![]() |
Mantık Nedir, Mantıkın Anlamı Mantık Kavramı, Hakkında Mantık |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Mantık Nedir, Mantıkın Anlamı Mantık Kavramı, Hakkında MantıkMantık Robert Feys 1 ![]() Aristoteles, mantığın babası, mantığı tanımlamayı unutmuştur ![]() ![]() ![]() Çok genel bir ifadeyle, formel mantığın çıkarım teknikleri ni konu edindiği ve çıkarımların geçerliliği ile, önermelerin içeriğinden, bu önermelerin taşıdıkları özel anlam kapsamından bağımsız olarak, sadece onların “form” u yönünden ilgilendiği söylenebilir ![]() a ![]() Geleneksel biçimiyle formel mantık, kategorik ve modal kavramlar mantığından oluşur ve bu haliyle bileşik önermeler mantığının çok küçük bir bölümünü de içerir ![]() a) Aristoteles mantığı, temelinde, bir soyut kavramlar mantığıdır; “kırmızı”, “insan”, “ölümlü”, A, B, C ile gösterdiğimiz kavramlardır ![]() ![]() “Tüm A’lar B’dir”, “Hiçbir A, B değildir”, “Bazı A’ B’dir”, “Bazı A’lar B değildir” ![]() Bu önerme örneklerine göre o, “mantıksal kare” denilen bir grafiğe görekurallar koyar ![]() ![]() 1 ![]() ![]() 2 ![]() ![]() b) Aynı şekilde Aristoteles, modalitenin zorunluluk ve olanak olarak görülmesi halinde, “her A zorunlu olarak B’dir” gibi modal yargıları da ele alır, modal yargıların kapsayıcı bir tasımını kurmaya çalışır ![]() c) Antik mantık, hem Aristoteles hem de Stoa okullarında, dil bilgisinde “bileşik” adıyla anılan yargıları da aynı tarzda ele alıp işlemiştir ![]() Bu yargılar,hipotetik (koşullu), konjunktıf (bitiştirici) ve disjunktif (ayrıksal) sonuçlar verirler ![]() ![]() Sözü edilen bu çıkarım kuralları, Antikçağdan buyana, hiçbir önemli değişikliğe uğramadan aynen kalmışlardır ![]() b ![]() Geleneksel mantık, formelleşmemiş mantıktır; çünkü bu mantık günlük dildeki sözcüklerle iş görür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() c ![]() Aristoteles’in “Organon” unda aldığı biçimiyle geleneksel mantık, sadece formel mantıkla da sınırlı değildir ![]() ![]() Organon’un en büyük bölümü, Aristoteles’in “İkinci Analitikler” de formüle ettiği dedüktif bilim kuramıdır ![]() ![]() Öyle ki, Spinoza zamanında more geometrico, “dedüksiyonun sağlamlığına dayanarak en son şeye kadar ulaşmak” olarak anlaşılmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eskiçağda, mantığın (apaçık olduğu tasarlanan) aksiyomlardan türemiş olduğu konusunda herkesin aynı kanıda olduğu kuşkuludur ![]() ![]() ![]() Böyle olduğu içindir ki, eski mantıkçılar, kendi formel mantıklarının dayandığı kurallar içersinde sırıtan ve ilk kez günümüzde sistemli olarak ele alınmış olan çıkarım bozuklukları da keşfetmişlerdir ![]() ![]() Yanlış çıkarımlarla ilgili tartışmalar, geleneksel mantıkçıları, günümüz mantıkçılarınca yeniden tartışma konusu yapılan paradokslara yöneltmişse de, geleneksel mantıkçıların önerdikleri çözümler, formel düşünme yasaları yerine ifadelerin anlamlan üzerine dayatılmıştı ![]() Yeniçağ, metodolojik mantığı, indüktif bilim metodolojisinin formülleri yetkinleştirmeyi denemiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Geleneksel mantık, formelleştirilmiş mantığa göre çok daha sınırlı olan kendi düşünsel işlemleri içinde, bugün artık mantığın dışına atılmış olan sorunlar üzerinde de uzun uzun durmuştur ![]() ![]() ![]() alıntı |
![]() |
![]() |
![]() |
