Prof. Dr. Sinsi
|
Edirne İli Ve İlçeleri Hakkında Genel Bilgiler
Edirne Hakkında Bilgiler, Edirne Coğrafyası, Edirne Gezilecek Yerleri, Edirne İlçeleri, Edirne Tarihi, Edirne Turistik Yerleri, Edirne Yemekleri,Edirne Resimleri
GENEL BİLGİLER
Yüzölçümü : 6 276 km²
Nüfus : 40 599 (1990)
İl Trafik No : 22
Türkiye ile Yunanistan arasındaki Tekirdağ’ın kuzeyinde yer alan Edirne yıllar boyu Osmanlı başkenti, 18 inci yüzyılda ise Avrupa’nın en büyük yedi şehrinden biri olmuştur 100 yıl kadar bir süre Osmanlı İmparatorluğunun başkenti olması buradaki tarihi ve mimari açıdan önemli yapıların sebebidir Edirne, camileri, dini kompleksleri, köprüleri, eski pazar yerleri, kervansarayları ve saraylarıyla yaşayan bir müzedir
İLÇELER
Edirne ilinin ilçeleri; Enez, Havsa, İpsala, Keşan, Lalapaşa, Meriç, Süloğlu ve Uzunköprü’dür
Havsa : Havsa, Edirne’nin kuzey yarısında ve Lalapaşa yaylası üzerindedir Havsa’ya Hafsa Hatun bir han, Sadrazam Sokollu Mehmet Paşa bir külliye ve zamanın defterdarı (Maliye Bakanı) bir cami yaptırmıştır Çok işlevli yapı topluluğu olan külliye, Mimar Sinan’ın eseridir
İpsala : İpsala, Edirne’nin güney yarısında yer alır Ayakta kalmış olan Osmanlı yapısı, Alaca Mustafa Paşa Camii’dir Tek kubbeli ve tek minarelidir Tahta işçiliği bakımından sanat değeri taşır
Keşan : İlçe, Edirne’nin güney yarısındadır Tarihsel değer taşıyan yapıları, Hersekzade Ahmet Paşa Cami ile İbrice-Keşan kervan yolu üstündeki üç taş köprüdür Uzunkum adlı alçak kıyı, deniz turizmi bakımından elverişlidir Düzgün yolları ve turistik işletme belgeli konaklama yerleri bulunan ilçe, Edirne’nin turistik yerlerindendir İlçenin iç turizm bakımından önemli olayı, panayırı ile Hıdırellez’de yapılan dallık adlı bahar şenliğidir
Lalapaşa : İlçe Edirne’nin kuzey yarısındadır İlçedeki en önemli tarihsel eserler, taş devrinden kalma türbe ve tapınaklardır Bu türbelere, Tablataş, Kapaklıkaya, Perikızı Evi (dolmen) denir Tapınma yerleri ise Ulutaş (menhir) adını taşır Bunlar, dünyada benzeri az bulunan eserlerdir Sinanköy’deki kale ören durumundadır
Meriç : İlçe, Edirne’nin orta kısmında ve Lalapaşa Yaylasının güney batı köşesindedir İç turizm bakımından önemli olayları, Beyköy dallığı ve Mayalar adıyla anılan ilkbahar şenlikleridir
Süloğlu : Edirne’nin kuzey yarısında ve Lalapaşa Yaylası üstündedir Baraj gölü çevresi bir piknik yeri olarak ilgi çeker
Uzunköprü : İlçe Edirne’ nin orta kısmında ve Trakya Yontukdüzü üstündedir En ünlü tarihi yapısı, Mimar Muslihiddin’in eseri olan Ergene Köprüsüdür Uzunluğu 1200 metreyi, kemer sayısı 170′i geçer Diğer önemli yapılar, II Murat Külliyesi’nin tek minareli ve çatılı Muradiye Camii, II Bayezit zamanında Mimar Hayreddin’in yaptığı Halise Hatun Camii, külliyenin bir vakfı olan Çifte Hamam, köprüye eklenmiş çeşmelerdir Köprünün kentten yana ucuna, İkinci Meşrutiyet döneminde eklenen, Hürriyet Çeşmesi adıyla anılır Daha eski öteki tarihi çeşmeler Gazi Mahmut (Belediye parkı), Halise Hatun (Hacı İbrahim Ağa ya da Tosbağacı) çeşmeleriyle Telli Çeşme’dir Önemli iç turizm olayları, Bülbül Deresi’nde yapılan Dallık adlı bahar şenliği, av partileri ve panayırdır
