Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Psikoloji / Sosyoloji / Felsefe

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
çevrimsel, hakkında, lineer, zaman

Lineer Ve Çevrimsel Zaman / Lineer Ve Çevrimsel Zaman Hakkında

Eski 07-30-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Lineer Ve Çevrimsel Zaman / Lineer Ve Çevrimsel Zaman Hakkında



LİNEER ve ÇEVRİMSEL ZAMAN -I-

Haluk Özden (Ruh ve Madde Dergisi S: 474-475-476,:C:40)
ZAMAN, kainatta, kozmosta mevcut dört büyük güçten bir tanesi Eskilerin ateş, hava, su ve toprak olarak sembolleştirmiş oldukları dört büyük kudretten birisi Ruh varlığının iradesine tabi olarak, hayat enerjisi üzerinde meydana getirdiği etkinlik ile, mekanların yaratılmasına sebep olan enerji
Birçok kişiye göre zaman, kolundaki saatin ibresinin mekanının değişmesi, daire çizerek belli bir merkez etrafında dönmesi veya gün, sabah, öğlen, akşam, gece, ay, yıl, mevsimler, olayların birbiri ardına dizilişi olarak nitelendirilebilir Zaman nedir derseniz, size belki böyle bir tanım yapar Ayrıca, olayların birbiri ardına dizilişi dediğimiz zaman, doğal olarak bunun içine her şey giriyor

Dünya üzerinde, kainatta, bizim beş duyumuzla algılayabildiğimiz, sürekli, hiç durmayan, durması diye bir şey söz konusu olmayan, en durağan, hareketsiz göründüğü anda bile içsel bir devinimin devam ettiği bir akış var
Bedenimizdeki faaliyetler de bunun bir örneğidir Sakalımızı kestiğimiz zaman ertesi gün uzamış oluyor ya da saçımız uzuyor Ya da bir insan, bebek durumundayken, belli bir süre geçtikten sonra yetişkin bir insan haline gelebiliyor; anlayışımıza göre on yıl, beş yıl, otuz yıl sonra vs
Burada, doğadaki bir işleyişi görüyoruz Yani bizim şuurumuzun dışında bir mekanik çarkın işleyişi var Daha önceden tasarlanmış, düzenlenmiş mükemmel bir organizasyon halinde bir işleyiş var
Buranın şartlarına tabi olarak gelmiş varlık da bunun dışına pek çıkamıyor Yani siz, doğduktan beş yıl sonra yetişkin bir astrofizikçi olarak hayata atılamıyorsunuz Onun için yirmi beş senenizi harcamanız gerekir Ayrıca bazı branşlarda bu süre, özellikle daha da kısalabilir veya uzayabilir Seçtiğiniz branşa, o branşın ifade ettiği realiteye ve o realitenin mekandaki yoğunluğuna bağlı olarak ona harcanması gereken zaman, varlık için değişkenlik arz ediyor

Doğumlar ve zamanSiz, bir ruh varlığı olarak buranın zamanına uygun bir plan tanzim etmek zorundasınız Varlığınızın etkinliğini buranın tasarlanmış büyük planına uydurmak zorundasınız Bazı istisnalar yok mu? Var! Ama onlar da bir üst planın yasalarını göstermek, bir üst planın mevcudiyetini ve insanın isterse o üst planla şuurlu olarak irtibatta olabileceğini göstermek üzere, insanlığa sunulmuş birtakım örnekler şeklinde, gayet nadide bir kimlik arz ederek günlük yaşantıda gelip geçiyor ve çoğu da insanların geneline mal olmuyor zaten
Örneğin, bitkileri hızla büyütebilen Hint fakirleri var Ve de aynı anda iki yerde birden bulunma gibi fenomenleri meydana getirebilen insanlar var Burada, üst bir planın yasalarının alt bir plana, fizik plana hakim olması söz konusu Yani üst plandan örnekler sergileniyor Ruh varlığının kudreti, istenirse şuurlu olarak çok farklı tezahürler meydana getirebilir, şeklinde gözler önüne seriliyor
Enerji Yoğunlukları

