Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Türkiye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
edebiyat, kırşehirde

Kırşehirde Edebiyat

Eski 08-01-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kırşehirde Edebiyat



Halk Ozanlarımız


Aşık Said (1835 ? 1910)

Aşık Said 1251 (1835) yılında Kırşehir?in Toklumen köyünde doğmuştur Değirmencioğulları denen bir aileden gelmektedir Şairimiz okuyup yazmayı önce köyün hocasından öğrenmiş, sonra 18 yaşlarında Kayseri?ye giderek iki buçuk yıl medrese eğitimi görmüştür Kırkbeş yaşına kadar sazını ilhamlarının dili haline getiren Aşık, bu yaştan sonra çok sevdiği sazını bırakmıştır Aşık Said bugün bağlama tellerinden dökülen türküleriyle yaşayan ozanlarımızdan birisidir Türkülerinin çoğu radyo-televizyon repertuarlarında çalınıp söylemektedir


EL KIZILIRMAK

Şu yalan dünyaya geldim geleli

Ömrüm dert gölünde sal Kızılırmak

Gamdan kurtulamam kendim bileli

Sen de benim gibi kal Kızılırmak Kızılırmak coşar coşar çağlarsın

Aylar geçmez bağırcığım dağlarsın

Ah vah alma bir gün yanar ağlarsın

Kayığıma yol ver al Kızılırmak

Nereden gelirsin Hint'den Yemen'den

Korkum geçmez senin gibi zalimden

Aldın sahanımı alnı elimden

Bundan kelli olmaz ol Kızılırmak

Köpürür taşarsın benzersin kana

Kıvrılı çevrili giden bir yana

Tabiatın senin kıyarsın cana

Ne kötü huyun var sel Kızılırmak

Engin öter şu Irmağın kuşları

Yanar durur ciğerimin başlan

Önüne yığılsa köyün taşları

Ahdim gitmez sen del (i) Kızılırmak

Der Said çok coşma- burulun bir gün

Akıbet ah çeken yorulun bir gün

Bağlarlar bendini durulun bir gün

Yeter kuruyası el Kızılırmak




Aşık Hasan Nebioğlu (1902-1988)

Nebioğlu, 1902 yılında ilimiz Mucur ilçesi Geycek köyünde doğmuştur Babası Karacakürt aşiretinin ?öleler? sülalesine mensup Yusuf Efendi?dir Aşığın, adı Hasan, nüfusta soyadı Ertuğrul?dur Fakat aşığın büyük dedesinin ismi Nebi olduğundan çevrede ?Nebioğlu? olarak bilinmektedir Ummi olan aşık, küçük yaşlarda yetimliğini dile getiren güzellikler üzerine irticalen şiirler söylemeye başlamıştır Yirmibeş yaşına kadar bu özelliğini sürdüren aşık, daha sonraları dini destanlara merak sarmış ve bu duygular üzerine şiirler söylemiştir


KIRLANĞIÇ DAĞI DESTANI

Kırlangıç Dağı'nın sordum yaşını

Güneşte parlamış çakıl taşını

Açsan ağzını da saysam dişini

silsilen nerede bildir kırlangıç

Budak eteğinde Geycek döşünde

Eser poyraz eksik olmaz başında

Bir bilenden var sual et yaşında

Silsilen nerede bildir kırlangıç

Obruk köyü alır poyraz yelini

Mor sümbüllü çiğdem tutmuş belini

Açmadım senin gönül dilini

Senin halini ben övem kırlangıç

Kayaların benzer saraya köşke

Biter lale sümbül kokusu başka

ne kadar del olsa getirir aşka

kokar burcu burcu gülün kırlangıç

Sen yüce bir dağsın bilirsin

Hak1ki Kendine yar ettin

Hasan Aşıkı Mekke,Medine'den getirdim koku

Kokar burcu burcu gülün kırlangıç


ÂŞIK BOYACI ( Esat Hüseyin Canıtez)(1914 - 4 Şubat 1990)


"Âşık Boyacı" mahlası ile şiir yazan halk ozanı Esat Hüseyin Canıtez'in 3500'dcn fazla millî, dinî ve mahallî şiiri bulunmaktadır Kırşehir'de doğan Âşık Boyacı, ilk ve ortaokulu burada okudu Çeşitli mesleklerden sonra, "boyacılık" (tabela) yapmaya başladığı için çevresinde "Âşık Boyacı" diye anılır Ünlü ve güçlü ozanın "Kalbimin Işıkları", "Bayrak ve Toprak" ve "Türk Oğluyum Türk Oğlu" adında üç şiir kitabı yayınlandı