GEZİLECEK YERLER
Edirne Evleri
Taş duvar ve sıvayla örülmüş ahşap iskelet sistemleri ile yapılırdı Bu evler genellikle yanındaki daha yüksek saçaklara çift eğri öğe ile bağlanan bir çatıyla örtülü, az derinde kalan locanın içine yerleştirilmiş merkezi girişi ile kusursuz bir simetriye sahipti
Balkan Yarımadası’nın hemen her tarafında en küçüğünden en gösterişlisine kadar bütün evlerde “hayat” denilen bölümler vardır Oda kapılarının açıldığı yer olan bu bölüm, doğrudan evin bahçesine bakan yönde 1,5-2 metrelik direkler üzerine dayandırılmıştır Hayatların sonunda bir basamak yükseklikte dört köşe bir kısım ayrılarak, tahta sedirlerle çevrilirdi
Evin harem ve selamlıklarında büyük kapıların açıldığı bahçe kısımları olan avluların uygun bir yerinde mermer bir çeşme bulunurdu Bazı evlerde avluların ortasında küçük havuzlar, üzerine asma sardırılmış çardaklar vardı Harem ve selamlık avlularından birbirine geçilecek küçük kapı bulunurdu
Müzeler
Edirne Müzesi
Edirne Arkeoloji ve Etnografya Müzesi
Edirne Türk İslam Eserleri Müzesi
Örenyerleri
Enez Antik Kenti: Enez ( Ainos ) tarihi dönemlerde çok önemli bir liman iken bugün kıyıdan 3 5 km içeridedir Tarih boyunca birçok kereler restore edilmiş olan Enez Kalesi görülmeye değer Aynı zamanda M Ö 6 ıncı yüzyıla dayanan bir kilise, bazı oyma mezarlar ve suları berrak bir de plajı bulunmaktadır
Dolmenler (Menhir, Taş Mezarlar): Lalapaşa ilçesinde İ Ö 2000 sonları ile İ Ö 1000 başlarından kalma ‘Dolmenler’ (menhir, taş mezarlar) bulunmaktadır Yapılan kazılarda mezar içlerinde bazı araçlar (Göz yaşı şişesi, madeni takılar) bulunmuş ve bunlar Edirne Arkeoloji ve Etnografya Müzesi’nde sergilenmektedir
Saraylar
Edirne Sarayı: Sultan I Murad tarafından yaptırılan ilk saraydan sonra, Sultan II Murad döneminde Tunca’nın batısında, çok büyük bir alan üzerine 1450′de Edirne Sarayı’nın inşaatına başlandı Sultan’ın 1451′de ölümünden sonra oğlu Fatih Sultan Mehmed tarafından yapı tamamlatıldı Kalıntılar arasında, Cihannüma Kasrı, Kum Kasrı Hamamı, Babusseade, Matbahi Amire ve Adalet Kasrı’dır
Camiler ve Kiliseler
Selimiye Camii: Edirnen’nin en önemli eseri olan Mimar Sinan’ın ustalık dönemi eseri Selimiye Cami Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerinden biridir
1569 – 1575 yılları arasında II Selim tarafından yaptırılmıştır Taş işçiliği, çinileri ve kalem işleri bakımından eşsiz bir eserdir