Zaman dediğimiz bu enerjinin yoğunlukları çeşitli planlarda, değişik mekanlarda farklılıklar gösteriyor En basitinden, şu anda İstanbul’daki zaman ile Ankara'daki zaman, güneye gittikçe Antalya, Kıbrıs, belki Meksika ve Ekvator'a yakın bölgelerinde Afrika'nın zamanları arasında büyük farklılıklar var Buradaki çok hızlı bir akış, orada son derece yavaş bir yaşam şekline dönüşebiliyor Örneğin Meksika’da ya da Ekvator'a yakın bölgelerde öğlen bir çalışma saatinin ardından siesta yapmak bir adettir İnsanlar orada iki-üç saat dinlenirler ve oradaki hayat aksamaz Oranın iş düzeni, ekonomik düzeni, insanların hayattan beklentileri, duygusal, bedensel ve mantal durumları zamanın bu yoğunluğuna göre ayarlanmıştır Hiçbir şey aksamadan mükemmelen işler Ama oradaki sistemi İstanbul’a, New York'a ya da Paris'e uygulayın, her şey alt üst olur Büyük toplumsal kargaşalar meydana gelebilir, sistem çöker
Görüldüğü gibi, orada doğanın kozmik yapısının, çok önceden tasarlanmış bu planın işleyişine uygun olarak varlık bir tavır almıştır Zaten orada bunun üstüne çıkabilmesi mümkün değildir O zaman beden işleyişinde, beden yapısında, onun zamanında birtakım aksaklıklar meydana gelecektir
Bu sefer yine sistem çökecektir Onun için belli bir tavır almıştır Hayat enerjisi çok yoğundur ve dikkat edilecek olursa, özellikle tropikal ve ekvatoral bölgelerde bitkiler, hayvanlar devasa boyutlardadır Hayat enerjisi fizik plana etki edecek şekilde yoğunlaşmıştır Zaman enerjisi orada, ruh varlığının mantal bir faaliyet göstermesine yetecek miktarda bulunamamaktadır

Zaman enerjisinin büyük bir bölümü, hayat enerjisini bu tipte fizik planda meydana gelecek değişikliklere yöneltmiştir Hareket, zaman enerjisinin adeta bir tezahürü olmaktadır Her şeyde bir hareket var
Bir iskemlenin içinde de, atomlarında, elektronlarında büyük bir hareket var O duruyor gözükse bile Bizler şu anda sürekli hareket halindeyiz Oturuyor olsak bile düşünüyoruz, kanımız dolaşıyor Alyuvarlar sürekli olarak hücrelere, dokularımıza hayat enerjisi taşıyor
Hiç farkına varamadığımız, asla şuuruna varamayacağımız büyük bir devinim içerisindeyiz Farkında olsak da, olmasak da, bedensel, zihinsel ve duygusal olarak çeşitli tesir kademelerine girip çıkıyoruz Ve bu hareket, adeta, zaman enerjisinin bir tezahürü olmaktadır Akış, zaman enerjisiyle gerçekleşebilmektedir Aksi halde atalet olur ki, bu da evrenin hiçbir noktasında mevcut değil Ve hayat enerjisiyle birleştiğinde bu canlılık ve mekanlar hasıl oluyor Şu anda fizik plan, ruh varlığının, hareketi meydana getiren zaman enerjisini kullanıp, hayat enerjisine yaptığı etkiyle meydana getirilmiş durumda
Şuurluluğu, maksatlı hareketi gördüğümüz zaman da, zaten burada ruh varlığının iradesine hemen hükmedebiliriz Bizim zamanımız, algılayabildiğimiz kadarıyla lineer, yani doğrusal, ufki bir hat izler şekilde akıp gitmektedir Durmayan, sürekli ileri doğru belli bir maksada yönelik şekilde akıp giden bir görünüm göstermektedir
Farklı boyutların zaman enerjileri

