07-31-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
İzmir'in Tarihi - Demir Çağı
İzmir'in Tarihi - Demir Çağı
Hititler çağında {MÖ 1800-1200) Anadolu'da yazı kullanılıyordu ve bundan ötürü o dönemde tarih çağına ulaşılmış bulunuluyordu Ancak MÖ 1200'lerde Troya VII ve Hititler başkenti Hattuşaş'ınBalkanlar?dan gelen kavimlerce yıkılmasından sonra Orta ve Batı Anadolu yeniden yazısız ve karanlık bir çağa, Demir Çağı'na girdi Demir Çağı, Anadolu'da yazının yeniden kullanılması ile Frigya Krallığı'nda MÖ 730, geri kalan Orta ve Batı Anadolu'da ise MÖ 650 yıllarına kadar sürmüştür
Kazılarda fazla miktarda çıkarılan keramik ürünlerden anlaşıldığına göre, Demir Çağı boyunca Eski İzmir'de bugünkü Yunanistan bölgesinden göç eden, Aioller ve İyonlar yaşıyordu Yarımadada yerli halkın yaşadığına dair herhangi bir bulguya ise rastlanmamıştır Bayraklı Höyüğü'nün MÖ 1050 yıllarında kurulmaya başlayan yerleşmesinin Grek kökenli olduğu anlaşılmaktadır
400 yıl devam eden bu ilkel dönem boyunca başlıca beş yerleşme katı saptanmıştır Bunlar:
- 1
Aiol yerleşmesi (MÖ 1050-MÖ 1000)
- 2
Erken, Orta ve Geç Protogeometrik yerleşme (MÖ 1000-MÖ 875)
- 3
Erken ve Orta Geometrik yerleşme (MÖ 875- MÖ 750)
- 4
Geç Geometrik yerleşme (MÖ 750-MÖ 675)
- 5
Subgeometrik yerleşme (MÖ 675-MÖ 650)
Söz konusu beş tabaka denizden 6,40 metre yükseklikte başlamakta ve 9,50 metrede son bularak 3 metre kalınlığında bir tabaka oluşturmaktadır Kazılarda elde edilen Aiol keramiği Submyken orijinlidir Protogeometrik ve Geometrik stildeki kap-kaçak ise genelde Attika vazoculuğunun bir devamıdır diyebiliriz
Demir Çağı boyunca İzmir evleri, büyüklü küçüklü tek odalı yapılardan oluşmakta idi Gün yüzüne çıkarılan en eski ev MÖ 925 ile MÖ 900'e tarihlenmektedir İyi korunmuş halde ortaya çıkarılan bu tek odalı evin (2,45 x 4 m) duvarları kerpiçten, damı ise sazdan yapılmıştı Erken Geometrik dönemden itibaren (MÖ 875'ler) bu tek odalı evler at nalı biçimli bir avlunun üç bir yanını çevirmekte idiler
Eski İzmirliler kentlerini MÖ 850'lerde kerpiçten yapılmış kalın bir surla korumaya başladılar Bu tarihten itibaren Eski İzmir'in bir kent devlet kimliği kazanmış olduğu söylenebilir Kenti "Basileus" adı verilen bir beyin idare ettiği olasıdır Göçleri gerçekleştirenler ve kent ileri gelenleri soylu tabakayı oluşturuyordu Kent duvarları içinde yaşayan nüfus olasılıkla bin kişi civarındaydı Geç Geometrik ve Subgeometrik seramikle açıklanan dönemde (MÖ 750-650) ise yarımadanın nüfusu daha kalabalık olup belki de 1500 kişiyi aşıyordu Kent devlete ait halkın büyük bir bölümü civar köylerde yaşıyordu Bu köylerde, bu çağdaki Eski İzmir'in tarlaları, zeytin ağaçları, bağları, çömlekçi ve taşçı işlikleri yer alıyordu Geçimi tarım ve balıkçılıkla sağlanıyordu
Kentin en önemli kutsal yapısı Athena Tapınağı idi Bu tapınağın günümüze değin korunan en eski kalıntısı MÖ 725-700 yılları arasına tarihlenmektedir Daha önceki dört dönemde (MÖ 1050- 750), büyük bir olasılıkla yine Tanrıça Athena'ya tapınılıyordu, ancak o tarihlerde kadın tanrıçanın heykeli herhalde küçük bir niş (naiskos) içinde bulunuyordu Bilindiği gibi Homeros'un destanı İlyada, Aiol ve İyon lehçelerinin karışık olduğu bir dille yazılmıştır Bu nedenle dünya tarihinin bu çok önemli destansı yapıtı büyük olasılıkla bu iki lehçenin konuşulduğu sınır bölgesi olan İzmir'de oluşturulmuştur Nitekim Helenistik dönem İzmirlileri Homeros için 'Homeraion' adlı bir yapı inşa etmişlerdir
|
|
|