Mantık Nedir, Mantıkın Anlamı Mantık Kavramı, Hakkında Mantık |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Mantık Nedir, Mantıkın Anlamı Mantık Kavramı, Hakkında Mantık2 ![]() 19 ![]() ![]() ![]() a ![]() Formelleştirilmiş bir mantık, bir program halinde ilk kez Leibniz tarafından düşünülmüş ![]() ![]() ![]() Leibniz , bir tümel karakteristikler, gerçekleştirmeyi umuyor, böylece- tüm bilimsel bilgiyi bir kalkül altında toplamak istiyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Biz burada 19 ![]() ![]() ![]() Biz burada formelleştirilmiş mantığın çeşitli formlarını ele alacağız ![]() b ![]() Formelleştirilmiş bir sistem şunları içerir: 1 ![]() 2 ![]() 3 ![]() ![]() Böyle bir sistemde dedüksiyonlar önermelerin herhangi bir yorumundan bağımsızdırlar ![]() ![]() ![]() Formelleştirilmiş bir sistemi karakterize eden şey, böyle sistemin, yapı ve dedüksiyon kuralları gibi yoruma açık olmaması, yorumlardan bağımsız olmasıdır ![]() Simgeler, bu sisteme sadece dıştan bakıldığında sağlam bir görünüm vermekle kalmazlar; hatta daha çok, ifadelerin kuruluşu ve bu ifadeler hakkındaki dedüksiyonlar için sınırsız olanaklar sağlarlar ![]() Geleneksel mantıkta, sözel sentaksa dayalı olduklarından, kuruluş olanakları çok sınırlıydı ![]() ![]() ![]() c ![]() Formelleştirilmiş mantık, kullanıma elverişli bir form içinde, ilk kez ![]() ![]() ve Whitehead ’ın ![]() ![]() a) İfadeler üç tarzda sembolleştirilir: Önce basit ifadeler gelir ![]() ![]() ![]() ![]() Böylece önerme işlemleri, yani evetleyici ifadeler, değilleyici ifadelere, hatta bitiştirici (konjunküf), seçeneksel (veya), koşullu (eğer, öyleyse), eşdeğer (sağın anlamıyla “aynen”) ifadelere dönüştürme işlemleri ortaya çıkar ![]() Niceleyicilerle temsil edilen ve tekil ya da tümel bir ifadeye dönüşen genelleştirmeler, “x, bir a’dır” genelleştirmesi “tüm z’ler için “x” bir a’dır”, “bazı x’ler için: x bir a’dır” şekline sokulur ![]() Önerme işlemleri ve genelleştirmelerin bu tarza sokulmasıyla, çok karmaşık düşünceleri ve özellikle de matematikteki öndeyisel düşünceleri betimleme olanağı doğmuş olur ![]() ![]() b) Aksiyomlar ve dedüksiyon kurallarının küçük bir bölümü, yukarıda karakterize ettiğimiz mantıksal ifadeler için formüle edilir ![]() ![]() ![]() c) Tüm önerme işlemlerini ve genelleştirmeleri, bir ilk temele dayandırarak konumlamak hiç de zorunlu ve gerekli değildir ![]() ![]() Aynı şekilde basit tanımlarla karmaşık ifadeleri daha basit ifadelere ve günlük dile uygun bir biçime çevirmek olanaklıdır ![]() “Bazı x’ler için x,’a’dır” ifadesi “a diye bazı sayılar vardır” ifadesine; “bazı x’ler için x, z’nin babası ve z, y’nin kardeşidir” ifadesi de “x, y’nin kardeşlerinin babasıdır” ifadesine çevrilebilir ![]() d ![]() Sözü edilen temeller üzerinde çeşitli zeminlere bağlı mantıklar hatta çeşitli zeminler üzerinde sınırsız sayıda sistemler kurulabilir ![]() a) Öncelikle, “önermeler mantığı”, yani, analitik olmayan ifadelere dayalı önerme işlemleri yardımıyla önermeler hakkında bir mantık kurulur ![]() ![]() b) Daha sonra, yüklemler alanında, kendileri bizzat yüklem ya da bir dizi olmayan bireylerle ilgi kurularak, yukarıdaki ilk düzene bağlı sonsuz sayıda mantıksal sistem kurma olanağı doğmuş olur ![]() Mantığın en basit hali sınıflar mantığı , yani bir bireyden sözedebilen kavramların mantığıdır ![]() ![]() Ama ne var ki, klasik mantık, iki birey arasındaki ilişkiyi, yine sınıflar mantığına dayandıran bir ilişkiler mantığı geliştirmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() c) İlk-düzen mantıklarından daha yüksek düzeydeki mantıklara çıkılır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Leibniz’e