Ancak, zaman zaman da bu özellikten dışarı taşılmaktadır Örneğin transa girildiğinde O andaki fizik planda varlığın kendisine yansıyan hadiselerin birbiri ardı sıra dizilişi, bir yerde askıya alınmış olduğundan, o zamanın enerjisinin etkisinden varlık dışarı çıkmakta ve farklı bir boyutun zaman enerjisine tabi olmaktadırAstral planın zaman enerjisine tabi olmaktadır Oradaki zaman ise, adeta bizim buradaki, kaba plandaki zaman akışına göre zamansızlık denecek kisveye, bir niteliğe sahiptir Nasıl oranın maddesi varlığın imajinasyonuna göre, bu kaba plandakine nazaran çok daha çabuk, hatta daha çabuk ifadesi bile yavaş kalıyor, anında bir tepki veriyorsa (burada 12 katlı bir binayı, iyi bir müteahhit seçilmiş ekibiyle çalıştığı zaman bir senede bitirmekte), anında iş oluyorsa, zaman enerjisi de varlığın şuur durumuna göre bir üst boyutta bir tepki vermektedir Yine orada yaşamakta olanların şuuruna aksetmekte olan etkisine göre de, zaman buranın beş dakikası, oranın beş bin yılı ya da oranın beş bin yılı buranın beş saniyesi gibi olabilir veya hiç zaman geçmemiş, anında olmuş gibi de olabilir
Örneğin, ekminezi çalışmaları bunu göstermektedir Orada, şu an ile bundan elli yıl öncesi adeta birbirine bitişmektedir, yapışmaktadır, bir bütünlük oluşturmaktadır Tabi ki orada,mekan da zamana bağlı olarak aynı etkiyi vermektedir

Bir duru görü hadisesinde, örneğin Stephan Ossowiecky'nin Marlenbad dinlenme mahallinden 400 mil ötede, bir gazetecinin kuma çizdiği imajı anında algılaması, bilim adamları tarafından da doğruluğu saptanmış, asla bir hilesi olmayan bir deneyimdir; buna benzer birçok deneyim var Yani mekan da ortadan kalkıyor Aynı şekilde telepati hadiselerinde, düşüncenin zihinden zihne anında aktarımı var Geleceğin algılanması da bu kapsama girmektedir Burada, bir ay, bir sene, beş yüz sene sonrasının o an içinde algılanması söz konusu
Varlık tamamen üst boyutun yasalarına tabi olan bir algılama, bir şuur hali içerisindeOnun için ortaya, gayet rahat bir şekilde 800 yıllık kehanet listesi çıkartabiliyor, Nostradamus gibi
2000-3000 yıla kadar varabilen geniş bir zaman skalası içinde varlık, o an içerisinde gezinip bunun kanıtlarını size gayet rahat, belirgin bir şekilde aktarabiliyor
ÖrneğinPascal Fortune'a, 1920'Ii yıllarda, bir sinema salonunda herhangi bir koltuğu gösteriyorlar Diyelim 10 sıranın 20 numaralı koltuğu Bir ay sonraki konferansta oraya kimin oturacağını, isminin ne olduğunu, o kişinin yakın zaman içerisinde planladıklarının neler olduğunu ve belli bir geçmiş içerisinde de yaşamış olduklarının neler olduğuna varıncaya kadar, gayet detaylı bir şekilde birtakım açılımlar yapabiliyor

