Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bulunan, helâk, kalıntılar, kavmi, olmuş

Helak Olmuş Ad Kavmi Ve Bulunan Kalıntılar

Eski 07-30-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Helak Olmuş Ad Kavmi Ve Bulunan Kalıntılar



AD KAVMİ
23 Dec 2006
SUUDİ ARABİSTAN’DA DEV BİR İNSAN İSKELETİ BULUNDU NORMAL İNSANLAR İSKELETİN YANINDA CÜCE GİBİ DURUYORLAR İDDİAYA GÖRE BU İSKELET KUR’AN DA GEÇEN VE İRİLİKLERİYLE TANIMLANAN “AD KAVMİ’NE” AİT

ÂD KAVMİ
Kur’ân’da
adı geçen eski bir Arap kavmi

(Resimlerin gerçekliğini garanti edemem,bana maille geldi)
Hz Âdem* (as) ile başlayan tevhîd mücadelesinin mâhiyeti, Kur’an-ı Kerim’de kıssalar yoluyla insanlara tebliğ edilmiştir Esasen kıssaların nakledilmesinin sebeblerinden birisi de onlardan ibret alınmasıdır Meydana gelen olayların sebeblerini iyi tesbit etmek ve aynı hataları tekrarlamamak esastır Nitekim Kur’an-ı Kerim’de: “Andolsun onların kıssalarını açıklamada selîm akıl sahipleri için birer ibret vardır Bu (Kur’an) uydurulacak bir söz değildir Ancak kendinden evvel indirilen kitap’ların tasdîki, (Dine ait) her şeyin tafsilidir” (Yusuf, 12/111) hükmü beyan buyurulmuştur Dikkat edilirse selîm akıl sahiplerinin ibret alması ön plândadır
Âd kavminin yaşadığı beldenin ismi Ahkâf’tır
Müfessirler Yemen ile Umman arasındaki geniş bir beldenin, bu isimle anıldığını kaydederler
Kur’an-ı Kerim’de: “Âd (kavmi)ne gelince: Onlar yeryüzünde haksız yere
büyüklük tasladılar ve “Kuvvetçe bizden daha güçlü kimmiş!” dediler Onlar kendilerini
yaratan Allah’ı -ki o, bunlardan pek kuvvetlidir- hiç düşünmediler mi? Onlar bizim mu’cizelerimizi bilerek inkâr ediyorlardı” (el-Fussilet, 41/15) hükmü beyan buyurulmuştur Fizikî yapıları hakkında değişik rivâyetler vardır Fakat gerek boy, gerek fizikî güç olarak, gayet kuvvetli oldukları bilinmektedir Hz Âdem (as)’in boyunun altmış zira (arşın) olduğu, Buhârî’de kaydedilen haberlerle sabittir Kendisinden sonra gelen nesillerin giderek kısaldığını iddia edenler, Âd kavminin boyunun altmış ziradan aşağı olduğunu ifade etmişlerdir Bazı müfessirler ise, Âd kavminin, boy itibariyle Hz Âdem’den de büyük olduğu üzerinde durmuşlardır (Kurtubî, XX, 48; Buharî, Enbiyâ, I; İbn Hanbel, II, 3 1 5-325)

