alışverişe gittiklerinde israf etmemeyi yoksa bunu kalbe dünya sevgisini aşıladığını anlatsaydım, keşke evime o kadar gösterişli eşyalar almasaydım da sade bir hayatım olsaydı ihtiyacım kadar elbise ve eşya alsaydım diye kendini muhasebe edeceksin