Aynı şekilde Gerard Croiset de böyle, ki kendisinden aynı zamanda polisler de büyük ölçüde yararlanmışlar Bunlara Ingo Swann'ı da katabiliriz O da gezegenler arası bir astral projeksiyon yapıyor ve Jüpiter'den o anda, o zamanda ve mekan içerisinde algılanması mümkün olmayan birtakım verilerle geliyor Bunun, zaman ile olan ilgisi şöyle: Dünya'dan Jüpiter'e ulaşmak için uydu ile ne kadar zaman gerekecekse, diyelim bu bir yıl, iki yıl olabilir, Ingo Swann için bu mesafe o andır Kendisi Florida'da yine konsantrasyona geçip, Antarktika'daki bilim adamlarının o anda kurmakta oldukları çadırı tarif etmiştir, "Şu anda sarı renkte çadır kuruyorlar" gibi Aynı zamanda bu, radyo ile de teyit edilmiştir Görüldüğü gibi, Florida'dan Güney Kutbu'na ulaşmak için günler gerekir, fakat zaman ve dolayısıyla ona bağlı olarak da mekan o an içindedir, sıkışmış durumdadır
Zaman akışlarıBundan da anlaşılıyor ki, zaman enerjisi, ruh varlığının kullanımına bağlı olarak kendisini gösteriyor Astral alem zamanı, yani spatyom planının zamanı oranın realitesine; fizik planın zamanı ise buranın realitesine uygun olarak akış içerisindedir Zamanı tek bir merkezi enerji olarak düşünürsek aynı niteliktedir; fakat varlığın titreşimsel seviyesi, frekansı onu farklı göstermekte, onun algılayışında fark meydana gelmektedir Biz bunu günlük yaşantımızda da zaten görüyoruz Bizim için bazen bir saat bir gün gibi geçebilir, bazen de bir gün bir saat kadar kısa kalabilir İçinde bulunduğumuz mekandan hoşlanmamıza bağlı olarak şuur durumumuzda birtakım değişiklikler meydana geliyor ve zamanı algılayışımız değişiyor Tabı ki burada, maddi ortamın özelliğinin etkisi de var Ayrıca hepimizin zamanı da değişiktir Çünkü hepimizin şuur ve idrak durumu da değişiktir Kimimiz için,belli bir mekanda geçirilecek bir yarım saat hiç tahammül edilmez olduğunda şuur ve idrak durumumuza göre çok uzun olabileceği gibi;kimimiz içinse bir an gibi geçer, hatta “ne çabuk geçti zaman, anlayamadık” deriz


Spatyomun, yani astral alemin alt kademelerinde ise çok enteresan, binlerce yıl önce ölmüş olup da kendisini hala, yaşadığı zaman ve mekan dilimi içerisinde zanneden varlıklarla görüşülmüştür Bunlar da birer kanıt olarak ortadadır Örneğin bir Asur kralı, kendisini hala tahtında oturuyor, ülkesini yönetiyor olarak da tasavvur edebilir ve medyoma bu imajı verebilir
Yukarıda da ifade edildiği gibi dünyada zaman, olayların art arda gidiş biçimini ifade etmektedir; çocuğun doğması, büyümesi gibi Örneğin buğdayın, önce tohumunun ekilmesi, sonra başak haline gelmesi ve biçilmesi Ağacın meyve vermesi ya da tohum halinden ağaç haline dönüşmesi vs gibi
Dünya adı verilen bu mavi kürede lineer gibi gözüken bu zaman akışı aslında dairesel, yani çevrimsel, devresel bir akış içerisindedir Bunun en belirgin örneklerinden bir tanesi, ezoterik kaynaklara dayanarak verilen bilgilere göre, kıtaların birbiri peşi sıra batması veya çıkmasıdır Çok öncelerde, Mu ya da Lemurya Kıtalarının sulara gömülmesi neticesinde Atlantik Okyanusu'nda Atlantis Kıtası'nın belirdiği ifade edilmektedir Daha sonra onun suların dibine gömülüşüyle birlikte, daha önce deniz olan pek çok bölgede karaların yükseldiği ve oraların, bugün üzerinde insanların yaşadığı, ulusları, ülkeleri ve kültürleri barındıran birer mekan haline geldiği ifade edilmektedir Bunlardan bir tanesi de Gobi çölüdür Zamanında Gobi Denizi idi, ki zaten yapılan araştırmalarda milyonlarca yıl önce burada yaşamış olan deniz hayvanları fosillerine rastlanmıştır