Hz Hûd döneminde Âd kavminin lideri Şeddâd’tır Temel hedefi, yeryüzündeki bütün insanları kendisine boyun eğdirmektir
Heykeller çevresinde geliştirdiği siyâsî yorumlarla, zorbalığı ve kan dökmeyi meşrû gösterme gayretinde olmuştur (eş-Şuarâ, 26/130; Hûd, 11/59) Bu lider Hz Hûd (as)’un tebliğine muhatap olmuştur Fakat gerek kendisi, gerek kavmi, vahye karşı, heykellerine (putlarına) ön planda yer veren mevcut siyâsî yapıyı savunmuştur Nitekim Kur’ân-ı Kerim’de: “İşte Âd kavmi! Onlar Allah’ın âyetlerini bilerek inkâr ettiler Peygamberlerine isyan ettiler Böylece başları (liderleri) olan her zorbanın emrine uyup gittiler Onlar bu dünyada da, kıyâmet gününde de lânet cezasına tâbi tutuldular” (Hûd, 11/59-60) hükmü beyan buyurulmuştur
İnsanlara kuvvetle ve silâhla gâlip gelen zorbalara boyun eğmek bir zillettir Nitekim Âd kavmi heykel’lere izâfe edilen siyâsî teorilere ve zorbalara boyun eğdiği için, lânetlenmiştir Esasen İslâm’ın dışındaki bütün sistemler temelde zulme* ve zorbalığa dayanırlar
Âd kavmi, gerek siyâsî, gerek ekonomik açıdan büyük bir güçtü! “Bağ-ı
İrem” diye anılan; muhteşem sarayların süslediği büyük bir şehir, dillere destan olmuştu!
Kur’an-ı Kerim’de: “Ey Muhammed, Rabbinin, ülkelerde benzeri yaratılmayan, sütunlara (büyük saraylara) sahip İrem şehrinde yaşayan Âd kavmine ne yaptığını görmedin mi?” (el-Fecr, 89/6-8) denilmek suretiyle, bu mahiyet meydana konulmuştur Fakat heykellere (putlara) tapan Âd kavmi, zorbalıkta ve zulümde de şöhret sahibiydi! Yeryüzünde kendilerinden daha güçlü hiçbir şeyin bulunmadığına inanmışlardı Kendi içlerinden Hz Hûd* (as)’a peygamberlik görevi verildiğinde, büyük bir mücadele başladı Akılları ve bilimsel teorileri, zorbaların safında yer almak gerektiğini esas alıyordu Şimdi bu mücadeleyi Kur’an-ı Kerim’i esas alarak özetleyelim:
“Hani kardeşleri Hûd onlara: “Allah’dan korkmaz mısınız?” demişti “Şüphesiz ben size
gönderilmiş, emin bir peygamberim Artık Allah’tan korkun ve bana itaat* edin Sizden buna karşılık hiçbir ücret istemiyorum Benim mükâfatım âlemlerin Rabbinden başkasına aid değildir Siz her yüksek yerde bir âlâmet (saray, kule) bina edip, eğlenir misiniz? Tutup yakaladığınız vakit,zorbalar gibi yakalar mısınız? Artık Allah’tan korkun ve bana itaat edin Size bilip durduğunuz şeylerden (nimetlerde) yardım eden, size davarlar, oğullar, bağlar, ırmaklar ihsan eden Allah’tan sakının Ben cidden üstünüze gelecek büyük bir günün azâbından korkuyorum” (eş-Şuarâ, 26/124-135)
Bu tebliğ karşısında Âd kavminin ileri gelenleri, ulusal çıkarlarını bahane ederek, iftira kampanyasını başlatırlar
“(Âd) kavminin ileri gelenlerinden kâfir bir cemâat de: “Biz seni muhakkak bir beyinsizlik içinde görüyoruz Seni muhakkak yalancılardan sayıyoruz” dedi (Bunun üzerine Hûd) “Ey kavmim” dedi Bende hiç beyinsizlik yoktur Fakat ben âlemlerin Rabbi tarafından (gönderilmiş) bir peygamberim Size Rabbimin vahyettiklerini tebliğ ediyorum Ben sizin emin bir hayırhahınızım Size o korkunç âkıbeti haber vermek için içinizden bir kimse (vasıtasıyla) Rabbinizden size bir ihtar gelmesi tuhafınıza mı gitti? Düşünün ki o, sizi Nûh kavminden sonra hükümdarlar yaptı, size yaratılışta onlardan ziyâde boy-pos (ve kuvvet) verdi O halde Allah’ın nimetlerini unutmayıp hatırlayın ki kurtuluşa eresiniz” (el-A’raf, 7/66-69)
Şeddâd’ın çevresinde yer alan politik güçler, Hûd (as)’un tebliğine engel olabilmek için, değişik yöntemlere başvuruyorlardı:
“Dediler ki: “Sen bize yalnız Allah’a kulluk* etmemiz, atalarımızın ibâdet etmekte olduklarını bırakmamız için mi geldin? O halde sıddıklardan (doğru sözlülerden) isen bizi tehdit etmekte olduğun şeyi (azâbı) getir bize!” (el-A’raf, 7/70)