Kentin diğer önemli cami ve kiliseleri Üç Şerefeli Cami, Muradiye Cami, II Bayezid Cami Ve Külliyesi, Eski Cami , Yıldırım Camii, Fatih Cami (Enez Ayasofyası), Sokullu Külliyesi (Kasım Paşa Külliyesi), Sweti George Kilisesi, Yahudi Havrasıdır
Selimiye Cami (Merkez): Mimar Sinan’ın 80 yaşında yarattığı ve “Ustalık eserim” dediği anıtsal yapı Osmanlı Türk sanatının ve Dünya Mimarlık Tarihinin baş eserlerindendir
Edirne’nin ve Osmanlı İmparatorluğunun simgesi olan cami, kentin merkezinde yer almaktadır Çok uzaklardan dört minaresi ile göze çarpan yapı, kurulduğu yerin seçimiyle, Mimar Sinan’ın aynı zamanda usta bir şehircilik uzmanı olduğunu da göstermektedir
Kesme taştan yapılan cami, 2475 m2′lik bir alanı kaplar Mimarlık tarihinde en geniş mekana kurulmuş yapı olarak nitelenen Selimiye Camisi, yerden yüksekliği 43,28 m olan, 31,30 m çapındaki kubbesiyle ilgi çeker Ayasofya’nın kubbesinden daha büyük olan kubbe 6 m genişliğindeki kemerlerle birbirine bağlanan sekiz büyük payeye oturur
Cami, mimari özelliklerinin erişilmezliği yanında taş, mermer, çini, ahşap, sedef gibi süsleme özellikleriyle de son derece önemlidir Mihrap ve minberi mermer işçiliğinin baş yapıtlarındandır Yapının çini süslemelerinin, Osmanlı ve Dünya sanatında ayrı bir yeri vardır XVI yy çiniciliğinin en güzel örnekleri olan bu çiniler, ’sıraltı’ tekniğinde olup, İznik’te yapılmıştır
Selimiye camisinin 3,80 m çapında 70,89 m yüksekliğinde, üçer şerefeli dört zarif minaresi vardır Cümle kapısının iki yanındakiler üçer yollu olup, her şerefeye ayrı merdivenlerden çıkılır Diğer iki minare ise birer yolludur
Bir külliye olarak inşa edilen yapının, geniş dış avlusunda Darüssıbyan, Darülkur’a ve Darülhadis yapıları bulunmaktadır
Üç Şerefeli Cami (Merkez): 1443-1447 yılları arasında, II Murat tarafından yaptırılmıştır Cami Osmanlı sanatında, erken ve klasik dönemler üslubu arasında yer alır Burada ilk kez uygulanan bir planla karşılaşılmaktadır 24 m çapındaki büyük merkezi kubbe, ikisi paye, dördü duvar payesi olmak üzere altı dayanağa oturur Yanlarda daha küçük ikişer kubbe ile örtülü kare bölümler vardır Yapı, bir yenilik olarak enine dikdörtgen planlıdır Bu planı Mimar Sinan, İstanbul camilerinde daha gelişmiş biçimi ile uygulamıştır Ayrıca Osmanlı mimarisinde revaklı avlu ilk kez bu camide kullanılmıştır Avlunun dört köşesine minareler yerleştirilmiştir Üç şerefeli cami, bu özellikleriyle sonraki camilere öncü olan anıtsal bir yapıdır
Camiye adını veren üç şerefeli abidevi minare, 67,62 m yüksekliğindedir Her şerefeye ayrı yollardan çıkılmaktadır Caminin süslemeleri de ilginçtir Revak kubbelerindeki özgün kalem işleri, Osmanlı camilerindeki en eski örneklerdendir
Muradiye Cami (Merkez): Muradiye mahallesinde, Sarayiçi’ne egemen bir tepeye II Murat tarafından yaptırılmıştır Yazıtında tarih yoktur Yan mekanlı (zaviyeli) camilerin en güzel örneğidir