Ezoterizmde hayat enerjisinin, doğudan batıya doğru bir akış içerisinde olduğu ifade edilmektedir; enerjinin dairesel bir şekilde adeta dünya turu yaparcasına yaptığı akış; medeniyetlerin de birbiri peşi sıra, doğudan batıya doğru hayat enerjisinin parlak ışığının yayılışı olarak açıklanır Doğu bir zamanlar dünyanın kültür ve uygarlık beşiğiyken bu enerji ve bu manyetik alan yavaş yavaş batıya doğru kaymıştır Aynen güneşin izlediği yolu izler bir şekilde Ve sırasıyla Mısır, İran, Kalde, daha sonra Yunan, Roma, Avrupa ve Amerika Günümüzde de, tekrar doğuya doğru gideceği ve Japonya'ya ve Asya'ya sirayet edeceği ifade edilmektedir, ki zaten günümüz doğusunda yani Asya'sında, Japonya'sında, özellikle bunun belirgin tezahürlerini görmekteyiz

Kutupların da yer değiştirmesi söz konusudur, ki daha önce bu hadisenin birçok kez meydana geldiği bilim adamlarınca da elde edilen bulgularla saptanmıştır Örneğin Jeolog Charles Hapgood, kutupların daha önce, yüz bin yıl içerisinde üç kere yer değiştirdiğini saptamıştır Ayrıca, Hugh Brown hayatı boyunca hükümetleri tehlikeye karşı uyarmış, ama bu oluşum zaten dünyanın kendi doğal yaşamı olduğu içinde insanoğlu kaymaların pek önüne geçebilecek durumda değil Antarktika'daki aşırı buz birikiminin durumu ilginç 1930 yıllarında oraya dikilen 35 metrelik bir radyo kulesi var ve 1960'lı yıllarda oraya gidilip bakıldığında, bir metrelik bir bölümü dışarıda kalmış şekilde, tamamen buzlara gömülü olduğu görülmüş Ve Brown şöyle devam ediyor: Antarktika gibi muazzam bir alanı düşünün; tümüyle birlikte 30 metre yükselecek kadar bir buz birikimine sahne oluyor Bu buz birikimi, artan bir hızla devam etmektedir, mutlaka ve mutlaka dünyanın dengesini bozacak ve bir gün kutupların yer değiştirmesine neden olacaktır Zaten dünyanın manyetik ekseninde de bir kayma saptanmaktadır" Çevrimsel Zamanın Ezoterik Açıklaması


