![]() |
Nefsini Avlayan Hükümdar.. |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Nefsini Avlayan Hükümdar..Nur yüzlü bir ihtiyar, bastonuna dayanarak durdu ![]() ![]() ![]() Önünde durduğu ihti*şamlı yapı, Belh ülkesinin şanlı hükümdarı İbrahim bin Ethem'in saraydı ![]() ![]() Ben yolcuyum, bu gece konaklayacak bir kervansaray arıyorum ![]() uygundur dedi ![]() Nöbetçiler, Sen yanlış gelmişsin baba, burası kervan*saray değil, hükümdarımızın sarayıdır dediler ![]() Nur yüzlü adam biraz durdu ![]() burası kervansaraydır, burada gecelemek istiyorum ![]() ![]() Nöbetçiler ne söyledilerse ihtiyarı ikna edemediler ve qidip hükümdara durumu bildirdiler ![]() İbrahim bin Ethem, Bırakın gelsin bakalım, biz de tanıyalım şu ihtiyarı" diye emretti ![]() Nuranî çehresiyle saraya girdiğinde adeta sarayı-ay*dınlattı adam ve Selâmün aleyküm diyerek hükümdarı selâmladı ![]() yüzünde güven verici, farklı bir mânâ hissetti ve ona yer gösterdi ![]() bir konuşma geçti: Hükümdar: Bak baba, ben bu ülkenin hükümdarıyım ![]() ![]() hükümdar sarayını kervansaray diyerek küçümseyebilirsin? İyi niyetli birisi ol*duğunu zannetmeseydim, bunun cezası büyük olurdu ![]() ![]() yolcuların kaldığı bir kervansaray var, seni orada misafir ettireyim ![]() İhtiyar: Nöbetçilerin de anlamadılar, sen de anlamı*yorsun ![]() ![]() İstersen sana ispatlaya*yım ![]() Hükümdar: Peki ispatlarsan seni burada misafir ede*rim ![]() ![]() ihtiyar: Peki şimdi sorularıma cevap ver ![]() Hükümdar: Üç yıldır ![]() ihtiyar: Senden önce kim oturuyordu burada? Hükümdar: Baban, on yıl oturduktan sonra vefat et*ti ![]() ihtiyar: Peki ondan önce kim, ne kadar oturdu? Hükümdar: Dedem ![]() ![]() İhtiyar: Senden sonra kim oturacak? Hükümdar: Herhalde oğlum oturur ![]() Bu cevaplardan sonra ihtiyar güldü ve şöyle devam etti: Sana dememiş miydim, burası kervansaray diye ![]() ![]() kaldı gitti ![]() devam edip gidecek ![]() İhtiyarın bu sözleri İbrahim bin Ethem'in zihninde şimşekler çaktırdı ve onu epey düşündürdü ![]() Sonuçta, Peki ihtiyar dedi ![]() ![]() Evet, kimse dünyada ebedî kalmayacağına göre ve herkes ebedî hayat yolunun yolcusu olduğuna göre dünya her*kes için kervansaray ![]() ![]() ![]() Bu konuda Bediüzzaman şöyle di*yor: Bu dünya ebedî kalmak için yaratılmış bir menzil de*ğildir ![]() sermedi olan Darüsselâm' menziline davetlisi olan mahlûkâtın toplanmala*rı için bir han ve bir bekleme salonudur ![]() Dünya bir misafirhanedir ![]() kısa bir ömürde hayat-ı ebediyeye lâzım olan levazımatı tedarik etmekle mükelleftir ![]() Hükümdar İbrahim bin Ethem'in sarayında misafir olan nur yüzlü ihtiyar, o gece hükümdara bir ders daha vermek istedi ![]() Bunun için herkesin uyuduğu bir vakitte kalkıp sarayın tavanına çıktı ve hükümdarın odasının üzerinde ayaklarını vurarak sağa sola koşmaya başladı ![]() Gündüz, sarayına kervansaray diyen ihtiyarın söyledikleri kulağında çınlayan ve zaten bu yüzden gözüne uyku girmeyip yatağında düşünen hükümdar, tavandan gelen koşma seslerine şaşırdı ve yatağından fırlayarak seslendi: Kim var orada, ne arıyorsun? İhtiyar, sesini değiştirerek cevap verdi: Ben çobanım develerimi kaybettim ![]() arıyorum ![]() Hükümdar: Sarayda çobanın işi ne, tavanda deve aranır mı? İhtiyar: Sen de bu milletin çobanı değil misin? Ve zevk safa içinde, kuş tüyü yataklarda Cennet aramıyor mu*sun? Böyle Cennet bulunursa, tavanda da deve bulunur ![]() Sonra sesler kesildi ![]() ![]() yatağında uyuyor bul*dular ![]() İbrahim bin Ethem ise duyduklarıyla ikinci defa şok olmuş ve sarsılmıştı ![]() olmuş bir halde sabaha kadar düşündü ![]() ![]() Dünyada ebedî kalacakmışçasına zevk ve eğlencelerle ömür geçiriyordu ![]() Üstelik millete karşı sorumluluklarına da fazla aldırış etmiyordu ![]() kadar sürecekti ![]() Cennette ebedî mutluluk vardı ve ona ulaşmayı da çok isti*yordu ![]() Fakat hayatını değiştirmedikçe bunun mümkünatı yok*tu ![]() şartlarında kolay değildi-İçine kurt düşmüştü fakat kararsız kaldı ![]() yardım et, Sana dönmemi nasip et! diye dua etti ![]() 0 sabah ihtiyarı uğurladıktan sonra ava çıktı ![]() haftada en az bir gününü buna ayırırdı ![]() ve avlanmaya gittiği yerleri öğrenmişti ![]() ![]() İbrahim bin Ethem orman içinde dolaşırken şöyle bir ses kulaklarında yankılandı: Ey İbrahim! Sen dünyaya avlanmak için gelmedin ![]() ![]() tahtlarla oynamayı bırak ![]() İhtiyar, ellerini boru gibi yaparak, gizlendiği yerden böyle bağırmıştı ![]() kimden geldiğini bile*meyen hükümdar, o gün çok garip bir olaya daha şahit ol*muştu ![]() Veziri ve muhafızlarıyla birlikte yemek yedikleri bir sı*rada süzülerek gelen bir keklik, bir parça ekmek kopara*rak havalanmış ve biraz ötedeki çalılıkların arkasına in*mişti ![]() Bu işte bir gariplik olduğunu düşünerek gidip baktıklarında kekliğin, ekmeği, bataklığa saplanan bir adamın ağzına koyduğunu hayretle gördüler ![]() Yardım edip adamı çıkarttılar ![]() girdiğini ve çıkamadığını, kaç gündür o kekliğin kendisine ekmek taşıdığını anlattı ![]() Dehşete düşen İbrahim bin Ethem, kendi nefsiyle yüzleşerek Şöyle dedi nefsine: Sen onları avlarken o keklik, çaresiz kalmış bir adamı besliyor ![]() yok! Bu düşüncelerle saraya dönen hükümdar, o gün her za*manki avladıklarından bir şey avlayamamıştı ama çok da*ha önemli bir şey avlamıştı: Nefsini ![]() olduğu nefsini ![]() Yazar: Seyfeddin Bulut |
![]() |
![]() |
|