Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
akşemsettin, kimdir

Akşemsettin Kimdir

Eski 07-28-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Akşemsettin Kimdir



Akşemsettin Hayatı?

Akşemsettin Kimdir ? Biyografisi

Fatih Sultan Mehmed'in hocası, ünlü İslam büyüğü Akşemseddin 1390 yılında Göynük'te doğdu Küçük yaşlardan itibaren ilme ve sanata karşı ilgi duydu Medrese tahsilini tamamladıktan sonra seçkin alimler arasında yerini aldı Üstün zekası ve anlayışı, yılmak bilmeyen çalışma gücüyle kendini kitaplara adamış, başta İslami ilimler olmak üzere tıp, astronomi, biyoloji ve matematikte zamanın ünlülerinden olmuştur Uzun yıllar Osmanlı medreselerinde çalışarak yüzlerce öğrenci yetiştirmiş, tıp alanında önemli çalışmalar yapmıştır



Şemseddin Muhammed bin Hamza, yani Fatih'in hocası, âlim ve mutasavvıf Akşemseddin, bundan tam 543 yıl önce, 15 Ocak 1459 tarihinde vefat etmiştir "Akşeyh" adıyla şöhret kazanmış olan Akşemseddin, Hacı Bayram Veli'ye intisab etmiş ve bir süre Hacıbayram Camii'nin çilehânesinde çile çıkarmıştır

Akşemseddin, halkın teveccüh ve nazarından uzak durması, şöhret ve şan belâsından sürekli kaçınmasıyla, bir sembol şahsiyet olarak bayraklaşmıştır Onun çile hayatı, tevâzu ve mahfiyet iklimine ayak bastığı ilk tecrübesidir Halkın ilgisinden çekinerek, şeyhinden ayrılma pahasına Beypazar'a giden Akşeyh, burada bir mescid ve değirmen inşâ etmiştir Ancak burada da halkın teveccühünden rahatsız olmuş ve Çorum'un İskilip kazasına bağlı Evlek köyüne göç etmiştir Bir süre sonra Bolu'nun Göynük kazasına yerleşen Akşemseddin, burada da bir mescitle bir değirmen yaptırmıştır Akşemseddin, şeyhi Hacı Bayram Veli'nin vefâtıyla irşad makamına geçmiştir İstanbul'un fethi sırasında Fatih Sultan Mehmed'in yanında fethin manevî cephesini temsil eden büyük veli, muhasaranın en sıkıntılı zamanında ordunun maneviyatını diri tutmuştur Akşemseddin, fethin en önemli simgesi olan Ayasofya'nın camiye dönüştürülmesi sırasında burada ilk Cuma namazı hutbesini okumuştur O, İstanbul'un asırlar süren fetih rüyasını gören bahtiyarlardandır Akşemseddin, hem fethe katılmış ve hem de fethin gerçekleştiğini görmüş, asırlarca birçok İslâm ordusunun muhasaraya aldığı, ama belki de vakti gelmediği için bir türlü fethetmeye muvaffak olamadığı İstanbul'un, artık bir İslâm beldesi olmasında önemli rol oynamıştır Fetih'ten hemen sonra padişahın isteği ile, İslâm ordularının İstanbul'u fethi sırasında şehit düşen büyük sahâbi Ebû Eyyüb el-Ensârî (ra)'nin kabrini de keşfeden bu büyük mürşid, bir süre müderrislik de yapmıştır

Akşemseddin; tevâzu, alçakgönüllülük ve ferâgatin zirve ismidir O, herşeye sahip iken bırakmasını bilen; hükümranlığı ve dünya saltanatını, mahfiyet ve tecrîd makamına tercih etmeyen bir mürşîdi kâmildir Maddî varlık ve dünyevî arzulardan el-etek çeken bu büyük zât, bedenî isteklerden büsbütün sıyrılmayı başarmış ve mâsivâdan yüz çevirmiştir O, bu mânâda bir "ehli tecrid"dir Fuzûlî'nin :

"Mesleki tecrîddir ferâgat evi
Terki mâl ile hânümândan geç"