Dünyanın da kendine göre bir soluk alıp vermesi vardır Kalbimizin açılıp kapanması, kanın bütün vücudu dolaşıp birazcık değişmiş olarak ve aslında tekamül etmiş olarak, her ne kadar kirlense bile yine aynı merkeze dönmesi, yine çevrimsel bir zaman akışını göstermektedir Bazı araştırmacıların, okültistlerin, özellikle Teozofi Cemiyetinden Charles Leadbater, Anne Bassent, Max Heindel'in verdikleri bilgiler bu konunun ezoterik yanını anlatmaktadır
İnsanı üçlü bir sistem olarak ele alıyorlar (beden, ruh ve aradaki astral bedeni veya spiritüalizmdeki terimiyle perisperi), bu sistem yedi yıllık devreler halinde gelişmektedir Bir çocuğun esiri bedeni yedi yaşına kadar olgunlaşmaktadır Ve yedi yaşından itibaren faaliyetini göstermektedir ki, bu hayati beden, fizikteki aşırı gelişmeyi temin eder Esiri beden hayat enerjisinin belli başlı taşıyıcısıdır Nitekim, dikkat edilecek olursa çocuklar 7 yaşından itibaren çok hızlı bir gelişime tabi olurlar
Astral beden yine 7 yıllık bir siklus içinde olgunlaşır ve 14 yaşından itibaren devreye girer diyorlar Ve 21 yaşmantal bedenin, zihin bedenin olgunlaşmasıdır, ki nitekim insanın zihinsel faaliyeti 21 yaşından itibaren giderek doruğa yükselir Bu şekilde 7'şer yıllık devreler halinde insan varlığının gelişimini izah etmeye çalışmışlardır Fransız araştırmacı Claude Bernard'ın araştırmalarına göre, insan vücudundaki bütün hücreler, devresel olarak yine 7 yılda bir komple yenilenmektedir Siz bir arkadaşınızla, son gördüğünüzden 8 yıl sonra rastlaşabilirsiniz Ama o artık, o 8 yıl önceki insan değildir 8 yıl önceki Ahmet'ten veya Mehmet'ten, o insanda eser yoktur Çünkü hücrelerinin hepsi değişmiştir Tabi o insanı bir fizik madde olarak, elementlerden oluşmuş bir madde olarak ele alırsanız, yine de fazla bir fark göremezsiniz Çünkü aslında o maddeye etkin olan ruh varlığıdır Ona tabi olarak değişen de o insanın astral kalıbıdır, perispirisidir Hücrelerin hayatlarını çok çabuk kaybettikleri ve sürekli yenilendikleri bilinmektedir Araştırmacının ifadesine göre, 7 yıllık devrelerde komple bir yenilenme vardır
Çevrimsel Zaman Akışında Yükseliş-Çöküş


Bu çevrimsel zaman akışında 520 yıllık bir saptama Kaptan Bruck tarafından yapılmıştır 1800'Iü yılların sonlarında yaşamışBelçikalı bir araştırmacıolan Bruck'un ifadesine göre, bir toplumun ya da medeniyetin yükselişinde 520 yıllık bir ilk safha vardır ki bu, yükselişe kadar götürür Bu 520 yıldan sonra ikinci bir 520 yıl daha vardır, bu da çöküşün başlangıcıdır diyor Yani bir merkezden çıkıp doruk noktaya ulaşma, sonra tekrar aşağıya düşme Tabi bu bütün toplumlar için böyle değil Uygarlığını çok uzun süre sürdürebilmiş toplumlar için bu gözlemlenebilir, ki bunu Fransız medeniyetinde gözlemişler Araştırmacı, “520'yi 16'ya, 36'ya vs bölerek alt bölümleriyle de aynı sonuçları elde etmek mümkündür”, diyor
Ancak bu hayatın akışı, yani hayat enerjisinin dünya üzerinde doğudan batıya doğru akışı ve belli bir süre sonra, belli bir medeniyetin beşiği olan yöreyi terk edişi neticesinde bir çöküntü meydana getirmesi bu periyodik sisteme göre doğaldır ama orada yaşayan toplumlarda, bu yozlaşma olayının tek istisnası Mısırlılardır
Mısırlılar Atlantis Kolonisi


