Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
akif, ersoy, mehmet

Mehmet Akif Ersoy

Eski 03-01-2007   #1
RaHaTSiZ

Mehmet Akif Ersoy



Istiklâl Marsi sâiri 1877 yilinda Istanbul'da dogdu Annesi Emine Serife Hanim, babasi Temiz Tâhir Efendidir Ilk tahsiline Emir Buhâri Mahalle Mektebinde basladi Ilk ve orta ögrenimden sonra Mülkiye Mektebine devam etti Babasinin vefâti ve evlerinin yanmasi üzerine mülkiyeyi birakip Baytar Mektebini birincilikle bitirdi Tahsil hayâti boyunca yabanci dil derslerine ilgi duydu Fransizca ve Farsça ögrendi Babasindan Arapça dersleri aldi

Zirâat nezâretinde baytar olarak vazife aldi Üç dört sene Rumeli, Anadolu ve Arabistan'da bulasici hayvan hastaliklari tedâvisi için bir hayli dolasti Bu müddet zarfinda halkla temasta bulundu Âkif'in memuriyet hayati 1893 yilinda baslar ve 1913 târihine kadar devam eder Memuriyetinin yaninda Ziraat Mektebinde ve Dârulfünûn'da edebiyat dersleri veriyordu

1893 senesinde Tophâne-i Âmire veznedâri M Emin Beyin kizi ismet Hanimla evlendi
Âkif okulda ögrendikleriyle yetinmeyerek, disarda kendi kendini yetistirerek tahsilini tamamlamaya, bilgisini genisletmeye çalisti Memuriyet hayatina basladiktan sonra ögretmenlik yaparak ve siir yazarak edebiyat sâhasindaki çalismalarina devam etti Fakat onun nesriyat âlemine girisi daha fazla 1908'de Ikinci Mesrutiyetin îlâniyla baslar Bu târihten itibaren siirlerini Sirât-i Müstakîm'de nesretmeye basladi
Âkif, yazi ve siirlerini hiçbir zaman geçim kaynagi olarak görmedi Buna ragmen onu memlekete tanitan, halka sevdiren asil vasfi sâirligidir

Birinci Cihan Harbi sirasinda Berlin ve Necid'e (Arabistan) gitti Çanakkale harbi, onun Berlin seyahati sirasinda meydana gelmis, sâir o günlerin istirap ve heyecanini orada yasamistir Sâir, bu iki seyâhatiyle ilgili Berlin Hatiralari ve Necid Çöllerinden Medîne'ye adli eserlerini yazmistir Harbin son senesinde, çok sevdigi dostu Ismail Hakki Izmirli ile Lübnan'a gitti

Cihan Harbi 1918'de imzâlanan Mondros Mütârekesi ile nihayete erdikten sonra, galip devletler Türk vatanini parçalamak ve paylasmak için dört taraftan saldirmaga baslamislardi Harpten son derece bitkin bir halde çikan Türk milleti, vatanini müdâfaa için silâha sarildi Âkif, vatan müdâfaasinin ehemmiyetini anlatmak için hutbelerle halki, istiklâlini muhâfaza etmek için savasmaya çagirdi Anadolu'da millî mücâdele rûhunun yayilmasi üzerine, Anadolu'ya iltihâka karar verdi

Istanbul'dan deniz yoluyla Inebolu'ya çikti Oradan Ankara'ya hareket etti Konya isyani üzerine Konya'ya gidip, ayaklanmanin bastirilmasinda mühim rol oynadi Sonra tekrar Ankara'ya döndü Ankara'dan Kastamonu'ya giderek Nasrullah Câmiinde verdigi vaazlar nesredilerek memleketin her tarafina dagitildi Sonra Ankara'ya döndü

1920 târihinde Burdur Mebusu olarak Birinci Büyük Millet Meclisine seçildi 17 Subat 1921 günü Istiklâl Marsi'ni yazdi Meclis 12 Martta bu marsi kabul etti
Zaferden sonra Istanbul'a geldi Abbâs Halîm Pasanin dâveti üzerine 1923'te Misir'a gitti O kisi Misir'da geçirip, baharda döndü Artik her yil kisi Misir'da, yazi Istanbul'da geçiriyordu Halîm Pasa geçimini karsilamayi taahhüt etti Ertesi yaz Istanbul'a dönünce Diyanet Isleri Riyâseti tarafindan Kur'ân-i kerîmi tercüme etme vazifesi verildi Âkif yillarca çalisti Sonunda bu konudaki ilmî kifâyetsizligini anlayarak vazgeçti

