Prof. Dr. Sinsi
|
İnisiyasyonun Kökeni: İlkel Topluluklarda &Quot;Erginlenme&Quot; Törenleri
Yapılan bilimsel araştırmalar, tüm ilkel topluluklarda, zaman ya da mekân farkı olmaksızın tümünde, bilimsel adı "Geçiş Ayinleri" (Rites de Passage) olan, bir tür inisiyasyon töreninin varlığını ortaya koymuştur
Genel olarak, ilkel toplulukların sosyal yapılarında, dört temel gruba ayrılma ilkesi geçerlidir Bunlar; çocuklar, gençler, yetişkinler ve evlileri de kapsayan yaşlılar (ya da eskiler) grupları olarak belirlenmektedir
Bir toplumsal gruptan, bir diğerine yükselme her zaman bir "geçiş ayini" vasıtasıyla gerçekleşmektedir Bu tür ayinler, ilkel topluluğun tüm üyelerine açık (ekzoterik) törenlerdir Kuşkusuz en önemli ve en yetkin geçiş ayini, yeni yetmenin yetişkinler topluluğuna katılması sırasında yapılır Bu geçişe "erginlenme" adı verilir
Erginlenme, tüm ilkel topluluklarda görülmüş, örneğin Fiji'liler ve Avustralya'lılar gibi en geri kültür aşamalarında bile yaygın olduğu saptanmıştır
Erginlenme, düzenli olarak, üç aşamada gerçekleştirilmektedir; adayın toplumdan yalıtılması, bekletme ve eğitim, yeni duruma geçiş Bu aşamaların tamamlanmasıyla kişi, artık yetişkinler arasına kabul edilmekte, hem varoluşsal rejiminde, hem de toplumsal konumunda kökten bir değişim olmaktadır
Törenin amacı, bireyi bir önceki toplumsal statüsündeki kurallar ve davranışlar sisteminden tümüyle kurtarmaktır Ama bu kurtuluş sırasında, adayın oynadığı rol bütünüyle edilgendir Adaya, neredeyse kirli bir nesne gibi davranılmakta, arıtılması gereken bir eşya olarak bakılmaktadır
Sonuçta, erginlenen kişi, eski toplumsal etkinliği ile ilgili nesne ve teknikleri artık tanımıyormuş, kullanamazmış durumuna zorla itilir Tümüyle eski benliğini yitirmiş, eski yaşamından kopmuş olduğu varsayılır Bu kopuş, bu yapay bellek yitimi yanlızca kuramsal düzeyde kalmamakta, çeşitli aşağılamalar, işkenceler, ağır sınavlar aracılığı ile somut şekilde yaşanmaktadır Örneğin: Masai'lerde (Kenya) ayinle sünnet edilen erkekler, yaraları kapanıncaya kadar kadın giysileri ile dolaşmak ve küpe takmak zorundadırlar Kimi topluluklarda, diş sökmek (Afrika), göğüs adalelerinden bağlanıp asılmak (K Amerika), parmak kesmek (Okyanusya) gibi daha gaddarca uygulamalar da vardır
Hemen tüm erginlenmelerde rastlanan bu zorlamalı bellek yitimi, anılardan arınma yoluyla, kişinin bilincinde bir tür bekaret sağlamakta, kişiyi artık geçersiz ve yetersiz duruma gelmiş eski bağlarından kurtarıp, kendi kendinden sıyırmaktadır
Böylece, kültürün en ilkel düzeylerinden başlayarak, "erginlenme"nin, kişinin oluşumunda önemli bir rol oynadığını ve özellikle de gençlerin varoluşlarında esaslı bir sıçramayı ifade ettiğini görüyoruz
En ilkel toplum insanı bile, kendini doğal durumuyla "eksik" görmekte, doğa tarafından yaratılmış, verilmiş haliyle "tamamlanmamış" olarak kabul etmektedir Asıl anlamıyla insan olabilmesi için, bu ilk eksikli durumunda ölmesi, hem kültürel, hem tinsel ve hem de sosyal olarak daha üst bir yaşama doğması gerekmektedir
Erginlenme eylemi, sonuçta, paradoksal ve doğa-üstü bir ölüm ve yeniden diriliş/ikinci doğuş deneyine indirgenebilir Erginlenme insanın "başka" olmak istediğini, doğal düzeyinde kalmak istemediğini, ideal bir imgeye göre kendini yeniden yaratmaya çabaladığını gösterir İlkel insan, insanlığın tinsel ülküsüne ulaşmaya böylece adım atmaktadır
Tören, her ilkel toplulukta, adayın ailesinden uzaklaştırılması ile başlar Uzakta, çayırın ortasında ya da ormanın içinde bir kulübede, bazen bir mağarada bekletilir aday Daha bu ilk adımda ölüm simgesi vardır Yanlızlık, orman, karanlıklar ölümü vurgular Bazı ilkellerde bir kaplanın gelip adayı ormanın içlerine götüreceği inancı vardır Banda kabilesinde adayın bir canavar tarafından yutulmuş olduğu varsayılır Aslında kulübe ana rahmini simgelemektedir Burada adayın ölümü ve cenin durumuna geri dönüşü söz konusudur Genç adaylar sınavlarının bir kısmını burada vermekte, kabilenin sırlarını burada öğrenmektedirler Bu aşamada ölüm simgeciliği alabildiğine abartılır Bazı toplumlarda, adaylar yeni açılmış mezarlara gömülürler, ölü gibi hareketsiz kalırlar, ölüye benzemek için vücutlarına beyaz toz sürerler Diş sökme, parmak kesme gibi işlemlerin yanı sıra sünnet, dövme yapma, deride iz açma bu aşamada uygulanır
Ölüm simgeciliği, her zaman, yeniden doğuş simgeleriyle içiçedir Adaylar, erginlenmeden sonra başka adlar almakta (Dede Korkut Masallarında ad kazanmaya çalışan gençler), önceki yaşamlarına ait herşeyi unutmuş sayılmakta, ayinin peşisıra bebekler gibi başkalarınca beslenmekte, kollarına girilerek yürütülmektedirler Örneğin; Bantu' larda adayın yatağa yatıp bebek gibi ağlaması zorunludur
Erginlenen kişi, yanlızca ölüp, yeniden doğan olmayıp, aynı zamanda, metafizik düzeyde açıklamalar edinen, bilgilenen, sırları öğrenen kişidir Kabilenin tanrılarını, onların gerçek adlarını, dünyanın oluşumuna ait efsaneleri öğrenmiştir Erginlenen kişi, bilen kişidir Bu nedenle, erginlenme, bilinc körlüğü veren doğal durumun aşılması anlamına gelir Adayın varoluşunun gerçek boyutlarını keşfe, insan sorumluluğunu üstlenmeye çağrıdır
|