Cami, dış görünüşünün yalınlığına karşın,iç süslemesi yönünden XV yüzyıl Osmanlı sanatının dikkat çeken yapıtlarındandır Mihrap ve duvarları kaplayan çiniler, Türk çini sanatının en güzel örneklerindendir
II Bayezit Cami ve Külliyesi (Merkez): Tunca Nehri kıyısında, şehir merkezine 2 km uzaklıkta bulunan külliye, Edirne’nin en önemli yapıtlarındandır Cami, tıp medresesi, imaret, darüşşifa, hamam, mutfak, erzak depoları ve diğer bölümleriyle geniş bir alana yayılmıştır II Bayezıt’ın 1484-1488′de yaptırdığı külliyenin mimarı Hayreddin’dir Çok etkileyici bir görünümü olan külliye, küçüklü büyüklü yüze yakın kubbeyle örtülüdür
Yapıların en ilginci 20,55 m çaplı, tek kubbeli, iki minareli anıtsal camidir Ana kubbeli mekanın yanlarında dokuzar kubbeli Tabhane (kitap basım yeri) bölümleri vardır Bu bölümler doğrudan dışarı açılmaktadır Mermer mihrap ve minber yalın görünüşlüdür Somaki mermerden, son derece zarif hünkar mahfili, Edirne’deki ilk örnektir
Eski Cami (Merkez): Edirne’de Osmanlılardan günümüze ulaşmış en eski anıtsal yapıdır 1403’de Emir Süleyman tarafından yapımına başlanmış, Çelebi Sultan Mehmet zamanında 1414′te bitirilmiştir Mimarı, Konyalı Hacı Alaaddin, kalfası Ömer ibn İbrahim’dir
Yıldırım Camii (Merkez): Edirne’nin XIV yüzyıldan kalma en eski camisi olup, şehir merkezine 3 km uzaklıktadır Gerek planı, gerekse sütun başlıkları, yapının haç planlı bir Bizans kilisesi olduğunu göstermektedir Yıldırım Bayezıt adına camiye dönüştürülürken (1400) temel dışında yeniden yapılmıştır Ancak kıble yapının eksenine uymadığından, mihrap, haç kollarından birinin köşesine konmuş, eğimli bir görünüş almıştır Günümüzdeki görünümüyle dört kemerli, kubbeli ve tek minareli camidir
Fatih Cami (Enez Ayasofyası-Enez): Bizans döneminden kalan yapı, oldukça büyüktür Köşe duvarlı, haç planlı kiliseler grubundandır
Yapı, Osmanlı döneminde güneydeki kola mihrap ve minber yerleştirilerek camiye dönüştürülmüştür Uzunlamasına gelişmiş haç planı ile Orta Bizans, dış yüzdeki tuğla süslemeleriyle de geç Bizans dönemi özellikleri göstermesi bakımından ilginçtir Cami günümüzde yıkık durumdadır
Sokullu Külliyesi (Kasım Paşa Külliyesi-Havsa): Havsa ilçesinde, Edirne yolundadır 1576-1577′de Sokullu Mehmet Paşanın oğlu Kasım Paşa adına Mimar Sinan’a yaptırılmıştır Külliye; iki kervansaray, cami, medrese, imaret, çifte hamam, tekke, köprü ve arastadan oluşuyordu Günümüzde yalnızca cami, hamam, cami avlusuna dayalı ve ne olduğu anlaşılamayan ocaklı-nişli bir duvar, arastanın ortasında cami ile kervansarayı bağlayan dua kubbesi ve külliyeye daha sonra eklenmiş çeşme görülmektedir
Sweti George Kilisesi (Merkez): Edirne’nin Kıyık semtinde 1880 yılında inşa edilmiştir 1889′da dekore edilen kilisedeki yazılar Slav Bulgarcası ile yazılmıştır Daha önce aynı yerde bulunan kiliseden kalma bazı tablolar vardır Yapı bakımlı durumdadır