” Bize, bizi ilâhlarımızdan (heykellerimizden, putlarımızdan) alıkoymak için mi geldin? Doğru sözlülerden isen, bizi tehdit ettiğin şeyi başımıza getir” (el-Ahkâf, 46/22)
“Dediler ki: “Ey Hûd! Sen bize açık bir mûcize* getirmedin Biz de senin sözünle tanrılarımızı (heykellerimizi, putlarımızı) bırakmayız Senin söylediklerine inanıcılar da değiliz Biz: “Tanrılarımızdan bazıları seni fenâ çarpmış ” (demekten) başka bir şey söylemeyiz” (Hûd, 11/53-54)
Hûd (as)’un tebliği* karşısında iyiden iyiye hırçınlaşan Âd kavmi, heykellerinin kendilerini koruyacaklarından oldukça emin görünüyordu Hâkimiyetin kayıtsız-şartsız kendilerine ait olduğu iddiasına iman etmişlerdi Bu hâkimiyetlerini, heykellerinin ifâde ettiği ideolojileri sayesinde sürdürdüklerini kabul ediyorlardı Sürekli olarak;
“Biz azâ…ba uğratılacak da değiliz” (eş-Şuara, 26/138) diyerek kendi kendilerini ikna etme yoluna gidiyorlardı Hûd (as)’un tebliğini kabul eden müminlere, işkence etmekten asla çekinmeyen ve zindanlarda çürütmeyi hedef alan Âd kavmi alay ederek: “Haydi tehdit ettiğin azâbı getir” sloganına sarılmıştı! Kısa bir süre sonra azâbın belirtileri görüldü Akarsular kurumaya, yeşillikler sararmaya başladı Ünlü İrem bağları birer birer yok oluyordu Kuraklık etrafı kasıp kavuruyordu O yiğit yapılı, güçlü kuvvetli insanlar bir yudum suya, bir dilim ekmeğe muhtaç hale gelmişlerdi Bu noktada Hûd (as) yeniden tebliği denedi ve;
“Eğer şimdi yüz çevirirseniz (ne diyeyim) Ben size ne ile gönderilmişsem, işte onu tebliğ ettim Rabbim sizin yerinize diğer bir kavmi getirir de, ona (Allahü Teâlâ ‘ya) hiçbir şeyle zarar veremezsiniz Şüphesiz ki benim Rabbim her şeyi koruyandır” (Hûd, 11/57) dedi
Âd kavminin Şeddâd ve çevresinin geliştirdiği ideolojiyle beyni yıkanmıştı! Heykellerinin izinden ayrılmıyorlardı Belirli bir süre sonra her zaman yağmur getiren bulutların geldiği yönde bir bulut gördüler, sevindiler Çünkü kuraklığı “tabiat kanunlarıyla” açıklama âdetleri vardı Bunun “Allahü Teâlâ (cc)’nın bir ihtarı” olduğunu kabule yanaşmıyorlardı Şimdi hadisenin cereyan ediş şeklini Kur’an-ı Kerim’den öğrenelim:
“Artık onu (azâbı) vâdilerine doğru gelen bir bulut halinde görmüşlerdi
Dediler ki: “Bu bize yağmur verici bir buluttur” (Hûd) “Hayır” (dedi) bu çarçabucak gelmesini talep ettiğiniz (bu hususa beni sıkıştırdığınız) şeydir Bir rüzgârdır ki, onda elem verici bir azâb vardır O (Rüzgâr) Rabbimin emriyle her şeyi helâk edecektir” (el-Ahkâf, 46/24-28)
İnkârcı Nûh kavmi tufan sonucu helâk edilmişti! Âd kavmi ise, korkunç bir rüzgârla, şirk’in ve zulmün cezasını bu dünyada gördü:
“Âd kavmi (Peygamberleri Hûd’u) yalanladı İşte benim azâbım (ve bundan evvel) tehditlerim nice imiş (düşünün) Çünkü biz (haklarında) uğursuz ve (uğursuzluğu) sürekli bir günde onların üstüne çok gürültülü bir fırtına gönderdik (Öyle bir fırtına) ki, insanları, sanki onlar köklerinden sökülmüş hurma kütükleri imiş gibi tâ temelinden kopar(ıp, helâke) uğratıyordu” (el-Kamer, 54/18-20)
Bu azâb sırasında Hz Hûd (as) ve beraberinde bulunan müminlerin durumu ne olmuştu? Bunu da Kur’an-ı Kerim’den öğreniyoruz:
“Hûd’u ve beraberindeki iman edenleri rahmetimizle kurtardık ” (el-Âraf, 7/22)
Âd kavminin durumu, bütün insanlara büyük bir ibrettir
Politik ve ekonomik güçlerine güvenerek şirki ve zulmü yaymak için gayret sarfeden, bütün müstekbir’lerin zaferleri geçicidir! Elbette azâbın en şiddetlisine şahid olacaklardır Kısacık dünya hayatı için zorbalara boyun eğen ve şirkin hâkimiyetine râzı olanlar Âd kavmini asla unutmamalıdırlar
alıntıdır