çağrısıyla tarif ettiği bu makam, elbette ki kalp gözü açık bahtiyarların, varlık ve eşyanın mahiyetini keşfederek "asıl olanı" bulmasıyla kazanacağı bir mertebedir Yunus'un, "ballar balını bulduğu" bu makam, herşeyden feragat etmeyi gerektiren bir "bulma hali"nin eseridir O'nu bulmak, O'na yönelmek ve O'na ulaşmak, herşeyi bırakmanın da yeri ve zamanıdır Nitekim fetihten sonra Akşemseddin, padişahın tacını ve tahtını bırakarak kendisine bağlanma isteğini engellemeye çalışmış ve bu cihan sultanını durduramayacağını anlayınca da Gelibolu üzerinden Göynük'e dönerek inzivâya çekilmiştir Akşemseddin'in hangi ruh hâliyle padişahı durdurmak istediği ve taht merkezinden ayrılarak iltifat ve ilgiden neden rahatsız olduğu konusunda pek çok şey söylenebilir Ancak Fatih'in Göynük'e gönderdiği hediyeleri almak istememesi ve Göynük'e yaptırmak istediği tekke ve cami için rıza göstermemesi, devletin devamı ve bekâsının teminatı olan hükümdarlık makamının zedelenmemesi icâbıdır Nitekim "sultâna sultânlık ve gedâya da gedâlık yakışır" Fatih'in birçok ihsanından sadece Göynük'e bir çeşme yapmasına izin veren Akşemseddin, şeyhi Hacı Bayramı Veli'nin yolundan gitmiş ve tekkenin devlet üzerindeki tahakkümüne yol açacak bir tavrı şiddetle reddetmiştir Bize göre, Osmanlı Devleti'nin din ve devlet işlerinin sağlıklı gelişmesinde, Akşemseddin'in bu tavrı büyük bir önem taşımaktadır

Cihan padişahı Fatih Sultan Mehmed'in derviş olma talebini geri çeviren Akşemseddin'in, sultanın kırılması karşısında verdiği cevap çok önemlidir: "Dervişlikte bir hâlet vardır ki, eğer lezzet alınırsa, saltanat işlerinden kesin olarak el çekmek lâzım gelir Memleketin işleri ihtilâl bulur O takdirde, hem siz ve hem de biz vebâle gireriz" (Solakzâde Tarihi, c I, s 273) Şeyhin bu sözleri karşısında teselli bulan Fatih, ikibin altın göndererek onu taltif etmek ister Fakat Akşemseddin bu parayı kabul etmez ve geri gönderir

Rivayete göre, padişah bir gün Akşemseddin'in çadırına girmiş, ancak şeyh hiç kımıldamadan öylece yerinde oturmaya devam etmiş Bu hale çok üzülen padişah, Ahmed Paşa'ya: "Şeyh bize kıyâm etmeyip yerinden kımıldamadığı için hâtırım kırılmıştır ve gönlüm mahzundur" diye yakınmıştır Akşemseddin'i iyi tanıyan Ahmed Paşa, padişaha şeyhin bu hareketini şöyle izâh etmiştir: "Bu büyük fetih, önceki pâdişâhlara ve mübârek ecdâdınıza müyesser olmayıp size nasip olmakla, sizde bir çeşit gurur müşâhade eylemiş, bu yüzden riâyet ve tâzimde kusur göstermiştir Gerçekten maksatları sizden o gururun izâlesine gayret gösterip ayağa kalkmadı" Bu izâh üzerine rahatlayan padişah gece yarısı Akşemseddin'i ziyaret etmiş ve kendisiyle sabaha kadar sohbet edip sabah namazını da Şeyhle birlikte edâ etmiştir

Aynı zamanda şair de olan Akşemseddin, "terki cân, bînişân, bîgümân" kâfiyeleriyle kendisini şu şiirinde ne güzel anlatıvermiş :

Cânı cânân isteyenler terki cân olmak gerek
Âlemi devri zamânda bînişân olmak gerek

Lâmüsellim kaydımış gavvâs olan gevher bulur
Gevheri gayb isteyenler bînişân olmak gerek

Rükni a'zam sıdk u himmet i'tikâdı pâk imiş
Bîriyâ ihlâsı mahz bîgümân olmak gerek

Nahv u sarf u mantık u hey'et nücûm u ilm ü tıb
Meclisin terk eyleyüp andan revân olmak gerek

Sen seni altın sanursın altunun oda bırak
Sâfî olup gıll u gışdan pâkcân olmak gerek

Bildügün terk eylegil hestîligün elden bırak
Işkıla pervâne tek bîcism ü cân olmak gerek

Şems istersin ki sultân sohbetine iresin
Kapusında çok zamânlar pâsubân olmak gerek

Büyük mutasavvıf ve mürşidi kâmil Akşemseddin hazretlerini, vefâtlarının yıldönümü münasebetiyle (rahmet niyazıyla yâdedip) bir kez daha örnek bir şahsiyet olarak tanımak ve "Akşemseddin Olabilmek" idealini hep diri tutmak ne büyük saadet !

Kaynaklar

-Ali İhsan Yurd, Dr Mustafa Kaçalın, Akşemseddin, Hayatı ve Eserleri, Marmara Üniv İlahiyat Fak Vakfı Yay, İst, 1994
-Ayşe Yücel, Akşemseddin'in Fikir ve Felsefe Dünyası, Gazi Üniv Sos Bil Ens basılmamış doktora tezi, Ankara, 1993
-Dr Vahid Çabuk, Solakzâde Tarihi, Kültür Bak Yay, cI, Ank, 1989
-Orhan F Köprülü, Mustafa Uzun, "Akşemseddin", Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, c2, s 29930

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.