göre özdeşlik, aynı özelliklere sahip bireyler hakkındaki bir ilişki olarak tanımlanabilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Aksiyomlardan ilkeler (Önermeler) türetmek, çok uzun süre Öklit geometrisinin apaçıklığının sezgisel olarak kesin biçimde kabullenilmesi yoluyla olmuştur ![]() ![]() Klasik mantığın postulatları uzlaşımlara dayanmasına rağmen, bu mantık uzun süre, ‘biricik ve “sarsılmaz düşünme yasaları” olarak görülmüştür ![]() ![]() e ![]() a) İlk sırada yer alan modal mantıklar en az devrimci olanlardır ![]() ![]() ![]() ![]() b) Klasik mantıkta bir ifade sadece iki “doğruluk değeri” ne sahiptir; yani bir ifade ya doğru ya yanlıştır ![]() ![]() ![]() ![]() c) “Sezgisel tip” mantıklar matematiksel sezgicilik yandaşlarınca geliştirilmiş mantıklardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Üçüncü halin olmazlığı ilkesinin aksiyomlar listesinden silinmesi halinde ortada çelişki diye bir şeyin olmayacağı görülür ![]() ![]() ![]() Üçüncü halin olmazlığı ilkesini silmek, “doğru ile yanlış arasında” bir ara-değer olduğunu söylemek de değildir ![]() ![]() ![]() Brower-Heyting mantığı , klasik mantığın sonuçlarından çoğunu doğrular ![]() ![]() Bu mantıkta bir başka klasik aksiyomdan kurtulmak denenmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() f ![]() Klasik olmayan mantıkların teknik sağlamlığı kuşkusuz ki tamdır ![]() ![]() ![]() Artık mantık, aynı mantıksal işaretlerin belirli mantıksal yasa1ara uyduğu bir bütün değildir ![]() ![]() ![]() ![]() Ama çeşitli klasik olmayan mantıkların değerlerini ve işlemlerini nasıl kavrayabiliriz? Başka bir deyişle, bu mantıkları tanımamıza yarayacak bir model var mıdır? Buna hem evet, hem de hayır denebilir ![]() ![]() Örneğin kuantum mekaniğini çok değerli mantıklar yoluyla yorumlamak denenmiştir ve görülmüştür ki, kuantum mekaniğinin çok değerli mantık ve modalite mantığı terimleriyle betimlenmesi, ortaya birbirine karşıt iki ayrı yorum çıkarmıştır ![]() Çok değerli mantıklara bağlı yorumlar arasında en doyurucu olanlar Brower-Heyting mantığı ile yapılanlar olmuştur ![]() ![]() ![]() Burada bir “p” sayı “p doğrudur” tarzında yorumlanmak zorunda değildir ![]() ![]() ![]() g ![]() En genel formu, yani tüm formelleştirilmiş sistemlerde ortak olan formu bulma denemesine, simgeler kombinasyonu, ideler kurgusu olarak derleyici (kombinatorik) mantık diyoruz ![]() Burada ikili bir kalkül sözkonusudur ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Mantık Nedir, Mantıkın Anlamı Mantık Kavramı, Hakkında Mantık |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Mantık Nedir, Mantıkın Anlamı Mantık Kavramı, Hakkında Mantık3 ![]() Geleneksel mantık, okul örneklerinde ve retorik argümantasyonlarda çok yaygın olarak kullanılır ![]() ![]() Formelleştirilmiş mantığın gösterdiği gelişme, onun bilimlerde kullanılmasına yol açmıştır ![]() ![]() 1 ![]() ![]() 2 ![]() ![]() Burada iki durumu birbirinden ayırmak gerekir: [b] Kullanım, mantığa yabancı işlemleri ve işaretleri içermez ![]() [C] Kullanım, “mantıksal olmayan” işlemsel işaretleri içerir ![]() 3 ![]() ![]() a ![]() Leibniz, kendi mantıksal kalkülü ile tüm bilimleri dedüksiyon ile doğrulayabileceğini düşlemişti ![]() ![]() ![]() Üç ciltlik yapıtın ilk iki cildi tamsayılar göreli sayılar ve düzen sayıları kuramının tipsel bir formelleştirmesidir ve bu çabaya daha Frege ’nin “Aritmetiğin Temelleri” (1895) adlı önemli yapıtında da rastlarız a) Bu yapıtlarda