Alıntı Yaparak Cevapla

Helak Olmuş Ad Kavmi Ve Bulunan Kalıntılar

Eski 07-30-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Helak Olmuş Ad Kavmi Ve Bulunan Kalıntılar




HAZRETİ ADEM’İN DEV İSKELETİ YALANI!


Üstte, son aylarda internet sitelerinde “Hz Adem’in iskeleti” mahreciyle dolaşan etkileyici fotoğraf, aşağıda ise bu montaj görüntünün bilgisayarda üretilmesini sağlayan gerçek fotoğraf görülüyor Fotoğrafın kaynağı ise Cornell Üniversitesi arkeologlarının 2000 Yılında New York-Hyde Park’ta yaptıkları bir kazı…

Görüldüğü gibi olayın aslı bu
İlla Ad kavmi ile ilgiliş bilgi istiyorsanız, aşşağıda vereceğim resimler tam olarak ispatlanamasa da belki size ışık sunabilir


AD KAVMİ VE İREM ŞEHRİ
6 Efendinin Ad'a ne yaptığını görmedin mi?
7 Yüksek sütunların sahibi İrem'e
8 Ki şehirler içinde bir benzeri yaratılmamıştı
89 Fecr Suresi 68
Ad toplumundan Kuran'da birçok yerde bahsedilir Hud Peygamber, Ad toplumuna gönderilmiş ve onları, Allah'a ortaklar koşmamaya davet etmiştir Ad toplumu, Hud Peygamberin bu uyarılarına rağmen Allah'a ortak koşmaya ve zalimliklerine devam etmiştir Nihayet çok güzel, yüksek sütunlarla inşa edilmiş İrem şehrinde yaşayan Ad toplumu, bir kasırga sonucunda yok olmuştur
1990'lı yılların başında dünyanın tanınmış gazeteleri çok önemli bir arkeolojik bulguyu "Muhteşem Arap Şehri Bulundu", "Efsanevi Arap Şehri Bulundu" başlıklarıyla verdiler Bu ilginç arkeolojik bulguyu daha çekici hale getiren özelliği, isminin Kuran'da anılıyor olmasıdır Bu buluş Ad toplumunu bir efsane olarak görenleri ve bu toplumun hiçbir zaman bulunamayacağını düşünenleri hüsrana uğratmıştır
Kuran'ın bahsettiği şehri amatör bir arkeolog olan Nicholas Clapp buldu Clapp yazılı kaynaklardan yola çıkarak bu kayıp şehri bulmaya karar verdi Bu şehrin varlığını kanıtlamak için uzun bir uğraştan sonra NASA'yı ikna etti ve bölgenin resimlerinin uydu aracılığıyla çekilmesini sağladı Uydudan çekilen yollar Clapp'ın bu şehri bulmasını sağladı
Yıkıntılar ilk olarak ortaya çıkarıldığı andan itibaren bu yıkık şehrin Kuran'da bahsedilen Ad toplumuna ait olduğuna kanaat getirildi Kazıda ortaya çıkarılan yapılar arasında Kuran'da varlığına dikkat çekilen uzun sütunlar yer alıyordu Kazıyı yürüten araştırma ekibinden Dr Zarins bu şehri diğer arkeolojik bulgulardan farklı kılan şeyin yüksek sütunlar olduğunu ve dolayısıyla bu şehrin Kuran'da bahsedilen İrem şehri olduğunu söylemektedir Kuran'ın Ad toplumunun yok edilişi ile ilgili diğer söyledikleri de arkeolojik bulgularla uyum içindedir
AD'IN YOK EDİLİŞİ
Ad'a gelince; onlar da uğultulu, azgın bir kasırga ile yok edildiler
69 Hakka Suresi 6
Nihayet onu vadilerine doğru yönelmiş olarak gelen bir bulut şeklinde gördüklerinde: "Bu bize yağmur yağdıracak bir buluttur" dediler Hayır, o, kendisi için acele ettiğiniz şeydir Bir rüzgar ki içinde acıklı bir azap vardır
46 Ahkaf Suresi 24
Ad toplumu kendilerine azap getirecek bulutu gördüğünde bunun bir yağmur bulutu olduğunu sanmıştı çöldeki kumları kaldırarak gelen bir kasırga uzaktan yağmur bulutuna benzer Ad toplumunun doğal bir afetle yok olduğu, Kuran'ın tüm ayetlerinden bellidir Doğal afetlerden volkanik patlama, sel felaketi gibi hiçbir felaket ne Kuran'da anlatılan Ad toplumuna, ne de bahsettiğimiz arkeolojik çalışmada bulunan şehre uymaktadır Oysa çöldeki kumları kaldırarak gelen bir kasırga, bulgularla uyum içindedir Kum fırtınasının ilk işareti, kuvvetli rüzgarla savrulan ve yükselmekte olan akımlarla yüzlerce metre yükseğe çıkan kumla dolu bir buluttur Nitekim ayette de Ad toplumunun bu bulutu farkettiği fakat yağmur bulutu sandıkları söylenir