Yahudi Havrası (Merkez): Edirne’nin Kaleiçi mevkiinde olup, 1902-1903 yıllarında inşa edilmiştir Bugün yıkık durumdadır
Kervansaraylar
Sokak üzerinde bir sıra dükkânı bulunan ve klasik Osmanlı mimarlığının ilginç örneklerinden olan Rüstem Paşa Kervansarayı, Kanuni Sultan Süleyman’ın ünlü sadrazamı Rüstem Paşa tarafından Mimar Sinan’a yaptırıldı
Ekmekçioğlu Ahmed Paşa Kervansarayı, I Sultan Ahmed’in emri ile Defterdar Ekmekçioğlu Ahmet Paşa tarafından 1609 senesinde yaptırıldı
Köprüler
Edirne’deki önemli yapı türlerinden biri de köprülerdir Edirne’nin içinde bulunan ve Sinan devrinin Edirne dışında inşa ettiği köprülerin güzelliğine başka kentlerde erişilememiştir
Bu kentteki köprülerin en eskisi Bizans İmparatoru Michael Palaiologos (1261-1282) dönemindendir Köprü sonradan Gazi Mihal Bey tarafından yeniletildiğinden onun adı ile anılır (1420) 1640′da Kemankeş Kara Mustafa Paşa bu yirmiyedi gözlü köprüye sivri kemerli Tarih Köşkü’nü ekletmiştir 1451′de yapılan Şahabettin Paşa (Saraçhane) Köprüsü on iki ke- merli ve on bir ayaklıdır
1452′de Fatih döneminde yaptırılan Fatih Köprüsü, 1488′de Mimar Hayrettin’in yapıtı olan Bayezid Köprüsü, 1560′da Mimar Sinan’ın eserleri arasında yer alan Saray (Kanuni) Köprüsü, 1608-1615 yılları arasında Sedefkar Mehmed Ağa’nın yaptığı Ekmekçizade Ahmed Paşa Köprüsü, 1842-1847 yılları arasında Meriç’le Arda’nın birleştiği yerde tamamlanan Meriç Köprüsü (Yeni Köpıü) Edirne’nin en önemli köprüleridir
Çarşılar
Geçiş yolları üzerinde bulunan kentin gelişme döneminde hem artan ekonomi ve ticaret yoğunluğunu karşılamak hem de cami ve imaretlere gelir sağlamak amacıyla birçok han, bedesten ve çarşı inşa edildi
1417-1418 yılları arasında Çelebi Sultan I Mehmed tarafından Mimar Alaeddin’e Eski Cami’ye vakıf olarak bir bedesten yaptırıldı
1569′da Hersekli Semiz Ali Paşa’nın Mimar Sinan’a yaptırdığı Ali Paşa Çarşısı yüz otuz dükkândan oluşmaktadır Çarşısı üç yüz metre uzunluğunda olup, altı kapılıdır 73 kemerli, 255 metre uzunluğunda, 124 dükkândan oluşan arasta, III Murad (1574-1595) tarafından Selimiye Camisi’ne vakıf olmak üzere Davut Ağa’ya yaptırıldı
Korunan Alanlar
Edirne Gala Gölü Tabiatı Koruma Alanı
Konumu: Marmara Bölgesinde, Edirne ili, Enez ilçesi, Karpuzlu ve Koyun Tepe köyleri sınırları içerisinde yer almaktadır Alanın büyüklüğü 2369 Ha dır
Ulaşım: Sahaya; Eceabat-Keşan-Enez yolu ile ulaşılmakta olup, Enez ilçesine 10 km uzaklıktadır
Özellikleri: Sulak saha, göl ve orman ekosistemlerini ve bu ekosistemlerde barınan çeşitli canlı türlerini ihtiva etmesi, 111 kuş türünün varlığı, nesli tehlikeye düşmüş veya nadir türleri, özellikle tepeli pelik, pelikan, çeltikçi ve küçük karabatak gibi nesli son derece azalmış türleri barındırması özelliklerini oluşturmaktadır