Mısırlılar, eski Atlantis kolonisi olmaları nedeniyle atalarından miras olarak devralmış oldukları çok gizli, okült bazı bilgileri kullanarak bu hayat enerjisinin uzun süre, neredeyse 5000 yıldan fazla -belki çok daha eskilere de uzanıyor olabilir- orada kalmasını sağlayabilmişlerdi Zaten Mısırlıların yapılarından, hayat biçimlerinden ve tapınaklarındaki çeşitli papirüslerden, çeşitli duvar resimlerinden bizlere yansıyan yaşamları, kültürleri, inanç uygulamaları, kültleri, tapıncaları, kozmik enerjilerle iç içe olduklarını ve bunları kullanabildiklerini göstermektedir Bunların en belirgin özelliklerinden birisi mumyalama yöntemidir
Mumyalama yönteminin başlıca fonksiyonlarından birisi, vücudun hayatiyetini sağlamakta olan esiri bedenin vücuda en yakın kısımlarının mümkün olabildiği kadar uzun bir süre vücut yöresinde bulunmasını sağlamaktır, ki bunu sağlamanın tek çıkar yolu da, vücudun bozulmasını önlemektir Yani bizim şimdiki tarihçilerimizin aktardığı gibi, Mısırlılar, o adamın günün birinde kalkıp, yaşamını tekrar o bedende sürdüreceğine inanmıyorlardı Öte alemi çok iyi tanıyan insanlardı ve bir bedenin işi bittikten sonra onun bir daha kullanılamayacağını biliyorlardı Beyni, sindirim sistemini, bağırsakları çıkararak bedeni kullanılmaz hale getiriyorlardı, ama genel kalıp gayet sağlıklı bir şekilde muhafaza edilmekteydi İnkalar ve Güney Amerika uygarlıkları, onlar da Atlantis kökenli olmaları itibarıyla, aynı tradisyona bağlı olarak aynı işlemi uygulamaya çalışmışlar, fakat tabi ki Mısırlılar kadar başarılı olamamışlardır
Dünya canlıdır


Dünya da bir solunum yapıyor Onun hayati yapısı da belli bir soluk alıp verme içerisindedir O da canlı bir varlık Hatta gündüz, güneş ışığına tabi olan yarı kürenin nefes alma, yani hayat enerjisini kendi bünyesine çekme sürecidir Gece karanlığının hakim olduğu, güneşten gelen o hayat enerjisine muhatap olmayan yöresinde ise, dışarı nefes verme, yani kullanılmış olan enerjinin atıklarının dışarıya atılması işlemi sürmektedir Bu, bizim bir günümüzdür Bizim bir günümüz, dünya için bir soluk alıp vermedir Hatta birtakım ilginç saptamalar da yapılmış Örneğin: Bizim bir günümüz Dünya'nın bir saati ve Güneş'in bir dakikası; bizim bir ayımız Dünya'nın bir günü, Güneş'in bir saati; bizim bir yılımız, yani 365 günümüz, Dünya'nın bir ayı, Güneş'in bir günü deniyor
Hindularda bu makro kozmik düzene ilişkin çok ilginç zaman saptamaları var Onlarda da bir güneş yılı bizim 360 yılımız ediyor Yani 360 güneş günü Yine Hindularda büyük soluk var Kozmosun ya da bizim ya da Dünya'nın soluk alış verişinin belli bir zamanı var Tabi bu soluk alış verişi, sadece bedenin ciğerlere hava alıp vermesi olarak da göremeyiz Bunun üstün örtüleri daha açıldığı zaman da belli bir enerjinin içe çekilip tekrar dışarı verilmesi ya da merkeze dönüş ve merkezden uzaklaşma hareketinin, evrenin her hücresinde mevcut olan bu hareketin bir yansıması görülebilir Hindular bunu makro kozmosa uygulamış ve kendilerine göre birtakım zaman dilimleri saptamışlar Büyük soluk ya da büyük soluk alma pralayave soluk verme mamantarolarak adlandırılmış ki bunun ikisi, onların deyimine göre bir kalpa meydana getiriyor Bu da 8640000 yıl ediyor Bizim için tabi ki tasavvurların ötesinde bir zaman dilimi Görüldüğü gibi, burada zamanı kullanış varlığın şuur durumuna ve mekana göre değişiklikler göstermektedir
Dünyamız dengesi henüz oturmamış bir planet Zaten eksenindeki eğiklik ve elips durumunda bulunuşu da bunu göstermektedir Yine bazı bilgilere göre, dünya astralidiğer planetlerle kolaylıkla irtibatageçememektedir Bu, faz eksikliğinden dolayı deniyor Tekamülde, gelişimde bir ağırlık vardır Başka planet/ere kıyasla dünyamız üzerindeki yaşam biraz ağırdır ve ağır bir zaman süreci içerisinde cereyan etmektedir Ve dolayısıyla varlıkların, yüksek şuurlarıyla olan irtibatları kararmıştır, daha seyrektir Diğer bazı gezegenlerdeki yaşam tarzı ile arasındaki en belirgin fark ilk başta bu olmaktadır Ancak, bu yoğun ve ağır tekamül şartlan içerisinde Dünya üzerinde yaşayan varlıkların hisleri gelişmektedir