sadece matematik kavramları formüle edilmez tersine matematiksel kavramlar mantıksal kavramlara geri götürülür ![]() Aynı şey sonsuzluk (ıransfinite) ve sonluluk (finite) konusunda da yapılır Matematiksel kavramların indirgenmek istendiği mantıksal kavramlar çok karmaşıktırlar ![]() ![]() ![]() ![]() b) İşte burada temel güçlüklere çarpılır ![]() ![]() ![]() İkinci tarz paradoksları Russell’a borçluyuz ![]() ![]() ![]() Buna dayanılarak bu çelişkilere paradokslar denmesi adet olmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() c) Russell’ın “tipler” kuramı paradoksların yarattığı güçlüklerin giderilmesi için yeterli bir çözüm sunmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İkinci türden paradoksları aşmak için, çeşitli mantıksal tipler ya da kategoriler ortaya konmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Buna göre artık “k bir k’dır” türüden ifadelere başvurulmaz ![]() ![]() ![]() ![]() b ![]() Her sistem, başka bir sistemin, yani, artık tanımlanamaz türden olan nihai (sonul) simge ve aksiyomları içeren başka bir sistemin uzantısıdır ![]() ![]() Bunun gibi, geometrinin ve doğabilimlerinin ayrı ayrı, kendi bağlamları içinde formelleştirilmesi denemesi (Carnap, Goodman), yine aynı şekilde klasik mantığın genişletilmesine dayanır ![]() ![]() ![]() ![]() c ![]() Genişletme çabası, mantıksal kategorileri altına alamayan simgelerle yapıldığında özellikle ilgi çekicidir ![]() ![]() ![]() ![]() Ama dikkat edelim: Formelleştirilmiş bir sistem, hiç de her zaman zorunlu olarak bir mantıksal uzanımda olmayabilir ![]() ![]() ![]() Böylece mantıkçılar adım adım şuna vardılar: Onlar, artık salt mantık olarak gösterilebilecek a priori bir sistemle fazla ilgilenmiyorlar ![]() ![]() ![]() d ![]() Artık, çağdaş mantık, tüm çıkarım yöntemlerini tek “mantık”a indirgemekten çok, formelleştirilmiş sistemleri birbirleriyle karşılaştırma işiyle ilgilenmektedir ![]() ![]() ![]() Bu bakımdan, özellikle mantıksal ve matematiksel sistemler arasında yapılan karşılaştırma ilgi çekicidir ![]() ![]() Örneğin “soyut cebir” üzerine yeni bir form geliştirilmiştir ve artık burada yapılan yorumlar, az ya da çok bulanık “nicel” veriler ile sınırlı değildir Soyut cebir sistemleri, “nicelik” lerle değil, birlikler, gruplar, halkalar kümeler, v ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Buna karşılık, bu sistemler arasında giderek bir uzlaşım sağlanabilir ![]() 1 ![]() 2 ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Mantık Nedir, Mantıkın Anlamı Mantık Kavramı, Hakkında Mantık |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Mantık Nedir, Mantıkın Anlamı Mantık Kavramı, Hakkında Mantık4 ![]() a ![]() Buraya kadar, klasik mantıkla klasik olmayan mantıkları, formelleştirilmiş kuramlar olarak kendi gelişmeleri içinde ele almaya çalıştık ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() -kuramsal araştırma, “semiotik” adıyla bilinir ![]() ![]() ![]() -kuram yeni bir disiplindir ![]() ![]() ![]() ![]() Formelleştirilmiş bir dil olanağı üzerinde duran ilk kişi ise Tractatus (1921) yazarı Wittgenstein oldu Onun savı, tüm -kuramların anlamsız olduğu şeklindeydi ![]() ![]() ![]() Ne var ki, Wittgenstein’a göre, mantıkçılar hemen bir kurumsal dil kurmaya giderler, yani “dil üzerine bir dil” yapmaya başvururlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() b ![]() a) Hilbert ve okulu, sentaktik işaretler üzerine bir -kuram çalışması yapmışlar “Simgeler üzerine” böyle bir çalışma, aynı