Koruma, bilimsel araştırma ve tabiatın önemi konusundaki bilinci arttırmaya yönelik tesis ve düzenlemelerin getirilmesi esas amacı oluşturmaktadır Giriş -kontrol kulübesi, otopark, koruma binası ve gözetleme yeri ve kule yapılması öngörülmektedir
Kuş populasyonunun ve göl ekosisteminin ekolojik durumu(göl seviyesindeki değişmeler, tuzluluk oranı, derinlik, plankton ve fitoplakton,ısı gibi) araştırılacak ve izlenecek konulardır
Plajlar
Edirne,Ege Denizi sahilinde Saros körfezinde kumsallarla kaplı,nitelikli bir kıyı şeridine sahiptir Bu kıyılar Keşan ve Enez ilçelerinin mülki hudutları içinde yer alır Kıyı kullanımına elverişli plajlar; Keşan’da Sazlıdere, Gökçetepe, Mecidiye, Erikli, Danişment ve Yayla ile Enez’de Karaincirli, Vakıf, Gülçavuş, Sultaniçe ve Enez plajlarıdır
Sportif Etkinlikler
Edirne Orman Kampları
Kuş Gözlem Alanı
Meriç Deltası
COĞRAFYA
Marmara Bölgesi’nin Trakya bölümünde bulunan Edirne’nin denizden yüksekliği 41 metredir Edirne genel olarak geniş düzlüklerle, basık tepelerin yer almış bulunduğu coğrafi konuma sahiptir Karasal bir iklime sahiptir Kışlar, Akdeniz iklimi etkisini gösterdiği zamanlarda ılık ve yağışlı, kara iklimi etkisini gösterdiğinde de sert ve yağışlı geçmektedir Yazlar sıcak ve kurak, bahar dönemi yağışlıdır İlde en sıcak aylar, Haziran, Temmuz, Ağustos en soğuk aylar ise Aralık ve Ocaktır Yaz ayları ortalama sıcaklığı ise 23,4 Cc dir
TARİHÇE
Edirne’nin en eski halkı, Traklar soyundan Odrisler’in yörede, Meriç ve Tunca ırmaklarının birleştiği bugünkü Edirne’nin bulunduğu yerde bir kent kurdukları bilinmektedir Odrisler’den sonra yöreye egemen olan Makedonyalılar Dönemi’nde kent, büyük bir olasılıkla Odris yada Odrisia adının değişmesi sonucu, Orestia/Orestas olarak anılmaya başlanmıştır
İS II yy’ da Roma İmparatoru Hadrianus, (117-138) Orestia Kasabası’nın stratejik önemi nedeniyle buraya kent statüsü verdi ve kendi adını koydu Böylece, Roma Dönemi’nde kent Hadrianopolis/Hadrianupolis/Adrianupolis/Adrianapolis adlarıyla anıldı Adrianopolis zamanla Adrianople/Adrianopel olarak değişti Osmanlı dönemi başlarında Edrinus/Edrune/Edrinabolu/Endriye diye anıldı 1476’da yazılan Aşıkpaşazade Tarihi’nde kentin adı Edrene olarak geçer XVI yy başlarında kentin Edirne olarak adlandırıldığı görülür Edirne 1361 yılında I Murat tarafından fethedilmiş ve İstanbul’un alınışına kadar 92 yıl boyunca Osmanlı Devleti’nin başkenti olmuştur
NE YENİR
Edirne’ye özgü yiyeceklerin başında Edirne’nin meşhur tava ciğeri gelmektedir Edirne’yi ziyaret edenler Edirne’nin tava ciğerini yemeden kentten ayrılmazlar
Edirne’den Yemek Tarifleri
Ciğer Tava
Malzemeler :
Dana ciğeri,
buğday unu,
yağ,tuz,
kurutulmuş kırmızı biber