1926 yilindan îtibâren Misir Üniversitesinde Türkçe dersleri verdi Derslerden döndükce Kur'ân-i kerîm tercümesiyle de mesgul oluyordu, fakat bu sirada siroza tutuldu Önceleri hastaliginin ehemmiyetini anlayamadi ve hava degisimiyle geçecegini zannetti Lübnan'a gitti Agustos 1936'da Antakya'ya geldi Misir'a hasta olarak döndü

Hastalik onu harâb etmis, bir deri bir kemik birakmisti Istanbul'a geldi Hastanede yatti, tedâvi gördü Fakat hastaligin önüne geçilemedi 27 Aralik 1936 târihinde vefat etti Kabri Edirnekapi Mezarligindadir

Sahsiyeti: Mehmed Âkif'in Sirât-i Müstakîm ve onun devâmi olan Sebîl-ür-Resâd mecmuasinda çikan yüz kadar muhtelif makalesi, elli kadar tercümesi ve siirleri vardir Fakat Âkif günümüzün hatta Türk târihinin en önde gelen destan sâirlerinden biridir Siirleri edebiyat târihimizde büyük önem tasir
Siirlerinde bâzan düsünce, bâzan duygu ön plandadir Aruzu en güzel sekilde kullanan sâirlerdendir Siirlerinde bir taraftan hürriyet, dogruluk, samimiyet, vatanseverlik, adâlet, istiklâl gibi ahlâkî kiymetleri telkin ederken, diger taraftan cemiyetlerin çökme sebebi olan riyakârlik, münâfiklik, korkaklik, dalkavukluk, tembellik, zulüm gibi fenaliklara siddetle hücûm eder

Mehmed Âkif yasadigi devri bütün genislik ve derinligi ile siirlerinde yansitmaya çalismis bir Türk sâiridir Yirminci yüzyilin ilk çeyreginde Türk milletinin içinde bulundugu acilari, sevinçleri, ümidleri ve hayal kirikliklarini manzum bir târih, bir roman, bir hikâye, bir destan havasi içinde anlatmaya çalismistir Eserlerindeki kisiler de aydin, cahil, yobaz, züppe, sehirli, dinli, dinsiz, sarhos, gariban, külhanbeyi vs gibi cemiyetin hemen her kesiminden insanlardir Çevre olarak da saray, konak, câmi, sokak, bayram yeri, mevlit cemiyeti, savas yeri, mahalleler, köhne evlerin odalari, oteller vs seklinde yasadigi devrin bütün husûsiyetlerini aksettiren yerleri seçmistir Çalisma tarzi olarak, önce görüp incelemeyi, not ederek veya aklinda tutarak ve sonra siir taslaklari kurup, onun üzerinde çalismayi prensib edinmistir Müsâhade ve kompozisyona büyük önem vermistir Siirinde kapalilik yok gibidir Her seyi açik açik yazmaya çalismis, mübhem duygulardan, yüce ve fizik ötesi mefhumlardan ve süslü hayallerden uzak durmustur Kisilerini ve çevreyi resimvâri ve heykelvâri tasvirlerle anlatmistir Mehmed Âkif, muhtevâ yönünden edebî ekollerden realist, biçim verdigi deger bakimindan parnasçi ve bâzi siirlerinde de naturalist bir hava içindedir Siirlerinde sahsî üzüntüleri, arzu ve istekleri yok gibidir Toplumun dertlerini konu edinmis, onlar adina gülmeye ve aglamaya çalismistir Kötülerle, fakirlikle ve gerilikle mücadele esas gâyesidir
Âkif, ahlâksiz edebiyata düsmandir Samimiyetsiz, sahte ve taklitçi olanlari sevmemistir Siirlerinde halk deyimleri, atasözleri, halk kelimeleri bol bol yer alir