zamanda simgelerin kullanılma kuralları da olan dedüksiyon kurallarını ifade etmek için gereklidir ![]() ![]() ![]() b) Semantik günümüzde Frege tarafından geliştirildiği biçimiyle, işaret ve anlam ilişkisine yönelmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() c) Pragmatik üzerine bugün esaslı bir çalışmaya rastlanmamaktadır ![]() ![]() c ![]() -kuramlar, bir yandan sistemlerin bağımsızlığı ve çelişkisizliğı sorunlarını ele alırlarken, Öbür yandan da bır bütünsellik arayışı içindedirler ![]() Örneğin bu çalışmalar sonunda, Önermeler mantığına ait özelliklerin yüklemler mantığında geçerli olmadığı görülmüş ve buradan gidilerek, bizzat mantığın formelleştirilmiş sistemler için genel geçerliliği olmadığı saptanmıştır ![]() d ![]() Bir sistemin ifadeleri bu sistem içinde kalınarak kanıtlanamıyorsa, bu sistem ayrılabilir bir sistemdir ![]() Gödel , 193l’de yayınladığı “Formel Ayrılabilir Olmayan Önermeler” adlı yazısında, çelışkısız ve bütüncül bır sistemin çelişkisizliğinin bizzat sistemin içinde kalınarak gösterilemeyeceğine işaret etti ![]() ![]() ![]() Ne var ki, -kuramın çıkarımların kesin bir formunun olamaya cağını gösterdiği sanılırsa, bu -kuram hakkında yanlış bir suni olur ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Mantık Nedir, Mantıkın Anlamı Mantık Kavramı, Hakkında Mantık |
![]() |
![]() |
#5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Mantık Nedir, Mantıkın Anlamı Mantık Kavramı, Hakkında Mantık5 ![]() a ![]() Çoğu kimse, formelleştirmenin, insan düşüncesinin mekanizasyonuna yol açacağını sanıyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ama, acaba mantıksal çıkarımları formelleştirmekle simgelerle oynanan bir oyuna başvurulmuş olmuyor mu? Tüm bu formelleştirme çabalarının anlamı nedir? Bilindiği gibi, simgeler anlamdan yoksun biçimde ele alınırlar ![]() ![]() ![]() b ![]() Acaba formelleştirilmiş düşünce, yapma, yani doğaya karşı bir yönteme hizmet etmiyor mu? Mantıkçı, bu soruyu yanıtlamadan önce, karşısındakilerden “doğal” sözcüğünden ne anladıklarını belirtmelerini talep etme hakkına sahiptir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ama, acaba mantıksal teknikten ne beklenebilir? Yararcı görüşe sıkı sıkıya bağlı olan muhalif kişiler bunu soruyorlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() c ![]() Filozof, formel mantığı ve formelleştirilmiş mantığı küçümsemekle haksız düşer ![]() Bu soruyu sorunlar, modern mantığı herhangi bir felsefi pozisyon içinde görmektedirler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tractatus’un ekstrem pozisyonu, sadece rasyonel bir metafizik denemesinin anlamsız olduğunu göstermekle kalmaz; giderek, her türlü formelleştirilmiş mantığın da anlamsız olacağını belirtir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Önermeleri algılanabilir olgulara geri dönerek doğrulama konusundaki sert talebe karşılık, empirist olmayan bir filozof, ne denli betimsel kalırsa kalsın, her dilin mutlaka belli bir telkin edici (suggestiv) değer taşıdığını, bu yüzden irrasyonel bir felsefenin de subjektif bir kavrayışı izleyerek geçerli olabileceğini öne sürebilir ![]() ![]() ![]() Biz, bu soruları yanıtlamak için bir dilin koşullarını araştırmayı denemeyeceğiz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sonuç olarak, Leibniz’in evrensel “kalkül” ünün de bir Ütopya olarak kalmış olduğunu söyleyebiliriz ![]() ![]() Bilgi: İlk 5 post devam niteliğinde olup alıntıdır ![]() |
![]() |
![]() |
|