KIRŞEHİR'İM


Adına tadına kurban olduğum

Her yanın gir cennet, gül pare pare

Bilmedim seninçin benden nolduğum

Akar gözlerinden sel pare pare

Ne kadar güzelsen öyle kadersiz

Ne kadar zayıfsın gözlerin fersiz

Senin, benim günüm geçmez kedersiz

Üstümüz bulutlu, yer pare pare

Dulmusun, yetim mi, süslenemessin,

Hani evlatlarına seslenemessin,

Sen kendi başına beslenemezsin,

Tutamam kolundan el pare pare

Noldu, sana böyle anam Kırşehir,

Nedir bu çektiğim çile ile kahir,

Tertemiz havan, suyun, panzehir

Akar derelerden sel pare pare

Meyven sebzen boldur, alan bulunmaz,

Haritada adın güzel okunmaz,

Uzanıp bir el de sana dokunmaz,

Öter bülbüllerin gül pare pare

Kındam'ın bir alem, Bağbaşı'n bir başka,

Dinekbağı düşürür herkesi aşka,

Ahi Evran ile ya Aşık Paşa,

Gece karanlık yol pare pare

Tarihine baktım, binleri yazar,

Bağrına kazılmış bir ulu mezar,

Eliboş yiğitler kahvede gezer,

Açar çiçeklerin gül pare pare

Her hafta yazılır Boyacı ahi,

Yarabbi nedir ki, yurdun günahı,

Perişan yatıyor şehirler şahı,

Vaziyet böyledir, hal pare pare




Dadaloğlu


1790 ? 1876 yıllarında yaşamış avşar aşiretindendir Kültür ve Turizm Bakanlığı 1986 yılında aldığı kararla Türk büyükleri arasında kabul etmiştir Göçebe hayatı yaşayan Dadaloğlu bunu şiirlerine yansıtmıştır

Aşık Musa?nın oğlu olduğundan ilk dersini babasından almıştır 130 şiiri günümüze ulaşmıştır Temiz Türkçesiyle ahenkten ahenge atlayan dili, onu halk tarafından gönülden benimsenmesinin en büyük faktörüdür


GÖRESİM GELDİ


Çok göresim geldi Binboğa seni

Ne hoş olur baharınan yazınan

Dirgen dağı, Koç Dağının dengidir

Ördeklerin çağırışırdı kazınan

Ne kara yazılmış anlıma yazı

Varsakda aşiret tanımaz bizi

Sarızdan aşağı Yalakın düzü

Sağmalların yayılırdı, yozunan

Kuru çaydan Deliceyi aşalım

Çapanoğlu eteğine düşelim

Elbistanlı kızla helalleşelim

Çok ekmeğin yediğim tuzunan

Dadaloğlum der bu nasıl haldir

Seneler sayılmaz kaç tane bıldır

Ayını bilmiyom tam dokuz yıldır

Puşt Osmanlı duralaştı bizinen


DURSUN KAYA (1934 - )


Kırşehir'e bağlı Kaman Ilçesi'nin Hamit Köyü'nde (şimdi kasaba oldu) doğdu 9 kardeşin en küçüğü olan Hamitli Aşık Dursun Kaya okumamıştır Dünya görüşü geniş olan aşık, köy yerinde pekçok işi denemiş, bir zaman Kırıkkale'ye göç ederek orada bakkallık yapmıştır Alım-satım işleriyle uğraşmış; bakkallık, çerçilik, celepcilik (mal alıp satma), çiftçilik, avcılık ve daha pekçok işle uğraşmıştır 7 çocuk babası olan aşığın okumaya ve okutmaya karşı ilgisi oldukça fazladır Halen Hamit Kasabası'nda çiftçilikle uğraşan Âşık Dursun Kaya, şiir yazmaya devam ediyor Âşık Kaya'nın 4 şiiri mahalli sanatçılar tarafından plaklara okunmuştur


GİDİYOR


İnsanlar mı değişti, bilmem ki zaman

Dünyada bir yarış tutmuş gidiyor

Küçükler büyüğe diyor el-aman

Güçlüler güçsüzü yutmuş gidiyor


Ahir zaman mı yakın,aman ne oldu?

Her taraf fitne, ficirlik doldu

Evlat da babaya- tokatla vurdu

İyiler kötüye uymuş gidiyor

Kızlar anasına boya aldırır

Oğul baba ile kadeh kaldırır

Sarhoş olmuş birbirine saldırır

Nice nice canlar batmış gidiyor

Önceleri iş bitirmek var idi

Dairelerde zengin fakir bir idi

Şimdi faiz, rüşvet aldı yürüdü

Herkes kendince bir yol tutmuş gidiyor

Rezalet her yerde kükreyip taştı

Silahlı saldırı sınırı aştı

Büyükler kalmadı,lâf ayağa düştü

Yalanı esseha katmış gidiyor

Ne dersin Âşık Dursun böylesi işe

Bu dünyada ne kadar yaşarsan yaşa

Bütün emeklerin beyhude,boşa

Her şeyin bu dünyada atmış gidiyor


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.