Dikkat edecek olursak bizler günlük yaşantımızda hislerimiz, duygularımız vasıtasıyla bir eğitime tabi tutulmuş ya da kendi kendimizi eğitiyor durumdayızdır Bu epröv ortamına, sınava, laboratuara bunu bilerek girmiş varlıklar olduğumuz için, bu da bizim onayımızla gerçekleşen bir olaydır
Üst şuurumuzla, öz benliğimizle irtibatımız son derece seyrektir İçinde bulunduğumuz mekan, o mekanda olup bitmekte olanlar, o mekanın bize verecek oldukları, bizi oraya getiren sebeplerin ne olduğu, şu andaki pozisyonumuz, bir saat sonra hangi duygular içerisinde olacağımız ya da bir saat önce hangi durumda olduğumuz gibi tüm hayatımız boyunca gayet dar kapsamlı bir algılama içerisindeyizdir Göremeyiz, on dakika sonra ne olacağını bilemeyiz
On dakika önce olmuş olanların da bizim için gerekliliğini, varlığımıza neler kazandırdığını tam manasıyla idrak edemeyiz Yine bedenden ötürü, yine bu ağır zaman ve mekan şartlarından ötürü unutkanlığımız vardır Bir saat önce söylemiş olduğumuz şeyleri unuturuz, eşyalarımızı kaybederiz vs Hepimiz kendimizden birçok örnek bulabiliriz Fakat bu ağır şartlar içerisinde hislerimiz gelişiyor His adı verilen o mekanizma sayesinde, dünya maddesinin bütün etkisini içimize alıp, varlığımıza, bünyemize sindirebiliyoruzişte bu, zaten Dünya'nın özel bir okul, özel bir eğitim merkezi olmasından kaynaklanmaktadır


Dünya maddesi gelişmiş değildir Dolayısıyla, dünya üzerinde yaşayan insanlık realitesi de ağır gelişmektedir Fakat özellikle komando eğitimini hatırlayacak olursak, orada da varlık, içinde yaşadığı rahat mekandan, sıcak sulu, belki de jakuzili banyosundan alınıp, şehrin bütün olanaklarından koparılıp bambaşka bir mahrumiyet mekanına götürülüyor Askerlik eğitimi içerisindeki yoğun komando eğitiminde şartların birkaç kat daha ağırlaştırılarak, zamanın ve mekanın işleyişi birkaç kat daha yoğunlaştırılarak, bedensel olarak birçok olanağın kısıtlandığı bir ortam meydana getirilmektedir ve bundan da kasıt, varlığın kapasitesinin, tahammül gücünün genişlemesidir, esnekliğinin gelişebilmesidir Bir insan, duygusal olarak değerlendirdiğinde ke

ndisinin layık olmadığı, kendisine çok kaba gelebilen ortamlara, zaman boyutlarına dalabildiği zaman, onun üst varlığında otomatikman bir gelişme meydana gelmektedir

Bir varlığın gelişmişlik derecesi, onun ne kadar yukarıdan, ne kadar aşağıya inebildiğiyle ölçülmektedir Bu yüzden Dünyamız, hayat enerjisinin ve zaman enerjisinin akışı bakımından her ne kadar yoğun şartlarının, varlığın üst şuuruyla irtibatını zayıflatmış olduğu bir mekan olarak değerlendirilse de, özellikle yüksek ruhi kudretlerin bir deney yeri olduğu ruhsal tebligatlarda ifade edilmektedir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.