Hazırlanışı :
Sinirleri alınan taze dana karaciğeri keskin bir bıçakla ince ince yaprak şeklinde kıyılıp, yıkanıp tuzlandıktan sonra kıyılan ciğerler una bulanıp bol ve kızgın yağda kızartılır Tavadan alınan kızarmış ciğerler servise sunulur Ciğer tavanın yanında mutlaka yazın güneşte kurutulup kırmızı hale gelen biberler kızgın yağda kızartılıp verilir
Ciğer Sarması
Malzemeler :
1 takım kuzu ciğeri
2 bardak pirinç
6 adet taze soğan
1 adet kuru soğan
1 demet taze nane
1 çorba kaşığı karabiber
1 kaşık salça
3 bardak su
yeterince tuz yağ
Hazırlanışı :
Ciğerler bir tencerede kavrulur Sonra soğan ve salça ilave edilip birlikte kavrulur Aynı tencereye 2 bardak pirinç ilave edilip ciğerlerle kavrulur Daha sonra 3 bardak su, tuz, karabiber ve nane ilave edilerek kısık ateşte 10 dakika pişirilir Daha sonra kuzu ciğerinin sarmasına bohçalar halinde sarılıp bir tepsiye dizilir Üzerine bir bardak su ilave edilir, sarmaların üstüne yumurta sarısı sürülüp pişirilir
Elbasan tava
Malzemeler :
3 çorba kaşığı margarin
750 gr kemiksiz kuzu eti
2 orta boy soğan
6 su bardağı su, tuz
6 su bardağı süzme yoğurt
1/2 su bardağı un
3 yumurta sarısı
Hazırlanışı:
Margarin bir tavada eritilir, yağ kızınca etler ilave edilip bir kez alt üst edilip iki tarafı altın sarısı rengini alıncaya kadar 3′er dakika pişirilir İri doğranmış soğanlar, su tuz ilave edilerek kısık ateşte 1, 1 5 saat pişirilir Başka bir kapta yoğurt unla karıştırılır içine 2 5 bardak süzülmüş et suyu konarak ağır ateşte 10 dakika pişirilir Yumurta sarıları çırpılıp karışıma eklenir Sos sıcak olarak etlerin üzerine dökülür ve önceden ısıtılmış fırında 5-10 dakika üzeri kızarıncaya kadar pişirilir Sıcak servis yapılır
NE ALINIR?
Edirne’de Tarihi Alipaşa kapalı çarşısının otantik ortamında alış-veriş yapabilirsiniz Özellikle Edirne ‘ye özgü ürünlerin satıldığı Selimiye arastasında Edirne’nin meşhur Deva-i Misk tatlısını , peynir şekerini , misk sabununu; Arasta çarşısındaki sahaflardan ise her türlü kitap ihtiyacınızı ve Edirne’nin en işlek caddesi olan Saraçlar caddesinde Edirne’ye özgü bir ürün olan badem ezmesini ve El Sanatları Mağazasından Edirne’ye özgü el sanatları ürünlerinden satın alabilirsiniz
LİNKLER
Edirne Belediyesi http://www edirne-bld gov tr/
Edirne Ticaret Borsası http://www etb org tr/
YAPMADAN DÖNME
Edirne Müzesi,Türk İslam Eserleri Müzesi,Sağlık Müzesi,Balkan Savaşı Müzesi ve Karaağaç’ı görmeden,
Selimiye Camii,Eski Camii,Üç Şerefeli Camii,Ali Paşa Kapalı Çarşısı ve II Bayezit Külliyesini gezmeden,
Meriç kenarında yemek yemeden ve Edirne’nin meşhur ciğer tavasını tatmadan,
Badem ezmesi,deva-i misk şekeri,mis sabunu ve beyaz peynir almadan,
Her yıl Haziran ayı son haftasında düzenlenen Kırkpınar Yağlı Güreşleri ve Kültür Etkinliklerinde Edirne’de bulunmadan…
Dönmeyin
|