Siirleri manzum hikâyeler, hitâbet siirleri, lirik siirler ve taslama siirleri seklinde siniflandirilabilir Bunlardan manzum hikâyeleri sosyal konulu, hitâbet siirleri didaktik muhtevali, lirik siirleri vatanî, millî ve dînî coskunluklarla dolu, taslama siirleri de sakadan hicve kadar uzanan tenkitleriyle doludur
Mehmed Âkif siirlerini çogunlukla kuralsiz nazim sekliyle yazmistir Vezin olarak yalniz aruzu kullanmis, ama heceye de karsi olmamistir Üslûbu, siirlerindeki olaydan ve fikirden daha önce göze çarpar Süse ve yapmaciga kaçmadan yasayan halk ifâdeleriyle kurulmus, çekici bir anlatisi vardir Halk dili ve üslûbunu hemen her siirinde kullanmasina ragmen, bu konuda en çok muvaffak oldugu eseri Âsim oldu Bol fiil ve sifat kullandigi siirlerinde asiri sadelikten ve yapma dilden kaçinmis, Servet-i Fününcularin agir ve cansiz lisanindan da uzak durmustur

Siirlerinde tahkiye, tasvir, hitap, muhâvere gibi bütün anlatim yollarini basariyla kullanmistir Bilhassa muhâvere (karsilikli konusma) anlatim yolu onun siirlerinin en önde gelen özelliklerinden olmustur Iç âhenk, daha çok lirik siirlerinde görünür Fazla mecaz kullanmaktan kaçinmistir
Memleketin sosyal meseleleri, sâhit oldugu elem verici olaylar ve çilekes Anadolu insanlarinin hâlini sik sik siirlerine konu edinerek ele almis, duygu ve düsüncelerini samimi ifâdesiyle dile getirmis, çâre için çesitli teklifler öne sürmüstür Osmanli Devletinin Tanzimâtin îlâniyla baslayan, mesrutiyet îlânlariyla devam eden ve Ittihat ve Terakki Partisinin iktidâri zamaninda son hadde vardirilan yikilisa götürücü hareketlerle kisa zamanda târih sahnesinden silinmesi, dünyâdaki Müslümanlarin ilim ve teknikte Avrupa'dan geri kalmis olmasi ve bassiz kalarak herbirinin ayri ayri yollar tutup parçalanmalari karsisinda, feryâd edici siirleri vardir

Mehmed Âkif milletini ve dînini seven, insanlara karsi merhametli bir mizaca sâhip, sâir tabiatinin heyecanlariyla dalgalanan, edebî bakimdan kiymetli siirlerin yazari meshur bir Türk sâiridir Istiklâl Marsi sâiri olmasi bakimindan da "Millî Sâir" ismini almistir Ancak rastgele edindigi din bilgileriyle, zamâninin ve çagin dertlerine sahsî fikirleriyle çâre aramaya kalkismasi bâzi hatâlara düsmesine sebep olmustur
Bunun yaninda Sultan Iknci Abdülhamîd Hanin memleket için yaptiklarini anlamayip onun sanina yakismayacak iftiralarda bulunmasi; sicilli mason Misir Müftüsü Muhammed Abduh'u övmesi; bir çalgicinin seslerini nidâ-yi ilâhîye benzetmesi begenilmiyen belli basli hususlaridir Ahmed Dâvudoglu, "Dîni Tâmir Dâvâsinda Din Tahribcileri" kitabinda diger reformcular gibi, ilhâmini dogrudan dogruya Kur'ân-i kerîmden almak istedigini bildirmektedir

Eserleri: Eserlerinin umûmî ünvani Safahât'tir ve ilk eseri yalniz bu adi tasir Ikinci kitabinin adi Süleymaniye Kürsüsünde'dir Hakkin Sesleri üçüncü, Fatih Kürsüsünden dördüncü, Hâtiralar besinci, Âsim altinci, Gölgeler yedinci kitabinin adidir Bunlar, degisik târihlerde çesitli kereler basilmis olup, hepsi birlikte Safahât adi altinda da basilmistir Safahât'taki misralarin tamami 12 bini bulur Siirlerinden Istiklâl Marsi, Bülbül, Ordunun Duasi, Çanakkale gibileri bestelenmistir
Âkif, Istiklâl Marsi siirini millet için yazdigini ifâde ederek Safahâtina almamistir

Alıntı Yaparak Cevapla

Eski 03-05-2007   #2
Gözyaşı
Varsayılan


Rahatsız kardeş çok güzel bi konu açmışın teşekkürler
__________________
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.