Ad kavminin kalıntıları 12 metre kumun altından çıkarıldı
Ad toplumunun kalıntısı olduğu ileri sürülen şehir metrelerce kalınlıktaki bir kum tabakasının altından çıkarılmıştır Bu kumların kalınlığı 12 metredir Ad toplumunun bir kum fırtınası ile toprağa gömüldüğünün en önemli delili ise Kuran'da Ad toplumunun yerini belirtmek için kum tepelerine işaret edilmesidir Ayet şöyledir:
Ad'ın kardeşini hatırla Ondan önce de, sonra da birçok uyarıcılar gelip geçmişti Hani O, kum tepelerindeki toplumunu "Allah'tan başkasına kulluk etmeyin Gerçekten sizin büyük bir günün azabına uğramanızdan korkmaktayım" diye uyarmıştı
46 Ahkaf Suresi 21
"Kum tepeleri" diye çevirdiğimiz kelimenin Arapçası "ahkaf"tır Bu kelime Arapça "kum tepesi" anlamına gelen "hikf" kelimesinin çoğuludur Bazıları bu kelimenin Ad toplumunun yaşadığı bölgenin özel ismi olduğunu söyleyerek kelimeyi "Ahkaf" diye aynen çevirmeden yazmaktadırlar Eğer bu doğru ise; bu kelimenin kum tepeleri anlamına geldiği ve bu yerin kum tepeleriyle dolu olması yüzünden bu isme kavuştuğu gerçeği değişmez
Sonuç olarak tarihsel ve arkeolojik bulgular Kuran'da bahsi geçen Ad kavminin, yüksek sütunlu İrem şehrinin anlatımlarıyla örtüşmektedir Yapılan araştırmalar ile bu toplumun kumların altından çıkartılması çok yenidir Kuran, yok edilen toplumlarda bizim için deliller olduğunu söylemekte, arkeoloji bir bilim olarak geliştikçe ve bize yeni bulgular verdikçe bulunanlar ise Kuran'ın dediği delilleri çoğaltmakta, ibret tablolarını gözlerimizin önüne sermektedir
15 Ad'a gelince, onlar yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladılar ve dediler ki: "Bizden daha güçlü kim var?" Onlar kendilerini yaratan Allah'ın kendilerinden daha güçlü olduğunu görmediler mi? Bunlar bizim delillerimizi inkâr ediyorlardı
16 Nihayet onlara dünya hayatında aşağılayıcı azabı tattırmak için o uğursuz günlerde üzerlerine sert bir rüzgar gönderdik Ahiret azabı ise daha rezil edicidir ve onlara yardım edilmeyecektir
41 Fussilet Suresi 15-16


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.